duyulan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

duyulan



Sens de "duyulan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
duyulan earwitness n.
duyulan hearable adj.

Sens de "duyulan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 382 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
saygı duyulan respected adj.
General
özlem duyulan eski güzel günler good old times n.
geçmişe duyulan özlem nostalgia n.
gerek duyulan yazılım required software n.
bir şeye duyulan büyük özlem hunger for n.
güçlü olmaya duyulan açlık power hunger n.
güce duyulan açlık power hunger n.
yeniliğe duyulan tutku newfangleness n.
yeniliğe duyulan tutku newfangledness n.
adam öldürmeye duyulan istek olarak görünen bir akıl hastalığı homicidal insanity n.
bir moda akımına duyulan geçici düşkünlük/heves faddism n.
sevgiliye duyulan bitip tükenmez hasret saudade n.
bilinmeyen/aşina olunmayan birşeye karşı duyulan korku fear of the unknown n.
bir ünlüye duyulan aşk celebrity crush n.
uzun süredir duyulan ihtiyaç long-felt need n.
uzun süredir ihtiyaç duyulan şey long-felt need n.
muskalara veya büyülere duyulan güven abracadabrism n.
duyulan şey acroama [obsolete] n.
köpeklere karşı duyulan anormal korku canophobia n.
romantik ilgi duyulan genç kadın lady friend n.
insanlığa duyulan sevgi charity n.
özellikle doğaüstü bir şeye duyulan korku ya da çekingenlik eariness n.
ihtiyaç duyulan miktar enough n.
bilgiye duyulan aşırı sevgi epistemophilia n.
bilgiye duyulan büyük saygı epistemophilia n.
neşeye duyulan aşırı düşkünlük cheromania n.
dışarıya ait olan şeylere duyulan ilgi externalism n.
zaaf duyulan şey weakness n.
deneyim, yargı gücü ve bilgeliği nedeniyle saygı duyulan kadın wise woman n.
devredeki akımda meydana gelen istenmeyen değişimlerden veya tüp gibi aksamların mekanik hareketinden kaynaklı olarak hoparlörde duyulan sesler microphonics n.
önemli insanlara duyulan büyük saygı hero worship n.
kahramanlara duyulan aşırı hayranlık hero-worship n.
kahramanlara duyulan hürmet hero-worship n.
karşı cinsten birine duyulan cinsel çekim heterosexualism n.
kaybedilen şey için sürekli duyulan özlem hole n.
faydası ve otoritesi ile saygı duyulan bir referans yayın holy bible n.
aynı cinsiyete duyulan cinsel çekim homosexualism n.
eksik olana duyulan açlık hunger n.
başkasının şanssızlığı veya başarısızlığından duyulan keyif glee n.
fransız ihtilaline duyulan bağlılık civism [obsolete] n.
ilgi duyulan şey darling n.
şüphe duyulan kimse demirep n.
kaybedilen şey için duyulan keder desiderium n.
özlem duyulan şey desire n.
alanında saygı duyulan kadın grande dame n.
(bir şeyden duyulan) büyük zevk gust (for) n.
hayranlık duyulan şey heartthrob n.
hayranlık duyulan kimse heartthrob n.
kutsal sembollere duyulan düşmanlık iconomachy n.
dini sembollere duyulan sevgi iconophilism n.
ilgi duyulan yerlere bakmaya gitme rubber-necking n.
gururun incinmesi sonucu duyulan kin disdain [obsolete] n.
hayattaki belirleyici bir yılın sonuçlanmasından duyulan memnuniyet closure n.
(e-posta adresinde) eski moda alan adı kullananlara duyulan ön yargı domainism n.
içkiye duyulan istek drought [dialect] n.
içkiye duyulan istek drouth [dialect] n.
aşk duyulan şey druery n.
pişmanlık duyulan durum pity n.
ebeveynine duyulan sevgi filial love n.
vücudun belirli bir kısmına duyulan şehvet partialism n.
av borusundan duyulan avlanma sinyali seek [obsolete] n.
kendinden duyulan tiksinti self-abhorrence n.
kendi kendine duyulan öfke self-indignation n.
kendine duyulan gurur self-pride n.
sevilen kadına duyulan bağlılık service n.
eksiğin giderilmesi için ihtiyaç duyulan ürünler shorts n.
doğaüstü şeylere duyulan inanç preternaturalism n.
bilinenin gerçekliğine duyulan şüphe skepsis n.
dini hususlarda duyulan kuşku skepticism n.
dehşetli şeylere duyulan merak morbid curiosity n.
ihtiyaç duyulan kadro staffing n.
ihtiyaç duyulan personel staffing n.
duyulan üzüntü commiseration n.
duyulan şükranın bir ispatı olarak (bir şeyler) vermek thanksgive [obsolete] v.
duyulan şükranın bir ispatı olarak kendini adamak thanksgive [obsolete] v.
büyük sevgi duyulan hearted v.
nesillerdir saygı duyulan time honored adj.
güven duyulan confiding adj.
