in on - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

in on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "in on" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 6 résultat(s)

Anglais Turc
General
in on adj. bir sırrı paylaşan
in on adj. sırrını paylaşan
in on adj. bilen
in on adj. -e sırdaş olan
in on adj. -de payı olan
in on prep. (özellikle plan gibi özel bir şeyin) parçası veya sırdaşı

Sens de "in on" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
conference on security and cooperation in europe n. agik
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle n. beşik kertmesi
break in on v. atılmak
bring someone in on v. birini bir işe katmak
put in time on v. bir iş için belirli bir zaman harcamak
go in with someone on v. bir şeyde biriyle ortak olmak
butt in on v. karışmak
cash in on v. faydalanmak
cut in on v. azaltmak
sit in on v. dinleyici olarak bir toplantıya katılmak
close in on v. etrafını çevirmek
bring someone in on v. birinin bir işe katılmasını sağlamak
cut in on v. lafa girmek
be getting on in years v. yaşlanmak
break in on somebody's conversation v. lafını kesmek
look in on v. kısa bir ziyaret yapmak
burst in on v. pat diye girmek
drop in on v. uğramak
horn in on v. burnunu sokmak
be in on v. dahil olmak
cut in on v. sözünü kesmek
be in on v. haberi olmak
be in on v. bilmek
zero in on v. yoğunlaşmak
be in on v. payı olmak
tune in on v. açmak
close in on v. kuşatmak
be in on the secret v. sırra ortak olmak
be in on v. katılmak
butt in on v. burnunu sokmak
drop in on v. ziyaret etmek
move in on somebody v. abayı sermek
come in on v. katılmak
come in on v. yer almak
put one's thumbprint on (a document) (in lieu of a signature) v. parmak basmak
burst in on v. yarıda kesmek
cash in on v. çıkar sağlamak
cash in on v. menfaat sağlamak
zero in on v. bütün gayretini tek noktaya toplamak
turn in on himself/herself v. içine kapanmak
fill someone in on something v. birine bir konu hakkında bilgi vermek
prove his whereabouts on the night in question v. olay gecesi nerede olduğunu ispatlamak
drop in on v. bir yere uğramak
be in a head-on collision v. bir araçla kafa kafaya çarpışmak
listen in on phone calls v. telefon konuşmalarını/görüşmelerini dinlemek
find something in/on its place v. yerinde bulmak
break in on a conversation v. bir sohbeti bölmek
well on in life adj. yaşı hayli ilerlemiş
ever in on adv. devamlı
ever in on adv. her zaman
ever in on adv. daima
Phrasals
close in on (one) v. etrafını sarmak
close in on (one) v. çember içine almak
close in on (one) v. çevresini sarmak
close in on (one) v. (duygular, düşünceler) üstüne çökmek
close in on (one) v. (duygular, düşünceler) çepeçevre sarmak
close in on (one) v. yaklaşmak
close in on (one) v. eli kulağında olmak
look in on someone v. birini ziyaret etmek (özellikle hasta veya yardıma ihtiyacı varsa)
kick in on something for someone v. birine (alınacak bir şey/hediye için) katkıda bulunmak
check in on someone v. birini kontrol etmek
look in on somebody v. birine uğramak
zero in on something v. bütün dikkatini bir şey üzerinde toplamak
want in on v. bir şeyi üstlenmek yada ona dahil olmak istemek
look in on somebody v. birini ziyaret etmek
move in on v. bir yere dadanmak/bir yerin kontrolünü eline geçirmek
zero in on something v. dikkat kesilmek
listen in on v. gizlice dinlemek
muscle in on v. ihlal etmek/girmek
muscle in on something v. müdahale etmek/karışmak
lock in on someone v. kilitlenmek/sabitlenmek
hone in on v. odaklanmak
come in on v. katılmak
rain in on v. (pencereden) içeriye yağmak
walk in on someone or something v. (bir konuşmayı/tartışmayı vb) içeri girerek bölmek
come in on v. yer almak
zoom in on v. zum yapmak
start in on someone or something v. (biri/bir şey ile) uğraşmaya başlamak
crash in on v. üzerine yıkılmak
fill someone in (on someone or something) v. birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek
fill someone in (on someone or something) v. birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek
lock in on v. hedefe kilitlenmek
lock in on v. bir şeye kilitlenmek/odaklanmak
barge in on v. içeri dalmak
barge in on v. ansızın bölmek
barge in on v. davetsiz bir şekilde dalmak
barge in on v. paldır küldür bölmek/dalmak
barge in on v. kaba bir şekilde bölmek/içeri dalmak
land in on v. damdan düşer gibi gelmek/ortaya çıkmak
land in on v. yersiz ve zamansız ziyarette bulunmak
land in on v. habersiz rahatsızlık vermek
land in on v. çat kapı gelmek
land in on v. davetsiz gelmek
nose in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) burnunu sokmak
