izleyici - Turc Anglais Dictionnaire

izleyici

Sens de "izleyici" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
izleyici watcher n.
I'm not a big TV watcher.
Hevesli bir televizyon izleyicisi değilim.

More Sentences
izleyici audience n.
Digital broadcasting can reach those with sensory deprivation just as well as it can reach the mass audience.
Dijital yayıncılık, duyusal yoksunluk yaşayanlara olduğu kadar kitlesel izleyicilere de ulaşabilir.

More Sentences
izleyici viewer n.
The general comments from the viewers of the movie are positive.
Filmin izleyicilerinin genel yorumları olumlu yönde.

More Sentences
General
izleyici spectator n.
Nor can we understand how Parliament can merely be a passive spectator in this and in other matters.
Parlamentonun bu ve diğer konularda nasıl sadece pasif bir izleyici olabileceğini de anlayamıyoruz.

More Sentences
izleyici audience member n.
Tom was booed by a number of audience members.
Tom bazı izleyiciler tarafından yuhalandı.

More Sentences
Computer
izleyici spectator n.
The public must become active players rather than mere passive spectators, as is still too often the case.
Halk, halen sıklıkla olduğu gibi pasif izleyiciler olmak yerine aktif oyuncular haline gelmelidir.

More Sentences
General
izleyici onlooker n.
izleyici observer n.
izleyici tracer n.
izleyici televiewer n.
izleyici hanger-on n.
izleyici looker n.
izleyici watcher n.
izleyici sighter n.
izleyici visualizer n.
izleyici visualiser n.
izleyici observator [obsolete] n.
izleyici on-looker n.
izleyici favorite [obsolete] n.
izleyici favourite [obsolete] n.
izleyici supervisor [obsolete] n.
Technical
izleyici follower n.
izleyici tracer n.
izleyici indicator n.
Food Engineering
izleyici tracer n.

Sens de "izleyici" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 126 résultat(s)

