kamu - Turc Anglais Dictionnaire

kamu

Sens de "kamu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kamu public adj.
Public punishment makes children embarrassed & angry.
Kamu cezaları çocukları utandırır ve kızdırır.

More Sentences
General
kamu community n.
Tom's sentence was 25 hours of community service.
Tom'un cezası 25 saatlik kamu hizmetiydi.

More Sentences
kamu the public n.
This information shall not be disclosed to the public through the Service.
Bu bilgiler Hizmet aracılığıyla kamuya açıklanmayacaktır.

More Sentences
kamu civil adj.
Thank you, therefore, to the civil servants who support us.
Bu nedenle bizi destekleyen kamu görevlilerine teşekkür ederim.

More Sentences
kamu common adj.
When democratic parliamentary institutions refuse to acknowledge the evidence, they cease to serve the common good.
Demokratik parlamenter kurumlar kanıtları kabul etmeyi reddettiklerinde kamu yararına hizmet etmeyi bırakırlar.

More Sentences
Politics
kamu public n.
It was launched in 2010 to find innovative ways of changing public behaviour.
Kamu davranışını değiştirmenin yenilikçi yollarını bulmak için 2010 yılında başlatıldı.

More Sentences
Telecom
kamu public adj.
Denmark has an extensive public healthcare system.
Danimarka kapsamlı bir kamu sağlık sistemine sahiptir.

More Sentences
General
kamu public opinion n.
kamu the people n.
kamu general public n.
Politics
kamu commons n.
Slang
kamu joe public n.

Sens de "kamu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kamu yönetimi public administration n.
Our aid must therefore always be linked to reform programmes for public administration.
Bu nedenle yardımlarımız her zaman kamu yönetimine yönelik reform programlarıyla bağlantılı olmalıdır.

More Sentences
kamu düzeni public order n.
They must restore public order.
Kamu düzenini sağlamak zorundalar.

More Sentences
kamu görüşü public opinion n.
General
kamu kurumu public body n.
We are also astounded that public bodies have only accounted for 10% of the participants.
Kamu kurumlarının katılımcıların sadece %10'unu oluşturması da bizi hayrete düşürdü.

More Sentences
kamu açığı public deficit n.
But economic policy cannot be restricted solely to combating public deficits.
Ancak ekonomi politikası yalnızca kamu açıklarıyla mücadele etmekle sınırlandırılamaz.

More Sentences
kamu ihalesi public contract n.
A municipality should be entitled to take environmental criteria into consideration in the award of a public contract.
Bir belediye, bir kamu ihalesini verirken çevresel kriterleri göz önünde bulundurma hakkına sahip olmalıdır.

More Sentences
kamu sözleşmeleri public contracts n.
The area of public contracts is also an ideal area for taking account of people with disabilities.
Kamu sözleşmeleri alanı da engellilerin dikkate alınması için ideal bir alandır.

More Sentences
kamu malları public goods n.
So should we privatise and commoditise the world's public goods such as health, literacy, knowledge and water?
Öyleyse sağlık, okuryazarlık, bilgi ve su gibi dünyanın kamu mallarını özelleştirmeli ve metalaştırmalı mıyız?

More Sentences
kamu görevlisi public official n.
Tom is a public official.
Tom bir kamu görevlisidir.

More Sentences
kamu refahı public welfare n.
I work for public welfare.
Ben kamu refahı için çalışıyorum.

More Sentences
kamu kuruluşları public institutions n.
We know how important it is for public institutions to set an example.
Kamu kurumlarının örnek teşkil etmesinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

More Sentences
kamu idaresi public administration n.
This concern is common to most public administrations including the European institutions.
Bu endişe Avrupa kurumları da dahil olmak üzere çoğu kamu idaresi için ortaktır.

More Sentences
kamu yatırımları public investments n.
We also believe that public investment in this field must be increased.
Ayrıca bu alandaki kamu yatırımlarının arttırılması gerektiğine inanıyoruz.

More Sentences
kamu borçları public debt n.
We must fight against public debt and for a balanced budget.
Kamu borcuna karşı ve dengeli bir bütçe için mücadele etmeliyiz.

More Sentences
kamu harcamaları public expenditures n.
As is known, taxes are mainly collected to finance public expenditures.
Bilindiği üzere vergiler esas olarak kamu harcamalarının finansmanı amacıyla toplanmaktadır.

More Sentences
kamu sektörü public sector n.
I have pointed out that the further development is a relatively recent development, even for the public sector.
Bu gelişmenin kamu sektörü için bile nispeten yeni bir gelişme olduğuna dikkat çekmiştim.

