embarrassment - Turc Anglais Dictionnaire

embarrassment

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "embarrassment" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
embarrassment n. mahcubiyet
Mrs. Parker's embarrassment at dropping her phone was obvious.
Bayan Parker'ın telefonunu düşürmekten duyduğu mahcubiyet yüzünden okunuyordu.

More Sentences
General
embarrassment n. utanma
He noticed her embarrassment.
Onun utandığını fark etti.

More Sentences
embarrassment n. utanç
Congo is a welcome step forward but our current embarrassment over Bosnia-Herzegovina is a setback.
Kongo ileriye doğru atılmış hoş bir adımdır ancak Bosna-Hersek konusundaki mevcut utancımız bir gerilemedir.

More Sentences
embarrassment n. sıkıntı
The recent disclosure was a severe embarrassment for the government.
Yapılan son açıklamalar hükümeti ciddi anlamda sıkıntıya soktu.

More Sentences
embarrassment n. utanç kaynağı
Liam's behaviours were a considerable embarrassment for his family.
Liam'ın davranışları ailesi için de büyük bir utanç kaynağıydı.

More Sentences
embarrassment n. rahatsızlık
embarrassment n. parasızlık
embarrassment n. bozum
embarrassment n. bozuntu
embarrassment n. şaşkınlık
embarrassment n. utanç duyma
embarrassment n. mahcup olma
embarrassment n. sıkılma
embarrassment n. utanç duygusu
embarrassment n. üzüntü kaynağı
embarrassment n. engel
embarrassment n. mani
embarrassment n. can sıkıntısı
embarrassment n. bolluk
embarrassment n. aşırılık
embarrassment n. lüzumundan fazla miktar
embarrassment n. ihtiyaç duyulandan fazla miktar
Trade/Economic
embarrassment n. para sıkıntısı ya da darlığı içinde bulunma
embarrassment n. para darlığı
embarrassment n. para sıkıntısı
Pathology
embarrassment n. hastalıkla ilişkili işlev bozukluğu

Sens de "embarrassment" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Anglais Turc
General
feeling of embarrassment n. utanç duygusu
embarrassment story n. utanç hikayesi
secondhand embarrassment n. başkasının yerine utanma
cringe with embarrassment v. ezilip büzülmek
giggle with embarrassment v. mahcubiyet duymak
feel embarrassment v. mahcubiyet duymak
squirm with embarrassment v. mahcubiyet duymak
flush deeply (from embarrassment) v. renkten renge girmek
blush deeply (due to embarrassment) v. renkten renge girmek
feel embarrassment v. mahcup olmak
be red from embarrassment v. utancından kıpkırmızı olmak
be red from embarrassment v. utancından kızarmak
Colloquial
a huge embarrassment n. büyük bir utanç kaynağı
Idioms
an embarrassment of riches n. gereğinden fazla seçenek
an embarrassment of riches n. bol/birçok iyi seçenek
embarrassment of riches n. fazla bolluk
embarrassment of riches n. aşırı bolluk
embarrassment of riches n. gereğinden fazla seçenek
turn red from embarrassment v. utancından kızarmak
turn red from embarrassment v. utancından kıpkırmızı olmak
Speaking
it's a major embarrassment expr. çok utanç verici
Trade/Economic
financial embarrassment n. mali sıkıntı
Physics
inductive embarrassment n. elektrik telinin üzerindeki sinyalin gecikmesi