Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
reach
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"reach"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 72 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
reach
v.
ulaşmak
2
Common Usage
reach
v.
ermek
3
Common Usage
reach
v.
erişmek
4
Common Usage
reach
v.
uzanmak
General
5
General
reach
n.
bir ırmağın bükülmeyen düz kısmı
6
General
reach
n.
kavrama gücü
7
General
reach
n.
kavrayış
8
General
reach
n.
alan
9
General
reach
n.
topun menzili
10
General
reach
n.
bir aletin yetişebileceği uzaklık
11
General
reach
n.
erişim
12
General
reach
n.
uzatma
13
General
reach
n.
saha
14
General
reach
n.
erim
15
General
reach
n.
ulaşma
16
General
reach
n.
erişme
17
General
reach
n.
menzil
18
General
reach
n.
ulaşılabilecek uzaklık
19
General
reach
n.
yetişme
20
General
reach
n.
uzanma
21
General
reach
n.
elin erişebileceği uzaklık
22
General
reach
n.
varma
23
General
reach
n.
varış
24
General
reach
n.
kapsam
25
General
reach
n.
kapsama alanı
26
General
reach
n.
yetki alanı
27
General
reach
n.
yetki sınırları
28
General
reach
n.
etki alanı
29
General
reach
v.
isabet ettirmek
30
General
reach
v.
bulmak
31
General
reach
v.
geçirmek (yumruk)
32
General
reach
v.
yetmek
33
General
reach
v.
vasıl olmak
34
General
reach
v.
uzatmak
35
General
reach
v.
dayanmak
36
General
reach
v.
gelmek
37
General
reach
v.
değmek
38
General
reach
v.
basmak
39
General
reach
v.
uzanmak
40
General
reach
v.
vermek
41
General
reach
v.
kavuşmak
42
General
reach
v.
uzanıp vermek
43
General
reach
v.
ulaşmak
44
General
reach
v.
idrak etmek
45
General
reach
v.
etkilemek
46
General
reach
v.
iletişim sağlamak
47
General
reach
v.
ermek
48
General
reach
v.
çarpmak
49
General
reach
v.
yetişmek
50
General
reach
v.
dokunmak
51
General
reach
v.
varmak
52
General
reach
v.
-e yetişmek
53
General
reach
v.
irtibat kurmak
54
General
reach
v.
etkilemek
55
General
reach
v.
tesir etmek
56
General
reach
v.
miktarında olmak
57
General
reach
v.
tutarına ulaşmak
58
General
reach
v.
(yaşa) gelmek
59
General
reach
v.
(karara) varmak
60
General
reach
v.
iletişim kurmak
61
General
reach
v.
haberleşmek
62
General
reach
v.
telefonla ulaşmak
Media
63
Media
reach
n.
yayınlanan programın ulaşabildiği izleyici ya da dinleyici yüzdesi
Advertising
64
Advertising
reach
n.
reklamverenin kampanyada ulaşmayı planladığı hedef kitlenin miktarı
Technical
65
Technical
reach
v.
erişmek
66
Technical
reach
v.
varmak
Automotive
67
Automotive
reach
n.
aracın arka dingilini ön ile bağlayan yatak mili veya bağlantı direği
68
Automotive
reach
n.
vida boyu
Railway
69
Railway
reach
n.
vagon dingili
Marine
70
Marine
reach
n.
volta seyrinde bir rüzgara seyredilen yol
71
Marine
reach
v.
omurgaya dik esen rüzgarla yol almak
Sport
72
Sport
reach
v.
vurmak (eskrim, boks vb.)
Sens de
"reach"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
reach out
v.
uzanmak
General
2
General
arm's reach
n.
elin yetişeceği mesafe
3
General
river reach
n.
nehrin kolu
4
General
river reach
n.
nehir kolu
5
General
reach eruilibrium
v.
denkleşmek
6
General
reach a stalemate
v.
çıkmaza düşmek
7
General
reach safety
v.
selamete çıkmak
8
General
reach a compromise
v.
orta yol bulmak
9
General
reach perfection
v.
kemale ermek
10
General
reach one's maturity
v.
rüşdünü ispat etmek
11
General
reach deadlock
v.
çözümsüzlüğe ulaşmak
12
General
reach lawful age
v.
rüştüne varmak
13
General
reach a stalemate
v.