More Sentences
kamu güvenliği public safety n.
In the final analysis, the economic interests have to be weighed up against public safety.
Son tahlilde ekonomik çıkarlar kamu güvenliği karşısında tartılmalıdır.

More Sentences
kamu işleri public affairs n.
Religion must remain a private affair and secularism must be the rule in public affairs.
Din özel bir mesele olarak kalmalı ve laiklik kamu işlerinde kural olmalıdır.

More Sentences
kamu hizmetleri utilities n.
Exchanges are not public utilities and they should not be granted a monopoly.
Borsalar kamu hizmeti değildir ve onlara tekel verilmemelidir.

More Sentences
kamu ihalesi public tender n.
Public tendering was devised to ensure optimum use of public monies.
Kamu ihalesi, kamu parasının en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır.

More Sentences
kamu güvenliği bürosu public security bureau n.
In China, local Public Security Bureaus will accept applications for citizenship.
Çin'de yerel Kamu Güvenliği Büroları vatandaşlık başvurularını kabul edecek.

More Sentences
kamu hizmeti public service n.
Passenger transport by rail is a public service and must remain so.
Demiryolu ile yolcu taşımacılığı bir kamu hizmetidir ve öyle kalmalıdır.

More Sentences
kamu malı public domain n.
This work has been released into the public domain by its author, Zscout370.
Bu iş yazarı Zscout370 tarafından kamu malı olarak yayınlanmıştır.

More Sentences
kamu binaları public buildings n.
Initial estimates put the damage to infrastructure and public buildings in Saxony Free State at EUR 16.5 billion.
İlk tahminlere göre Saksonya Serbest Eyaleti'nde altyapı ve kamu binalarına verilen zarar 16.5 milyar Euro'dur.

More Sentences
kamu hizmeti/görevi civil service n.
Also, too much money is being poured into the grossly distended bureaucracy of the civil service.
Ayrıca, kamu hizmetinin aşırı derecede şişmiş bürokrasisine çok fazla para akıtılmaktadır.

More Sentences
kamu denetimi public scrutiny n.
The requirements of transparency and public scrutiny of documentation are fundamental.
Şeffaflık ve belgelerin kamu denetimine tabi tutulması temel gerekliliklerdir.

More Sentences
(itibar, güvenilirlik veya kamu imajı zararına karşı) hasar kontrolü damage control n.
Pull your credit score to determine where you are and how much damage control you need to do.
Nerede olduğunuzu ve ne kadar hasar kontrolü yapmanız gerektiğini belirlemek için kredi puanınızı çekin.

More Sentences
kamu ilgisi public interest n.
Public interest in food safety is immense, as we know.
Bildiğimiz üzere gıda güvenliğine yönelik kamu ilgisi çok büyüktür.

More Sentences
kamu tarafından publicly adv.
The State Children's Health Insurance Program is publicly funded.
ABD Çocuk Sağlık Sigortası Programı, kamu tarafından finanse edilmektedir.

More Sentences
Trade/Economic
kamu kuruluşu public body n.
When the party placing the order is a public body, it represents the general public.
Siparişi veren taraf bir kamu kuruluşu olduğunda, genel halkı temsil eder.

More Sentences
kamu finansmanı public finance n.
Public financing will make research more attractive to industry, without taking industry's place.
Kamu finansmanı, endüstrinin yerini almadan araştırmayı endüstri için daha cazip hale getirecektir.

More Sentences
kamu yetkilileri public authorities n.
In other words, it concerns both the business and the public authorities.
Başka bir deyişle bu konu hem iş dünyasını hem de kamu yetkililerini ilgilendirmektedir.

More Sentences
kamu ihalesi public procurement n.
This must become a natural part of public procurement.
Bu, kamu ihalelerinin doğal bir parçası haline gelmelidir.

More Sentences
kamu yararı public welfare n.
I work for public welfare.
Kamu yararı için çalışıyorum.

More Sentences
kamu mülkiyeti public ownership n.
Economic democracy is far more than public ownership.
Ekonomik demokrasi kamu mülkiyetinden çok daha fazlasıdır.

More Sentences
kamu otoriteleri public authorities n.
To sum up, the organisation of public authorities in Turkey has most of the basic features of a democratic system.
Özetle, Türkiye'de kamu otoritelerinin örgütlenişi, demokratik bir sistemin temel özelliklerinin çoğuna sahiptir.

More Sentences
kamu tekeli public monopoly n.
To replace a public monopoly with a private one is not liberalisation.
Bir kamu tekelini özel bir tekelle değiştirmek liberalleşme değildir.

