knife - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

knife

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "knife" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 13 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
knife n. bıçak
General
knife n. çakı
knife n. bıçak
knife n. tığ
knife n. uzun ve ince keskin çıkıntı
knife v. arkadan vurmak
knife v. bıçakla kesmek
knife v. bıçaklamak
knife v. kesmek
knife v. bıçakla yarmak
knife v. bıçakla yarıyormuşçasına bölmek
knife v. gizlice kuyusunu kazmak
knife v. dışlamak için sistematik olarak yok saymak

Sens de "knife" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
pocket knife n. çakı
knife holder n. bıçaklık
with a knife adj. bıçaklı
General
budding knife n. aşı bıçağı
knife grinder n. bileği taşı
pruning knife n. budama bıçağı
knife grinder n. çarkçı
clasp knife n. sustalı bıçak
doctor knife n. rakle
flick knife n. sustalı bıçak
stripping knife n. rakle
scraping knife n. sıyırıcı
knife grinder n. bıçak bileyici
putty knife n. macun ıspatulası
chopping knife n. satır
carving knife n. oymacılık bıçağı
automatic knife n. sustalı bıçak
knife grinder n. bileyici
war of the knife n. süngü savaşı
scraping knife n. rakle
doctor knife n. sıyırıcı
butcher knife n. kasap bıçağı
surgeon's knife n. bisturi
knife sharpener n. bileği
stripping knife n. sıyırıcı
bowie knife n. uzun ve eğri bıçak
clasp knife n. büyük çakı
table knife n. sofra bıçağı
knife edge n. bıçak ağzı
knife sharpener n. bıçak bileyici alet
flick knife n. sustalı çakı
grafting knife n. aşı bıçağı
shoemaker's knife n. falçeta
clasp knife n. sustalı çakı
carving knife n. sofrada kullanılan et bıçağı
fruit knife n. meyve bıçağı
paper knife n. kağıt bıçağı
bread knife n. ekmek bıçağı
knife wound n. bıçak yarası
razor blade knife n. maket bıçağı
stationery knife n. maket bıçağı
stanley knife n. maket bıçağı
utility knife n. maket bıçağı
carpet knife n. maket bıçağı
ceramic knife n. seramik bıçağı
flick-knife n. sustalı bıçak
knife-edge n. bıçak ağzı
jack-knife n. büyük çakı
paring knife n. soyma bıçağı
knife fight n. bıçak düellosu
knife fight n. bıçaklı kavga
sharp knife n. keskin bıçak
blunt knife n. kör bıçak
dull knife n. kör bıçak
craft knife n. maket bıçağı
pouch for knife fork spoon n. bıçak çatal kaşık kılıfı
hunting knife n. av bıçağı
fish knife n. balık bıçağı
hand knife n. el bıçağı
rusted/rusty knife n. paslı bıçak
butter knife n. tereyağ bıçağı
pocket knife n. cep bıçağı
knife box n. bıçak kutusu
knife case n. bıçak kılıfı
knife marks n. bıçak izleri
knife-rest n. bıçak altlığı
knife box n. bıçak kasası
carving knife n. et bıçağı
knife fight n. bıçaklı dövüş
knife fighter n. bıçak dövüşçüsü
doner knife attack n. döner bıçağıyla saldırı
knife attack n. bıçaklı saldırı
knife attack method n. bıçakla saldırı yöntemi
stainless steel knife n. paslanmaz çelik bıçak
snap blade knife n. falçata
knife edge n. bıçak sırtı (terazi)
saw edge bread knife n. testere ağızlı ekmek bıçağı
saw edge bread knife n. testereli ekmek bıçağı
bowie knife n. bir tür av bıçağı
chopping knife n. et bıçağı
swiss army knife n. isviçre çakısı
snap off knife n. maket bıçağı
snap off knife n. falçata
knife throwing n. bıçak atma
jack-knife n. iri çakı
jack-knife n. çakı
jack-knife n. sustalı çakı
pocket-knife n. çakı
jack-knife n. büyük cep çakısı
pocket-knife n. cep bıçağı
swiss pocket knife n. isviçre çakısı
knife scar n. bıçak izi
butterfly knife n. kelebek bıçak
salad knife n. salata bıçağı
trench knife n. muharebe bıçağı
trench knife n. (savaşta) yakın dövüş bıçağı
sickle-shaped knife n. tahra
band knife n. kumaş ve benzeri ince ve yumuşak malzeme kesme aleti
