kirletmek

Sens de "kirletmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 93 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	kirletmek	pollute v.
The factories pollute the air with toxic fumes. Fabrikalar zehirli dumanlarıyla havayı kirletiyor. More Sentences
General
2	General	kirletmek	profane v.
The puritans took on profaning the holy place of the minority by drawing graffiti on its walls. Püritenler, duvarlarına grafitiler çizerek azınlığın kutsal mekânını kirletmeye başladılar. More Sentences
3	General	kirletmek	foul v.
The toxic wastes from a factory have fouled near rivers. Bir fabrikanın zehirli atıkları yakınındaki nehirleri kirletiyordu. More Sentences
4	General	kirletmek	foul up v.
Smokers foul up the air. Sigara içenler havayı kirletmektedir. More Sentences
5	General	kirletmek	defile v.
Paragraph 15 ruins the whole text by defiling a very serious issue. Paragraf 15, çok ciddi bir konuyu kirleterek tüm metni mahvetmektedir. More Sentences
6	General	kirletmek	dirty v.
All the clothes were dirtied after they were done with painting. Boyama işi bittikten sonra tüm giysiler kirlenmişti. More Sentences
7	General	kirletmek	sully v.
Oil spills have sullied the sea. Petrol sızıntıları denizi kirletti. More Sentences
8	General	kirletmek	soil v.
I can't believe you soiled your diaper again! Altını yine kirlettiğine inanamıyorum! More Sentences
9	General	kirletmek	stain v.
She also pleaded with them not to let a single drop of the people’s blood stain the earth. Ayrıca halkın kanının tek bir damlasının bile yeryüzünü kirletmesine izin vermemelerini rica etti. More Sentences
10	General	kirletmek	desecrate v.
Your crimes have desecrated your ancestor's graves. İşlediğiniz suçlar atalarınızın mezarlarını kirletti. More Sentences
11	General	kirletmek	soil v.
How afraid you are to soil your hands! Ellerini kirletmekten ne kadar korkuyorsun! More Sentences
12	General	kirletmek	foul v.
Cigarette smoke fouls the air in a room. Sigara dumanı, odadaki havayı kirletir. More Sentences
13	General	kirletmek	taint v.
The sea water is tainted with chemicals from the factory. Deniz suyu fabrikadan gelen kimyasallarla kirlenmiş durumda. More Sentences
Technical
14	Technical	kirletmek	stain v.
She also pleaded with them not to let a single drop of the people’s blood stain the earth. Ayrıca, halkın kanının tek bir damlasının bile yeryüzünü kirletmesine izin vermemelerini rica etti. More Sentences
15	Technical	kirletmek	soil v.
Where did you soil them? Onları nerede kirlettiniz? More Sentences
Environment
16	Environment	kirletmek	pollute v.
This could lead to the use of lorries that pollute more. Bu da çevreyi daha fazla kirleten kamyonların kullanılmasına yol açabilir. More Sentences
