duyma - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

duyma



Sens de "duyma" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
duyma hearing n.
General
duyma audition n.
duyma sensation n.
duyma aesthesis n.
duyma audience n.
Trade/Economic
duyma perception n.
Linguistics
duyma hearing n.

Sens de "duyma" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 162 résultat(s)

Turc Anglais
General
taparcasına hayranlık duyma hero worship n.
saygı duyma respecting n.
utanç duyma embarrassment n.
duyma özürlüler için haberleşme cihazı telecommunications device for the deaf n.
yabancı şeylere ilgi duyma xenophilia n.
duyma yeteneği ear n.
duyma menzili earshot n.
şüphe duyma suspecting n.
duyma eşiği sensation level n.
neşe duyma joying n.
aşırı hayranlık duyma idolization n.
hayvanlara sapıklık derecesinde ilgi duyma zoophilia n.
hayvanlara karşı cinsel istek duyma zoophilism n.
duyma gücü audition n.
rastlantı eseri duyma overhearing n.
ihtiyaç duyma needing n.
ihtiyaç duyma need n.
ihtiyaç duyma requiring n.
hayranlık duyma self-admiration n.
duyma erimi earshot n.
tamire ihtiyaç duyma disrepair n.
duyma/işitme kapasitesi hearing capacity n.
yabancı kültürlere ve adetlere ilgi duyma/gösterme durumu xenophilia n.
atalara/geleneklere aşırı bağlı olma/hayranlık duyma durumu filiopietistic n.
duyma siniri acoustic nerve n.
aşırı hayranlık duyma idolisation n.
pişmanlık duyma act of contrition n.
e hayranlık duyma admirance n.
yeniden duyma rehearing n.
duyma duyusu sense of hearing n.
zevk duyma relish n.
haz duyma relish n.
derinden saygı duyma toe-kissing n.
yakınlık duyma enamoredness n.
güven duyma unsuspicion n.
saygı duyma veneration n.
duyma mesafesi hail n.
aynı cinsiyetten birine cinsel çekim duyma homosex n.
afyon gibi uyuşturucular için şiddetli istek duyma yen n.
şeytanca zevk duyma gloat n.
saygınlığıyla gurur duyma gigmanity n.
saygınlığından endişe duyma gigmanity n.
motivasyon eksikliği duyma demotivation n.
elem duyma deploration n.
keder duyma deploration n.
eksikliğini duyma desideration n.
aşırı hayranlık duyma idolism n.
kuşku duyma impeachment n.
nefret duyma dislike n.
şehriyle gurur duyma civic spirit n.
özel ilgi duyma fancy n.
görme, duyma, koklama, tatma ve hissetme duyuları five senses n.
gerçek iş veya faaliyetlere ilgi duyma practicality n.
memleketinden gurur duyma pride of place n.
kendinden şüphe duyma self-doubt n.
kendinden keyif duyma self-enjoyment n.
kendi ile gurur duyma self-pride n.
vücut deldirme ve dövmelere karşı cinsel haz duyma stigmatophilia n.
duyma yeteneğini yitirmek lose one's hearing v.
duyma engelli somewhat deaf adj.
duyma engelli hard of hearing adj.
duyma engelli hearing impaired adj.
duyma bozukluğu olan hearing impaired adj.
duyma mesafesinde within cooey prep.
Phrases
duyma mesafesi dışında out of hearing expr.
duyma mesafesinde in hearing distance expr.
işitme/duyma mesafesinde in hearing expr.
(birinin) işitme/duyma mesafesinde in (somebody's) hearing expr.
işitme/duyma mesafesinde within hearing expr.
(birinin) işitme/duyma mesafesinde within (somebody's) hearing expr.
erişme/duyma/görme mesafesinde in range expr.
erişme/duyma/görme mesafesinde within range expr.
Colloquial
az duyma hard of hearing n.
duyma güçlüğü hard of hearing n.
duyma zorluğu hard of hearing n.
ünlülere/sosyal medya fenomenlerine aşırı derecede yakınlık duyma parasocial relationship n.
duyma mesafesinde within hearing distance expr.
(birinin/bir şeyin) duyma mesafesinin içinde within earshot (of somebody/something) expr.
(birinin/bir şeyin) duyma mesafesinde within earshot (of somebody/something) expr.
Idioms
kafasının içinde/zihninde tekrar tekrar duyma the mind's ear n.
sürekli sevgiye ihtiyaç duyma love-tooth in the head n.
(bir şey için) saygı duyma credit (for something) n.
(bir şey) içme isteği duyma thirst for (something) n.
duyma erimi dışında olmak be out of earshot of v.
duyma menzili dışında olmak be out of earshot of v.
duyma mesafesine yaklaşmak move within earshot v.
(bir şeyi) duyma mesafesine yaklaşmak move within earshot v.