bench knife n. hamur kesme/sıyırma bıçağı
punch knife n. yakın dövüş bıçağı
case knife n. yemek bıçağı
dessert knife n. tatlı bıçağı
letter knife n. zarf açacağı
letter knife n. mektup açacağı
letter knife n. kağıt bıçağı
paper knife n. zarf açacağı
paper knife n. mektup açacağı
paper knife n. kağıt bıçağı
boning knife n. sıyırma bıçağı
knife edge n. kritik nokta
knife edge n. karar verme sürecindeki kırılma noktası
knife pleat n. bir yöne kıvrılmış tek pli
knife rest n. bıçak altlığı
knife rest n. bıçaklık
knife rest n. bıçak standı
knife thrust n. bıçakla yapılan kuvvetli darbe
knife thrust n. keskin ve sivri bir araçla yapılan kuvvetli darbe
knife-edge n. keskin ve dar kenar
knife-point n. bıçağın sivri ucu
voiding knife n. yiyecek parçalarını toplayıp bir kaba koymak için kullanılan bir bıçak
skinning knife n. yüzme bıçağı
bolo knife n. bolo bıçağı
bush knife [australia] n. taktik bıçak
fan knife n. kelebek bıçak
batangas knife n. kelebek bıçak
gully knife [dialect] [uk] n. büyük bıçak (kasap bıçağı, et bıçağı)
gully knife [dialect] [uk] n. kılıç
knife holder n. bıçaklık
flick knife n. çakı bıçak
flick knife n. düğmeye basılınca açılan cep çakısı
flick-knife n. çakı bıçak
flick-knife n. düğmeye basılınca açılan cep çakısı
scalping knife n. kızılderililerin düşmanın kafa derisini yüzmek için kullandıkları bıçak
spalding knife n. ahşap saplı bir çakı türü
spalding knife n. morina ayıklama bıçağı
spalting knife n. morina ayıklama bıçağı
attack with a drawn knife v. bıçak çekmek
have one's knife into somebody v. kancayı takmak
peel off with knife v. bıçakla sıyırmak
get one's knife into v. ameliyat etmek
get one's knife into v. bıçaklamak
get one's knife into v. kesmek
get one's knife into v. içine bıçak sokmak
draw (out) a knife v. bıçak çekmek
take out a knife v. bıçak çekmek
pull (out) a knife v. bıçak çekmek
sharpen a knife v. bıçak bilemek
draw a knife v. bıçak çizmek
attack with a knife v. bıçakla saldırmak
twist the knife v. yarayı deşmek
turn the knife v. yaraya tuz basmak
twist the knife v. yaraya tuz basmak
turn the knife v. yarayı deşmek
jack-knife v. ikiye katlanmak
get one's knife into v. başına dert olmak
get one's knife into v. başına dert açmak
get one's knife into v. (birine) sorun yaratmak
unsheat knife v. bıçağı kınından çıkarmak
sheath knife v. bıçağı kınına koymak
wave the knife v. bıçak sallamak
threaten someone with a knife v. birini bıçakla tehdit etmek
stick a knife in v. bıçaklamak
stick a knife in v. bıçak saplamak
kill with a knife v. bıçaklayarak öldürmek
stick a knife in v. bıçak batırmak
kill with a knife v. bıçakla öldürmek
put a knife on one's throat v. birinin boğazına bıçak dayamak
attack someone with a knife v. birine bıçakla saldırmak
stick the knife right into his stomach v. bıçağı adamın böğrüne saplamak
jack-knife v. ayaklarını tutarak dalmak
be armed with a knife v. bıçak taşımak
knife-wielding adj. bıçaklı (saldırgan vb)
on a knife-edge adv. gergin
with a knife adv. bıçaklı
Colloquial
jack-knife n. römorkun araç üzerine katlandığı kamyon kazası
before you can say knife expr. birden
on a knife-edge expr. bıçak sırtında
before you can say knife expr. fırsat bulmadan
before you can say knife expr. soluk almadan
Idioms
a knife in the back n. sırtından bıçaklama
a knife in the back n. hainlik yapma
a knife in the back n. ihanet etme
a knife in the back n. kalleşlik etme
a knife in the back n. arkadan vurma
under the knife n. ameliyatta
work knife n. iş bıçağı
a turn/twist of the knife n. (üzüntüye vb) tuz biber (ekmek)
a knife in the back n. ihanet
a knife in the back n. kalleşlik
long knife n. tetikçi
long knife n. birini öldürmesi için tutulan kimse
