|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
half-way line n.
|
santra çizgisi |
|
| 2 |
Common Usage |
half-way line n.
|
orta saha çizgisi |
|
| General |
|
| 3 |
General |
second half n.
|
ikinci yarı |
|
Economic activity in Turkey slowed down markedly in the second half of 1998.
Türkiye'de ekonomik aktivite, 1998'in ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşladı.
More Sentences
|
| 4 |
General |
half an hour n.
|
yarım saat |
|
So we had half an hour to spare.
Yani ayıracak yarım saatimiz vardı.
More Sentences
|
| 5 |
General |
one half n.
|
yarısı |
|
The work on these areas cannot be regarded as being complete if one half of humanity is ignored.
İnsanlığın bir yarısı göz ardı edilirse bu alanlardaki çalışmalar tamamlanmış sayılamaz.
More Sentences
|
| 6 |
General |
half the battle n.
|
işin yarısı |
|
Planning and preparation is half the battle.
Planlama ve hazırlık işin yarısıdır.
More Sentences
|
| 7 |
General |
half note n.
|
yarım nota |
|
Two half notes are equal to one whole note.
İki yarım nota bir tam notaya eşittir.
More Sentences
|
| 8 |
General |
half a dozen n.
|
yarım düzine |
|
Hundreds of cars and half a dozen buildings were burned.
Yüzlerce araba ve yarım düzine bina yakıldı.
More Sentences
|
| 9 |
General |
half brother n.
|
üvey kardeş |
|
Tom is my half brother.
Tom benim üvey kardeşim.
More Sentences
|
| 10 |
General |
half brother n.
|
üvey erkek kardeş |
|
Tom is my half brother.
Tom benim üvey erkek kardeşim.
More Sentences
|
| 11 |
General |
better half n.
|
eş |
|
Where's your better half?
Eşin nerede?
More Sentences
|
| 12 |
General |
half hour n.
|
yarım saat |
|
Please try again in a half hour.
Lütfen yarım saat sonra tekrar deneyin.
More Sentences
|
| 13 |
General |
half life n.
|
yarı ömür |
|
The half life of actinium-225 is approximately 10 days.
Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.
More Sentences
|
| 14 |
General |
first half n.
|
birinci yarı |
|
Tourist revenues rose by about 5% in the first half of 2000, after a poor result in 1999.
Turizm gelirleri, 1999 yılındaki kötü bir sonuçtan sonra, 2000 yılının birinci yarısında %5 kadar yükselmiştir.
More Sentences
|
| 15 |
General |
first half n.
|
ilk yarı |
|
The figures for the first half of the programme speak for themselves.
Programın ilk yarısına ilişkin rakamlar her şeyi açıklamaktadır.
More Sentences
|
| 16 |
General |
other half n.
|
diğer yarısı |
|
What we are discussing here is not going to find its way over to the other half of the budgetary authority.
Burada tartıştığımız hususlar bütçe yetkisinin diğer yarısında yer almayacaktır.
More Sentences
|
| 17 |
General |
better half n.
|
hayat arkadaşı |
|
Where's your better half?
Senin hayat arkadaşın nerede?
More Sentences
|
| 18 |
General |
half-truth n.
|
yarı gerçek |
|
Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion.
Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük.
More Sentences
|
| 19 |
General |
half-sister n.
|
üvey kız kardeş |
|
Tom has a half-sister.
Tom'un bir üvey kız kardeşi var.
More Sentences
|
| 20 |
General |
half sister n.
|
üvey kız kardeş |
|
No, Mary isn't my stepsister, she's my half sister.
Hayır, Mary benim üvey kız kardeşim değil, yarı kardeşim.
More Sentences
|
| 21 |
General |
half an inch n.
|
yarım inç |
|
Some are as small as 3 mm, while others grow to about 15 mm (about half an inch).
Bazıları 3 mm kadar küçükken, diğerleri yaklaşık 15 mm'ye (yaklaşık yarım inç) kadar büyür.
More Sentences
|
| 22 |
General |
half measure n.
|
yarım yamalak |
|
Fire cannot be prevented by half measures.
Yangına yarım yamalak önlemlerle engel olunamaz.
More Sentences
|
| 23 |
General |
half century n.
|
yarım yüzyıl |
|
I'm over a half century old.
Yarım yüzyılı geçtim.
More Sentences
|
| 24 |
General |
half century n.
|
yarım asır |
|
I'm over a half century old.
Yarım asırdan fazla yaştayım.
More Sentences
|
| 25 |
General |
half-mile n.
|
yarım mil |
|
The school is a half-mile walk from my house.
Okul, evimden yarım mil yürüme mesafesinde.
More Sentences
|
| 26 |
General |
half-bottle n.
|
yarım şişe |
|
Please bring me a half-bottle of wine.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.
More Sentences
|
| 27 |
General |
half [obsolete] n.
|
yarım yıl |
|
Tom died a half year later.
Tom yarım yıl sonra öldü.
More Sentences
|
| 28 |
General |
half-life n.
|
(radyoaktivite) yarı ömür |
|
The half-life of the radioactive isotope is ten days.
Radyoaktif izotopun yarı ömrü on gündür.
More Sentences
|
| 29 |
General |
reduce by half v.
|
yarıya indirmek |
|
The price of this book has been reduced by half.
Bu kitabın fiyatı yarıya indirildi.
More Sentences
|
| 30 |
General |
first half of adj.
|
ilk yarısı |
|
The first half of the last century was the worst in the history of the world with two world wars.