şüphe duyulan hinky adj.
ihtiyaç duyulan needed adj.
kolaylıkla duyulan clear adj.
çok saygı duyulan ve korkulan redoubtable adj.
özlem duyulan long-awaited adj.
nesillerdir saygı duyulan time-honored adj.
çok saygı duyulan well-respected adj.
çok saygı duyulan widely-esteemed adj.
yüksek ve duyulan (ses) clarion adj.
gerek duyulan required adj.
sık duyulan oft-heard adj.
sık sık duyulan often-heard adj.
sık sık duyulan oft-heard adj.
sık duyulan often-heard adj.
korku duyulan fearful adj.
korku duyulan fearsome adj.
korku duyulan frightening adj.
nesillerdir saygı duyulan time-honoured adj.
bir zamanlar gurur duyulan once-proud adj.
çok beğenilen/hayranlık duyulan much-admired adj.
aşırı ihtiyaç duyulan much-needed adj.
çok ihtiyaç duyulan much-needed adj.
ihtiyaç duyulan required adj.
bir proje tamamlandıktan sonra ihtiyaç duyulan back-end adj.
her yerden duyulan all-points [us] adj.
saygı duyulan uncontemned adj.
ihtiyaç duyulan faydayı sağlayan utility adj.
arzu duyulan yearned-for adj.
arzu duyulan longed-for adj.
arzu duyulan wished-for adj.
çok saygı duyulan established adj.
başkasından duyulan hearsay adj.
yapmacık duyulan high-sounding adj.
insanlığa duyulan büyük ilgi ve endişe ile nitelenen humanistic adj.
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan misanthropic adj.
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan misanthropical adj.
olur olmadık yerde duyulan (güven, sadakat) misplaced adj.
sıkça duyulan rife adj.
belli belirsiz ve devamlı duyulan murmurous adj.
çok sık duyulan overrife adj.
gaipten duyulan disembodied adj.
safça duyulan güveni kaybettiren disillusioning adj.
tiksinti duyulan disliked adj.
itibarından şüphe duyulan compromising adj.
herkesçe duyulan famous adj.
hasret duyulan fancied adj.
özlem duyulan fancied adj.
ihtiyaç duyulan feather-bed adj.
ihtiyaç duyulan featherbed adj.
birinci ağızdan duyulan firsthand adj.
zor duyulan slurred adj.
sokaktan duyulan street adj.
net duyulan bir sesle clear adv.
Phrasals
gerek duyulan niteliklere uygun olmak measure up v.
duyulan bir şeyden/varsayımdan yola çıkarak bir hikaye uydurmak weave something from something v.
Phrases
ne güzel sürpriz anlamında, beklenmedik birinin gelişiyle duyulan heyecanı anlatan bir söz If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
Proverb
bir şeye duyulan ihtiyaç yaratıcılığı/yenilikleri/icatları tetikler necessity is the mother of innovation
Colloquial
ihtiyaç ve lüzum duyulan şey needcessity [usa] n.
gün sonunda yatakta uzanırken duyulan mutluluk hissi bedgasm n.
big mac'e duyulan aşırı istek big mac attack n.
(birine/bir şeye) duyulan saygı respect (someone or something) for (something) n.
birden fazla kişiye aşık olanlara duyulan korku polyphobia n.
harcamaktan duyulan haz squandermania n.
tam ihtiyaç duyulan şey olmak be just the thing v.
bir durumda ihtiyaç duyulan/istenen tek şey olmak be just the thing v.
hasret duyulan fanciable [uk] adj.
ihtiyaç duyulan şey where it’s at expr.
işte ihtiyaç duyulan bu there we go expr.
ihtiyaç duyulan şey where it's at expr.
tam ihtiyaç duyulan şey just the thing expr.
bir durumda ihtiyaç duyulan/istenen tek şey just the thing expr.
saygı duyulan kimse gom (grand old man) abrev.