More Sentences
kamu sektörü public sector n.
Are you really seriously envisaging further global cuts in public sector income and expenditure?
Kamu sektörü gelir ve harcamalarında daha fazla küresel kesinti yapılmasını gerçekten ciddi olarak öngörüyor musunuz?

More Sentences
kamu hizmeti public service n.
We should pay more attention to public service and safety.
Kamu hizmeti ve güvenliğine daha fazla önem vermeliyiz.

More Sentences
kamu düzeni public order n.
The Council set particular store by issues of public order, security and defence.
Konsey kamu düzeni, güvenlik ve savunma konularına özel bir önem vermektedir.

More Sentences
kamu harcaması public spending n.
Controlling and streamlining public spending are worthy objectives.
Kamu harcamalarını kontrol etmek ve düzene sokmak değerli hedeflerdir.

More Sentences
kamu kuruluşu public corporation n.
SNCF is an example of a public corporation with its own statute and considerable internal autonomy.
SNCF, kendi tüzüğüne ve önemli ölçüde iç özerkliğe sahip bir kamu kuruluşu örneğidir.

More Sentences
kamu harcamaları public expenditure n.
The Commission is of the opinion that public expenditure in the farm sector must be better justified.
Komisyon, tarım sektöründeki kamu harcamalarının daha iyi gerekçelendirilmesi gerektiği görüşündedir.

More Sentences
kamu kuruluşları public institutions n.
Public institutions must not accept only the economic criterion.
Kamu kurumları sadece ekonomik kriteri kabul etmemelidir.

More Sentences
kamu yatırımları public investments n.
It will enhance the impact of public investment by means of a more coherent and targeted approach.
Bu, daha tutarlı ve hedefe yönelik bir yaklaşım yoluyla kamu yatırımlarının etkisini arttıracaktır.

More Sentences
kamu malları public goods n.
As far as Socialists are concerned, stability is a public good that must be defended.
Sosyalistler açısından istikrar, savunulması gereken bir kamu malıdır.

More Sentences
kamu televizyonu public television n.
Public television is not a monopoly and should not be one.
Kamu televizyonu bir tekel değildir ve tekel olmamalıdır.

More Sentences
kamu idaresi public administration n.
And this is not a problem of a lack of investment on the part of public administrations.
Ve bu, kamu idarelerinin yatırım yapmamasından kaynaklanan bir sorun değildir.

More Sentences
kamu malı public domain n.
This work has been released into the public domain by its author, Denelson83.
Bu iş yazarı Denelson83 tarafından kamu malı olarak yayınlanmıştır.

More Sentences
kamu ekonomisi public economy n.
Please allow me to remind you, as a teacher of public economy, Milton Freedman, said, that we are all Post-Keynesians.
Kamu ekonomisi hocası Milton Freedman'ın dediği gibi hepimizin Post-Keynesçi olduğunu hatırlatmama izin verin.

More Sentences
kamu maliyesi public finance n.
The stability programmes include the public finance strategies for the medium term.
İstikrar programları orta vadede kamu maliyesi stratejilerini içermektedir.