Geçen yüzyılın ilk yarısı, iki dünya savaşı ile dünya tarihinin en kötü dönemiydi.
More Sentences
|
| 31 |
General |
not half bad adj.
|
fena değil |
|
The stew was not half bad.
Güveç fena değildi.
More Sentences
|
| 32 |
General |
more than half adj.
|
yarıdan fazla |
|
Keep your fuel tank more than half-full.
Yakıt deponuzu yarıdan fazla dolu tutun.
More Sentences
|
| 33 |
General |
half-hearted adj.
|
gönülsüz |
|
If we are only half-hearted in both respects then it will be completely counter-productive.
Eğer her iki konuda da gönülsüz davranırsak, bu tamamen ters etki yaratacaktır.
More Sentences
|
| 34 |
General |
half-timbered adj.
|
yarı ahşap |
|
Half-timbered is a combination of practicality and beauty, proven over the centuries.
Yarı ahşap, yüzyıllar boyunca kanıtlanmış pratiklik ve güzelliğin bir birleşimidir.
More Sentences
|
|
|
| 35 |
General |
half-hour adj.
|
yarım saatlik |
|
Blade Runner-Black Lotus will consist of 13 half-hour episodes.
Blade Runner-Black Lotus yarım saatlik 13 bölümden oluşacak.
More Sentences
|
| 36 |
General |
half-done adj.
|
yarım |
|
Control without referring back to errors detected previously is a job half-done.
Daha önce tespit edilen hatalara geri dönmeden yapılan kontrol, yarım kalmış bir iştir.
More Sentences
|
| 37 |
General |
half-open adj.
|
yarı açık |
|
Tom looked at the half-open door and wondered what was on the other side.
Tom yarı açık kapıya baktı ve diğer tarafta ne olduğunu merak etti.
More Sentences
|
| 38 |
General |
half-dozen adj.
|
yarım düzine |
|
We have a half-dozen eggs.
Yarım düzine yumurtamız var.
More Sentences
|
| 39 |
General |
one-half adj.
|
yarısı |
|
At present, then, only about one-half in export refund is paid for livestock in comparison with meat.
Halihazırda ete kıyasla canlı hayvan için ihracat iadesinin sadece yaklaşık yarısı ödenmektedir.
More Sentences
|
| 40 |
General |
half empty adj.
|
yarı boş |
|
Whether the glass is half full or half empty.
Bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu?
More Sentences
|
| 41 |
General |
at half-mast adj.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
That day, flags were flown at half-mast.
O gün bayraklar yarıya indirilmişti.
More Sentences
|
| 42 |
General |
half-naked adj.
|
yarı çıplak |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Yani yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi diye sormakta haklı olabiliriz.
More Sentences
|
| 43 |
General |
half-awake adj.
|
yarı uyanık |
|
I'm often only half-awake.
Genellikle yarı uyanık oluyorum.
More Sentences
|
| 44 |
General |
half-eaten adj.
|
yarısı yenmiş |
|
When we entered the shack, we saw a half-eaten pie on the table.
Kulübeye girdiğimizde, masada yarısı yenmiş bir turta gördük.
More Sentences
|
| 45 |
General |
half-dressed adj.
|
yarı giyinik |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Yani yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi diye sormakta haklı olabiliriz.
More Sentences
|
| 46 |
General |
half-hearted adj.
|
isteksizce |
|
He made a half-hearted attempt to clean his room.
İsteksizce odasını temizlemeye girişti.
More Sentences
|
| 47 |
General |
in half adv.
|
yarıya |
|
Corporate taxes, currently at 20%, are to be slashed in half.
Şu anda %20 seviyesinde olan kurumlar vergisi yarıya indirilecek.
More Sentences
|
| 48 |
General |
half intensity n.
|
yarı yoğunluk |
|
| 49 |
General |
half wit n.
|
moron |
|
| 50 |
General |
half line n.
|
yarıdoğru |
|
| 51 |
General |
half sole n.
|
gizli pençe |
|
| 52 |
General |
half the battle n.
|
işin en zor tarafı |
|
| 53 |
General |
half the battle n.
|
işin çoğu |
|
| 54 |
General |
second half of my life n.
|
hayatımın ikinci yarısı |
|
| 55 |
General |
half caste n.
|
melez |
|
| 56 |
General |
half reaction n.
|
yarıtepkime |
|
| 57 |
General |
half length n.
|
yarı uzunluk |
|
| 58 |
General |
half hitch n.
|
dülger bağı |
|
| 59 |
General |
half glasses n.
|
yarım gözlük |
|
| 60 |
General |
half plane n.
|
yarıdüzlem |
|
| 61 |
General |
half pay n.
|
açık maaşı |
|
| 62 |
General |
left half n.
|
solhaf |
|
| 63 |
General |
half portion n.
|
yarım porsiyon |
|
| 64 |
General |
half measures n.
|
yeterli olmayan tedbirler |
|
| 65 |
General |
half time n.
|
yarım gün |
|
| 66 |
General |
half sister n.
|
üvey kızkardeş |
|
| 67 |
General |
half sole n.
|
yarım pençe |
|
| 68 |
General |
half space n.
|
yarıuzay |
|
| 69 |
General |
more than half of turks n.
|
türklerin yarısından fazlası |
|
| 70 |
General |
half light n.
|
yarı ışık |
|
| 71 |
General |
half a decade n.
|
beş yıl |
|
| 72 |
General |
half wit n.
|
idiot |
|
| 73 |
General |
half face n.