nose in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) işine karışmak
nose in on v. arasına girmek
nose in on v. karışmak
nose in on v. bölmek
nose in on v. dahil olmaya çalışmak
pan in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) zum yapmak
pan in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) zoom objektifle yakınlaştırmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) göz atmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) hızlıca bakıvermek
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) üstünkörü bakmak
peek in on (someone or something) v. uğrayıp hızlıca (birini/bir şeyi) kontrol etmek
peek in on (someone or something) v. hızlıca (birine/bir şeye) bakıp çıkmak
peek in on (someone or something) v. gidip (birine/bir şeye) bir göz atmak
peek in on (someone or something) v. gidip (birini/bir şeyi) kolaçan etmek
write someone in (on something) v. (bir şeye) birinin adını yazmak
write someone in (on something) v. oy pusulasında listelenmemiş birine oy vermek
write someone in (on something) v. oy pusulasında listelenmemiş bir adayı boş bırakılan yere yazarak oy vermek
zero in (on someone or something) v. direkt olarak (birine/bir şeye) dönük olmak
zero in (on someone or something) v. direkt (birini/bir şeyi) hedeflemek
zero in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
zero in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) odağına almak
zero in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) hedefine almak
4. zero in on v. -e kilitlenmek
zero in on (something) v. görüşünü (bir şeye) odaklamak
zero in on (something) v. bakış açısını (bir şeye) odaklamak
zero in on (something) v. görüş hattını (bir şeye) yöneltmek
zero in on (something) v. bakışını (bir şeye) kilitlemek
zero in on (something) v. (bir şeye) iyice yaklaşmak
zero in on (something) v. (bir şeye) çok yaklaşmak
zero in on (something) v. (bir şeye) adım adım yaklaşmak
zero in on (something) v. bütün dikkatini (bir şeye) vermek
zero in on (something) v. (bir şeye) odaklanmak
zoom in (on someone or something) v. hızla yaklaşmak
zoom in (on someone or something) v. hızla yakınına gelmek
zoom in (on someone or something) v. odaklanmak
zoom in (on someone or something) v. konsantre olmak
zoom in (on someone or something) v. yoğunlaşmak
pan in (on someone or something) v. odaklanmak
pan in (on someone or something) v. konsantre olmak
pan in (on someone or something) v. yoğunlaşmak
zoom in (on someone/something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
zoom in (on someone/something) v. (birine/bir şeye) yoğunlaşmak
zoom in (on someone/something) v. (birine/bir şeye) konsantre olmak
start in on v. -i yapmaya başlamak
start in on v. '-e başlamak
start in on v. '-e girişmek
start in on v. -i eleştirmeye başlamak
start in on v. '-i azarlamaya başlamak
start in on v. '-e sözlü saldırıda bulunmak
start in on v. '-e ağzını açıp gözünü yummak
start in on v. '-e saydırmaya başlamak
start in on v. '-e sayıp sövmeye başlamak
start in on v. '-e çıkışmaya başlamak
start in on v. '-e azar kaymak
start in on v. '-e başlamak
start in on someone or something v. biriyle/bir şeyle ilgilenmeye başlamak
start in on someone or something v. birini/bir şeyi ele almak
start in on someone or something v. birini/bir şeyi eleştirmeye başlamak
start in on someone or something v. birini/bir şeyi azarlamaya başlamak
start in on someone or something v. birine/bir şeye saydırmaya başlamak
start in on someone or something v. birine/bir şeye sayıp sövmeye başlamak
start in on someone or something v. birine/bir şeye başlamak
start in on someone or something v. birine/bir şeye girişmek
break in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bölmek
break in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yarıda kesmek
break in on (someone or something) v. (birilerinin/bir şeyin) arasına dalmak/girmek
bring someone in (on something) v. (bir şeyle ilgili) birini almak
bring someone in (on something) v. (bir şeyle ilgili) birini dahil etmek
bring someone in (on something) v. (bir şeyle ilgili) birini işe katmak
bring someone in (on something) v. (bir şeyle ilgili) birini işin içine katmak
bring someone in (on something) v. (bir şeyle ilgili) birini getirmek
butt in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) bölmek
butt in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) yarıda kesmek
butt in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lafını kesmek
butt in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) burnunu sokmak
butt in (on someone or something) v. (birilerinin/bir şeyin) arasına girmek