çözümsüzlüğe ulaşmak
14
General
reach the end of
v.
sonucuna ulaşmak
15
General
be out of reach
v.
erişilemez olmak
16
General
reach puberty
v.
rüştüne ermek
17
General
reach manhood
v.
rüştüne varmak
18
General
reach out for
v.
almak üzere uzanmak
19
General
reach forth
v.
elini uzatmak
20
General
reach an opinion
v.
düşünceye varmak
21
General
reach puberty
v.
rüştüne varmak
22
General
reach lawful age
v.
reşit olmak
23
General
reach out
v.
uzatmak (elini/kolunu)
24
General
be out of reach
v.
el altında olmamak
25
General
reach the middle
v.
ortalamak
26
General
reach out
v.
elini uzatmak
27
General
reach one's maturity
v.
rüştünü ispat etmek
28
General
reach one's aim
v.
amaç gerçekleştirmek
29
General
reach an agreement
v.
anlaşmak
30
General
be within arm's reach
v.
elinin altında olmak
31
General
reach the end of
v.
sonuçlandırmak
32
General
reach one's majority
v.
rüştüne varmak
33
General
reach an agreement
v.
bağdaşmak
34
General
reach maturity
v.
kemale ermek
35
General
reach on agreement
v.
bağlaşmak
36
General
reach out for
v.
uzanmak
37
General
reach one's majority
v.
rüştünü ispatlamak
38
General
reach an agreement
v.
uyuşmak
39
General
reach down
v.
elini aşağıya uzatmak
40
General
reach lawful age
v.
rüştüne ermek
41
General
reach (one's) address
v.
adresine ulaşmak
42
General
reach the highest position
v.
başa geçmek
43
General
keep something within reach
v.
el altında bulundurmak
44
General
reach forth
v.
uzanmak
45
General
reach an agreement
v.
mutabakata varmak
46
General
fail to reach
v.
ulaşamamak
47
General
reach for one's gun
v.
silahına davranmak
48
General
reach for
v.
davranmak
49
General
place something out of someone 's reach
v.
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
50
General
reach one's goal
v.
amacına ulaşmak
51
General
reach the address
v.
adrese ulaşmak
52
General
reach ahead
v.
ileriye uzanmak
53
General
reach puberty
v.
baliğ olmak
54
General
reach a deadlock
v.
çözümsüzlüğe ulaşmak
55
General
place something out of someone 's reach
v.
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
56
General
reach dead end
v.
çözümsüzlüğe ulaşmak
57
General
reach a decision
v.
karara varmak
58
General
reach deadlock
v.
çıkmaza düşmek
59
General
reach for one's wallet
v.
elini cebine atmak
60
General
reach manhood
v.
rüştüne ermek
61
General
reach a common ground
v.
orta yol bulmak
62
General
reach an agreement
v.
anlaşmaya varmak
63
General
reach a dead end
v.
açmaza girmek
64
General
reach on impasse
v.
çıkmaza girmek
65
General
fail to reach a state of comfort and harmony
v.
dirlik yüzü görmemek
66
General
fail to reach a state of comfort and harmony
v.
rahat yüzü görmemek
67
General
fail to reach a state of comfort and harmony
v.
rahata kavuşamamak
68
General
reach back
v.
geri gitmek
69
General
reach today
v.
günümüze ulaşmak
70
General
reach a mutual understanding
v.
mutabakat sağlamak
71
General
reach an agreement
v.
mutabakat sağlamak
72
General
reach a mutual understanding
v.
mutabakata varmak
73
General
reach a mutual understanding
v.
mutabakata ulaşmak
74
General
reach an agreement
v.
mutabakata ulaşmak
75
General
reach the end of the road
v.
yolun sonuna gelmek
76
General
reach a solution
v.
çözüme ulaşmak
77
General
reach puberty
v.
ergenliğe ulaşmak
78
General
reach puberty
v.
ergen olmak
79
General
reach puberty
v.
ergenliğe geçmek
80
General
reach puberty
v.
ergenliğe adım atmak
81
General
(for animals) reach breeding age
v.
doğum yapabilecek yaşta olmak
82
General
reach puberty
v.
ergenliğe geçiş yapmak
83
General
reach to peak
v.
doruk noktasına ulaşmak
84
General
reach to top
v.
doruk noktasına ulaşmak
85
General
reach peak
v.
doruğa tırmanmak
86
General
reach to a condition of
v.
düzeye ulaşmak
87
General
reach to a condition of
v.
düzeye erişmek
88
General
reach to a condition of
v.
düzeye gelmek
89
General
reach to a condition of
v.
düzeye çıkmak
90
General
reach to a level of
v.
düzeye çıkmak
91
General
reach to a level of
v.
düzeye gelmek
92
General
reach to a level of
v.
düzeye ulaşmak
93
General
reach to a level of
v.
düzeye erişmek
94
General
try to reach an agreement
v.
anlaşmaya çalışmak
95
General
reach an agreement
v.
mutabakat yapmak
96
General
reach a critical threshold
v.
kritik seviyeye ulaşmak
97
General
reach length
v.
boyuna gelmek
98
General
reach the level of
v.
düzeyine gelmek
99
General
reach the harbour
v.
limana varmak
100
General
reach the condition of
v.
konumuna gelmek
101
General
reach a speed of
v.
hıza ulaşmak
102
General
reach an agreement
v.
anlaşmaya ulaşmak
103
General
reach the level of
v.