|
profil |
|
| 74 |
General |
half binding n.
|
cilt |
|
| 75 |
General |
one's better half n.
|
kaşık düşmanı |
|
| 76 |
General |
half time n.
|
devre |
|
| 77 |
General |
half truth n.
|
yarı gerçek |
|
| 78 |
General |
half fare n.
|
yarım bilet |
|
| 79 |
General |
half moon n.
|
yarımay |
|
| 80 |
General |
half volley n.
|
yarım vole |
|
| 81 |
General |
half measure n.
|
uzlaşma |
|
| 82 |
General |
half year n.
|
yarıyıl |
|
| 83 |
General |
half year n.
|
sömestr |
|
| 84 |
General |
half orphan n.
|
öksüz |
|
| 85 |
General |
half gold coin n.
|
yarım altın |
|
| 86 |
General |
a glass of half empty n.
|
yarım bardak |
|
| 87 |
General |
half of people n.
|
insanların yarısı |
|
| 88 |
General |
half ray n.
|
yarı ışın |
|
| 89 |
General |
half principal n.
|
yarım mertek |
|
| 90 |
General |
pane of glass in the movable half of the window n.
|
müteharrik pencere camı |
|
| 91 |
General |
half hitch n.
|
sade ilmik |
|
| 92 |
General |
half round n.
|
yarım yuvarlak |
|
| 93 |
General |
half load n.
|
yarı yük |
|
| 94 |
General |
half span n.
|
yarı açıklık |
|
| 95 |
General |
half timber n.
|
yarım azman |
|
| 96 |
General |
half empty seed n.
|
yarı dolu tohum |
|
| 97 |
General |
half shield n.
|
yarı koruyucu |
|
| 98 |
General |
half round n.
|
yarımyuvarlak |
|
| 99 |
General |
half adder n.
|
yarı toplayıcı |
|
| 100 |
General |
half time n.
|
ara |
|
| 101 |
General |
half cone n.
|
yarım koni |
|
| 102 |
General |
half section n.
|
yarım kesit |
|
| 103 |
General |
half time n.
|
haftaym |
|
| 104 |
General |
a two-and-a-half lira coin n.
|
iki buçukluk |
|
| 105 |
General |
brick-and-half wall n.
|
bir buçuk tuğla duvar |
|
| 106 |
General |
half-cock n.
|
horoz emniyeti |
|
| 107 |
General |
half-brother n.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu erkek kardeş |
|
| 108 |
General |
half-mast n.
|
yarıya indirilmiş bayrak |
|
| 109 |
General |
half-mast n.
|
mezestre |
|
| 110 |
General |
half-man n.
|
yarım adam |
|
| 111 |
General |
half-term n.
|
yarı yıl tatili |
|
| 112 |
General |
half-pint n.
|
yerden bitme |
|
| 113 |
General |
half-track n.
|
askeri araç |
|
| 114 |
General |
half-mast n.
|
bayrağın yarıya indirilmesi |
|
| 115 |
General |
half-burnt piece of wood n.
|
öksü |
|
| 116 |
General |
half-a-dollar n.
|
yarım dolarlık madeni para |
|
| 117 |
General |
half-shadow n.
|
yarıgölge |
|
| 118 |
General |
half-mast n.
|
mezestre edilmiş bayrak veya sancak |
|
| 119 |
General |
half-title n.
|
iç kapak |
|
| 120 |
General |
half-slip n.
|
kısa külot |
|
| 121 |
General |
half-breed n.
|
melezleme |
|
| 122 |
General |
half-span n.
|
yarı açıklık |
|
| 123 |
General |
half-moon n.
|
yarımay |
|
| 124 |
General |
half-way house n.
|
uzlaşma |
|
| 125 |
General |
half-board n.
|
yarım pansiyon |
|
| 126 |
General |
half-wit n.
|
budala |
|
| 127 |
General |
half-wit n.
|
aptal |
|
| 128 |
General |
half-finished products n.
|
yarımamül ürünler |
|
| 129 |
General |
half-wit n.
|
denyo |
|
| 130 |
General |
half-timbered house n.
|
hımış ev |
|
| 131 |
General |
half-orphan n.
|
yetim |
|
| 132 |
General |
half-a-dollar n.
|
yarım dolar |
|
| 133 |
General |
half-length n.
|
vücudun yukarı kısmını gösteren resim |
|
| 134 |
General |
half-sister n.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu kız kardeş |
|
| 135 |
General |
half-bread n.
|
melez |
|
| 136 |
General |
half-term week n.
|
yarım gün çalışmalı hafta |
|
| 137 |
General |
half-value layer n.
|
yarı değer kalınlığı |
|
| 138 |
General |
half-wit n.
|
ahmak |
|
| 139 |
General |
half-value thickness n.
|
yarı değer kalınlığı |
|
| 140 |
General |
half-hitch n.
|
yarım düğüm |
|
| 141 |
General |
half-boot n.
|
kısa çizme |
|
| 142 |
General |
half-way house n.
|
aşama |
|
| 143 |
General |
centre-half n.
|
santrhaf |
|
| 144 |
General |
half-hunter n.
|
cep saati |
|
| 145 |
General |
half-year holiday n.
|
yarıyıl tatili |
|
| 146 |
General |
half-a-crown n.
|
eski ingiliz parası |
|
| 147 |
General |
half-wit n.
|
kaşalot |
|
| 148 |
General |
half-glass door n.
|
yarım camlı kapı |
|
| 149 |
General |
half-mast n.