butt in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) maydanoz /salça olmak
check in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kontrol etmek
check in on (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
check in on (someone or something) v. (biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
check in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak
check in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak
chip in (with something) (on something) (for someone) v. birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak
chip something in (on something) (for someone) v. birine hediye almak için toplanan paraya bir miktar katkıda bulunmak
chip in on (something) v. (bir şeye) katkıda bulunmak
chip in on (something) v. (bir şeye) katkı sağlamak
chip in on (something) v. (bir grup tarafından üstlenilmiş göreve, etkinliğe) katkıda bulunmak/katkı sağlamak
chip in on (something) v. kişilerin aralarında topladığı paraya katkıda bulunmak
chip in on (something) v. toplanan bir paraya katkıda bulunmak
chip in on (something) v. bir fona katkı sağlamak
chip in on (something) v. bağışta bulunmak
chip in on (something) v. (pokerde, kumar masasında) bahis için ortaya para sürmek
chip in on (something) v. söze karışmak
chip in on (something) v. lafa girmek
chip in on (something) v. lafa karışmak
break in on v. ihlal etmek
break in on v. yarıda kesmek
break in on v. zorla girmek
break in on v. istemeden rahatsızlık vermek
break in on v. ihlal etmek
close in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
close in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ablukaya almak
close in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
close in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
close in on (someone or something) v. (birine/bir şeye bir his) basmak
close in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi bir his) sarmak
close in on (someone or something) v. hızla yaklaşmak
close in on (someone or something) v. (teslim tarihi) hızla yaklaşmak
clue someone in (on something) v. birini (bir şey hakkında) bilgilendirmek
clue someone in (on something) v. birine (bir şey hakkında) bilgi vermek
clue someone in (on something) v. birini (bir konuda) aydınlatmak
count (one) in on (something) v. (birini bir şeye) dahil etmek
count (one) in on (something) v. (birinin bir planın, etkinliğin) içinde saymak
count (one) in on (something) v. (birine bir şeyde) yer vermek
count (one) in on (something) v. (birini bir plana, etkinliğe) katılacakların/dahil olacakların içinde saymak
count someone in (on something) v. birini (bir şey için) dahil etmek
count someone in (on something) v. birini (bir şeyin) içerisinde saymak
count someone in (on something) v. birini (bir şeye) dahil etmek
count someone in (on something) v. birini (bir şeye) katılacakların/dahil olacakların arasında saymak
crowd in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) başına üşüşmek
crowd in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) başında/çevresinde toplanmak
crowd in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında kalabalık yapmak/oluşturmak
crowd in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak
crowd in (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) çevresinde izdiham yaratmak
cut in on (something) v. (bir şeyin) arasına girmek
cut in on (something) v. (bir şeyi) yarıda kesmek
cut in on (something) v. lafa karışmak
cut in on (something) v. sözünü kesmek
drop in on (someone) v. (birine) habersiz uğramak
drop in on (someone) v. (birine) uğramak
drop in on (someone) v. (birini) çat kapı ziyaret etmek
drop in on (someone) v. (birine) damlamak
fall in on v. üzerine çökmek
fall in on v. üzerine göçmek
fall in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine çökmek
fall in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine göçmek
go in on (something) v. (bir şeyi) paylaşmak
go in on (something) v. (bir şeye/şeyde) ortak olmak
go in on (something) v. (bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
go in on (something) v. (bir şeye) ortak girişmek
go in with someone (on something) v. (biriyle bir şeyde) ortak olmak
go in with someone (on something) v. (biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
go in with someone (on something) v. (biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
home in on v. -e doğru yönelmek/ilerlemek
home in on v. amaca odaklanmak
home in on v. amaçladığı şeye doğru ilerlemek
home in on (something) v. (bir şeyi) keşfetmeye/anlamaya adım adım yaklaşmak