seviyesine gelmek
104
General
reach the desirable quality
v.
istenen kaliteye ulaşmak
105
General
reach the target
v.
hedefi tutturmak (kurşun vb)
106
General
reach the target
v.
hedefi tutturmak
107
General
reach someone
v.
birisine ulaşmak
108
General
reach prosperity
v.
refaha ulaşmak
109
General
reach a decision
v.
karara ulaşmak
110
General
reach the limit of
v.
sınırına ulaşmak
111
General
reach the peak
v.
zirveye oturmak
112
General
reach the objective
v.
hedefe ulaşmak
113
General
reach the level of
v.
seviyeye gelmek
114
General
reach the level
v.
konuma gelmek
115
General
reach the position
v.
konuma gelmek
116
General
reach the end of one's journey
v.
yolu almak
117
General
reach perfection
v.
mükemmelliğe ulaşmak
118
General
reach a consensus
v.
görüş birliğine varmak
119
General
reach an agreement
v.
görüş birliğine varmak
120
General
reach the targets
v.
hedeflere ulaşmak
121
General
reach the objectives
v.
hedeflere ulaşmak
122
General
reach the goals
v.
hedeflere ulaşmak
123
General
reach puberty
v.
ergenliğe girmek
124
General
reach maximum
v.
maksimuma ulaşmak
125
General
reach agreement
v.
uzlaşma sağlamak
126
General
reach a consensus
v.
fikir birliğine varmak
127
General
reach a consensus
v.
fikir birliği yapmak
128
General
reach a conclusion
v.
bir sonuca varmak
129
General
reach out
v.
uzatmak
130
General
reach a conclusion
v.
neticeye varmak
131
General
reach the land
v.
karaya ulaşmak
132
General
reach a record high
v.
rekor seviyeye ulaşmak
133
General
reach a record high
v.
rekor düzeye ulaşmak
134
General
reach the masses
v.
kitlelere ulaşmak
135
General
reach a record (level)
v.
rekora ulaşmak
136
General
reach the stated/specified aim/target/goal
v.
belirtilen hedefe ulaşmak
137
General
reach to fruition
v.
sonuç elde etmek
138
General
reach its peak
v.
zirvesine ulaşmak
139
General
reach to fruition
v.
(olumlu) bir sonuca ulaşmak
140
General
reach a peak
v.
zirveye ulaşmak
141
General
reach to fruition
v.
tamamına ermek
142
General
reach an all-time high
v.
tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
143
General
get out of reach
v.
ulaşılamayacak kadar ileri gitmek
144
General
get out of reach
v.
ulaşılmayacak kadar uzaklaşmak
145
General
get out of reach
v.
ulaşılmayacak kadar uzakta olmak
146
General
reach one's goal
v.
amaca ulaşmak
147
General
reach a professional level
v.
profesyonel bir seviyeye gelmek
148
General
reach someone's speed
v.
hızına yetişmek
149
General
reach significance
v.
anlam kazanmak
150
General
reach one's ears
v.
kulağına ulaşmak
151
General
reach one's ears
v.
kulağa çalınmak
152
General
reach one's ears
v.
kulağına gelmek
153
General
reach one's ears
v.
kulağa gelmek
154
General
try to reach
v.
ulaşmaya çalışmak
155
General
reach its climax
v.
(kriz vb) doruk noktasına çıkmak
156
General
reach up
v.
erişmek
157
General
reach up
v.
varmak
158
General
reach all-time high
v.
tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
159
General
reach the large masses
v.
geniş kitlelere ulaştırmak
160
General
reach the masses
v.
kitlelere ulaştırmak
161
General
reach large masses
v.
geniş kitlelere duyurmak
162
General
reach a deal
v.
anlaşmaya varmak
163
General
reach the large masses
v.
geniş kitlelere ulaşmak
164
General
reach by telephone
v.
telefonla ulaşmak
165
General
reach by phone
v.
telefonla ulaşmak
166
General
reach immortality
v.
ölümsüzlüğe ulaşmak
167
General
reach an agreement
v.
bir anlaşmaya varmak
168
General
reach home
v.
eve varmak
169
General
try to reach each other
v.
birbirlerine ulaşmaya çalışmak
170
General
try to reach each other
v.
birbirine ulaşmaya çalışmak
171
General
reach the information
v.
bilgisine ulaşmak
172
General
reach the information
v.
bilgiye ulaşmak
173
General
reach the conclusion that
v.
kanaatine varmak
174
General
reach a conclusion
v.
kanaatine varmak
175
General
reach a conclusion
v.
kanaate varmak
176
General
reach out
v.
birisiyle temas kurmak
177
General
reach out
v.
birisine ulaşmak
178
General
reach someone
v.
birine ulaşmak
179
General
reach a certain age
v.
yaşı kemale ermek
180
General
reach the threshold of tolerance
v.
sabrın sonuna gelmek
181
General
reach an understanding with someone
v.
anlaşmaya varmak
182
General
reach a certain size
v.