Idioms
(bir şeye karşı duyulan) yoğun merak love affair n.
(bir şeye karşı duyulan) tutku love affair n.
(bir şeye karşı duyulan) heves love affair n.
çok hoşlanma, duyulan ilgi affinity for (someone or something) n.
sevilen/hayranlık duyulan kişi/yıldız the toast of the town n.
başarıdan duyulan haz the sweet smell of success n.
işine güvenilen/saygı duyulan deneyimli kimse an elder statesman n.
bir alanda saygı duyulan kimse a grand old man of n.
bir alanda saygı duyulan kimse the grand old man of n.
toplumda, bir toplulukta saygı duyulan kimse a pillar of society n.
(bir şey) için ihtiyaç duyulan finansal kaynak the wherewithal for (something) n.
(bir şey) için ihtiyaç duyulan motivasyon the wherewithal for (something) n.
(bir şey) için ihtiyaç duyulan girişkenlik the wherewithal for (something) n.
(bir şey) için ihtiyaç duyulan kafa/idrak the wherewithal for (something) n.
(bir şey yapmak) için ihtiyaç duyulan finansal kaynak the wherewithal to (do something) n.
(bir şey yapmak) için ihtiyaç duyulan motivasyon the wherewithal to (do something) n.
(bir şey yapmak) için ihtiyaç duyulan girişkenlik the wherewithal to (do something) n.
(bir şey yapmak) için ihtiyaç duyulan kafa/idrak the wherewithal to (do something) n.
birine duyulan erotik hisleri belli etmek make a pass at someone v.
birine duyulan erotik hisleri belli etmek make a pass at v.
(duyulan/anlatılan bir şeyi) yaymak give currency v.
(bir yerde/bir şeyde) saygı duyulan biri olmak have a good name (somewhere or in something) v.
görmek için heyecan duyulan/heyecanlanılan kimse/şey olmak be a sight for sore eyes v.
tam ihtiyaç duyulan şey olmak be just what the doctor ordered v.
bir durumda ihtiyaç duyulan/istenen tek şey olmak be just what the doctor ordered v.
hayranlık duyulan kişi olmak be the toast of (the town) v.
'-in hayranlık duyulan kişisi olmak be the toast of... v.
Trade/Economic
işe çalışma grubuna veya işletmeye karşı duyulan güçsüzlük anlamsızlık yalnızlık şaşkınlık ve bağlı olmama duyguları alienation n.
işe duyulan coşku job enthusiasm n.
tüketilecek mal ve hizmetlere duyulan istek need n.
işe duyulan istek job enthusiasm v.
Law
aileye duyulan sorumluluk kin liability n.
aileye duyulan sorumluluk blood guilt n.
suç işlenmesi sonrası ceza alma korkusuyla duyulan pişmanlık attrition n.
Politics
devlet yerine topluma duyulan sevgi matriotism n.
komünist doğu almanya'ya duyulan özlem ostalgie n.
slav kültürü ve siyasetine duyulan hayranlık slavicism n.
Technical
duyulan seslerin bilimi acoustics n.
duyulan ses acoustics n.
gerekli olan/gerek duyulan ham uranyum miktarı the amount of raw uranium required n.
Mechanic
(buhar motoru çevriminde duyulan) patırtılı ses pant n.
Textile
renk atmanın maksimum düzeyde önüne geçilebilmesini sağlayan çapraz bağlanmanın tamamlanması için gerek duyulan süre curing time n.
Medical
belirli hastalıklarda akciğerden duyulan boru sesine benzer solunum sesi tubular breathing n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık florence syndrome n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık stendhal syndrome n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık hyperkulturemia n.
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık stendhal's syndrome n.
derialtı amfizeme basılarak duyulan ses crepitation n.
en az endişe duyulan durum least upsetting condition n.
kalınbağırsakta ve karın boşluğunda duyulan sancı colic n.
mide ekşimesinden dolayı yemek borusunda veya midede duyulan yanma hissi heartburn n.
stetoskopta duyulan şekliyle kalbin normal sesi lubb-dupp n.
yutkunma sırasında duyulan ağrı odinophagia n.
yutkunma sırasında duyulan ağrı odynophagia n.
plevra boşluğunda sıvı birikmesi sonucu oskültasyonda keçi sesi gibi duyulan ses egophony n.
anemide boyun damarlarının dinlenmesi sırasında duyulan uğultu veya üfürüm venous hum n.
hasta konuşurken yapılan steteskop ile muayenede duyulan ses vocal resonance n.
hava geçiş boşluklarında hem hava hem de sıvı bulunan göğüsten duyulan bir ses metallic tinking n.
oskültasyonda duyulan anormal ses bruit n.