home in on (something) v. (bir şeyi) giderek keşfetmeye/anlamaya başlamak
hone in on (something) v. (bir şeye) odaklanmak
hone in on (something) v. (bir şeye) konsantre olmak
horn in on (something) v. (bir şeye) burnunu sokmak
let (one) in on (something) v. (birine) gizli/herkesin bilmediği bir sırrı açıklamak
let (one) in on (something) v. (birini gizli bir şeye) dahil etmek
let (one) in on (something) v. (birini bir şeyin) içine aldırmak
let (one) in on (something) v. (birini bir şeye) ortak etmek
listen in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) dışarıdan dinlemek
listen in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) misafir olarak dinlemek
listen in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) gizlice dinlemek
listen in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) kulak kabartmak
listen in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) kulak misafiri olmak
lock in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kilitlenmek
lock in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hedef almak
lock in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kilitlemek
lock in on (someone or something) v. hedefe odaklamak
lock in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
lock in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) gözünü dikmek
look in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) uğramak/bakmak
look in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kapıdan bir bakmak
look in on (someone or something) v. uğrayıp (birini/bir şeyi) kontrol etmek
look in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) uzaktan kontrol etmek
move in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yaklaşmak
move in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yürümek
muscle in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) zorla müdahale etmek
muscle in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) zorla karışmak
muscle in on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde zorla hakimiyet kurmaya çalışmak
muscle in on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) zorla fayda sağlamaya çalışmak
put (some time) in on (something) v. (bir şeye belli bir zaman) ayırmak
put (some time) in on (something) v. (bir şeye belli bir zaman) vermek
put (some time) in on (something) v. (bir şeye belli bir zaman) harcamak
put in (some time) on (something) v. (bir şeye belli bir zaman) ayırmak
put in (some time) on (something) v. (bir şeye belli bir zaman) harcamak
put in (some time) on (something) v. (bir şeye belli bir zamanını) vermek
rain in on (someone or something) v. (bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak
sit in on (something) v. (bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak
trade (something) in on (something) v. (bir şeyi) aradaki farkı ödeyip (yeni bir şeyle) değiştirmek
trade (something) in on (something) v. (eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak
trade (something) in on (something) v. aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek
trade (something) in on (something) v. (bir şeyi) verip onun değerini (başka bir şeyin) bedelinden düşürerek o şeyi satın almak
walk in on v. -i içeri girerek bölmek
Phrases
in case end up on a desert island expr. ıssız adaya düşersen
turn on tune in drop out expr. lsd kullanımını özendiren bir slogan
Colloquial
get in on the act v. avanta kollamak
get in on the act v. avanta ummak
get in on the act v. avantaya yatmak
be in on v. bir eyleme katılmak
be in on v. bir şeyin içinde yer almak
be in on v. bir plana dahil olmak
be in on v. bir eylemin içinde olmak
get in on something v. bir şeye katılmak
be in on v. paylaşmak
get on (in years) v. (yıllar geçtikçe) yaşlanmak
get on (in years) v. (yıllar geçtikçe) yaş almak
get on (in years) v. ihtiyarlamak
get on (in years) v. kocamak
get on in years v. yıllar geçtikçe yaşlanmak
get on in years v. yıllar geçtikçe yaş almak
get on in years v. ihtiyarlamak
get on in years v. kocamak
get on in years v. yaşlanmak
get on in years v. yaşlanmak
get on in years v. yaş almak
get in on v. katılmak
get in on v. dahil olmak
get in on v. gizli bilgilere ulaşmak
get in on v. gizli bilgileri öğrenmek
start in on v. -den şikayet etmeye başlamak
be on the in v. gizli/hassas bilgiye sahip olmak
be in on (something) v. (bir şeye) dahil olmak
be in on (something) v. (bir şeye) katılmak
be in on (something) v. (bir şeyin) içerisinde yer almak
be in on (something) v. (bir şeyde) payı olmak
be in on (something) v. (bir şeyden) haberi/haberdar olmak
in bed with (one's) boots on adj. sızmış