|
bir bayrağın matem işareti olarak yarıya indirilmesi |
|
| 150 |
General |
half-blood n.
|
ebeveynlerinden biri üvey olan çocuk |
|
| 151 |
General |
paternal half-sister n.
|
baba tarafından yarı-öz kardeş |
|
| 152 |
General |
half-width n.
|
yarı genişlik |
|
| 153 |
General |
half holiday n.
|
yarım günlük tatil |
|
| 154 |
General |
half fare ticket n.
|
yarım bilet |
|
| 155 |
General |
half pension n.
|
yarım pansiyon |
|
| 156 |
General |
return half n.
|
biletin dönüş yarısı |
|
| 157 |
General |
half-slip n.
|
iç eteklik |
|
| 158 |
General |
half-slip n.
|
jüpon |
|
| 159 |
General |
first half of the year n.
|
yılın ilk yarısı |
|
| 160 |
General |
second half of the year n.
|
yılın ikinci yarısı |
|
| 161 |
General |
nearly half of society n.
|
toplumun neredeyse yarısı |
|
| 162 |
General |
one and a half n.
|
bir buçuk |
|
| 163 |
General |
two and a half n.
|
iki buçuk |
|
| 164 |
General |
one and half hour n.
|
bir buçuk saat |
|
| 165 |
General |
half glass of wine n.
|
yarım kadeh şarap |
|
| 166 |
General |
nearly half of the students n.
|
öğrencilerin yarıya yakını |
|
| 167 |
General |
nearly half of the students n.
|
öğrencilerin neredeyse yarısı |
|
| 168 |
General |
first-half cash n.
|
yarısı peşin |
|
| 169 |
General |
one-half cash n.
|
yarısı peşin |
|
| 170 |
General |
the first half of the year n.
|
senenin ilk yarısı |
|
| 171 |
General |
the first half of the year n.
|
yılın ilk yarısı |
|
| 172 |
General |
half-blood n.
|
yarımkan |
|
| 173 |
General |
half-mast n.
|
yarıya indirme (bayrak) |
|
| 174 |
General |
half-blood n.
|
melez |
|
| 175 |
General |
half-hose n.
|
kısa çorap |
|
| 176 |
General |
the final half of the year n.
|
yılın son yarısı |
|
| 177 |
General |
three-and-a-half-hour meeting n.
|
üç buçuk saatlik toplantı |
|
| 178 |
General |
half of national income n.
|
ulusal gelirin yarısı |
|
| 179 |
General |
half awake half asleep state n.
|
uyku ile uyanıklık arasındaki durum |
|
| 180 |
General |
half awake half asleep state n.
|
yarı uyur yarı uyanıklık durumu |
|
| 181 |
General |
a mile and a half n.
|
bir buçuk mil |
|
| 182 |
General |
half-sibling n.
|
yarı kardeş |
|
| 183 |
General |
half-siblings n.
|
üvey kardeşler |
|
| 184 |
General |
half bath n.
|
(bir klozet ve bir lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
| 185 |
General |
half-staff n.
|
bayrağı yarıya indirme |
|
| 186 |
General |
half-drop-match n.
|
yarım (soter) raport |
|
| 187 |
General |
four and a half n.
|
dört buçuk |
|
| 188 |
General |
half up half down n.
|
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi |
|
| 189 |
General |
center-half n.
|
santrhaf |
|
| 190 |
General |
half-frame glasses n.
|
yarım çerçeve gözlük |
|
| 191 |
General |
paternal half-brother n.
|
baba bir ana ayrı erkek kardeş |
|
| 192 |
General |
the 1st half n.
|
1. yarı |
|
| 193 |
General |
half a cup of water n.
|
yarım bardak su |
|
| 194 |
General |
half teaspoon n.
|
yarım çay kaşığı |
|
| 195 |
General |
half shirt n.
|
yarım tişört |
|
| 196 |
General |
brick-and-half wall n.
|
kalın bir tuğla duvar |
|
| 197 |
General |
half socks n.
|
yarım çorap |
|
| 198 |
General |
half smile n.
|
yarım ağız gülme |
|
| 199 |
General |
half eternity ring n.
|
yarımtur yüzük |
|
| 200 |
General |
half eternity ring n.
|
yarım tur yüzük |
|
| 201 |
General |
one and a half year n.
|
bir buçuk yıl |
|
| 202 |
General |
half sovereign n.
|
10 şilin değerinde eski bir ingiliz altın parası |
|
| 203 |
General |
half aunt n.
|
annenin veya babanın üvey kız kardeşi |
|
| 204 |
General |
half wit n.
|
geri zekâlı |
|
| 205 |
General |
half-cock n.
|
hazırlıksızlık |
|
| 206 |
General |
half-turn n.
|
yarım dönüş |
|
| 207 |
General |
half pay n.
|
fiili hizmette olmayan veya emeklilik dönemindeki ingiliz ordu subayına ödenen indirilmiş maaş |
|
| 208 |
General |
half-second n.
|
dakikanın 120'de 1'i |
|
| 209 |
General |
half-way house n.
|
orta nokta |
|
| 210 |
General |
half-minute n.
|
lahza |
|
| 211 |
General |
half [scotland] n.
|
ufak kadeh içki |
|
| 212 |
General |
half pint n.
|
yarım pint |
|
| 213 |
General |
half-second n.
|
yarım saniye |
|
| 214 |
General |
half [obsolete] n.
|
kenar |
|
| 215 |
General |
half pound n.