More Sentences
General
kamu hizmeti kuruluşları public utilities n.
kamu hizmeti şirketi public service corporation n.
kamu hizmet kuruluşları public utilities n.
kamu hukuku public law n.
kamu kurumları public enterprises n.
kamu finans kurumları government financial institutions n.
kamu hizmet kurumları public utilities n.
kamu bütçesi capital budget n.
kamu idaresi administrative regulation n.
kamu düzeni public safety n.
kamu alanları public spaces n.
kamu arazisi public domain n.
dış kamu oyu foreign public opinion n.
kamu mimarisi public architecture n.
kamu yardımı public relief n.
kamu hizmet kuruluşu utility n.
kamu için zararlı olan davranış public nuisance n.
kamu yayıncılığı public broadcasting n.
kamu borcu public debt n.
kamu işçileri workers in state enterprises n.
kamu sanatı public art n.
kamu iktisadi teşebbüsleri government business enterprises n.
kamu destek birimleri utility n.
kamu iyileştirme planı capital improvement plan n.
kamu bilgilendirme merkezi public information center n.
kamu borçlar public debts n.
kamu konutları public housing n.
kamu kesimi public sector n.
kamu personeli civil servant n.
kamu yapıları public buildings n.
kamu hakemi ombudsman n.
kamu bilgilendirme görevlisi public information officer n.
kamu binası public building n.
kamu çalışanları sendikaları government employee unions n.
kamu firması public concern n.
kamu yönetiminde internet internet in public administration n.
kamu alanı public domain n.
kamu görgü kuralları government etiquette n.
kamu sağlığı public hygiene n.
kamu hukukuna tabi sözleşme contract governed by public law n.
kamu yönetimi local government n.
kamu yardımı national assistance n.
kamu iktisati teşekkülü state economic enterprise n.
kamu bilgilendirme merkezi public affairs center n.
kamu harcamaları politikası government spending policy n.
kamu alacakları public claims n.
kamu iyileştirme programı capital improvement program n.
kamu fonları yatırımı investment of public funds n.
kamu sağlığı merkezi public health center n.
kamu yardımı social relief n.
kamu çalışmaları public works n.
kamu yararı hukuku public interest law n.
kamu hizmetlisi civil servant n.
kamu sorumluluğu public liability n.
kamu yolu public road n.
kamu kuruluşu public enterprise n.
kamu geliri public revenue n.
kamu malı public property n.
kamu vicdanı sense of community n.
kadın kamu yöneticileri women government executives n.
kamu gideri public expenditure n.
yerel kamu ihalesi local public tender n.
kamu kullanımı public use n.
kamu güvenlik teşkilatı public security agency n.
kamu karışımı social interference-intervention n.
kamu-özel sektör işbirliği public-private sector cooperation n.
iktisadi kamu kuruluşu state-owned economic enterprise n.
kamu şirketi publicly-owned corporation n.
kamu müdahalesi social interference-intervention n.
yarı kamu kuruluşu semi-public institution n.
kamu personeli seçme sınavı public personnel selection examination n.
kamu arazisi public land n.
kamu tesisleri public facilities n.
kamu hizmeti binası public building n.
kamu görevi welfare work n.
kamu yapısı public building n.
kamu yararına çalışan grup public interest group n.
kamu hizmeti utility n.
kamu hizmeti gören kuruluş utility n.
kamu hizmetleri utility n.
kamu hizmet şirketi utility n.
kamu malı government property n.
kamu görevlileri state employees n.
kamu kurum ve kuruluşları state institutions and organizations n.
sübjektif kamu hakkı subjective public right n.
kamu düzeninin çökmesi collapse of public order n.
kamu hayrına yapılan iş pro-bono work n.
kamu dışı non-utility n.
kamu inisiyatifi public initiative n.
kamu çözümü public solution n.
kamu yönetimi teorisi public administration theory n.
kamu oyunda hakim olan hava the public's mood n.
kamu oyunda hakim olan hava public mood n.
sivil kamu hizmetleri civil service n.
kamu yararına dernek public benefit society n.
kamu yararına çalışan kişi public benefactor n.
kamu düzeni ordre public n.
kamu sağlığı ve düzeni public health and order n.
kamu görevlisi public agent n.
kamu işletmelerinin fazlası surplus of government enterprises n.
hindistan'da gelir ve vergiden sorumlu kamu görevlisi tahsildar n.
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi backscratcher n.
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı charrette n.
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı charette n.
kamu yararına açılmış ve abd hükümeti tarafından korunan sahil dinlence alanı national seashore n.