in bed with (one's) boots on adj. giysileri bile çıkaramadan sızmış
getting on (in years) adj. yaşlanmış
getting on (in years) adj. yaşı ilerlemiş
from here on in expr. bu aşamadan itibaren
from here on in expr. bu/şu andan itibaren
come on in expr. içeri buyurun/buyurun içeriye (gelin)
come on in expr. içeri girin
come on in expr. içeri gelin
on the night in question expr. söz konusu gece
from here on in expr. şu andan itibaren
on in years expr. yaşlı/yaşlanmış
hang on in there expr. dişini sık
hang on in there expr. pes etme
hang on in there expr. dayan
hang on in there expr. kendini bırakma
in on (something) expr. (bir şeye) sırdaş
in on (something) expr. (bir şeyde) payı olan
in on (something) expr. (bir sırrı) paylaşan
in on (something) expr. (gizli bir şeyin) içinde yer alan
Idioms
a light bulb goes on in (one's) brain n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) head n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) brain n. aklına birden fikir gelmesi
a light bulb goes on in (one's) head n. aklına birden fikir gelmesi
be in on the ground floor v. (bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmek
be on the in v. gizli/hassas bilgiye ulaşmak/erişimi olmak
be on the in v. gizli/hassas bilgi üzerinde çalışmak
be on the in v. içerideki/içeriden bilgiye ulaşmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
a light bulb goes on in (one's) head v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) head v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
get on in the company v. (toplumsal, siyasi ve/veya maddi durum) yükselmek
get on in the company v. önceye daha başarılı olmak
get on in the company v. toplumda yükselmek
a light bulb goes on in someone's head v. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes on in someone's head v. aklına parlak bir fikir gelmek
cash in on opportunity v. bir fırsattan yararlanmak
cash in on opportunity v. bir fırsatı değerlendirmek
sit in judgment on someone v. biri hakkında hüküm vermek
come in on the ground floor v. bir işe en başından başlamak
let somebody in on something v. birine gizli/herkesin bilmediği bir sırrı açıklamak
zoom in on something v. bir şeye zum yapmak
horn in on v. bir işe burnunu sokmak
sit in judgment on someone v. birini yargılamak
home in on something v. bir şeye doğru yönelmek
be in on v. bilmek
home in on someone v. birine doğru yönelmek
get in on the ground floor v. başından beri/itibaren bir şeyi yapıyor olmak
be in on the kill v. bir olayın tanıklığını etmek
let in on v. birine gizli/herkesin bilmediği bir sırrı açıklamak
get in on the ground floor v. bir işe/şeye baştan girmek
come in on the ground floor v. bir işe en başından katılmak
zoom in on something v. bir şeyi zumlamak
get in on the act v. başarılı bir girişime/işe dahil olmak
be in on v. dahil olmak
home in on something v. dikkatini bir şeye vermek
sit in judgment on/over v. hüküm vermek
be in on v. haberi olmak
get on in the world v. hayatta başarılı olmak
get on in the world v. işler iyi gitmek
get on in the world v. işler rast gitmek
turn in on oneself v. içine kapanmak
be in on the kill v. olay yerinde bulunmak
break out in a cold sweat on v. korkudan ürpermek
be in on the kill v. olay yerinde olmak
get on in the world v. şansı yaver gitmek
come in on a wing and a prayer v. (uçak veya araç için) düştü düşecek/her an parçalarına ayrılacakmış gibi gelmek
fall in on someone v. (bir şeyin veya birinin) üzerine çökmek
be getting on in years v. yaşlanmak
get on in the world v. (sosyal, politik, finansal) durumunu düzeltmek
get on in the world v. (sosyal, politik, finansal) durumunu iyileştirmek
get on in the world v. (sosyal, politik, finansal) durumunu yoluna sokmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. aklına kazınmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. zihnine kazınmış olmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. hep hatırlayacak olmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. hiç unutamamış olmak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. kalbinde saklamak
be engraved on/in your heart/memory/mind v. yüreğinde yer etmek
be engraved on/in your heart/memory/mind v. anılarında silinmez bir yer edinmek
be in on the ground floor v. bir işe başından itibaren dahil olmak
be in on the ground floor v. bir işe en başından katılmak
turn in on (oneself) v. içsel bir felaket yaşamak
turn in on (oneself) v. yıkılmak
turn in on (oneself) v. yıkıma uğramak
turn in on (oneself) v. çökmek
be in on the act v. başkasının başarılı girişimine dahil olmak
be in on the act v. (başarı umuduyla) başkasının izinden gitmek
