head in - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

head in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "head in" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
head in v. düz girmek

Sens de "head in" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 433 résultat(s)

Anglais Turc
General
light in the head n. ahmak
bullet in the head n. kafadaki kurşun
put one's head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put one's head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
have one's head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
be in over one's head v. haddini aşmak
be in over one's head v. haddini bilmemek
be in over one's head v. çizmeyi aşmak
bury one's head in the pillow v. kafasını yastığa gömmek
shoot in the head v. başından vurmak
be head-in-the-clouds v. aklı havada olmak
be head-in-the-clouds v. aklı bir karış havada olmak
get in over head v. (su) boyu/boyunu aşmak
be in over head v. (su) boyu/boyunu aşmak
be in a head-on collision v. bir araçla kafa kafaya çarpışmak
get shot in the head v. kafasından vurulmak
knock in the head v. kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek
light in the head adj. sersemlemiş
light in the head adj. kafasız
soft in the head adj. kafasız
queer in the head adj. kaçık
queer in the head adj. çatlak
sick in the head adj. kafadan hasta
sick in the head adj. kafadan çatlak
weak in the head adj. kafadan kontak
messed up in the head adj. kafası allak bullak olmuş
head-in-the-clouds adj. aklı bir karış havada olan
in the head adv. son tahlilde
head-in-the-clouds adv. hayal alemine dalmış bir şekilde
Phrasals
head in to v. dosdoğru (bir şeyi) yapmak
head in to v. dosdoğru -ya gitmek
head in (to something) v. (bir şeye/yere) düz/ön ön girmek
Phrases
with one's head in the air expr. burnu havada
Proverb
intelligence is in the head not in the age akıl yaşta değil baştadır
Colloquial
a bone in your leg (or head) n. uydurma gerekçe
a bone in your leg (or head) n. bahane
a bone in your leg (or head) n. uydurma mazeret
fall head over heels in love with someone v. birine sırılsıklam aşık olmak
get stuck in one’s head v. kafasına kazınmak
touched in the head adj. birkaç tahtası eksik
touched in the head adj. kafadan çatlak
odd in the head adj. kafadan kontak
odd in the head adj. terelelli
funny in the head adj. akli dengesi bozuk
funny in the head adj. kaçık
funny in the head adj. kafadan çatlak
funny in the head adj. kafadan sakat
with one's head in the clouds expr. ayakları yere basmaz
odd in the head expr. deli
with one's head in the clouds expr. dalgın
odd in the head expr. çılgın
odd in the head expr. delirmiş
with one's head in the clouds expr. hayal aleminde
Idioms
a bone in your leg (or head) n. üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
a light bulb goes off in (one's) head n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) head n. kafada şimşek çakması
a bone in your leg (or head) n. uydurma mazeret
a light bulb goes off in (one's) head n. aklına birden fikir gelmesi
a light bulb goes on in (one's) head n. aklına birden fikir gelmesi
love-tooth in the head n. sürekli sevgiye ihtiyaç duyma
love-tooth in the head n. sürekli sevgi isteme
eyes in the back of (one's) head n. arkasındaki göz
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
eyes in the back of your head n. arkandaki göz
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
have a bee in the head v. sinirli olmak
have a bee in the head v. aceleci olmak
knock in the head v. sona erdirmek
have a bee in the head v. hafif deli olmak
knock in the head v. yenmek
knock in the head v. sinirlendirmek
knock in the head v. bozmak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
a light bulb goes on in (one's) head v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) head v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
a light bulb goes off in (one's) head v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes off in (one's) head v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go off (in (one's) head) v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go off (in (one's) head) v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have windmills in (one's) head v. hayal kurmak
have windmills in (one's) head v. hayaller aleminde yaşamak
a light bulb goes on in someone's head v. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes on in someone's head v. aklına parlak bir fikir gelmek
a light bulb goes off in someone's head v. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes off in someone's head v. aklına parlak bir fikir gelmek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
not be right in the head v. aklı başında olmamak
have bees in one's head v. aklında tuhaf bir fikir olmak
be crazy in the head v. aklından zoru olmak
have rocks in one's head v. aklından zoru olmak
have rocks in one's head v. aptalca davranmak
have eyes in the back of one's head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of one's head v. arkasında gözleri olmak
be head over heels in love v. aşık olmak
be head over heels in love v. ateş bacayı sarmak
have one's head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have one's head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
get in over one's head v. boyunu aşan işlere girişmek
pound someone's head in v. birini pataklamak
do somebody's head in v. birini mutsuz etmek