(şirket vb.) belli bir büyüklüğe gelmek
183
General
reach a certain size
v.
(şirket vb.) belirli bir büyüklüğe gelmek
184
General
reach a certain scale
v.
(şirket vb.) belirli bir büyüklüğe ulaşmak
185
General
reach a certain scale
v.
(şirket vb.) belli bir büyüklüğe gelmek
186
General
reach a certain scale
v.
(şirket vb.) belirli bir büyüklüğe gelmek
187
General
reach a certain size
v.
(şirket vb.) belirli bir büyüklüğe ulaşmak
188
General
reach a certain scale
v.
(şirket vb.) belli bir büyüklüğe ulaşmak
189
General
reach a certain size
v.
(şirket vb.) belli bir büyüklüğe ulaşmak
190
General
reach orgasm
v.
orgazm olmak
191
General
reach orgasm
v.
orgazma ulaşmak
192
General
reach out
v.
(biriyle) iletişim kurmak/iletişime geçmek
193
General
reach dimension
v.
boyuta ulaşmak
194
General
reach up to
v.
-e (kadar) ulaşmak
195
General
reach to room temperature
v.
oda sıcaklığına ulaşmak
196
General
reach to room temperature
v.
oda sıcaklığına gelmek
197
General
reach in time
v.
zamanında varmak
198
General
reach in time
v.
zamanında yetişmek
199
General
reach a settlement
v.
uzlaşmaya varmak
200
General
reach a settlement
v.
anlaşmaya varmak
201
General
reach success
v.
başarı elde etmek
202
General
reach the present day
v.
günümüze ulaşmak
203
General
reach record level
v.
rekor seviyeye ulaşmak
204
General
reach its apogee
v.
doruk noktasına ulaşmak
205
General
reach the goal
v.
hedefi gerçekleştirmek
206
General
reach the goal
v.
hedefe ulaşmak
207
General
reach the space
v.
uzaya ulaşmak
208
General
reach a decision
v.
bir karara varmak
209
General
reach epidemic proportions
v.
salgın boyutuna ulaşmak
210
General
reach broad spectrum of costumers
v.
geniş yelpazede müşteriye ulaşmak
211
General
reach a good state
v.
mazhar olmak
212
General
reach the age of marriage
v.
gelinlik çağına gelmek
213
General
reach marriageable age
v.
gelinlik çağına gelmek
214
General
reach marriageable age
v.
evlilik çağına gelmek
215
General
reach the age of marriage
v.
evlilik çağına gelmek
216
General
reach business objectives
v.
iş hedeflerine ulaşmak
217
General
reach a plateau
v.
yatay seyre geçmek
218
General
reach a plateau
v.
yatay bir seyir izlemek
219
General
reach a goal
v.
bir hedefe ulaşmak
220
General
reach a low point
v.
düşük seviyeye ulaşmak
221
General
reach into
v.
uzanmak
222
General
reach into
v.
erişmek
223
General
reach into
v.
ulaşmak
224
General
reach deep into something/somewhere
v.
bir şeyin/bir yerin derinliğine/içlerine kadar uzanmak/varmak
225
General
reach puberty
v.
büluğa ermek
226
General
reach a decision
v.
bir karar vermek
227
General
reach out
v.
hedeflemek
228
General
reach out
v.
ulaşmaya çabalamak
229
General
out of reach
adj.
erişilemeyen
230
General
out of reach
adj.
uzak
231
General
beyond reach
adj.
yetişilmez
232
General
out of reach
adj.
erişilmez
233
General
beyond reach
adj.
erişilmez
234
General
out of reach
adj.
yetişilmez
235
General
beyond reach
adj.
erişilemez
236
General
reach-me-down
adj.
hazır
237
General
hard-to-reach
adj.
ulaşılması zor
238
General
reach-me-down
adj.
orijinal olmayan
239
General
reach-me-down
adj.
başkaları gibi
240
General
reach-me-down
adj.
modası geçmiş
241
General
reach-me-down
adj.
bayat
242
General
as far as the eye could reach
adv.
göz alabildiğine
243
General
as far as the eye can reach
adv.
göz alabildiğine
244
General
beyond the reach of
prep.
uzak
245
General
beyond the reach of
prep.
yetişilmez
246
General
beyond the reach of
prep.
erişilmez
Phrasals
247
Phrasals
reach after
v.
elde etmek için çaba sarf etmek
248
Phrasals
reach something down
v.
bir şeyi uzatmak/vermek
249
Phrasals
reach something up to someone
v.
birine bir şeyi uzatmak/vermek
250
Phrasals
reach in (to something)
v.
elini bir şeyin içine daldırmak
251
Phrasals
reach out to someone
v.
yardım istemek
252
Phrasals
reach back into something
v.