long knife n. suikastçı
long knife n. infazcı
long knife n. aba altından gösterilen sopa
long knife n. göz dağı
long knife n. güç gösterisi
long knife n. suikastçı
long knife n. kiralık katil
long knife n. birinin pis işlerini yerine getirmesi için tutulmuş adamı
an atmosphere that you could cut with a knife n. gergin ortam
an atmosphere that you could cut with a knife n. stresli ortam
an atmosphere that you could cut with a knife n. gergin ortam
an atmosphere that you could cut with a knife n. stresli ortam
bring a knife to a gunfight v. bir göreve/yarışmaya/toplantıya/hazırlanmadan gitmek
go under the knife v. ameliyat olmak
stab a knife in someone's back v. arkadan vurmak
stick the knife in v. aşağılamak
put the knife in v. aşağılamak
be on a knife edge v. bıçağın ucunda olmak
have your knife into someone v. birisinin başına çorap örmek
pull a knife on someone v. birine bıçak çekmek
go under the knife v. bıçak altına yatmak
be on a knife-edge v. bıçak sırtında olmak
be on a knife edge v. diken üstünde olmak
get one's knife into v. diş bilemek
cut the air with a knife v. elektriklenmek
cut the air with a knife v. gerginleşmek
cut through something like a hot knife through butter v. kolayca kesmek
go through something like a hot knife through butter v. kolayca kesmek
be on a knife edge v. süngünün ucunda olmak
be on a knife edge v. pamuk ipliğine bağlı olmak
put the knife in v. yerin dibine batırmak
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
turn the knife in the wound v. yarayı deşmek
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
turn the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
turn the knife in the wound v. yarayı deşmek
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
turn the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
stick the knife in v. yerin dibine batırmak
catch a falling knife v. (fiyatı) düşmekte olan hisseyi almak
catch a falling knife v. (fiyatı) düşerken hisse almak
get (one's) knife into (someone) v. (birine karşı) iğneleyici olmak
get (one's) knife into (someone) v. (birine karşı) eleştirel yaklaşmak
get (one's) knife into (someone) v. (birine karşı) kaba davranmak
get (one's) knife into (someone) v. (birinin) üstüne gitmek
get (one's) knife into (someone) v. (birine karşı) kırıcı olmak
get (one's) knife into (someone) v. (birine) son darbeyi vurmak
get (one's) knife into (someone) v. (birini) can evinden vurmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) iğneleyici olmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) eleştirel yaklaşmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) kaba davranmak
get the knife into (someone) v. (birinin) üstüne gitmek
get the knife into (someone) v. (birine karşı) kırıcı olmak
get the knife into (someone) v. (birine) son darbeyi vurmak
get the knife into (someone) v. (birini) can evinden vurmak
get the knife into (or in) someone v. birine düşmanca bir şey yapmak
get the knife into (or in) someone v. birine saldırmak
get the knife into (or in) someone v. bıçağı birine saplamak
stick the knife into (or in) someone v. birine düşmanca bir şey yapmak
stick the knife into (or in) someone v. birine saldırmak
stick the knife into (or in) someone v. bıçağı birine saplamak
have (one's) knife into (someone) [uk/australia] v. kancayı (birine) takmak
have (one's) knife into (someone) [uk/australia] v. (birinin) başına çorap örmek
have (one's) knife into (someone) [uk/australia] v. (birinin) hayatını zorlaştırmak
put the knife into somebody v. birini eleştirmek
put the knife into somebody v. birini yerin dibine sokmak
put the knife into somebody v. birine kasten zarar vermeye çalışmak