|
yarım libre |
|
| 216 |
General |
half bathroom n.
|
(klozet ve lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
| 217 |
General |
half-and-half n.
|
melez |
|
| 218 |
General |
half-lie n.
|
yalan yanlış şey |
|
| 219 |
General |
half life n.
|
düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi |
|
| 220 |
General |
half heck n.
|
kapının alt yarısı |
|
| 221 |
General |
half-way house n.
|
yarıyol hanı |
|
| 222 |
General |
half-minute n.
|
kısa süre |
|
| 223 |
General |
half-a-crown n.
|
iki buçuk şilin |
|
| 224 |
General |
half time n.
|
devre arası |
|
| 225 |
General |
half-minute n.
|
yarım dakika |
|
| 226 |
General |
half-circle n.
|
yarım daire şeklindeki şey |
|
| 227 |
General |
half-blood n.
|
orta incelikte yün |
|
| 228 |
General |
half-mile n.
|
800 metre |
|
| 229 |
General |
half [obsolete] n.
|
altı aylık dönem |
|
| 230 |
General |
half-century n.
|
ellili grup |
|
| 231 |
General |
half-sword [obsolete] n.
|
küçük kılıç |
|
| 232 |
General |
half-mourning n.
|
yarı matem dönemi |
|
| 233 |
General |
half-and-half n.
|
iki şeyin eşit oranda karışımı |
|
| 234 |
General |
half door n.
|
yarım kapı |
|
| 235 |
General |
half-way house n.
|
uyum evi |
|
| 236 |
General |
half-lie n.
|
tam olarak doğru olmayan şey |
|
| 237 |
General |
half-sword n.
|
yakın dövüş |
|
| 238 |
General |
half-and-half n.
|
çifte vatandaş |
|
| 239 |
General |
half [obsolete] n.
|
yan |
|
| 240 |
General |
half mile n.
|
yarım millik yarış |
|
| 241 |
General |
half-and-half [uk] n.
|
iki çeşit bira karışımı |
|
| 242 |
General |
half-a-dollar n.
|
elli sent |
|
| 243 |
General |
half-sword n.
|
yarım kılıç |
|
| 244 |
General |
half door n.
|
hollanda kapısı |
|
| 245 |
General |
half-birthday n.
|
yarı doğum günü |
|
| 246 |
General |
half boarder n.
|
yarı yatılı öğrenci |
|
| 247 |
General |
half-inch n.
|
yarım inç |
|
| 248 |
General |
half cock n.
|
hazırlıksızlık |
|
| 249 |
General |
half-birthday n.
|
birisinin gerçek doğum gününden yaklaşık 6 ay önceki gün |
|
| 250 |
General |
half-bred n.
|
kırma hayvan |
|
| 251 |
General |
half-minute n.
|
an |
|
| 252 |
General |
half boarder n.
|
yarım pansiyoner |
|
| 253 |
General |
half-cock n.
|
fevrilik |
|
| 254 |
General |
half-gallon n.
|
yarım galon |
|
| 255 |
General |
half-cock n.
|
zihin bulanıklığı |
|
| 256 |
General |
half cock n.
|
fevrilik |
|
| 257 |
General |
half cock n.
|
zihin bulanıklığı |
|
| 258 |
General |
half-mourning n.
|
yarım matem dönemi kıyafetleri |
|
| 259 |
General |
half-mile n.
|
yarım millik yarış |
|
| 260 |
General |
half cap n.
|
şapkayla hafifçe verilen selam |
|
| 261 |
General |
half-second n.
|
an |
|
| 262 |
General |
one-half n.
|
bütünün eşit iki parçasından her biri |
|
| 263 |
General |
half brother n.
|
yarı kardeş |
|
| 264 |
General |
be left half open v.
|
aralık kalmak |
|
| 265 |
General |
be left half finished v.
|
yarım kalmak |
|
| 266 |
General |
half close v.
|
aralık bırakmak |
|
| 267 |
General |
go off at half cocked v.
|
hazırlıksız iş görmek |
|
| 268 |
General |
be left half finished v.
|
yarıda kalmak |
|
| 269 |
General |
half finish v.
|
yarılamak |
|
| 270 |
General |
cut in half v.
|
yarıya bölmek |
|
| 271 |
General |
be too clever by half v.
|
zekasına çok güvenmek |
|
| 272 |
General |
meet half way v.
|
uzlaşmak |
|
| 273 |
General |
finish the half v.
|
devreyi kapatmak |
|
| 274 |
General |
fold in half v.
|
ikiye kıvırmak |
|
| 275 |
General |
fold in half v.
|
ikiye katlamak |
|
| 276 |
General |
break in half v.
|
ikiye bölmek (ekmeği vb) |
|
| 277 |
General |
put half the money in the bank v.
|
paranın yarısını bankaya yatırmak |
|
| 278 |
General |
split the work half and half v.
|
yapılacak işi yarı yarıya bölmek |
|
| 279 |
General |
go off at half cocked v.
|
yolunu şaşırmak |
|
| 280 |
General |
draw a half moon v.
|
yarımay çizmek |
|
| 281 |
General |
fly the flag at half-mast v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
| 282 |
General |
half-fall v.
|
neredeyse düşmek |
|
| 283 |
General |
lower the flag to half-mast v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
| 284 |
General |
half-open v.
|
biraz açmak |
|
| 285 |
General |
fly the flag at half-mast v.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
| 286 |
General |
half-sole v.