(geçmişe vb) gitmek/dayanmak
253
Phrasals
reach out after someone
v.
(arkasından vb) elini uzatmak
254
Phrasals
reach out to someone
v.
yardım elini uzatmak
255
Phrasals
reach down to something
v.
(yerdeki/aşağıdaki) bir şeye uzanmak
256
Phrasals
reach over
v.
uzanmak
257
Phrasals
reach over
v.
ulaşmak
258
Phrasals
reach out into something
v.
(bir şeyin) içine/doğru uzanmak/dalmak
259
Phrasals
reach toward
v.
'e uzanmak/davranmak
260
Phrasals
reach to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kadar uzanmak
261
Phrasals
reach to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzanmak
262
Phrasals
reach to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kadar gitmek
263
Phrasals
reach to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzatmak
264
Phrasals
reach to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kadar uzatmak
265
Phrasals
reach to something
v.
bir şeye kadar uzanmak
266
Phrasals
reach to something
v.
bir şeye kadar gitmek
267
Phrasals
reach back into (some point in time)
v.
(tarihte bir zamana) dayanmak
268
Phrasals
reach back into (some point in time)
v.
(tarihte bir zamandan) gelmek
269
Phrasals
reach back into (some point in time)
v.
(tarihte bir zamana) gönderme yapmak
270
Phrasals
reach back into (some point in time)
v.
(tarihte bir zamandan) ilham almak
271
Phrasals
reach back into (some point in time)
v.
(önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak
272
Phrasals
reach back to
v.
-e dayanmak
273
Phrasals
reach back to
v.
-e gönderme yapmak
274
Phrasals
reach back to
v.
-den öğeler taşımak
275
Phrasals
reach back to
v.
-den ilham almak
276
Phrasals
reach back to (some point in time)
v.
(tarihte bir zamana) dayanmak
277
Phrasals
reach back to (some point in time)
v.
(tarihte bir zamandan) gelmek
278
Phrasals
reach back to (some point in time)
v.
(tarihte bir zamana) gönderme yapmak
279
Phrasals
reach back to (some point in time)
v.
(tarihte bir zamandan) ilham almak
280
Phrasals
reach back to (some point in time)
v.
(önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak
281
Phrasals
reach for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzanmak
282
Phrasals
reach for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak
283
Phrasals
reach for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) davranmak
284
Phrasals
reach for (something)
v.
(bir şeye) ulaşmaya çalışmak
285
Phrasals
reach for (something)
v.
(bir şeyi) elde etmeye çalışmak
286
Phrasals
reach in
v.
içine uzanmak
287
Phrasals
reach in
v.
elini içine uzatmak
288
Phrasals
reach into (something)
v.
(bir şeyin) içine uzanmak
289
Phrasals
reach into (something)
v.
elini (bir şeyin) içine uzatmak
290
Phrasals
reach out after (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzanmak
291
Phrasals
reach out after (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak
292
Phrasals
reach out after (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) davranmak
293
Phrasals
reach out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzanmak
294
Phrasals
reach out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak
295
Phrasals
reach out for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) davranmak
296
Phrasals
reach out for (someone)
v.
yardım almak için (birine) ulaşmak
297
Phrasals
reach out for (someone)
v.
yardım/destek istemek için (biriyle) iletişim kurmak/iletişime geçmek
298
Phrasals
reach out into
v.
içine doğru uzanmak/dalmak
299
Phrasals
reach out to
v.
yardım istemek
300
Phrasals
reach out to
v.
yardım elini uzatmak
301
Phrasals
reach to
v.
-e kadar uzanmak
302
Phrasals
reach to
v.
-e uzanmak
303
Phrasals
reach to
v.
-e kadar gitmek
304
Phrasals
reach to
v.
-e uzatmak
305
Phrasals
reach to
v.
-e kadar uzatmak
306
Phrasals
reach toward (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uzanmak
307
Phrasals
reach toward (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak
308
Phrasals
reach toward (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru uzanmak
309
Phrasals
reach toward (someone or something)
v.
elini (birine/bir şeye) doğru uzatmak
310
Phrasals
reach toward (someone or something)
v.
bir şeyi (birine/bir şeye) doğru uzatmak
311
Phrasals
reach up to (someone or something)
v.
yukarıdaki (birine/bir şeye) doğru uzanmak
312
Phrasals
reach up to (someone or something)
v.
bir şeyi yukarıdaki (birine/bir şeye) doğru uzatmak
Phrases
313
Phrases
keep out of reach of children
expr.
çocukların erişemeyeceği yerde saklayın
314
Phrases
keep out of reach of children
expr.
çocukların erişemeyeceği yerde saklayınız
315
Phrases
keep out of reach of children
expr.
çocukların ulaşamayacağı yerde tutun
316
Phrases
keep out of reach of children
expr.
çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız
Proverb
317
Proverb
stretch your arm no further than your sleeve will reach
ayağını yorganına göre uzat
318
Proverb
stretch your arm no further than your sleeve will reach
boyundan büyük işlere kalkışma
319
Proverb
stretch your arm no further than your sleeve will reach
yutamayacağın lokmayı çiğneme
Colloquial
320
Colloquial
reach up to number five
v.
beş numaraya yerleşmek
321
Colloquial
reach (one) (something)
v.
(birine bir şeyi) uzatmak
322
Colloquial
reach (one) (something)
v.
(birine bir şeyi) iletmek
323
Colloquial
reach for the stars!
expr.
hedeflerini yüksek tut!
324
Colloquial
reach a pretty pass
expr.
işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki
325
Colloquial
reach a pretty pass
expr.
işler öyle bir noktaya geldi ki
326
Colloquial
death toll reach to 38
expr.
ölü sayısı 38'e ulaştı
327
Colloquial
death toll reach to 38
expr.
ölenlerin sayısı 38'e ulaştı
328
Colloquial
in reach
expr.
ulaşılabilir mesafede/mesafeye
329
Colloquial
in reach
expr.
ulaşılabilir yakınlıkta/yakınlığa
330
Colloquial
in reach
expr.
yakınlarında/yakınlarına
331
Colloquial
in reach
expr.
elinin altına
332
Colloquial
in reach
expr.
kolay yetişilebilir mesafede/mesafeye
333
Colloquial
in reach
expr.
elde edilebilir yakınlığa
334
Colloquial
in reach
expr.
erişilebilir
335
Colloquial
in reach
expr.
yetişilebilir
336
Colloquial
in reach
expr.
anlaşılabilir
337
Colloquial
in reach
expr.
elde edilebilir
338
Colloquial
in reach
expr.
gücü yetebilir
Idioms
339
Idioms
boarding house reach
n.
masada görgü kurallarına uymama
340
Idioms
boarding house reach
n.
sofra kurallarına uyup sırasını beklemek yerine masanın diğer uçlarına uzanmaya çalışma
341
Idioms
boardinghouse reach
n.
masada görgü kurallarına uymama
342
Idioms
boardinghouse reach
n.
sofra kurallarına uyup sırasını beklemek yerine masanın diğer uçlarına uzanmaya çalışma
343
Idioms
boardinghouse reach
n.
masada bir şeyi birinden istemek yerine uzanıp alma
344
Idioms
boardinghouse reach
n.
masada sırasını beklemek/birinden uzatmasını istemek yerine aç gözlü gibi yemeklere uzanma
345
Idioms
boardinghouse reach
n.
masada birilerinin üzerinden yemeklere uzanma
346
Idioms
reach one's nostrils
v.
kokusu gelmek
347
Idioms
reach one's nostrils
v.
keskin kokuya sahip olmak
348
Idioms
reach (some place) in a body
v.
grup halinde varmak
349
Idioms
reach (some place) in a body
v.
hep birlikte varmak/ulaşmak/gelmek
350
Idioms
reach (some place) in a body
v.
topluca varmak
351
Idioms
reach an impasse
v.
açmaza girmek
352
Idioms
reach a dead end
v.
açmaza girmek
353
Idioms
reach fever pitch
v.
aşırı canlanmak
354
Idioms
reach fever pitch
v.
aşırı hareketlenmek
355
Idioms
reach an accord with someone
v.
biriyle bir uzlaşmaya varmak
356
Idioms
reach an agreement with someone
v.
biriyle bir uzlaşmaya varmak
357
Idioms
reach an understanding with someone
v.
biriyle bir uzlaşmaya varmak
358
Idioms
reach an accord with someone
v.
biriyle bir anlaşmaya varmak
359
Idioms
reach an understanding with someone
v.
biriyle bir anlaşmaya varmak
360
Idioms
reach an agreement with someone
v.
biriyle bir anlaşmaya varmak
361
Idioms
reach first base with something
v.
bir şeyde önemli bir aşama kaydetmek
362
Idioms
reach a dead end
v.
çıkmaza girmek
363
Idioms
reach an impasse
v.
çıkmaza girmek
364
Idioms
to reach a plateau
v.