Psychology
dağlara ve tepelere duyulan ilgi acrophilia n.
köpeklere karşı duyulan aşırı sevgi canophilia n.
hasta olmaya duyulan anormal arzu nosophilia n.
hasta olmaya duyulan anormal arzu pathophilia n.
bilindik, tanıdık yerlere dönmek için duyulan manik arzu nostomania n.
özgün olana duyulan tutku neophilism n.
dokunma veya dokunulmaya karşı duyulan anormal korku thixophobia n.
dokunma veya dokunulmaya karşı duyulan anormal korku haptophobia n.
almanlara duyulan nefret teutophobia n.
almanya veya alman kültürüne duyulan korku veya nefret germanophobia n.
asimetrik objelere karşı duyulan korku veya endişe asymmetriphobia n.
atamoik patlamalara karşı duyulan korku atomosophobia n.
ateşli silahlara duyulan korku hoplophobia n.
ayakla bağlantılı eşyalardan duyulan korku podophobia n.
belirli yer ve mekanlara karşı duyulan korku topophobia n.
bakirelere veya genç kızlara karşı duyulan korku parthenophobia n.
bir mekanda uzun süre kalmaktan ötürü duyulan sıkıntı cabin fever n.
beyaz renge karşı duyulan korku leukophobia n.
çin ve çin kültürüne duyulan nefret sinophobia n.
çin yemek çubuklarına duyulan korku consecotaleophobia n.
çiçeklere karşı duyulan korku anthophobia n.
deride çıkması muhtemel yaralara karşı duyulan aşırı endişe veya korku dermatophobia n.
dini vaazlara duyulan korku homilophobia n.
düzensizliğe karlı duyulan korku ataxophobia n.
ellere karşı duyulan aşırı korku chirophobia n.
eklem yerlerinde oluşabilecek kaymaya karşı duyulan korku ankylophobia n.
ereksiyon halindeki penise karşı duyulan korku phallophobia n.
fransa veya fransız kültürüne duyulan korku veya nefret francophobia n.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cypridophobia n.
flütlere karşı duyulan korku aulophobia n.
fıstık ezmesinin damağa yapışmasına karşı duyulan korku veya endişe arachibutyrophobia n.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cypriphobia n.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cyprianophobia n.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cyprinophobia n.
fransa veya fransız kültürüne duyulan korku veya nefret galiophobia n.
fransa veya fransız kültürüne duyulan korku veya nefret gallophobia n.
göze batan ışıklara karşı duyulan korku photoaugliaphobia n.
ilahiyata duyulan nefret theologicophobia n.
ingiltere veya ingiliz kültürüne karşı duyulan korku anglophobia n.
kapalı bir yerde kilitli kalmaya karşı duyulan aşırı korku veya endişe hali cleithrophobia n.
karayolu seyahatine duyulan korku hodophobia n.
kapalı bir yerde kilitli kalmaya karşı duyulan aşırı korku veya endişe hali cleisiophobia n.
karayolu araçlarına karşı duyulan korku ochophobia n.
kutsal eşyalara duyulan korku hagiophobia n.
makinelere duyulan korku mechanophobia n.
mikrop veya kir vb bulaşmasına karşı duyulan aşırı korku molysmophobia n.
mikrop veya kir vb bulaşmasına karşı duyulan aşırı korku mysophobia n.
mikrop veya kir vb bulaşmasına karşı duyulan aşırı korku misophobia n.
mikroplara karşı duyulan korku bacillophobia n.
mor rengine duyulan nefret porphyrophobia n.
mikrop veya kir vb bulaşmasına karşı duyulan aşırı korku molysomophobia n.
pis kokan insanlara karşı duyulan korku veya nefret autodysomophobia n.
renklere duyulan korku chromatophobia n.
saatlere duyulan korku chronomentrophobia n.
renklere duyulan korku chromophobia n.
teknolojik gelişmelere ve ürünlere karşı duyulan korku neophobia n.
tahta ile beslenen böceklere duyulan korku isopterophobia n.
uzuvları kesilmiş insanlara karşı duyulan korku veya öfke apotemnophobia n.