|
ayakkabıya yarım pençe vurmak |
|
| 287 |
General |
half-sole v.
|
yarım pençe vurmak |
|
| 288 |
General |
go off at half-cocked v.
|
sinirlenmek |
|
| 289 |
General |
have half a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
| 290 |
General |
have half a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
| 291 |
General |
half-open v.
|
aralamak |
|
| 292 |
General |
lower the flag to half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
| 293 |
General |
go off at half-cocked v.
|
yolunu şaşırmak |
|
| 294 |
General |
half-sole v.
|
yarım pençe vurmak (ayakkabıya) |
|
| 295 |
General |
lower a flag to half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
| 296 |
General |
be scared half to death v.
|
çok korkmak |
|
| 297 |
General |
cut the expenses in half v.
|
masrafları yarıya indirmek |
|
| 298 |
General |
complete half of v.
|
yolu yarılamak |
|
| 299 |
General |
turn back half-way v.
|
yarı yoldan dönmek |
|
| 300 |
General |
last a day and a half v.
|
bir buçuk gün sürmek |
|
| 301 |
General |
take half v.
|
(ilacı) yarım almak |
|
| 302 |
General |
spend half of his/her life in the music business v.
|
hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak |
|
| 303 |
General |
spend half of one's life in something v.
|
hayatının yarısını bir şeye/bir yerde harcamak |
|
| 304 |
General |
spend half of one's life in something v.
|
hayatının yarısını bir şeyle geçirmek |
|
| 305 |
General |
fold into half v.
|
(kağıdı vb) ikiye katlamak |
|
| 306 |
General |
take a half day off from work v.
|
işten yarım gün izin almak |
|
| 307 |
General |
take a half day off v.
|
yarım gün izin almak |
|
| 308 |
General |
take a half day off v.
|
yarım gün izin kullanmak |
|
| 309 |
General |
be half dead with a bullet hole in one's shoulder v.
|
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak |
|
| 310 |
General |
fly the flag at half-staff v.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
| 311 |
General |
take half measures v.
|
yarım yamalak yapmak |
|
| 312 |
General |
split in half v.
|
ikiye ayrılmak |
|
| 313 |
General |
cut in half v.
|
yarıya indirgemek |
|
| 314 |
General |
cut in half v.
|
yarıya düşürmek |
|
| 315 |
General |
fall by half v.
|
yarı yarıya düşmek |
|
| 316 |
General |
half believe v.
|
şüphelenmek |
|
| 317 |
General |
pay half for something v.
|
bir şeyin yarısını ödemek |
|
| 318 |
General |
half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
| 319 |
General |
half-cock v.
|
hazırlıksızlık nedeniyle başarısız olmak |
|
| 320 |
General |
half cock v.
|
(silahın horozunu) yarı tetik haline getirmek |
|
| 321 |
General |
half-mast v.
|
(bayrağı) yarıya indirmek |
|
| 322 |
General |
half-fill v.
|
yarısını doldurmak |
|
| 323 |
General |
half hearted adj.
|
isteksiz |
|
| 324 |
General |
half breed adj.
|
melez |
|
| 325 |
General |
half blooded adj.
|
melez |
|
| 326 |
General |
not half bad adj.
|
hiç de fena olmayan |
|
| 327 |
General |
half way adj.
|
yetersiz |
|
| 328 |
General |
half baked adj.
|
yarı pişmiş |
|
| 329 |
General |
half-witted adj.
|
salak |
|
| 330 |
General |
half-witted adj.
|
ebleh |
|
| 331 |
General |
half cocked adj.
|
düşüncesiz |
|
| 332 |
General |
half breed adj.
|
kırma |
|
| 333 |
General |
more than half of adj.
|
yarısından çoğu |
|
| 334 |
General |
half oval adj.
|
yarımyuvarlak |
|
| 335 |
General |
half size adj.
|
yarı ölçekli |
|
| 336 |
General |
half size adj.
|
yarım boy |
|
| 337 |
General |
half trained adj.
|
yarı eğitilmiş |
|
| 338 |
General |
half trained adj.
|
yarı yetişmiş |
|
| 339 |
General |
half duplex adj.
|
yarı çift yönlü |
|
| 340 |
General |
one more than half adj.
|
yarısından bir fazlası |
|
| 341 |
General |
too clever by half adj.
|
anasının gözü |
|
| 342 |
General |
too clever by half adj.
|
kaçın kurası |
|
| 343 |
General |
half-assed adj.
|
beceriksiz |
|
| 344 |
General |
half-witted adj.
|
aptal |
|
| 345 |
General |
half-breed adj.
|
melez |
|
| 346 |
General |
half-cock adj.
|
tetiklemeye hazır |
|
| 347 |
General |
half-baked adj.
|
deneyimsiz |
|
| 348 |
General |
half-length adj.
|
yarım boy |
|
| 349 |
General |
half-hearted adj.
|
isteksiz |
|
| 350 |
General |
half-breed adj.
|
azma |
|
| 351 |
General |
half-bred adj.
|
melez |
|
| 352 |
General |
half-light adj.
|
loş |
|
| 353 |
General |
half-witted adj.
|
gebeş |
|
| 354 |
General |
half-way adj.
|
yarım yamalak |
|
| 355 |
General |
half-witted adj.
|
açık ağızlı |
|
| 356 |
General |
half-time adj.
|
yarım günlük |
|
| 357 |
General |
half-baked adj.
|
yarı pişmiş |
|
| 358 |
General |
half-witted adj.