General
17	General	kirletmek	make soiled v.
18	General	kirletmek	ravish v.
19	General	kirletmek	slur v.
20	General	kirletmek	smear v.
21	General	kirletmek	slander v.
22	General	kirletmek	grime v.
23	General	kirletmek	tarnish v.
24	General	kirletmek	make dirty v.
25	General	kirletmek	colly v.
26	General	kirletmek	bespatter v.
27	General	kirletmek	spot v.
28	General	kirletmek	besmirch v.
29	General	kirletmek	begrime v.
30	General	kirletmek	smutch v.
31	General	kirletmek	daub v.
32	General	kirletmek	make unclean v.
33	General	kirletmek	vitiate v.
34	General	kirletmek	blot v.
35	General	kirletmek	bemire v.
36	General	kirletmek	calumniate v.
37	General	kirletmek	violate v.
38	General	kirletmek	draggle v.
39	General	kirletmek	mess v.
40	General	kirletmek	smirch v.
41	General	kirletmek	befoul v.
42	General	kirletmek	spatter v.
43	General	kirletmek	make impure v.
44	General	kirletmek	contaminate v.
45	General	kirletmek	besmear v.
46	General	kirletmek	bedaub v.
47	General	kirletmek	mess up v.
48	General	kirletmek	blacken v.
49	General	kirletmek	muck up v.
50	General	kirletmek	beslime v.
51	General	kirletmek	inquinate v.
52	General	kirletmek	nasty [dialect] v.
53	General	kirletmek	attaminate [obsolete] v.
54	General	kirletmek	beray v.
55	General	kirletmek	besoil v.
56	General	kirletmek	bleck [dialect] [uk] v.
57	General	kirletmek	blur v.
58	General	kirletmek	lurry v.
59	General	kirletmek	mucky [dialect] [uk] v.
60	General	kirletmek	clat [dialect] [uk] v.
61	General	kirletmek	dag [dialect] [uk] v.
62	General	kirletmek	rubbish v.
63	General	kirletmek	impure [obsolete] v.
64	General	kirletmek	deturpate [obsolete] v.
65	General	kirletmek	dishonest [obsolete] v.
66	General	kirletmek	disslander [obsolete] v.
67	General	kirletmek	infect v.
68	General	kirletmek	draggle v.
69	General	kirletmek	conspurcate [obsolete] v.
70	General	kirletmek	coinquinate v.
71	General	kirletmek	foil [obsolete] v.
72	General	kirletmek	scunge v.
73	General	kirletmek	slubber [dialect] [uk] v.
74	General	kirletmek	smatter [obsolete] v.
75	General	kirletmek	smirch v.
76	General	kirletmek	smit v.
77	General	kirletmek	smooch v.
78	General	kirletmek	poison v.
79	General	kirletmek	splutter v.
80	General	kirletmek	splash v.
81	General	kirletmek	spark v.
82	General	kirletmek	splosh v.
Phrasals
83	Phrasals	kirletmek	trash out v.
Technical
84	Technical	kirletmek	contaminate v.
85	Technical	kirletmek	smudge v.
Aeronautic
86	Aeronautic	kirletmek	contaminate to v.
Geography
87	Geography	kirletmek	defile v.
Archaic
88	Archaic	kirletmek	dirt v.
89	Archaic	kirletmek	slurry v.
Slang
90	Slang	kirletmek	smarm v.
91	Slang	kirletmek	scuzz up v.
92	Slang	kirletmek	schmear v.
93	Slang	kirletmek	schmeer v.

Sens de "kirletmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 62 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	kirletmek (mikrop/zehir vb ile)	contaminate v.
Contaminating the water sources is a war crime. Su kaynaklarını kirletmek bir savaş suçudur. More Sentences
2	General	çevreyi kirletmek	pollute v.
It is equally unthinkable that people should cite the right to pollute. İnsanların çevreyi kirletme hakkından bahsetmesi de aynı derecede düşünülemez. More Sentences
3	General	çevreyi kirletmek	pollute the environment v.
Health is tied in with the environment and with the way in which we pollute the environment. Sağlık, çevreyle ve çevreyi kirletme şeklimizle bağlantılıdır. More Sentences
4	General	havayı kirletmek	pollute the air v.
Do we really want all these cars polluting the air? Tüm bu arabaların havayı kirletmesini gerçekten istiyor muyuz? More Sentences
5	General	namusunu kirletmek	disglory [obsolete] n.
6	General	namusunu kirletmek	dishonour v.
7	General	namusunu kirletmek	soil v.
8	General	namusunu kirletmek	shame v.
9	General	namusunu kirletmek	pollute v.
10	General	namusunu kirletmek	dishonor v.
11	General	adını kirletmek	tarnish somebody's name v.
12	General	çevreyi kirletmek	harm the environment v.
13	General	yerlere sürüyerek kirletmek	drabble v.
14	General	yeniden kirletmek	recontaminate v.
15	General	paça veya eteklerini yerde sürüyerek (giysiyi) kirletmek	bedaggle v.
16	General	dışkıyla kirletmek	bedung v.
17	General	yağ ile kirletmek	begrease v.
18	General	yabancı bir maddeyle kirletmek	bestain v.
19	General	enfiye ile kirletmek	besnuff v.
20	General	kusmukla kirletmek	bespew v.
21	General	isle kirletmek	besmoke v.
22	General	tükürükle kirletmek	bespawl v.
23	General	(havayı) kirletmek	vitiate v.
24	General	parmakla yapılmış gibi kirletmek	bethumb v.
25	General	parmakla kirletmek	bethumb v.
26	General	boya, yağ ile kirletmek	borm [dialect] v.
27	General	namusunu kirletmek	depudicate v.
28	General	çok kirletmek	overstain v.
29	General	sürüyerek ıslatıp kirletmek	drabble v.
30	General	isle kirletmek	crock [dialect] v.
31	General	ağızdan bulaşan yiyecekle kirletmek	slobber v.
32	General	kurum ile kirletmek	sooty v.
33	General	sıçrayarak kirletmek	splatch v.
34	General	sıçratarak kirletmek	splash v.
35	General	sıçrayarak kirletmek	splosh v.
36	General	havayı kirletmek	funk v.
Phrasals
37	Phrasals	bir şeyi kirletmek	dirty something up v.
38	Phrasals	ile kirletmek	pollute with v.
39	Phrasals	(iftirayla/yalanla/şikayetle/dedikoduyla) adını kirletmek/lekelemek	besmirch someone or something with something v.
40	Phrasals	(iftirayla/yalanla/şikayetle/dedikoduyla) adını kirletmek/lekelemek	besmirch (someone or something) with (something) v.
41	Phrasals	birini ya da bir şeyi bir şey ile kirletmek	contaminate someone or something with something v.
42	Phrasals	(bir şeyi bir şeyle) kirletmek	taint (something) with (something) v.
43	Phrasals	ile kirletmek	contaminate with v.
44	Phrasals	zehirli bir şeyle kirletmek	poison with (something) v.
45	Phrasals	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) kirletmek	pollute (something or some place) with (something else) v.
46	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyle) lekelemek/kirletmek	spatter (someone or something) with (something) v.
47	Phrasals	(bir şey) sıçratarak kirletmek	spatter with v.
48	Phrasals	sıçratarak (bir şeyi) kirletmek/lekelemek	spatter up (something) v.
Colloquial
49	Colloquial	altını kirletmek	soil (one's) nappy [uk] v.
50	Colloquial	-i kirletmek	dirty up v.
Idioms
51	Idioms	elini kirletmek	dirty one's hands v.
52	Idioms	elini kirletmek	soil one's hands v.
53	Idioms	elini kirletmek	get one's hands dirty v.
54	Idioms	birinin adını/ismini kirletmek/lekelemek	soil one's name v.
55	Idioms	elini kirletmek	sully (one's) hands v.
56	Idioms	elini kirletmek	get hands dirty and dirty hands; soil hands v.
57	Idioms	elini kirletmek	get your hands dirty v.
58	Idioms	elini kirletmek	sully your hands v.
Archaic
59	Archaic	(giysiyi) çamurda sürükleyerek ıslatıp kirletmek	daggle v.
Slang
60	Slang	altını kirletmek	kaka v.
61	Slang	altını kirletmek	caca v.
62	Slang	altını kirletmek	cack v.