have one's head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
be head over heels in love with v. birine sırılsıklam aşık olmak
pound someone's head in v. birine dayak atmak
be head over heels in love with someone v. birine sırılsıklam aşık olmak
get in over one's head v. başından büyük işlere kalkışmak
be in over one's head v. boyunu aşan işlere girişmek
have rocks in one's head v. bir tahtası eksik olmak
get/be in over one's head v. boyundan büyük işlere kalkışmak
have windmills in one's head v. başında kavak yelleri esmek
be in over one's head v. başından büyük işlere kalkışmak
head over heels in debt v. borç içinde yüzmek
be in way over one's head v. boyundan büyük işlere kalkışmak
pound someone's head in v. birini dövmek
hide one's head in the sand v. başını kuma gömmek
head over heels in debt v. borç batağında olmak
have one's head in the sand v. başını kuma gömmek
stick one's head in the sand v. başını kuma gömmek
bury one's head in the sand v. başını kuma gömmek
do somebody's head in v. birinin kafasını karıştırmak
put something in someone's head v. birinin aklına bir şeyler sokmak
head over heels in debt v. borç batağına saplanmak
be head over heels in love with v. birine ayılıp bayılmak
hide one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
fall head-over-heels in love v. deliler gibi aşık olmak
bury one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
have one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
have one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
have one's head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
fall head-over-heels in love v. deliler gibi sevmek
hide one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
be head over heels in love v. deli gibi sevmek
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury one's head in the sand v. gerçekleri kabul etmemek
bury one's head in the sand v. gerçeği yok saymak
have one's head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
be head over heels in love v. gönlünü kaptırmak
need like a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
be head over heels in love v. içine aşk ateşi düşmek
place one's head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put one's head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
have eyes in the back of one's head v. kafasının arkasında gözleri olmak
have rocks in one's head v. kafası basmamak
put one's head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
place one's head in the lion's mouth v. kendisini tehlikeye atmak
be head over heels in love v. kara sevdaya düşmek
put one's head in the lion's mouth v. kelleyi koltuğa almak
bury one's head in the sand v. kabullenmemek
not be right in the head v. kafası yerinde olmamak
put one's head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
keep a civil tongue in one's head v. kibar konuşmak
put one's head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
keep a civil tongue in one's head v. kibar davranmak
put one's head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
place one's head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
place one's head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
put one's head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
stick one's head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
stick one's head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
put one's head in the lion's mouth v. kelle koltukta
place one's head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
stick one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
hide one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
have one's head in the clouds v. sürekli düş kurmak
be head over heels in love v. sevdalanmak
be head over heels in love v. sırılsıklam aşık olmak
hang one's head in shame v. utançla başını eğmek
ring in (one's) head v. sesi kulaklarında çınlamak
ring in (one's) head v. hala etkisinde olmak
ring in your ears/head v. sesi kulaklarda çınlamak
smash (one's) head in v. (birinin) kafasını kırmak
smash (one's) head in v. (birinin) kafasını dağıtmak
smash (one's) head in v. (birinin) kafasını ezmek
smash (one's) head in v. (birinin) kafasına saldırmak
smash (one's) head in v. (birinin) kafasına vurmak
smash (one's) head in v. (birinin) kafasını parçalamak
smash (one's) head in v. (birinin) beynini dağıtmak
live in (one's) head rent-free v. (birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek
live in (one's) head rent-free v. (birinin) kafasını kurcalamak
live in (one's) head rent-free v. (birinin) kafasına çok takılmak
live rent-free in (one's) head v. (birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek
live rent-free in (one's) head v. (birinin) kafasını kurcalamak
live rent-free in (one's) head v. (birinin) kafasına çok takılmak
go soft in the head v. aptallaşmak
go soft in the head v. salaklaşmak
go soft in the head v. akılsızlaşmak
go soft in the head v. kafayı yemek
go soft in the head v. aklını kaçırmak
go soft in the head v. aklını kaybetmek
be/go soft in the head v. aptal olmak
be/go soft in the head v. kafasız olmak
be/go soft in the head v. salak olmak
be/go soft in the head v. akılsız olmak
be/go soft in the head v. beyinsiz olmak
be/go soft in the head v. kafayı yemiş olmak
be/go soft in the head v. aklını kaçırmış olmak
be/go soft in the head v. aklını kaybetmiş olmak
be/go soft in the head v. kuş beyinli olmak