duyma uzaklığında within earshot expr.
duyma mesafesinde in earshot expr.
(birinin/bir şeyin) duyma mesafesinin dışında out of earshot (of somebody/something) expr.
(birinin) duyma mesafesinde in/within (somebody's) hearing expr.
duyma mesafesinin dışında out of earshot expr.
Poetic/Literary
e hayranlık duyma admiraunce n.
Speaking
asla yaptıklarından pişmanlık duyma/pişman olma never look back in regret expr.
geçmişinden asla pişmanlık duyma never look back in regret expr.
Media
(t.v programında) duyma engelliler için alt yazı seceneği closed-captioned television n.
Technical
duyma kuvveti ölçme aleti audiometer n.
duyma eşiği threshold of hearing n.
koku duyma smell n.
duyma menzili earreach n.
Telecom
duyma alanı area of audibility n.
Medical
duyma seviyesinin ölçümü acoumetry n.
duyma seviyesinin ölçümünde kullanılan cihaz acoumeter n.
duyma zorluğu paracusis n.
duyma zorluğu paracousis n.
idrar ile seks arzusu duyma urophilia n.
içsel duyma zaman farkı interaural time difference n.
idrar ile seks arzusu duyma urolagnia n.
idrar ile seks arzusu duyma undinism n.
sıcak veya soğuğu duyma thermaesthesia n.
sıcak veya soğuğu duyma thermesthesia n.
tek bir sesi farklı perdelere ait iki ses olarak duyma diplacusis n.
duyma hassasiyeti yaşayarak clairaudiently adv.
Anatomy
duyma yetisi auditory modality n.
Psychology
mezarlara ve mezarlıklara aşırı ilgi duyma taphephilia n.
mezarlara ve mezarlıklara aşırı ilgi duyma taphophilia n.
kendi bedenine arzu duyma narcissism n.
çıplak görünmekten haz duyma nudomania n.
cesetlere patolojik düzeyde ilgi ve hayranlık duyma necromania n.
ölmeye patolojik düzeyde arzu duyma necrophilism n.
ölülere cinsel arzu duyma necrophily n.
acı çekmek veya vermekten cinsel haz duyma algolagnia n.
acı çekmek veya vermekten cinsel haz duyma algophilia n.
bazı kelime veya isimleri duyma korkusu onomatophobia n.
empati duyma yeteneği theory of mind n.
gaipten duyma clairaudience n.
kendi sesini duyma endişesi phonophobia n.
ölülere karşı cinsel istek duyma necrophilia n.
zevk duyma korkusu hedonophobia n.
çiçeklere aşırı ilgi duyma anthomania n.
yaşlılara karşı cinsel ilgi duyma gerontophilia n.
ev yaşamına karşı isteksizlik duyma oecophobia n.
bebek bezinden cinsel haz duyma infantilism n.
kazalar veya felaketlerden cinsel heyecan duyma symphorophilia n.
ölüm ve yıkım gibi dehşet verici konulara ilgi duyma morbid fascination n.
cansız nesneye veya vücudun cinsel organ dışındaki bir bölümüne dokunarak haz duyma fetishism n.
erişkin bireylere cinsel çekim duyma teleiophilia n.
(farklı türlere çekim duyma ve fetişizm gibi) kalıplaşmış davranışlardaki bir bozukluktan muzdarip malimprinted adj.
Physiology
algıların (görme, duyma) ana yollarından her biri modality n.
cinsel istek duyma oestruation n.
Pathology
duyma güçlüğü thickness n.
duyma güçlüğü yaşayan thick adj.
Physics
duyma bölgesi zone of audibility n.
Zoology
hayvanda duyma becerisi hearing n.
Social Sciences
duyma yetisine sahip kişilerin işitme engellilere göre daha üstün olduğuna inanma audism n.
Literature
“gunga din" şiirinde de anlatılan, beyaz olmayanlara karşı hem üstünlük hem de şefkat duyma durumu kiplingism n.
duyma yetisini geri getirmek undeaf v.
duyma yetisini geri kazandırmak undeaf v.
Linguistics
duyma engellilerce kullanılan özel el hareketleriyle iletişim kurma sistemi home sign n.
Religious
azizlere aşırı saygı duyma hierolatry n.
Military
acı duyma deploration n.
Art
mükemmel objelere ilgi duyma vertu n.
Music
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği perfect pitch n.
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği absolute pitch n.
kulak veya duyma organına ait aural adj.
Archaic
saygı duyma observance n.
karşılıklı rahatsızlık duyma disgust n.
Entomology
bazı böceklerde duyma aygıtı timpanum n.
bazı böceklerde duyma aygıtı tympanum n.
Slang
anime, manga, video oyunu ve/veya benzeri ortamlardaki kurgusal karakterlere karşı fetişizm derecesinde ilgi duyma moe n.
Modern Slang
gerçek yaşı söylendiğinde rahatsızlık duyma age dysphoria n.
hem kadınlara hem erkeklere ilgi duyma ambiphilia n.