put the knife into somebody v. birini bıçaklamak
put the knife into somebody v. birine bıçağı sokmak
stick the knife into somebody v. birini eleştirmek
stick the knife into somebody v. birini yerin dibine sokmak
stick the knife into somebody v. birine kasten zarar vermeye çalışmak
stick the knife into somebody v. birini bıçaklamak
stick the knife into somebody v. birine bıçağı sokmak
play a good knife and fork v. iştahla yemek
play a good knife and fork v. hapır hupur yemek
play a good knife and fork v. tıka basa yemek
get one's knife into (someone) v. (birine karşı) iğneleyici olmak
get one's knife into (someone) v. (birine karşı) eleştirel yaklaşmak
get one's knife into (someone) v. (birine karşı) kaba davranmak
get one's knife into (someone) v. (birinin) üstüne gitmek
get one's knife into (someone) v. (birine karşı) kırıcı olmak
get one's knife into (someone) v. (birini) can evinden vurmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) iğneleyici olmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) eleştirel yaklaşmak
get the knife into (someone) v. (birine karşı) kaba davranmak
get the knife into (someone) v. (birinin) üstüne gitmek
get the knife into (someone) v. (birine karşı) kırıcı olmak
get the knife into (someone) v. (birini) can evinden vurmak
get your knife into somebody v. birinin başına çorap örmek
get your knife into somebody v. birine sürekli zarar vermek
get your knife into somebody v. birinin canını yakmak
have your knife in somebody v. birinin başına çorap örmek
have your knife in somebody v. birine sürekli zarar vermek
have your knife in somebody v. birinin canını yakmak
pull a knife v. bıçak çekmek
pull a knife on (one) v. (birine) bıçak çekmek
knife-edge adj. jilet gibi katlanmış
knife-edge adj. muntazam
knife-edge adj. keskin
knife-edge adj. çetin
knife-edge adj. keskin, dar ve geçilmesi zor
on the knife-edge expr. bıçak sırtında
under the knife expr. bıçak altına yatmış
on a knife-edge expr. bıçak sırtında
under the knife expr. bıçak altında
you could cut the atmosphere with a knife expr. çok gergin (ortam)
on a knife-edge expr. diken üstünde
like a (hot) knife through butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
back in the knife drawer, miss sharp expr. lafına dikkat et
back in the knife drawer, miss sharp expr. ağzından çıkanı kulağın duysun
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) çok boğucu
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) çok yoğun
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) çok belirgin
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) çok aşikar
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) çok kuvvetli
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar yoğun
you could cut (something) with a knife expr. (bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar belirgin
you could cut it with a knife expr. bunaltıcı (hava, ortam)
you could cut it with a knife expr. boğucu (hava, ortam)
you could cut it with a knife expr. sıkıntılı (hava, ortam)
you could cut it with a knife expr. belirgin (aksan, diksiyon)
you could cut it with a knife expr. ağır (aksan, diksiyon)
you could cut it with a knife expr. aşırı (aksan, diksiyon)
you could cut it with a knife expr. baskın (aksan, diksiyon)
you could cut it with a knife expr. gergin (atmosfer, ortam)
don't bring a knife to a gunfight expr. bir göreve/yarışmaya/toplantıya/hazırlanmadan gelme
like a knife through butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
like a knife through butter expr. kolayca (kesme/geçme)
Speaking
before you can say knife expr. hızla
is that a knife? expr. o bir bıçak mı?