(britanya'da) toplumsal sağlık, güvenlik ve eğitim için elzem görülen kamu çalışanı key worker n.
bazı kamu görevlilerinin pozisyonlarının simgesi olarak taşıdığı kısa değnek batton n.
kamu postalarını korumakla yükümlü memur mail guard n.
kamu yararına olan bazı sorunların serbestçe tartışılması ventilation n.
bir kamu kurumunun domestik ekonomisinden sorumlu kadın matron n.
şahsa tahsis edilen kamu arazisi bookland n.
kamu kaynaklarına erişimi olanların yetkili konumda bulunanlarla anlaşma halinde yaptığı bir dolandırıcılık bobol n.
şahsa tahsis edilen kamu arazisi bockland n.
yoksullara yapılan sağlık yardımlarına ayrılmış kamu fonları medicaid funds n.
kamu idaresinin veya işletme yönetiminin üst seviyeleri brass n.
kamu arşivi liber n.
doğal kaynakları veya kamu arazilerini şahsi çıkar için tahsis etme giveaway n.
yoğun kamu denetiminin olduğu yer veya durum glasshouse n.
kamu yoluyla kaplı arazi right of way n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way n.
kamu nezdinde suçlama denouncement n.
(kamu binalarında) kayıt, sözleşme, mühür, tapu gibi belge ve araçların bulunduğu oda muniment room n.
kamu suçu offence n.
kamu sıfatı office n.
kamu görevinin yerine getirilmesi officiation n.
resmi yetki kullanması sonucu zarar gören kimselere karşı sorumluluk nedeniyle bir kamu görevlisine tanınan kişisel dokunulmazlık official immunity n.
kamu karayolları road n.
kamu otoyolları road n.
kamu skandalı imbroglio n.
kamu hizmetine sunma impress n.
kamu kullanımı için el koyma impress n.
kamu kullanımına açma impressment n.
kadın kamu denetçisi ombudswoman n.
kamu denetçisi ombudsperson n.
kamu hakemi ombudsperson n.
kadın kamu hakemi ombudswoman n.
(kamu binası gibi yerlerde) yangın önlemeden sorumlu itfaiye çalışanı inspector n.
şehirdeki kamu binaları civic centre [uk] n.
mali hesapları incelemekten sorumlu kamu görevlisi comptroler [obsolete] n.
(kamu görevlileri) birbiriyle uyuşmayan hareketler sergileme incompatibility n.
halkın bir kamu hizmeti veya kurumu hakkında aydınlatılması interpretation n.
kamu görevlisi fiscal n.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı private way n.
kamu hizmetine girmiş bir erkeğe ödenen para press money [obsolete] [uk] n.
kamu vergisi veya cezası ödeyen insan grubu scotship n.
kamu arşivlerini incelemesi için işe alınan kimse searcher n.
kamu güvenliğini tehlikeye atabilecek bilgi sızıntısı security leak n.
avustralya kamu arazisi alan kimse selector n.
muaf tutulanlar haricindeki tüm hükümet programlarına eşit oranda uygulanan sabit yüzde kesintisiyle kamu harcamalarının otomatik olarak azaltılması sequestration n.
kamu hizmetleri services n.
kamu hizmeti gönüllüsü csv (community service volunteer) n.
(yeni zelanda) kamu iktisadi teşebbüsü soe (state owned enterprise) n.
kamu skandalı public scandal n.
kamu incelemesi sunshine n.
kamu binalarında kullanılan bir tür havalandırma ve aydınlatma tertibatı sun-burner n.
büyük kamu binası palace n.
kamu arazi devir aracı patent n.
spor ve eğlence faaliyetleri için ayrılmış kamu arazisi reserve [australia/new zealand] n.
(bazı ingiliz kolonilerinde) kamu hizmeti için bindirilen iş yükü statute labor n.
kamu malı property n.
hakkında kamu davası açmak file a criminal case against v.
kamu düzenini bozmak disturb the peace v.
kamu hizmeti yapmak do community service v.
kamu görevini yerine getirmek serve an office v.
(kamu kaynaklarına erişimi olanlar ve yetkili konumda bulunanlar anlaşma halinde) dolandırıcılık yapmak bobol v.
kamu denetimine sokmak officialise v.
kamu denetimine sokmak officialize v.
(bir şeyi) kamu mülkiyeti haline getirmek communalise v.
(bir şeyi) kamu mülkiyeti haline getirmek communalize v.
(bir şeyi) kamu mülkiyeti haline getirmek communalise v.
kamu önünde suçlamak post v.
(kamu arazisini) önalım hakkı ile almak preempt v.
(kamu arazisini) önalım hakkı kazanmak için işgal etmek pre-empt v.
kamu yararı gözetmek take public interest into consideration v.
ortak mülkiyet veya kamu mülkiyeti ve denetimine tabi tutmak socialize v.
ortak mülkiyet veya kamu mülkiyeti ve denetimine tabi tutmak socialise v.
kamu yararını düşünen public-minded adj.
kamu yararını düşünen public-spirited adj.
kamu dışı non-public adj.
kamu dışı nonpublic adj.
kamu tarafından finanse edilen publicly funded adj.
kamu davranış ve ahlakının resmi denetimine ilişkin censorian adj.
kamu denetiminin dışında olan quiet adj.
kamu adına görev yapan official adj.
kamu adına hizmet eden official adj.
kamu işlerinde etkin olan civic-minded adj.