|
dangalak |
|
| 359 |
General |
half-way adj.
|
yetersiz |
|
| 360 |
General |
half-witted adj.
|
budala |
|
| 361 |
General |
half-time adj.
|
yarım günlük (iş/çalışma) |
|
| 362 |
General |
half-baked adj.
|
iyi düşünülmemiş |
|
| 363 |
General |
half-size adj.
|
yarı boyut |
|
| 364 |
General |
half-read adj.
|
yüzeysel |
|
| 365 |
General |
half-blooded adj.
|
melez |
|
| 366 |
General |
half-open adj.
|
aralık |
|
| 367 |
General |
half-witted adj.
|
ahmak |
|
| 368 |
General |
half-baked adj.
|
aptalca |
|
| 369 |
General |
half-baked adj.
|
düşüncesiz |
|
| 370 |
General |
half-caste adj.
|
melez |
|
| 371 |
General |
half-baked adj.
|
acemi |
|
| 372 |
General |
half-read adj.
|
yarım okunmuş |
|
| 373 |
General |
half-breed adj.
|
kırma |
|
| 374 |
General |
half-assed adj.
|
işe yaramaz |
|
| 375 |
General |
half duplex adj.
|
yarı dubleks |
|
| 376 |
General |
less than half adj.
|
yarıdan daha az |
|
| 377 |
General |
half-breed adj.
|
yarımkan |
|
| 378 |
General |
half-bred adj.
|
yarımkan |
|
| 379 |
General |
half-witted adj.
|
kalın kafalı |
|
| 380 |
General |
half full adj.
|
yarı dolu |
|
| 381 |
General |
one and a half adj.
|
bir buçuk katı |
|
| 382 |
General |
half blind adj.
|
yarı kör |
|
| 383 |
General |
half sunk adj.
|
yarıya kadar gömülmüş |
|
| 384 |
General |
half-buried adj.
|
yarıya kadar gömülü |
|
| 385 |
General |
half-buried adj.
|
yarı gömülü |
|
| 386 |
General |
half-buried adj.
|
(toprağa) yarısına kadar gömülü |
|
| 387 |
General |
at half-staff adj.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
| 388 |
General |
a half-carat adj.
|
bir buçuk karatlık |
|
| 389 |
General |
half-clothed adj.
|
yarı giyinik |
|
| 390 |
General |
half-stunned adj.
|
yarı baygın |
|
| 391 |
General |
half-dark adj.
|
yarı karanlık |
|
| 392 |
General |
half empty adj.
|
yarıya kadar boş |
|
| 393 |
General |
half empty adj.
|
yarı yarıya boş |
|
| 394 |
General |
half-blind adj.
|
yarı kör |
|
| 395 |
General |
half hidden adj.
|
belli belirsiz |
|
| 396 |
General |
split half adj.
|
ikiye bölünmüş |
|
| 397 |
General |
split half adj.
|
yarıya bölünmüş |
|
| 398 |
General |
half-conscious adj.
|
yarı bilinçli |
|
| 399 |
General |
half-drowned adj.
|
neredeyse ölmüş |
|
| 400 |
General |
half-completed adj.
|
kısmen tamamlanmış |
|
| 401 |
General |
half [dialect] [uk] adj.
|
küçük |
|
| 402 |
General |
half-blooded adj.
|
üvey |
|
| 403 |
General |
half-covered adj.
|
kısmen örtülü |
|
| 404 |
General |
half-time adj.
|
kısmi zamanlı |
|
| 405 |
General |
half-cracked adj.
|
ahmak |
|
| 406 |
General |
half-clammed adj.
|
yarı dolu |
|
| 407 |
General |
half-conscious adj.
|
kısmen uyanık |
|
| 408 |
General |
half-cracked adj.
|
salak |
|
| 409 |
General |
half-sighted adj.
|
görüşü kusurlu |
|
| 410 |
General |
half-time adj.
|
yarım zamanlı |
|
| 411 |
General |
half-covered adj.
|
yarı kapalı |
|
| 412 |
General |
half-mad adj.
|
tam olarak akla yatmayan |
|
| 413 |
General |
half-bred adj.
|
üvey |
|
| 414 |
General |
half-cooked adj.
|
yarı pişmiş |
|
| 415 |
General |
half-heard adj.
|
kısmen duyulmuş |
|
| 416 |
General |
half-crazed adj.
|
çileden çıkarılmış |
|
| 417 |
General |
half-joking adj.
|
şakayla karışık |
|
| 418 |
General |
half-time adj.
|
yarım zamanlı |
|
| 419 |
General |
half-filled adj.
|
yarı dolu |
|
| 420 |
General |
half-forgotten adj.
|
neredeyse unutulmuş |
|
| 421 |
General |
half-cut adj.
|
kısmen ayrılmış |
|
| 422 |
General |
half-clad adj.
|
yarı giyinik |
|
| 423 |
General |
half-shell adj.
|
yarım kabuk şeklinde |
|
| 424 |
General |
half-remembered adj.
|
yarım yamalak anımsanan |
|
| 425 |
General |
half-joking adj.
|
yarı şaka yarı ciddi |
|
| 426 |
General |
half-cracked adj.
|
yarı bunak |
|
| 427 |
General |
half-bred adj.
|
iyi terbiye edilmemiş |
|
| 428 |
General |
half-grown adj.
|
tam olgunlaşmamış |
|
| 429 |
General |
half-frozen adj.
|
çok soğuk |
|
| 430 |
General |
half-sighted adj.