Trade/Economic
paper knife n. mektup açacağı
paper knife n. mektup bıçağı
Law
knife-point robbery n. bıçak zoruyla soygun
murderer armed with a knife n. bıçaklı katil
carry a knife v. bıçak taşımak
Technical
drawing knife n. ağaç bıçağı
bowie knife n. av bıçağı
grafting knife n. aşı bıçağı
hook knife n. bağcı çakısı
fish knife n. balık bıçağı
hook knife n. bahçıvan çakısı
knife forging n. bıçak dövme
knife gate valve n. bıçak sürgülü vana
knife grinder n. bıçak bileyici
knife-type fuse n. bıçaklı sigorta
knife file n. bıçak eğesi
knife blade n. bıçak ağzı
knife line attack n. bıçak çizgisi atağı
knife sharpener n. bıçak bileme aleti
slitter knife n. bobin kesici bıçak
knife edge pivot n. bıçak sırtı döngülü
knife mat n. bıçak örtüsü
knife switch n. bıçaklı komütatör
knife-sharpener n. bıçak bileme aleti
knife coating n. bıçak kaplama
knife sharpener n. bileği
knife braker n. bıçaklı sigorta
knife sharpener n. bıçak bileme aygıtı
knife grinder n. bıçak taşlayıcı
knife edge file n. bıçak ağızlı eğe
knife-edge support n. bıçak sırtı mesnet
knife-switch n. bıçaklı şalter
glazing knife n. camcı bıçağı
chest knife n. çatlatma demiri
glass knife n. cam bıçağı
glass cutting knife n. cam kesme makası
putty knife n. camcı bıçağı
double doctor knife n. çift rakle
pocket-knife n. çakı
steel knife n. çelik bıçak
slitter knife n. dairesel kesici bıçak
circular knife n. dairesel bıçak
punch knife n. delgi bıçağı
knife-edge support n. dikine lama mesnet
hook knife n. eğri çakı
diamond knife n. elmas bıçak
gas knife n. gazlı kesici
curved knife n. falçata
sapphire knife n. gökyakut bıçağı
silver knife n. gümüş bıçak
goller knife n. goller bıçağı
race knife n. gemi yapımında kullanılan iskeletleri, levhaları veya metalleri işaretlemek için kullanılan kesici bir alet
pallet knife n. hamur bıçağı
floating knife n. havada rakle
microtome knife n. incekeser bıçağı
drawing knife n. iki saplı bıçak
palette knife n. karıştıraç
velvet knife n. kadife bıçağı
cable knife n. kablo bıçağı
sheath knife n. kaplama bıçağı
hooked knife n. kancalı bıçak
knife-edge loading n. kılıcına yükleme
case knife n. kını içinde taşınan bıçak
shearing knife n. kesme bıçağı
knife tool n. kesici aygıtlar
race knife n. kesici bir alet
chest knife n. koparma demiri
putty knife n. macun ıspatulası
putty knife n. macun bıçağı
microtome knife n. mikrotom bıçağı
bolt knife n. mücellit bıçağı
rag knife n. paçavra bıçağı
plane knife n. planya tığı
palette knife n. palet bıçağı
scraping knife n. rakla bıçağı
doctor knife n. rakle bıçağı
sapphire knife n. safir bıçağı
plane knife n. rende tığı
stripping knife n. rakle bıçağı
scraping knife n. sıyırma bıçağı
stripping knife n. sıyırma bıçağı
doctor knife n. sıyırma bıçağı
putty knife n. spatula
band-knife shearing machine n. şerit bıçaklı kesme makinesi
knife tool n. torna kalem takımı
unipolar knife switch n. tek kutuplu bıçak şalteri
vibrating knife n. titreşimli bıçak
knife-file n. yassı eğe
knife-edge n. kaldıraçta veya denge tahtasında düşük sürtünmeli destek noktası olarak kullanılan metal takoz
fleshing knife n. deri yüzme bıçağı
palette knife n. spatula
putty knife n. spatula
Computer
punch knife n. delgi bıçağı
Electric
knife switch n. bıçaklı şalter
knife-switch n. bıçaklı komütatör
knife switch n. bıçaklı anahtar
knife-switch n. bıçak enterüptör