çakılıp kalmak
365
Idioms
to reach a plateau
v.
düşüşe geçmek
366
Idioms
reach a turning point
v.
dönüm noktasına ulaşmak
367
Idioms
reach rock bottom
v.
dibi görmek
368
Idioms
reach a watershed
v.
dönüm noktasına ulaşmak
369
Idioms
reach the turning point
v.
dönüm noktasına gelmek/ulaşmak
370
Idioms
reach rock bottom
v.
dibe vurmak
371
Idioms
reach for the sky
v.
hedef büyütmek
372
Idioms
reach for the sky
v.
hedefi yüksek tutmak
373
Idioms
reach one's stride
v.
formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
374
Idioms
reach first base
v.
ilk girişimi yapmak
375
Idioms
reach first base
v.
ilk adımı atmak
376
Idioms
reach first base with something
v.
iyi bir başlangıç yapmak
377
Idioms
reach first base with something
v.
ilk aşamayı geçmek
378
Idioms
reach first base with something
v.
ilk evreyi/aşamayı geçmek
379
Idioms
reach deadlock
v.
kördüğüm olmak
380
Idioms
reach boiling point
v.
kaynama noktasına gelmek
381
Idioms
reach a dead end
v.
kördüğüm olmak
382
Idioms
reach boiling point
v.
kontrol edilemeyecek noktaya gelmek
383
Idioms
reach fever pitch
v.
kontrolden çıkma noktasına gelmek
384
Idioms
reach boiling point
v.
patlama noktasına gelmek
385
Idioms
reach the end of one's tether
v.
sabrı taşmak
386
Idioms
reach the end of one's rope
v.
sabredecek gücü kalmamak
387
Idioms
reach one's stride
v.
performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
388
Idioms
reach the end of one's tether
v.
sabır taşı çatlamak
389
Idioms
reach the end of one's tether
v.
sabredecek gücü kalmamak
390
Idioms
reach the end of one's rope
v.
sabrı taşmak
391
Idioms
reach the end of one's tether
v.
sabrının sonuna gelmek
392
Idioms
reach the end of one's rope
v.
sabrının sonuna gelmek
393
Idioms
reach the end of one's rope
v.
sabır taşı çatlamak
394
Idioms
reach rock bottom
v.
tepetaklak inmek
395
Idioms
reach fever pitch
v.
(heyecan/coşku) doruk noktaya ulaşmak
396
Idioms
reach for the stars
v.
zoru başarmaya çalışmak
397
Idioms
reach one's stride
v.
(özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
398
Idioms
reach for the moon
v.
zoru başarmaya çalışmak
399
Idioms
reach fever pitch
v.
(heyecan/coşku) doruk noktasına ulaşmak
400
Idioms
reach a dead end
v.
çıkmaz yola girmek
401
Idioms
reach a dead end
v.
yolun sonuna ulaşmak
402
Idioms
reach first base
v.
ilk aşamayı başarıyla tamamlamak
403
Idioms
reach first base
v.
(beyzbol) ilk kaleye ulaşmak
404
Idioms
reach first base
v.
iyi bir başlangıç yapmak
405
Idioms
reach first base
v.
ilk evreyi geçmek
406
Idioms
reach first base
v.
ilk aşamayı geçmek
407
Idioms
reach first base
v.
ilk aşamayı başarıyla tamamlamak
408
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına gelmek
409
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına çalınmak
410
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına ulaşmak
411
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına gelmek
412
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına çalınmak
413
Idioms
come to/reach somebody's ears
v.
birinin kulağına ulaşmak
414
Idioms
reach the grim milestone
v.
vahim noktaya ulaşmak
415
Idioms
reach for the sky
v.
çıtayı yüksek tutmak
416
Idioms
reach first base (with someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) büyük gelişme/ilerleme kaydetmek
417
Idioms
reach first base (with someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) ilk aşamayı geçmek
418
Idioms
reach rock bottom
v.
dibi görmek
419
Idioms
reach rock bottom
v.
tepetaklak inmek
420
Idioms
reach (a) boiling point
v.
sabrının sonuna gelmek
421
Idioms
reach (a) boiling point
v.
siniri tepesine çıkmak
422
Idioms
reach (a) boiling point
v.
patlama noktasına gelmek
423
Idioms
reach (a) boiling point
v.
kritik noktaya gelmek
424
Idioms
reach (a) boiling point
v.
vahim noktaya gelmek
425
Idioms
reach (a) boiling point
v.
kontrolden çıkmak
426
Idioms
reach (a) boiling point
v.
kaynama noktasına ulaşmak
427
Idioms
reach (a) boiling point
v.
kontrol edilemeyecek noktaya gelmek
428
Idioms
reach an accord
v.
bir uzlaşmaya varmak
429
Idioms
reach an accord
v.
bir anlaşmaya varmak
430
Idioms
reach an accord
v.
mutabakata varmak
431
Idioms
reach an accord
v.
mutabakat sağlamak
432
Idioms
reach an understanding
v.
bir uzlaşmaya varmak
433
Idioms
reach an understanding
v.
bir anlaşmaya varmak
434
Idioms
reach an understanding
v.
mutabakata varmak
435
Idioms
reach an understanding
v.
mutabakat sağlamak
436
Idioms
reach an understanding
v.
karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak
437
Idioms
reach an understanding with
v.
ile bir uzlaşmaya varmak
438
Idioms
reach an understanding with
v.
ile bir anlaşmaya varmak
439
Idioms
reach an understanding with
v.
ile mutabakata varmak
440
Idioms
reach an understanding with
v.
ile mutabakat sağlamak
441
Idioms
reach an understanding with
v.
ile karşılıklı anlaşmak/uzlaşmak
442
Idioms
reach past (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ilerisine/ötesine uzanmak
443
Idioms
reach past (someone or something)
v.
uzayıp (birini/bir şeyi) geçmek
444
Idioms
reach past (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ötesine ulaşmak
445
Idioms
reach past (something)
v.