kamu ile ilgili populist adj.
kamu ile ilgili populistic adj.
(kamu otoritesi olmadan) özel ihraç edilen private adj.
kamu yararına public adj.
kamu denetimine açık patent adj.
kamu çıkarı araştırma grubu pirg (public interest research group) abrev.
özel kamu yardımı spa (special public assistance) abrev.
Phrases
kamu yararına for the public weal expr.
kamu düzeni the good order of society expr.
Colloquial
kamu düzenini bozma breach of the peace n.
kamu düzenini bozma disturbance of the peace n.
belirli bir sorunun çözümünden sorumlu kamu görevlisi czar n.
belirli bir sorunun çözümünden sorumlu kamu görevlisi tsar n.
yetkisi polisten az olup polise destek veren kamu görevlisi sınıfları plastic police n.
kamu nezdinde sevilmeyen kimse public nuisance n.
sosyal bilimlerde lisans derecesi için ikinci kamu sınavı (oxford üniversitesi) schools n.
yetkili makamlar tarafından izlenebilecek, banka hesabı, temel kamu hizmetleri gibi hiçbir hizmeti kullanmayan off the grid adv.
Idioms
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) kamu yardımı almak be on relief v.
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) kamu yardımı alan on relief adj.
Trade/Economic
kamu iç mali denetim sistemi public internal financial control system n.
kamu kuruluşlarının karar ve eylemlerine karşı açılan davalara bakan mahkeme administrative tribunal n.
kamu ihalesinin açılması public bid opening n.
kamu malı public property n.
özel mülkiyete dayalı fakat kamu sektörünün temel rol oynadığı bir ekonomik sistem advanced capitalism n.
kamu kuruluşu public institute n.
kamu kesim tahvil senet ve bonoları government securities and treasury bonds n.
vergi yasalarının yürütülmesinden sorumlu kamu kuruluşu tax authority n.
kamu sektörü açığı public sector deficit n.
kamu oyu public opinion n.
kamu finansmanı ve borç yönetiminin düzenlenmesi hakkında kanun public finance and debt management law n.
kamu işletmeleri public enterprises n.
kamu kredisi government load n.
kamu harcamaları çoğaltanı government purchases multiplier n.
kamu kesimi tahvilleri public properties n.
kamu kredisi public loan n.
kamu hizmeti yapan kuruluşlar utilities n.
kalkınmakta olan bir ülkenin yabancı kamu veya özel mali yardımları etkin biçimde massedebilme absorptive capacity n.
iktisadi kamu teşebbüsleri public economic enterprises n.
kamu hizmeti reklamı public service advertising n.
kamu hizmeti gören işletmeler public service corporation n.
kamu tüketimi public consumption n.
kamu menfaati public interest n.
kamu yararına çalışan özel şirket quasi public company n.
kamu kurumu public institute n.
kamu sektörünün çıkardığı tahviller civil loan n.
kamu muhasebecisi public accountant n.
kamu kesimi tahvil, senet ve bonoları public sector bonds and notes n.
kamu hizmeti yapan kuruluşların hisse senetleri utilities n.
kamu hizmeti veren şirket utility company n.
istihdam kamu kuruluşu job centre n.
kamu hizmetlerinden yararlanan kimselerin benefit principle n.
kamu iktisadi kuruluşları public economic enterprises n.
kamu kesim tahvil, senet, bonoları public sector bonds, notes and shares n.
diğer kamu kesimi senet ve bono satışları sales revenues from other public bonds and bills n.
kamu iktisadi teşebbüsleri public economic enterprise; state economic enterprise n.
kamu harcamaları government expenditure n.
kamu yetkilisi public authority n.
savunma ve kamu yönetimi ve sosyal güvenlik kurumları defense and public administration and social security institutions n.
kamu ilişkileri müdürü government relations manager n.
kamu sektörü tahvil ve bonoları government bonds and bills n.
kamu hesapları komitesi committee of public accounts n.
kamu yetkili makamları public authorities n.
yetkili kamu muhasebecisi senior accountant n.
kamu menkul değerleri government securities n.
kamu tasarrufları government saving n.
kamu teşebbüsleri public enterprises n.
kamu borçlarından sorumlu sayman public debt accountant n.
kamu oyu oluşturucuları opinion leaders n.
devlet müdahalelerinin kamu yararı teorisi public interest theory of regulation n.
kamu kuruluşlarının çıkarttıkları tahviller public bond n.
kamu tercihi teorisi public choice theory n.
kamu istihdam hizmeti public employment service n.
kamu hesapları komisyonu public accounts commission n.
temel kamu hizmetleri public utility n.
kamu sektörü finansman açığı public sector deficit n.
kamu iktisadi teşekkülleri state economic enterprises n.
kamu işleri public affairs n.