knife switch n. kamalı şalter
Mechanic
knife handle wrench n. ingiliz anahtarı
Textile
band knife n. bant bıçağı
double doctor knife n. çift rakle
hand knife n. el makası
floating knife n. havada rakle
velvet knife n. kadife bıçağı
stripping knife n. kazıma raspası
scraping knife n. rakle bıçağı
stripping knife n. rakle bıçağı
doctor knife n. rakle bıçağı
stripping knife n. sıyırma raspası
scraping knife n. sıyırma bıçağı
stripping knife n. sıyırma bıçağı
doctor knife n. sıyırma bıçağı
circular knife n. yuvarlak bıçak
Construction
glazing knife n. camcı bıçağı
filling knife n. dolgu ıspatulası
glazing knife n. spatula
Woodworking
hoop knife n. varil yapımında kullanılan yontma bıçağı
Automotive
windshield removal knife n. ön cam ayırma bıçağı
putty knife n. spatula
Aeronautic
knife edge n. bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddeler
Medical
knife-like pain n. bıçak saplanır gibi ağrı
knife cut n. bıçak kesiği
gamma-knife treatment unit n. çok sayıda radyoaktif cobalt kaynağı kullanılarak yapılan çok açılı radyoterapi
surgical knife n. cerrah bıçağı
gamma knife surgery n. gamma knife cerrahisi
gamma knife n. gama bıçağı
gamma knife® n. stereotaktik radyocerrahide kullanılan bir cihaz markası
dissecting knife n. skalpel
dissecting knife n. neşter
Optics
knife edge test n. bıçak kenarı testi
Food Engineering
ridge knife n. çatı biçiminde uçları olan bıçak
goller knife n. goller bıçağı
Gastronomy
hunter knife n. avcı bıçağı
fish fillet knife n. balık fileto bıçağı
fish knife n. balık bıçağı
knife sharpener n. biley taşı
bread knife n. ekmek bıçağı
steak knife n. et bıçağı
fillet knife n. fileto bıçağı
paring knife n. küçük bıçak
knife sharpener n. masat
paring knife n. meyve sebze soymak için küçük bıçak
paring knife n. patates soyma bıçağı
cheese knife n. peynir bıçağı
butter knife n. tereyağı bıçağı
balance knife n. sapı sayesinde masaya temas etmeyen mutfak bıçağı
kitchen knife n. yemek hazırlamada kullanılan bıçak
kitchen knife n. mutfak bıçağı
knife-handle n. bambu istiridye
knife-sharpener n. bıçak bilemek için kullanılan bir mutfak gereci
grapefruit knife n. greyfurt bıçağı
grapefruit knife n. uç kısmında kavis bulunan tırtıklı küçük bıçak
fish knife n. üst kenarı süslemeli küçük balık bıçağı
fish knife n. balık servis bıçağı
Statistics
pseudo-values of the jack knife n. jackknife sözde değerleri
Biology
molecular knife n. spesifik genleri kesip yok edebilen sentetik enzim
Marine Biology
knife-edge-selection n. bıçak ağzı seçme
knife-handle n. uzun ve kavisli ince kabuğu olan deniz midyesi
Botanic
knife grass (scleria latifolia) n. bıçak gibi keskin ve sert uçlu yaprakları olan amerika'ya özgü tropik bir hasırotu
dutch case-knife bean n. amerika'ya özgü kırmızı çiçekli çok yıllık bir bitki
Agriculture
budding knife n. aşı bıçağı
grafting-knife n. aşı bıçağı
pruning knife n. budama bıçağı
beet knife n. pancar bıçağı
weeding knife n. tarla bıçağı
soil knife n. tarla bıçağı
soil knife n. toprak bıçağı
weeding knife n. toprak bıçağı
hay knife n. saman bıçağı
hay knife n. ot bıçağı
corn knife n. mısır kesme bıçağı
Apiculture
uncapping knife n. sır bıçağı
skep knife n. sepet bıçağı
Tobacco
knife feed n. bıçak ilerletme
knife sharpener n. bıçak bileyici
knife advance n. bıçak ilerletme
knife key n. bıçak anahtarı