uzun kelimelere duyulan nefret sesquipedalophobia n.
uzun kelimelere duyulan korku hippopotomonstrosesquippedaliophobia n.
yeni fikirlere veya şeylere karşı duyulan korku centophobia n.
yeni şeylere duyulan korku kainophobia n.
yeni fikirlere veya şeylere karşı duyulan korku cenophobia n.
yeni şeylere duyulan korku kainolophobia n.
yeni şeylere karşı duyulan marazi korku neophobia n.
yeni şeylere karşı duyulan korku neophobia n.
yeni ilaçlara karşı duyulan aşırı korku neopharmaphobia n.
yeni fikirlere karşı duyulan endişe ideophobia n.
yağlı yiyeceklere karşı duyulan korku lipophobia n.
yağlı yiyeceklere karşı duyulan korku lipophobicity n.
yabancı dillere karşı duyulan korku xenoglossophobia n.
yaşlı insanlara veya yaşlanmaya duyulan korku gerontophobia n.
vücudun sol tarafında bulunan şeylere karşı duyulan korku levophobia n.
yüksek seslere duyulan korku phonophobia n.
yıldızlarda veya uzay cisimlerine karşı duyulan korku astrophobia n.
yüksek seslere duyulan korku ligyrophobia n.
666 rakamına duyulan korku hexakosioihexekontahexaphobia n.
yunan terimlerine duyulan nefret hellenologophobia n.
üreme organlarına duyulan saplantı edeomania n.
böceklere duyulan aşırı sevgi entomomania n.
erotikaya duyulan aşırı ilgi eroticomania n.
erotik edebiyata duyulan aşırı ilgi erotographomania n.
oturmak için duyulan aşırı istek kathisomania n.
hareket etmeye duyulan aşırı arzu kinesomania n.
yaşama duyulan sevgi biophilia n.
erkeklik organına duyulan obsesyon mentulomania n.
mikroorganizmalara duyulan anormal korku microphobia n.
babaya duyulan nefret misopaterism n.
bilgeliğe duyulan nefret misosophy n.
suya duyulan aşırı sevgi hydromania n.
pisliğe duyulan anormal çekim mysophilia n.
kullanılmış iç çamaşırı gibi kirli bir nesneye duyulan cinsel çekim mysophilia n.
sözcüklere duyulan derin saygı logolatry n.
kürklere duyulan aşırı ilgi doramania n.
yakınmadan duyulan anormal zevk paramania n.
her şeye duyulan anormal korku pantaphobia n.
kırbaçlamaya duyulan güçlü istek flagellomania n.
kırbaçlanmaya duyulan güçlü istek flagellomania n.
zengin olmaya duyulan aşırı istek plutomania n.
Food Engineering
duyulan ısı sensible heat n.
Biology
ciltteki baskı reseptörleri yoluyla duyulan his touch perception n.
ciltteki baskı reseptörleri yoluyla duyulan his tactility n.
ciltteki baskı reseptörleri yoluyla duyulan his skin perceptiveness n.
Social Sciences
alternatif grup üyelerine duyulan nefret alterophobia n.
abd veya amerikan kültürüne duyulan nefret americanophobia n.
eski adet veya geleneklere duyulan sevgi antediluvianism n.
geçmişte yaşamış antik halk ve medeniyetlerin geleneği, sanatı ve sosyal yapısına duyulan ilgi antiquarianism n.
hiv ve aids ile yaşayan insanlara karşı duyulan korku ve düşmanlık hiv phobia n.
lezbiyenliğe ve lezbiyenlere karşı duyulan hoşnutsuzluk veya beslenen nefret duygusu lesbophobia n.
trans kişilere veya trans kavramlara karşı duyulan korku veya nefret transphobia n.
ingiltere'ye duyulan hayranlık englishism n.
ingiltere ile ilgili olan şeylere duyulan hayranlık englishism n.
tüm insanlara duyulan nefret veya güvensizlik misanthropism n.
farklı bir ekonomik veya sosyal sınıfa duyulan kıskançlık class feeling n.
farklı bir ekonomik veya sosyal sınıfa duyulan nefret class feeling n.
ispanyol kültürüne veya geleneklerine duyulan aşırı saygı hispanicism n.
ispanyol kültürüne veya geleneklerine duyulan aşırı saygı hispanidad n.
ruslara veya rusyaya duyulan ilgi ve bağlılık russianism n.
rusya'ya ruslara, kültürlerine ve dillerine duyulan hayranlık russophilism n.