|
anlayışı zayıf |
|
| 431 |
General |
half-formed adj.
|
tam şekilli olmayan |
|
| 432 |
General |
half-mile adj.
|
yarım millik |
|
| 433 |
General |
half-arsed adj.
|
düşüncesiz |
|
| 434 |
General |
half-time adj.
|
kısmi zamanlı |
|
| 435 |
General |
half-remembered adj.
|
kısmen hatırlanan |
|
| 436 |
General |
half-blooded adj.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
| 437 |
General |
half-shut adj.
|
yarı kapalı |
|
| 438 |
General |
half-english adj.
|
yarı ingiliz |
|
| 439 |
General |
half-asleep adj.
|
uyuruyanık |
|
| 440 |
General |
half-hoping adj.
|
biraz umutlu |
|
| 441 |
General |
half-closed adj.
|
kısmen kapalı |
|
| 442 |
General |
half-frozen adj.
|
kısmen donmuş |
|
| 443 |
General |
half-faced adj.
|
yarım yüz |
|
| 444 |
General |
half-crazed adj.
|
yarı kaçık |
|
| 445 |
General |
half-bred adj.
|
iyi eğitilmemiş |
|
| 446 |
General |
half-clad adj.
|
kısmen giyinmiş |
|
| 447 |
General |
half-convinced adj.
|
yarı emin |
|
| 448 |
General |
half-crazy adj.
|
delimsirek |
|
| 449 |
General |
half mile adj.
|
yarım millik |
|
| 450 |
General |
half-price adj.
|
yarı fiyatlı |
|
| 451 |
General |
half-ruined adj.
|
çürümüş |
|
| 452 |
General |
half-heard adj.
|
yarı işitilmiş |
|
| 453 |
General |
half-learned adj.
|
yarım yamalak öğrenilmiş |
|
| 454 |
General |
half-deserted adj.
|
yarı tenha |
|
| 455 |
General |
half-heard adj.
|
yarısı duyulmuş |
|
| 456 |
General |
half-deserted adj.
|
yarı ıssız |
|
| 457 |
General |
half-ruined adj.
|
ağır hasarlı |
|
| 458 |
General |
half-convinced adj.
|
tam ikna olmamış |
|
| 459 |
General |
half-digested adj.
|
tam olarak asimile edilmemiş |
|
| 460 |
General |
half-concealed adj.
|
kısmen gizlenmiş |
|
| 461 |
General |
half-and-half adj.
|
iki şeyi eşit olarak birleştiren |
|
| 462 |
General |
half-ruined adj.
|
harap olmuş |
|
| 463 |
General |
half-human adj.
|
yarı insan |
|
| 464 |
General |
half-right adj.
|
yarı doğru |
|
| 465 |
General |
half-understood adj.
|
kısmen anlaşılmış |
|
| 466 |
General |
half-eaten adj.
|
kısmen tüketilmiş |
|
| 467 |
General |
half-time adj.
|
yarı hızlı |
|
| 468 |
General |
half-cut adj.
|
yarıya bölünmüş |
|
| 469 |
General |
half-mad adj.
|
akıllıca olmayan |
|
| 470 |
General |
half-right adj.
|
tam doğru olmayan |
|
| 471 |
General |
half-dazed adj.
|
biraz kafası karışık |
|
| 472 |
General |
half-dazed adj.
|
biraz şaşkın |
|
| 473 |
General |
half-drowned adj.
|
neredeyse boğulmuş |
|
| 474 |
General |
half-strained adj.
|
bozuk |
|
| 475 |
General |
half-used adj.
|
kısmen kullanılmış |
|
| 476 |
General |
half-strained adj.
|
melez |
|
| 477 |
General |
half-serious adj.
|
şakayla karışık |
|
| 478 |
General |
half-starved adj.
|
yetersiz beslenmiş |
|
| 479 |
General |
half-and-half adj.
|
eşit katılım gerektiren |
|
| 480 |
General |
half-crazy adj.
|
kafası gidik |
|
| 481 |
General |
half-learned adj.
|
yanlış öğrenilmiş |
|
| 482 |
General |
half-arsed adj.
|
iyi planlanmamış |
|
| 483 |
General |
half-cooked adj.
|
tam pişmemiş |
|
| 484 |
General |
half-faced adj.
|
profil gösteren |
|
| 485 |
General |
half-arsed adj.
|
sağduyu göstermeyen |
|
| 486 |
General |
half-serious adj.
|
yarı ciddi |
|
| 487 |
General |
half-closed adj.
|
yarı kapalı |
|
| 488 |
General |
half-deaf adj.
|
iyi duyamayan |
|
| 489 |
General |
half-shut adj.
|
kısmen kapalı |
|
| 490 |
General |
half-gallon adj.
|
yarım galonluk |
|
| 491 |
General |
half-crazy adj.
|
delice |
|
| 492 |
General |
half-bred adj.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
| 493 |
General |
half-time adj.
|
yarı hızlı |
|
| 494 |
General |
half-sighted adj.
|
zayıf görüşlü |
|
| 495 |
General |
half-nude adj.
|
yarı çıplak |
|
| 496 |
General |
at half cock adv.
|
hazırlıksız |
|
| 497 |
General |
half yearly adv.
|
altı aylık |
|
| 498 |
General |
at half cock adv.
|
tetiği yarım çekilmiş halde |
|
| 499 |
General |
half and half adv.
|
karışık |
|
| 500 |
General |
in half adv.
|
yarım halde |
|