be/go soft in the head v. kaz kafalı olmak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyi) zerre kadar istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) karşı hiç istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyi) hiç ama hiç istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
keep (something) straight (in one's mind/head) v. (bir şeyi) açıkça anlayabilmek
keep (something) straight (in one's mind/head) v. (bir şeyi) kafasında oturtabilmek
keep (something) straight (in one's mind/head) v. (bir şeyin) detaylarını aklında tutabilmek
keep (two or more people) straight (in one's mind/head) v. (birden fazla kişiyi) kafasında ayırt edebilmek
keep (two or more people) straight (in one's mind/head) v. (birden fazla kişiyi) birbirinden ayırt edebilmek
keep (two or more people) straight (in one's mind/head) v. kimin kim olduğunu kafasında oturtmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kelle koltukta olmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kendini ateşe atmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. tehlikeye atılmak
put (something) in (one's) head v. (birinin) aklına (bir şey) sokmak
put (something) in (one's) head v. (birinin bir şey) düşünmesini sağlamak
put (something) in (one's) head v. (birinin) aklına bir fikir sokmak
put something in someone's head v. birine kendi kendine düşünemeyeceği fikirler vermek
smash in (one's) head v. (birinin) kafasını kırmak
smash in (one's) head v. (birinin) kafasını ezmek
smash in (one's) head v. (birinin) kafasını dağıtmak
smash in (one's) head v. (birinin) kafasına vurmak
smash in (one's) head v. (birinin) kafasını parçalamak
put an idea in (someone's) head v. (birinin) kafasına/aklına bir fikir sokmak
put an idea in (someone's) head v. (birinin) kafasına/aklına girmek
be not right in the head v. aklı başında olmamak
be not right in the head v. kafası yerinde olmamak
be not right in the head v. akli dengesi yerinde olmamak
be soft in the head v. aptal olmak
be soft in the head v. kafasız olmak
be soft in the head v. salak olmak
be soft in the head v. akılsız olmak
be soft in the head v. beyinsiz olmak
be soft in the head v. kuş beyinli olmak
be soft in the head v. kaz kafalı olmak
bury head in the sand v. başını kuma gömmek
bury head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury head in the sand v. kabullenmemek
bury head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury your head in the sand v. başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury your head in the sand v. kabullenmemek
bury your head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury/hide one's head in the sand v. başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury/hide one's head in the sand v. kabullenmemek
bury/hide one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
do someone's head in v. birinin kafasını karıştırmak
do someone's head in v. birini sinirlendirmek
do someone's head in v. birini sinir etmek
do someone's head in v. birini deli etmek
do your head in [uk] v. deli etmek
do your head in [uk] v. kafayı yedirmek
do your head in [uk] v. sinir etmek
fall head over heels in love v. deliler gibi sevmek
fall head over heels in love v. deliler gibi aşık olmak
fall head over heels in love v. sırılsıklam aşık olmak
hang your head (in/for shame) v. (utançla) başını eğmek
hang your head (in/for shame) v. (utançla) başını öne eğmek
have eyes in the back of head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of head v. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of head v. kafasının arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of your head v. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head v. kafasının arkasında gözleri olmak
have got rocks in (one's) head v. aklından zoru olmak
have got rocks in (one's) head v. bir tahtası eksik olmak
have got rocks in (one's) head v. garip davranmak
have got rocks in (one's) head v. aptalca davranmak
have got rocks in (one's) head v. kafası basmamak
have head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
have head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
have head in the clouds v. başı bulutlarda olmak
have head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
have head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
have head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
have rocks in head v. aklından zoru olmak
have rocks in head v. aptalca davranmak
have rocks in head v. bir tahtası eksik olmak
have rocks in head v. kafası basmamak
have your head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
have your head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have your head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
have your head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
have your head in the clouds v. başı bulutlarda olmak
have your head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
have your head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
have your head in the clouds v. sürekli düş kurmak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) hiç gereği olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like you need a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
pound (one's) head in v. (birine) dayak atmak
pound (one's) head in v. (birini) dövmek
pound (one's) head in v. (birini) pataklamak
pound in (one's) head v. (birine) dayak atmak