kamu kesimi tahvil, senet ve bonoları public sector bonds, notes and bills n.
kamu harcamalarını denetlemekle görevli kurum supreme court of public accounts n.
kamu yararına çalışan veya bir davaya hizmet amacında olan kuruluşlar nonprofit organizations n.
kamu kesimi tahvilleri public goods n.
müşterek kamu hizmetlerinden sağlanan gelir joint facilities income n.
kamu açığı government deficit n.
kamu kredisi public credit n.
kamu borç tahvillerinin ödenmesi retiring public debt n.
kamu tüzel kişisi public corporation n.
kamu iktisadi teşekkülü state economic enterprise n.
kamu hizmeti gören kuruluşların tahvilleri public utility securities n.
belirli bir yılda kesinleşen kamu gelir ve harcama rakamları actual budget n.
kamu oyunda tartışmalı bir konu hakkında bilgi sunmak veya belirli bir görüşü açıklamak üzere verilen reklam advocacy advertising n.
kamu kurumlarının görev ve yetkilerini inceleyen bir hukuk dalı administrative law n.
kamu hizmet kurumları tahvilleri public utility bonds n.
kamu tasarrufu public saving n.
kamu kesimi tahvilleri public sector bonds n.
kamu işleri affairs of state n.
kamu işleri community affairs n.
belirli teknik görevleri yerine getirmekle görevli kamu personeli bureaucrats n.
kamu borcunun yeni borçlanmayla finanse edilmesi refinancing the public debt n.
kamu borçları saymanı public debt accountant n.
kamu çıkarı public interest n.
kamu girişimi public enterprise n.
kamu yatırımı government investment n.
kamu antreposu field warehouse n.
kamu menkul kıymetleri government securities n.
diğer kamu kesimi senet ve bono alışları cost of other public bonds and bills n.
kamu hizmeti gören kuruluşların çıkarttıkları tahviller public utility bond n.
kamu sektörünün verimsizliği public sector failure n.
kamu hizmetleri için çeşitli harcama fasıllarına konulan paralar allowance n.
kamu sigorta şirketi public insurance company n.
kamu paralarının yatırıldığı ve bu yolla kayrılan banka pet bank n.
kamu malları pure public goods n.
denizcilik alanındaki karar verici kamu kuruluşları maritime authorities n.
kamu kaynakları public resources n.
kamu kuruluşu public institution n.
kamu politikası public policy n.
zorunlu kamu harcamaları necessary outlay n.
diğer kamu sektörü other public sector n.
kamu işletmesi public enterprise n.
kamu şirketi public limited company n.
kamu hizmetleri fonu utility fund n.
kamu kuruluşları institutions of public utility n.
kamu kesimi public sector n.
kamu hizmet kurumu institution of public utility n.
kamu ulaşım aracı public service vehicle n.
kamu mülkiyeti public property n.
kamu gelirleri public revenue n.
kamu maksadı municipal purpose n.
kamu işletmesi public corporation n.
kamu hizmet kuruluşları public utilities n.
kamu gelirleri idaresi inland revenue authority n.
kamu istikrazı public loan n.
kamu kuruluşu public organization n.
kamu hizmeti şirketi utility company n.
kamu borcu amortismanı sinking of the public debt n.
kamu borcu public debt n.
kamu hukuku public law n.
kamu mülkü public domain n.
kamu görevlisi welfare worker n.
kamu hizmetleri dairesi utility department n.
kamu menfaati public welfare n.
kamu düzeni public policy n.
kamu davası public prosecution n.
olağanüstü kamu harcamaları extraordinary expenditures n.
sübjektif kamu hakkı subjective public right n.
kamu sektörü state sector n.
kamu kuruluşu public enterprise n.
kamu tahvili public bond n.
kamu iktisadi kuruluşu public economic organization n.
kamu borçlanması public borrowing n.
kamu ortaklığı fonu public participation fund n.
kamu bankası state bank n.
kamu bankası public bank n.
kamu sektörü government sector n.
kamu para talebi public's demand for maney n.
kamu kesimi yatırımı public investment n.
kamu borçlar public debts n.
kamu refahı yönetimi public welfare administration n.
kamu ekonomistleri government economists n.
kamu refahı public welfare n.
kamu iktisadi teşebbüsleri government business enterprises n.
kamu sözleşmeleri public contracts n.
kamu yapıları public buildings n.
kamu konutları public housing n.
kamu çalışmaları public works n.
kamu davası government litigation n.
kamu harcamaları politikası government spending policy n.
kamu muhasebesi public accounting n.
kamu hizmet kurumları public utilities n.
kamu harcamaları public expenditures n.
kamu hizmetleri public services n.
kitle iletişim araçlarında kamu refahı public welfare in mass media n.
kamu alanları public spaces n.
kamu fonları yatırımı investment of public funds n.
kamu mimarisi public architecture n.
kamu verimliliği government productivity n.