let (someone) in on the act v. (birinin) ortakçı olmasına izin vermek
be in on the act v. avanta kollamak/ummak
be in on the act v. avantaya yatmak
be in on the ground floor v. en başından dahil olmak
be in on the ground floor v. başından beri içinde olmak
come in on the ground floor v. en başından dahil olmak
come in on the ground floor v. başından beri içinde olmak
get in on the ground floor v. en başından dahil olmak
get in on the ground floor v. başından beri içinde olmak
be on the way in v. popülerliği artmak
be on the way in v. popüler olma yolunda ilerlemek
be on the way in v. kullanımı artmak
be on the way in v. moda olmaya başlamak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir ayağı çukurda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. hayatının sonuna yaklaşmış olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. ölmek üzere olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir gözü torağa bakmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. gidici olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. belirsiz bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. her an değişebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. problemli bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. pamuk ipliğine bağlı olmak
be on in years v. yaşlanmak
be on in years v. yaşı ilerlemek
be on the way in v. moda olmak
be, come, get, in on the ground floor v. bir işe en başından katılmak, dahil olmak
be, come, get, in on the ground floor v. bir işin başından beri içinde olmak
be in on something v. bir şeye katılmak
be in on something v. bir şeye dahil olmak
be in on something v. bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
be in on something v. bir şeyi bilmek
get in on something v. bir şeye katılmak
get in on something v. bir şeye dahil olmak
get in on something v. bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
get in on something v. bir şeyi bilmek
be in on the act v. başarı elde etmiş bir girişime/işe dahil olmak
be in on the act v. nemalanmaya çalışmak
be in on the act v. avanta kollamak
be in on the act v. avanta ummak
get in on the act v. başarı elde etmiş bir girişime/işe dahil olmak
get in on the act v. nemalanmaya çalışmak
get in on the act v. avanta kollamak
get in on the act v. avanta ummak
bear in on (one) v. (biri) için açıklık kazanmak
bear in on (one) v. (birine) dank etmek
bear in on (one) v. (birinin) kafasına dank etmek
bear in on (one) v. (biri) anlamaya başlamak
cash in on (something) v. (bir şeyden) faydalanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) istifade etmek
cash in on (something) v. (bir şeyden) yararlanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) çıkar sağlamak
cash in on (something) v. (bir şeyden) menfaat sağlamak
be borne in on v. (gerçek) fark edilmek
put an amount of time in on v. -e belli bir miktar vakit harcamak
put an amount of time in on v. -e belli bir miktar zaman ayırmak
set foot in/on something v. bir şeye/bir yere adımını atmak
set foot in/on something v. bir şeye/bir yere ayak basmak
set foot in/on something v. bir şeye/bir yere girmek/gitmek
pushing on in years [uk] adj. yaşlı
pushing on in years [uk] adj. yaşlanmakta
pushing on in years [uk] adj. yaş almakta
on in years expr. yaşı biraz geçkince
on in years expr. yaşlı
on in years expr. yaşını başını almış
on in years expr. yaşlıca
on the outside, looking in expr. dışlanmış
on the outside, looking in expr. dışarıda bırakılmış
on the outside, looking in expr. dışarıdan bakan/izleyen
on the outside, looking in expr. kenardan bakan/izleyen
on the outside looking in expr. dahil edilmemiş
on the outside looking in expr. hariç tutulmuş
on the outside looking in expr. dışına itilmiş
come on in, the water's fine! expr. gel su güzel!
come on in, the water's fine! expr. su güzel, gelsene!
come on in, the water's fine! expr. gel sen de yapmaya başla!
come on in, the water's fine! expr. sen de gelip başlasana!
come on in, the water's fine! expr. hadi sen de gel/yap!
in on the act expr. nemalanmaya çalışan
in on the act expr. avanta kollayan
in on the act expr. avantaya yatan
in on the ground floor expr. (bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmiş
in on the ground floor expr. başından beri/itibaren bir şeyi yapıyor olan
in on the ground floor expr. başından beri içinde
in on the ground floor expr. en başından dahil olan
in on the joke expr. şakaya dahil
in on the joke expr. şakanın içinde
in on the joke expr. şakanın parçası
in on the joke expr. şaka yapıldığını bilen
in on the joke expr. şakayı anlayan/çözen