Turc Anglais
General
izleyici çekim follow shot n.
geniş izleyici kitlesi wide audience n.
geniş izleyici kitlesi vast audience n.
ismini vermek istemeyen bir izleyici an anonymous watcher n.
izleyici kitlesi geliştirme audience development n.
hassas izleyici kitlesi vulnerable audience n.
hedeflenen izleyici/dinleyici kitlesi intended audience n.
taraftar/izleyici sayısı number of spectators n.
tıklım tıklım izleyici capacity audience n.
ortalama izleyici general viewer n.
sıradan izleyici general viewer n.
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory n.
izleyici topluluğu grandstand n.
kanaldan kanala atlayan izleyici grazer n.
tiyatronun ucuz sırasında oturan izleyici groundling n.
izleyici grubu (sinema) optience n.
izleyici çekim run-through [uk] n.
alıcı cihazına sahip potansiyel izleyici veya dinleyici kitlesi circulation n.
bedava giriş yapan izleyici paper n.
izleyici standı scaffold [obsolete] n.
farklı bir nesne veya kimse üzerinden izleyici ile iletişim kuran konuşmacı sermocinator n.
konuşmacının farklı bir nesne veya kimse üzerinden izleyici ile iletişim kurduğu retorik bir araç türü sermocination [obsolete] n.
rakiplerin izleyici önünde birbirine sözle saldırması smackdown n.
modern izleyici modern audience n.
izleyici ile buluşmak meet the viewers v.
izleyici ile buluşmak meet the audience v.
izleyici çekmek draw audience v.
izleyici çekmek attract audience v.
izleyici çekmek pull in audience v.
izleyici ile buluşmak meet with the audience v.
daha büyük bir izleyici kitlesini çekmek outpull v.
Phrasals
(bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak sit in on (something) v.
Colloquial
çok sayıda izleyici/seyirci getirmek pack them in v.
çok sayıda izleyici/seyirci çekmek pack them in v.
çok sayıda izleyici çekmek pack the house v.
izleyici kitlesini genişletmek için farklı karakterleri bir araya getiren crossover adj.
Idioms
kendini kaptırmış izleyici captive audience n.
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak be a revelation v.
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak come as a revelation (to somebody) v.
Trade/Economic
bir hedef kitlenin, analiz konusu programdaki izleyici yoğunluğunun, tüm kişiler içinde var olma yoğunluğuna oranı affinity index n.
Law
dışarıdan izleyici olmadan hakimin odasında veya mahkemede in camera adv.
Media
izleyici (tv vb) viewership n.
genel izleyici kitlesi general viewers n.
genel izleyici general audience n.
yayınlanan programın ulaşabildiği izleyici ya da dinleyici yüzdesi reach n.
genel izleyici kitlesi general audience n.
izleyici akışı audience flow n.
izleyici topluluğunun sınıflandırılması audience rating n.
izleyici sınıflandırması audience rating n.
geniş izleyici kitlesi mass audience n.
sahip olunan okuyucu veya izleyici oranı share of voice n.
izleyici tepkisi audience reception n.
izleyici örtüşmesi audience overlap n.
Advertising
kümülatif izleyici topluluğu cume n.
Technical
görüntü izleyici display monitor n.
izleyici pin follower pin n.
gerilim izleyici voltage follower n.
izleyici şerit dizini trace off strap pattern n.
izotop izleyici isotopic tracer n.
izleyici ısıtma postheating n.
radyoaktif olmayan izleyici non-radiactive tracer n.
izleyici yöntemi tracer method n.
ışınetkin izleyici radioactive tracer n.
gerinim izleyici strain viewer n.
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
izleyici seyreltme metot tracer dilution method n.
kararlı akımın ölçülmesi için izleyici seyreltme metotları tracer dilution methods for the measurement of steady flow n.
izleyici gaz tracer gas n.
izleyici seyreltme metodu tracer dilution method n.
floresan izleyici fluorescent tracer n.
kimyasal izleyici chemical tracer n.
izleyici gaz metodu tracer gas method n.
Computer
durum izleyici status monitor n.
izleyici araçları tracer tools n.
izleyici hata tracer error n.
olay izleyici event monitor n.
baş izleyici head tracker n.
kafa izleyici head tracker n.
ağ izleyici net watcher n.
iki boyutlu izleyici two-dimensional tracer n.
bilgisayarında yaptığı etkinlikleri (özellikle de video oyunlarını) çevrimiçi bir izleyici kitlesine canlı olarak aktaran kişi streamer n.
izleyici dolaştır tracer navigate expr.
ağ izleyici hakkında about net watcher expr.
Telecom
azami güç noktası izleyici maximum power point tracker n.
izleyici sadakati audience loyalty n.
kaynak izleyici source follower n.
toplam izleyici cumulative audience n.
Television
bir tv programının genel izlenme oranını seçilen izleyici grubundaki izleyen oranından çıkarsama yöntemi nielsen rating n.
izleyici olmayan kimse nonviewer n.
televizyon izleyici sayısının en düşük olduğu gece ile sabah arasındaki saatler graveyard slot n.
izleyici ölçer people meter n.
Construction
tiyatrodaki en alt izleyici bölmesi sırası ground tier n.
Medical
izleyici olarak kullanılan radyoaktif izotopu radiolabel n.
radyoaktif izleyici radiolabel n.
radyoaktif izleyici ile işaretlemek radiolabel v.
Psychology
hayali izleyici imaginary audience n.
Physics
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
ışınetkin izleyici radioactive tracer n.
izleyici element tracer element n.
Chemistry
izleyici element tracer element n.
kimyasal izleyici label n.
kimyasal izleyici izotop tracer n.
(bileşiğe) kimyasal izleyici eklemek label v.
kimyasal izleyici eklenmiş labeled adj.
Marine Biology
radyoaktif izleyici radioactive tracer n.
Environment
daimi minyatür hava izleyici sistemi miniature continuous air monitoring system n.
izleyici metodu tracer method n.
Sport
sirk sahnesine yakın izleyici ringsider n.
müsabakalarda izleyici platformu grand stand n.
Art
10-18 yaş arası kız izleyici ve okuyucu kitlesini hedefleyen hikayeler içeren anime ve manga shojo n.
Theatre
tiyatro veya operada çok sayıda kişiyi içine alan izleyici bölmesi omnibus box n.
(klasik yunan komedyasında) oyuncuların izleyici ile konuşması parabasis n.
açılış performansına giden izleyici first-nighter n.
Cinema
izleyici ışıldak follow spotlight n.
izleyici projektör follow spotlight n.
bir filmin gösterime girmeden önce az sayıdaki izleyici grubuna tanıtım ve tepki alma amacıyla gösterilmesi sneak preview n.
bir filmin gösterime girmeden önce az sayıdaki izleyici grubuna tanıtım ve tepki alma amacıyla gösterilmesi sneak peek n.
afrika kökenli amerikalıları izleyici kitlesi olarak hedef alan 70'lerde popüler olmuş bir film türü blacksploitation n.
afrika kökenli amerikalıları izleyici kitlesi olarak hedef alan 70'lerde popüler olmuş bir film türü blaxploitation n.
genel izleyici kitlesi işareti g n.
genel izleyici kitlesine uygun pg adj.
çocuk izleyici grubuna uygun pg adj.
Abbreviation
sinema ve video endüstrisi izleyici araştırması caviar (cinema and video industry audience Research) n.
Latin
bir öğretiye/görüşe kendini adamış izleyici fidus achates n.
Archaic
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory n.
Slang
izleyici katılımı sağlama bums on seats n.