Literature
alt kültüre, bozuk veya yozlaşmış koşullara duyulan özlem nostalgie de la boue [french] n.
(edebiyatta) pis ve müstehcen şeylere duyulan ilgi scatology n.
(edebiyatta) pis ve müstehcen şeylere duyulan ilgi skatology n.
Linguistics
ünsüz harflerden duyulan sürtünme sesi buzz n.
sızıcı seslerde duyulan sürtünmesel hışırtı frication n.
History
16. yüzyıl almanya'sında kalvinistlere duyulan gizli sempati crypto-calvinism n.
Religious
isa'ya duyulan sevgi agape n.
taocular tarafından saygı duyulan sekiz ölümsüzden biri chang kuo n.
taocular tarafından saygı duyulan sekiz ölümsüzden biri chang kuo-lao n.
ilahi güçlere duyulan şükranı gösteren ritüel thanksgiving n.
tevrat okumaya çağrılmaktan duyulan onur aliyah n.
tevrat okumaya çağrılmaktan duyulan onur aliya n.
dine duyulan ilginin canlanması revival n.
yaratıcıya duyulan saygı love n.
tüm tanrılara duyulan inanç panentheism [rare] n.
günahlardan duyulan pişmanlık sonucu dindarlaşmak repent v.
Philosophy
soylu olduğu için değil birçok alanda yetenekli olduğu için saygı duyulan kimse universal man n.
Geography
bazı sahillerde duyulan sonik patlamayı andıran açıklanamayan bir ses mistpouffer n.
bireyin günlük tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak ihtiyaç duyulan coğrafi alan ecological footprint n.
Meteorology
uzaktan duyulan gök gürültüsü distant thunder n.
Military
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı packup kit n.
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı puk n.
atış verilerinin hazırlanmasında ihtiyaç duyulan bilgileri veren harita firing chart n.
Hunting
vızıltı sesinden hemen sonra patlama sesi duyulan hızlı bir tür yüksek patlayıcılı mermi whiz-bang n.
Art
biblolara ve sanat eserlerine duyulan sevgi virtu n.
biblolara ve sanat eserlerine duyulan merak virtu n.
biblolara ve sanat eserlerine duyulan sevgi vertu n.
biblolara ve sanat eserlerine duyulan merak vertu n.
sanat eserlerinden duyulan zevk connoisseurship n.
Music
yumuşak tonda duyulan ses tootle n.
asıl sesle birlikte duyulan ikinci ses overtone n.
asıl sesle birlikte duyulan ikinci ses partial tone n.
müziğe veya melodiye duyulan ölçüsüz ilgi melomania n.
iki yüksek sesli nota aynı anda çalındığında duyulan ses combination tone n.
iki yüksek sesli nota aynı anda çalındığında duyulan ses resultant tone n.
çok farklı frekanstaki iki saf ton birlikte çalındığında duyulan kombine ve subjektif ses combination tone n.
müziğe duyulan büyük bir tutku ile karakterize edilen melomanic adj.
Latin
altına duyulan lanetli açlık auri sacra fames n.
Archaic
gerek duyulan şey needment n.
ilgi duyulan nesne dotage n.
Slang
daha önce de duyulan zırva déjà moo n.
hayranlık duyulan kimse pip n.
hayranlık duyulan şey pip n.
güzel bir şeyden etkilenildiğinde duyulan hazzı belirtmek için kullanılan ifade unf expr.
Modern Slang
kız kardeşe duyulan ensest arzu adelphepothia n.
erkek yeğene karşı duyulan ensest arzu adelphirexia n.
kız yeğene karşı duyulan ensest arzu adelphithymia n.
siyahilere karşı duyulan cinsel çekim afrophilia n.
afrika'ya ve afrikalılara karşı duyulan hayranlık afrophilia n.
heykellere karşı duyulan cinsel çekim agalmatophilia n.
heykel, oyuncak bebek, vitrin mankeni gibi objelere karşı duyulan cinsel ilgi/fetiş agalmatophilia n.
başkalarının kendinin seks yaptığını bilmesinden/anlamasından duyulan cinsel haz agrexophilia n.
amazon internet alışveriş sitesine/internet alışverişine karşı duyulan fobi amazonphobia n.
hiç bilinmeyen/içerisinde bulunulmamış bir zamana duyulan özlem anemoia n.