| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | infer v. | sonuç çıkarmak | ||
|
It would be wrong to infer that only large-scale projects can reduce bottlenecks. Buradan sadece büyük ölçekli projelerin darboğazları azaltabileceği sonucunu çıkarmak yanlış olacaktır. More Sentences |
||||
| General | infer v. | çıkarmak | ||
|
From these figures, which are already, in themselves, quite clear, two things can be inferred. Zaten kendi içinde oldukça net olan bu rakamlardan iki şey çıkarılabilir. More Sentences |
||||
| General | infer v. | sonucunu çıkarmak | ||
|
She inferred from the analysis that the project had great potential. Analizden projenin büyük bir potansiyeli olduğu sonucunu çıkardı. More Sentences |
||||
| General | infer v. | anlamak | ||
| General | infer v. | anlamına gelmek | ||
| General | infer v. | anlam çıkarmak | ||
| General | infer v. | göstermek | ||
| General | infer v. | çıkarsamak | ||
| General | infer v. | sonucuna varmak | ||
| General | infer v. | görüşüne varmak | ||
| General | infer v. | tahmin etmek | ||
| General | infer v. | tahmin yürütmek | ||
| General | infer v. | çıkarım yapmak | ||
| General | infer v. | zannetmek | ||
| General | infer v. | kanısına varmak | ||
| General | infer v. | ima etmek | ||
| General | infer v. | dokundurmak | ||
| General | infer v. | üstü kapalı söylemek | ||
| General | infer v. | sezindirmek | ||
| General | infer v. | alttan alta vurgulamak | ||