kamu taşıtları government vehicles n.
kamu yöneticileri government executives n.
kamu personel yönetimi public personnel management n.
kamu iktisadi teşebbüsü state economic enterprise n.
kamu tüzel kişiliği public entity n.
kamu iktisadi teşebbüsleri state-controlled entities n.
kamu özel ortaklığı public-private partnership n.
kamu arazisi public land n.
kamu malı public good n.
kamu kurumu public establishment n.
kamu yararı general interest n.
kamu sigortası public insurance n.
kamu teşebbüsü public enterprise n.
kamu iktisadi teşebbüsü public economic enterprise n.
kamu teşebbüsü public corporation n.
kamu yatırımı public investment n.
kamu harcaması public expenditure n.
genel kamu yararı general public welfare n.
kamu ortaklık payı public partnership interest n.
gayrisafi kamu borçları gross national debt n.
brüt kamu borçları gross national debt n.
özerk kamu kurumu autonomous public establishment n.
reklam afişlerinin kamu araçlarının sadece yarısına asılması half showing n.
kamu yararına çalışır sertifikası certificate of public convenience and necessity n.
devlet otoritesinin özel şirketlere verdiği kamu yararına çalışır belgesi certificate of public convenience and necessity n.
verginin kamu hizmetlerinden elde edilen fayda oranında alınmasını savunan kuram compensatory principle of taxation n.
telafi edici kamu harcaması compensatory spending n.
telafi edici kamu harcaması deficit spending n.
telafi edici kamu harcaması pump priming n.
olağan kamu harcamaları ordinary expenditures n.
yararlanılan kamu hizmeti oranında vergi alma prensibi benefits-received principle of taxation n.
adi kamu masrafları ordinary expenditures n.
olağan kamu masraflar ordinary expenditures n.
kamu hizmetiyle görevli firma utility n.
kamu hizmeti şirketi public service corporation n.
kamu hizmeti tahvilatı public utility securities n.
kamu kesimi borcu public sector debt n.
kamu sektörü borcu public sector debt n.
kamu kesimi borçlanma gereksinimi public sector borrowing requirement (psbr) n.
kamu muhasebesi public account n.
kamu kurumu governmental body n.
olağan kamu masrafları ordinary expenditures n.
kamu maliyesi kuramı theory of public finance n.
kamu kuruluşu public establishment n.
kamu yararına çalışan ticari girişim business affected with a public interest n.
hükümet tarafından kamu hizmetinde çalışacak işçiler için belirlenen asgari ücret prevailing rate n.
kamu çalışanları sendikası union of public employees n.
kamu sendikası public union n.
kamu kesimi bütçe disiplini public sector budget discipline n.
kamu meslek kuruluşu public occupational organization n.
kamu fonlarının rasyonel kullanımı sound use of public funds n.
kamu ve özel sektör public and private sector n.
kamu alacağı public receivables n.
kamu alacakları public receivables n.
kamu alacakları receivables from public n.
kamu alacağı receivables from public n.
kamu tüzelkişileri statutory bodies n.
kamu iktisadi kuruluşu government business enterprise n.
kamu iktisadi kuruluşu government-owned corporation n.
kamu iktisadi kuruluşu state-owned enterprise n.
kamu dairesi state agency n.
kamu görevi civil service n.
kamu ve özel kuruluşlar/şirketler public and private enterprises n.
kamu sektörü harcamaları public sector expenditures n.
kamu hizmet kuruluşu public-service corporation n.
kamu hizmet kuruluşu utility n.
kamu hizmet kuruluşu public utility n.
kamu çalışanı civil servant n.
genel kamu lisansı general public licence n.
genel kamu lisansı general public license n.
kısıtlı genel kamu lisansı lesser general public licence n.
kısıtlı genel kamu lisansı lesser general public license n.
kamu hizmetleri ücret tarifeleri utility rates n.
temel kamu hizmetleri main utilities n.
kamu sektörü endüstrileri public sector industries n.
kamu fonu public fund n.
kamu emeklilik fonu public pension fund n.
kamu ihalesi public bidding n.
kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları professional organisations with public institution status n.
kamu muhasebe standartları kurulu governmental accounting standards board n.
kamu net borç stoku public net debt stock n.
kamu iskontosu public discount n.
kamu indirimi public discount n.
kamu yayım hizmetleri public extension services n.
kamu kullanımına sunulan cihazlar devices for public use n.
elektronik kamu alımları platformu (ekap) electronic public procurement platform (eppp) n.
kamu konut kurumu (abd) public housing authority n.
reel kamu harcamaları real public expenditures n.