pound in (one's) head v. (birini) pataklamak
pound in (one's) head v. (birini) dövmek
put your head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
put your head in a noose v. kendini zor duruma sokmak
put your head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
stick your head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
stick your head in a noose v. kendini zor duruma sokmak
stick your head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
put your head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put your head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put your head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
put your head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put your head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put your head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
have one's head in the clouds v. hayalperestlikten iş görememek
in over one's head adj. başı dertte
crazy in the head adj. kafadan çatlak
touched in the head (rur.) adj. kafayı sıyırmış
soft in the head adj. kuş beyinli
messed up in the head adj. kafası allak bullak olmuş
right in the head adj. kafası yerinde
right in the head adj. aklı başında
all in one's head expr. kafasında kurmuş
all in one's head expr. hayal ürünü
touched in the head (rur.) expr. aklını kaçırmış
keep a civil tongue in your head expr. biraz kibar ol
touched in the head (rur.) expr. deli
crazy in the head expr. deli
keep a civil tongue in your head expr. konuşmalarına dikkat et
soft in the head expr. kaz kafalı
head over heels in love expr. sırılsıklam aşık
keep a civil tongue in your head expr. terbiyeni takın
in over one's head expr. başı dertte
in over one's head expr. boyunu aşan/boyundan büyük işlere kalkışmış
in over one's head expr. boyunu aşan suda
in over one's head expr. boyunu aşan suyun içinde
in over one's head expr. derin suda
in over one's head expr. çizmeyi aşmış
in over one's head expr. haddini aşmış
in over one's head expr. boyundan büyük işlere kalkışmış
in over one's head expr. boyunu aşan işlere girişmiş
not (quite) right in the head expr. (pek) aklı başında değil
not (quite) right in the head expr. kafası (pek) yerinde değil
not (quite) right in the head expr. akli dengesi (pek) yerinde değil
not (quite) right in the head expr. (pek) normal değil
not (quite) right in the head expr. aklını kaçırmış
not right in the head expr. aklı başında değil
not right in the head expr. kafası yerinde değil
not right in the head expr. akli dengesi bozuk
with your head in the clouds expr. ayakları yere basmaz halde
with your head in the clouds expr. dalgın
with your head in the clouds expr. hayal aleminde
Speaking
his head is in the clouds expr. aklı bir karış havada
the man must have rocks in his head expr. adam kafayı yemiş olmalı
it runs in my head expr. aklımda dönüp duruyor
it runs in my head expr. aklımdan çıkmıyor
you're in way over your head expr. boyunu aşan işlere kalkıştın
you're in way over your head expr. boyunu aşan işlere karıştın
you're in way over your head expr. boyundan büyük işlere kalkıştın
it is all in your head expr. hepsi senin kafanda (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
it is doing my head in expr. kafam şişti (kıs şunun sesini)
it's doing my head in expr. kafam şişti (kıs şunun sesini)
the voices in my head expr. kafamdaki sesler
shoot him in the head expr. onu kafasından vur
Technical
valve-in-head engine n. içten yanmalı dört zamanlı olan makine
valve-in-head motor n. üstten supaplı motor
Automotive
exhaust valve in head two stroke engine n. egzoz valfı kapakta yer alan iki zamanlı motor
camshaft in head engine n. eksantrik mili silindir kapağında yer alan motor
valve-in-head engine n. supapları kapakta olan üstten supaplı motor
approval of head headrests whether or not incorporated in vehicle seats n. taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın baş yastıkların onayı
approval of head headrests whether or not incorporated in vehicle seats n. taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın koltuk başlıklarının onayı
approval of head restraints whether or not incorporated in vehicle seats n. taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın koltuk başlıklarının onayı
approval of head restraints whether or not incorporated in vehicle seats n. taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın baş yastıkların onayı
Marine
mooring head in n. giriş yapılan yönde demirleme
Medical
fibrous dysplasia in the head and neck region n. baş-boyun bölgesi fibröz displazileri
hole in the head disease n. kafada delik hastalığı
mass in the head of the pancreas n. pankreas başında kitle
Slang
a kick in the head n. fiyasko
a kick in the head n. büyük hayal kırıklığı
a kick in the head n. sağlam bir ayar
a kick in the head n. burnu sürtünme
a kick in the head n. ağzının payını alma
a kick in the head n. sekte
a kick in the head n. aksaklık
stick a bullet in one's head v. birinin kafasına kurşun sıkmak
slow in the head adj. aptal
slow in the head adj. geri zekalı
slow in the head adj. salak
limh (laughing in my head) expr. içimden gülüyorum/güldüm
British Slang
soft in the head n. aptal
do one's head in v. aklını yitirmek
pan someone's head in v. birinin ağzını yüzünü dağıtmak
do one's head in v. kafayı yemek
soft in the head adj. kuş beyinli
soft in the head adj. mankafa
soft in the head adj. salak