| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Technical | ||||
| Technical | flatline n. | düz çizgi | ||
|
I made a device that makes the sound of a flatline. Düz çizgi sesi çıkaran bir alet yaptım. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | flatline n. | değişkenin sabit durumu | ||
| General | flatline n. | kalp monitöründe gösterilen ritmik pik değerlerin yok olması | ||
| General | flatline n. | beyin dalgalarının beyin akım çizgesinde görünmemesi | ||
| General | flatline v. | ilerleme göstermeyen durumda olmak | ||
| General | flatline v. | tükenmek | ||
| General | flatline v. | son bulmak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | flatline n. | kazanç veya kaybın olmadığı, başlangıç haline dönen piyasa | ||
| Medical | ||||
| Medical | flatline n. | asistoli | ||
| Medical | flatline n. | ani kalp durması | ||
| Medical | flatline n. | kalp kasılmalarının veya beyin dalgalarının yokluğu | ||
| Medical | flatline adj. | elektriksel faaliyet göstermeyen (elektrokardiyogram) | ||
| Slang | ||||
| Slang | flatline n. | mortu çekmiş | ||
| Slang | flatline v. | mortu çekmek | ||
| Slang | flatline v. | ölmek | ||
| Slang | flatline adj. | ölü | ||
| Slang | flatline adj. | ölmüş | ||