(bir şeyi) atlatmak
446
Idioms
reach speeds of
v.
belli bir hıza ulaşmak
447
Idioms
reach speeds of
v.
belli bir hıza kadar çıkmak
448
Idioms
reach speeds of (up to) (some amount)
v.
(belli bir) hıza ulaşmak
449
Idioms
reach speeds of (up to) (some amount)
v.
(belli bir hıza) kadar çıkmak
450
Idioms
reach stride
v.
performansının/yeteneğinin doruğuna çıkmak
451
Idioms
reach stride
v.
formunun/yeteneğinin zirvesinde olmak
452
Idioms
reach stride
v.
(özellikle bir oyun/maç için) gününde olmak
453
Idioms
within someone's reach
expr.
başarılabilir/ulaşılabilir
454
Idioms
within an arm's reach
expr.
el altında
455
Idioms
within someone's reach
expr.
erişebileceği mesafede
456
Idioms
within an arm's reach
expr.
elin erişebileceği yerde
457
Idioms
within easy reach
expr.
elinin altında
458
Idioms
within someone's reach
expr.
elde edilebilir
459
Idioms
within reach
expr.
erişilebilir
460
Idioms
within reach of
expr.
in yakınında
461
Idioms
within easy reach
expr.
kolaylıkla erişilebilir
462
Idioms
within easy reach
expr.
kolayda
463
Idioms
within reach
expr.
yetişilebilir
464
Idioms
within reach
expr.
ulaşılabilir
465
Idioms
within reach of
expr.
yetişilir
466
Idioms
beyond reach
expr.
olacak gibi değil
467
Idioms
beyond reach
expr.
anlaşılmaz
468
Idioms
beyond reach
expr.
anlayabileceğinden/yapabileceğinden fazlası
469
Idioms
beyond reach
expr.
anlayabileceğinin/yapabileceğinin ötesinde
470
Idioms
beyond reach
expr.
elde edilemez
471
Idioms
within (easy) reach (of something)
expr.
(bir şeye) yakın
472
Idioms
within (easy) reach (of something)
expr.
(bir şeye) ulaşımı kolay
473
Idioms
within arm's reach
expr.
elin erişebileceği yerde
474
Idioms
within arm's reach
expr.
el altında
475
Idioms
within arm's reach
expr.
elinin altında
Speaking
476
Speaking
he is working hard to reach his goal
n.
amacına ulaşmak için çok çalışıyor
477
Speaking
you know how to reach me
expr.
bana nasıl ulaşacağını biliyorsun
478
Speaking
how did you reach that conclusion?
expr.
bu sonuca nasıl ulaştınız?
479
Speaking
how did you reach this conclusion?
expr.
bu sonuca nasıl vardınız?
480
Speaking
how did you reach this conclusion?
expr.
bu sonuca nasıl ulaştınız?
481
Speaking
how did you reach that conclusion?
expr.
bu sonuca nasıl vardınız?
482
Speaking
it's not within reach
expr.
el altında değil
483
Speaking
we have been trying to reach you for days
expr.
günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorduk
484
Speaking
where can I reach you?
expr.
sana nasıl ulaşabilirim?
485
Speaking
do you have a number we can reach you at?
expr.
size ulaşabileceğimiz bir numara var mı?
486
Speaking
do you have a number we can reach you at?
expr.
sana ulaşabileceğim bir numara var mı?
487
Speaking
how can I reach you?
expr.
sana nasıl ulaşabilirim?
488
Speaking
I couldn't reach you
expr.
sana ulaşamadım
489
Speaking
can we reach there?
expr.
yetişebilecek miyiz?
Trade/Economic
490
Trade/Economic
full reach and burden
n.
tam erişim ve yük
491
Trade/Economic
reach the target audience
v.
hedef kitleye ulaşmak
492
Trade/Economic
reach business results
v.
iş hedeflerine ulaşmak
493
Trade/Economic
reach peak
v.
tavan yapmak
494
Trade/Economic
reach peak
v.
tavana vurmak
Law
495
Law
not reach the age of criminal responsibility
v.
cezai ehliyeti olmamak
496
Law
reach a verdict
v.
karara varmak
497
Law
reach a verdict
v.
karar vermek
498
Law
reach a conclusion
v.
karar ittihaz etmek
499
Law
reach majority
v.
reşit olmak
Politics
500
Politics
reach a compromise
v.
uzlaşmaya varmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of reach
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy