legs - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

legs

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "legs" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
legs n. bacaklar

Sens de "legs" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 301 résultat(s)

Anglais Turc
General
bandy legs n. çarpık bacak
hind legs n. arka ayaklar
frog legs n. kurbağa bacağı
standing on hind legs n. susta
sea legs n. fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme becerisi
hind legs n. arka bacaklar
arms or legs n. kollar veya bacaklar
arms and legs n. kollar ve bacaklar
front legs n. ön ayaklar
standing on hind legs n. arka ayakları üzerinde durma
long-legs [africa] n. etki
long-legs [africa] n. ulaşma gücü
long-legs [africa] n. güçlü nüfuz
long-legs [africa] n. tesir
long-legs [africa] n. etkileme gücü
long-legs [africa] n. kapsamlı güç
stand on its hind legs v. susta durmak (köpek)
talk the hind legs off a donkey v. boş konuşmak
cross one's legs v. ayak ayak üstüne atmak
tuck up one's legs v. kıvrılmak
remove the hair from one's legs v. epilasyon yapmak
cross one's legs v. bacak bacak üstüne atmak
cross legs v. ayak ayak üstüne atmak
stand on one's own legs v. kimseye muhtaç olmamak
stand on its hind legs v. tetikte beklemek
happen to see naked legs v. frikik yakalamak
find one's legs v. toparlamak
stand on one's own legs v. kendi ayakları üstünde durmak
stand on one's own legs v. ayakları üzerinde durmak
bend one's legs v. bacaklarını bükmek
bend one's legs v. bacağını bükmek
swing one's legs v. bacaklarını sallamak
roll up one's trouser legs v. paçalarını kıvırmak
pull up one's trouser legs v. paçalarını kıvırmak
pull up one's trouser legs v. pantolonun paçalarını kıvırmak
roll up one's trouser legs v. pantolonun paçalarını kıvırmak
stare at someone's legs v. bacaklarına bakmak
look at someone's legs v. bacaklarına bakmak
stretch one’s legs v. bacaklarını esnetmek
stretch one's legs v. bacaklarını germek
stare at someone’s legs v. birinin bacaklarına bakmak
have bow legs v. çarpık bacaklı olmak
stretch one's legs v. ayaklarını germek
shave one's legs v. bacaklarını tıraş etmek
cross your legs v. bacak bacak üstüne atmak
on one's last legs adv. güçten düşmüş
on one's last legs adv. yere yığılmasına ramak kalmış
on one's last legs adv. kaynaklarının sonunda
on one's last legs adv. başarısızlık, tükenmişlik veya mahvoluşun eşiğinde
on one's legs adv. kendi ayakları üstünde
Proverb
a lie has no legs yalanın dayanağı olmaz
a lie has no legs yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Colloquial
spread your legs n. bacaklarını ayır
on its last legs expr. eski püskü
Idioms
can talk the legs off an iron pot n. geveze
fresh legs n. yedek oyuncular
fresh legs n. oyuna sonradan girip taze bir enerji getiren oyuncular
one's sea legs n. denize alışma
one's sea legs n. gemi yolculuğuna alışma
one's sea legs n. dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilme/durabilme
put one's legs under some one's mahogany v. biriyle akşam yemeği yemek
stretch (one's) legs according to the coverlet v. ayağını yorganına göre uzatmak
knock the legs out from under someone/something v. altını oymak
knock the legs out from under someone/something v. argümanı çürütmek
be on one's last legs v. ayaklarının üzerinde zor durmak
be on last legs v. bozulmak üzere olmak
be on one's last legs v. bir gözü toprağa bakmak
be on one's last legs v. bir ayağı çukurda olmak
get somebody back on his legs v. birinin elinden tutmak
get one's sea legs v. bir şeye alışmak
have hollow legs v. boğazına düşkün olmak
be on its last legs v. bozulmak üzere olmak
can talk the hind legs off a donkey v. çok geveze olmak
talk the hind legs off a donkey v. çok konuşmak
can talk the hind legs off a donkey v. çenesi düşük olmak
find one's sea legs v. denize alışmak
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşmek
can talk the legs off an iron pot v. çok geveze olmak
can talk the hind legs off a donkey v. çenesi düşmek
get one's sea legs v. dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek
can talk the hind legs off a donkey v. çok konuşmak
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşük olmak
have one's sea legs v. dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek
can talk the legs off an iron pot v. çok konuşmak
get one's sea legs v. denize alışmak
get one's sea legs v. gemi yolculuğuna alışmak
be on one's last legs v. gidici olmak
have legs v. hızlı gitmek
find one's sea legs v. gemi yolculuğuna alışmak
be on one's last legs v. ölmek üzere olmak
talk the hind legs off a donkey v. makine gibi konuşmak
one's tail between one's legs v. kuyruğunu bacaklarının arasına almak
have one's tail between one's legs v. kuyruğunu kısmak
be on one's last legs v. ölümü yakın olmak
get up on one's hind legs v. sinirlenmek
get up on one's hind legs v. sinirlenmeye başlamak
stretch one's legs v. (bacaklarını açmak için) yürüyüşe çıkmak
get up on one's hind legs v. (at) huysuzlanmak
have legs v. uzun sürmek
walk someone off their feet (or legs) v. birine hızlı yürüyüş yaptırmak
walk someone off their feet (or legs) v. uzun yürüyüşle birine enerjisini attırmak
walk someone off their feet (or legs) v. birini uzun mesafe yürüterek yormak
get up on its hind legs v. arka ayaklarının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
get up on its hind legs v. arka ayaklarının üstünde durmak (dört bacaklı bir hayvan)
get up on its hind legs v. iki bacağının üstünde durmak (dört bacaklı bir havyan)
get up on its hind legs v. iki bacağının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
have the legs of (someone) v. (birini) geçmek
have the legs of (someone) v. (birini) geride bırakmak
have the legs of v. daha hızlı olmak
have the legs of v. geçmek
have the legs of v. geride bırakmak
have the legs of v. ileride olmak
stand up on (one's) hind legs v. ayağa kalkmak
stand up on (one's) hind legs v. konuşma yapmak için ayağa kalkmak
stand up on (one's) hind legs v. yerinden kalkmak
keep your legs v. düşmemeyi başarmak
keep your legs v. ayakta durmayı/kalmayı başarmak
turn to jelly (of legs or knees) v. dizlerinin bağı çözülmek
turn to jelly (of legs or knees) v. pelteye dönmek
feel (one's) legs v. bacaklarını hissetmek
feel (one's) legs v. kalkıp yürümek
feel (one's) legs v. bacaklarının üstünde durmak
feel (one's) legs v. ayakta durabilmek
feel (one's) legs v. yürüyebilmek
feel your legs v. bacaklarını hissetmek
feel your legs v. kalkıp yürümek
feel your legs v. bacaklarının üstünde durmak
feel your legs v. ayakta durabilmek
feel your legs v. yürüyebilmek
find your legs v. bacaklarını hissetmek
find your legs v. kalkıp yürümek
find your legs v. bacaklarının üstünde durmak
find your legs v. ayakta durabilmek
find your legs v. yürüyebilmek
feel your legs v. bacaklarını hissetmek
feel your legs v. kalkıp yürümek
feel your legs v. bacaklarının üstünde durmak
feel your legs v. ayakta durabilmek
feel your legs v. yürüyebilmek
get up on hind legs v. sinirlenmek
get up on hind legs v. sinirlenmeye başlamak
get up on hind legs v. (at) huysuzlanmak
get up on hind legs v. arka ayaklarının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
get up on hind legs v. arka ayaklarının üstünde durmak (dört bacaklı bir hayvan)
get up on hind legs v. şaha kalkmak
hollow legs v. iyi içme
hollow legs v. iyi içici olma
hollow legs v. boğazına düşkün olma
hollow legs v. iştahlı olma
hollow legs v. doymak bilmeme
run as fast as (one's) legs can carry (one) v. koşabildiği kadar hızlı koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) v. olabildiğince hızlı koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) v. son sürat koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) v. var gücüyle koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) v. olanca hızıyla koşmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. kuyruğunu kıstırıp kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. utanarak kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. süklüm püklüm kaçmak
stretch legs v. bacaklarını esnetmek
stretch legs v. bacaklarını germek
stretch legs v. ayaklarını germek
stretch your legs v. bacaklarını esnetmek
stretch your legs v. bacaklarını germek
stretch your legs v. ayaklarını germek
take the weight off (one's) legs v. uzanmak
take the weight off (one's) legs v. oturmak
take the weight off (one's) legs v. oturup/uzanıp dinlenmek
go off with (one's) tail between (one's) legs v. kuyruğunu kıstırıp kaçmak
go off with (one's) tail between (one's) legs v. süklüm püklüm kaçmak
go off with (one's) tail between (one's) legs v. utanç içinde kaçmak
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacaklarının seni taşıyacağı yere kadar
as fast as your legs can carry you adv. olanca/var gücüyle hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacakların kesilene/kopana kadar
as fast as your legs can carry you adv. rüzgar gibi
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacakların tutmaz olana kadar
as fast as your legs can carry you adv. çabucak
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. var hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. olabildiğince hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. olanca hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacakları kopana/kesilene dek
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacaklarına kuvvet
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. var hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. olabildiğince hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. olanca hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacakları kopana/kesilene dek
as fast as (one's) legs can carry (one) adv. bacaklarına kuvvet
as fast as your legs can carry you adv. var gücünle
as fast as your legs can carry you adv. var hızınla
as fast as your legs can carry you adv. olabildiğince hızlı
as fast as your legs can carry you adv. olanca hızınla
as fast as your legs can carry you adv. bacakların kopana/kesilene dek
as fast as your legs can carry you adv. bacaklarına kuvvet
on its last legs expr. bozulmak üzere
can talk the hind legs off a donkey expr. çenesi düşük
can talk the legs off an iron pot expr. çenesi düşük
can talk the hind legs off a donkey expr. geveze
with one's tail between one's legs expr. kuyruğunu kıstırarak
one's tail between one's legs expr. kuyruğu bacaklarının arasında
with one's tail tucked between one's legs expr. kuyruğunu bacaklarının arasına alarak
with your tail tucked between your legs expr. kuyruğunu bacaklarının arasına alarak
on its last legs expr. miadını doldurmuş
with his tail between his legs expr. süt dökmüş kedi gibi
on its last legs expr. son demlerinde
with one's tail between one's legs expr. süklüm püklüm
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. kaçabildiği kadar hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. koşabildiği kadar hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. olabildiğince hızlı
on your hind legs expr. ayağa kalkmış
on your hind legs expr. konuşma yapmak üzere ayağa kalkmış
on (one's) hind legs expr. ayakta
on (one's) hind legs expr. (konuşma yapmak için) ayağa kalkmış
on (one's) hind legs expr. yerinden kalkmış
on last legs expr. güçten düşmüş
on last legs expr. başarısızlık, tükenmişlik veya mahvoluşun eşiğinde
on last legs expr. yere yığılmasına ramak kalmış
on last legs expr. kaynaklarının sonunda
on last legs expr. eski püskü
on last legs expr. ölmek üzere
on last legs expr. bozulmak üzere
on last legs expr. gidici
on last legs expr. miadını doldurmuş
on last legs expr. son demlerinde
on last legs expr. bir gözü toprağa bakan
on last legs expr. zor ayakta duran
on your last legs expr. yorgun
on your last legs expr. ayaklarının üzerinde zor durarak
on your last legs expr. zor ayakta durarak
on your last legs expr. ölmek üzere
on your last legs expr. gidici
on your last legs expr. bir gözü toprağa bakan
on your last legs expr. ölümü yakın
on your last legs expr. bir ayağı çukurda
with tail between legs expr. kuyruğunu kıstırarak
with tail between legs expr. süklüm püklüm
with tail between legs expr. süt dökmüş kedi gibi
with your tail between your legs expr. kuyruğunu kıstırarak
with your tail between your legs expr. süklüm püklüm
with your tail between your legs expr. süt dökmüş kedi gibi
Speaking
turn around and spread your legs n. arkanı dön ve bacaklarını ayır
i can't feel my legs expr. ayaklarımı hissedemiyorum
her legs hurt expr. bacakları ağlıyor
spread your legs expr. bacaklarını iki yana aç
I am on my legs all day expr. bütün gün bana dur durak yok
it slims your legs expr. bacaklarınızı inceltir
slim your legs expr. bacaklarınızı inceltin
wrap your legs around my neck expr. bacaklarını boynuma dola
I am on my legs all day expr. bana dur durak yok
what's wrong with your legs? expr. bacaklarının nesi var?
I am on my legs all day expr. bütün gün ayaktayım
slim your legs expr. bacaklarını incelt
take the weight off your legs expr. otur ve dinlen (özellikle uzun süre ayakta duran ve dolaşanlar için söylenir)
Tourism
sea legs n. deniz tutmasına karşı direnç
Technical
main legs n. ana iniş takımı
wire rope sling legs n. çelik tel halat sapan kolları
sheer legs n. yüzer vinç
shear legs n. (gemide) direk yerleştirme, direk sökme ve topları kaldırmada kullanılan bir vinç aparatı
shear legs n. yüzer vinç
shear legs n. maçuna
Textile
knock-kneed legs n. çarpık bacak
flare legs n. ispanyol paça
Aeronautic
landing legs n. istinat tekeri
Marine
floating wharf with legs n. ayaklı yüzer rıhtım
sea legs n. fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme kabiliyeti
sheer legs n. maçuna
Medical
asymptomatic nodules on the legs n. bacaklarda asemptomatik nodüller
restiess legs n. ekbom sendromu
restless legs syndrome n. huzursuz bacak sendromu
restless legs n. huzursuz bacak sendromu
circular ecchymoses on the arms and legs n. kol ve bacaklarda yuvarlak ekimozlar
weakness in the arms and legs n. kol ve bacaklarda güçsüzlük
skin eruptions in the arms and legs n. kol ve bacaklarda döküntüler
Pathology
bow legs n. parantez bacak
Gastronomy
fried frog’s legs n. kurbağa bacağı tava
frog’s legs n. kurbağa bacakları
Geometry
legs of a triangle n. üçgenin kenarları
legs of an hyperbola n. hiperbolün kenarları
Zoology
daddy long-legs n. uzunbacaklı örümcek
swimmeret legs n. yüzme bacakları
walking legs n. yürüme bacakları
long-legs n. uzun bacaklı örümcek
Football
goal between the legs n. bacak arası gol
Ornithology
long-legs n. uzunbacak kuşu
long-legs n. iç göletler, bataklıklar veya hafif tuzlu lagünlerde yaşayan uzun bacaklı üç parmaklı siyah beyaz bir göçmen kuş
Entomology
thousand legs n. kırkayak
thousand-legs n. kırkayak
daddy-long-legs [uk] n. çayır sineği
daddy-long-legs [uk] n. tipula sineği
daddy-long-legs [us] n. uzunbacaklı örümcek
Slang
open (one's) legs v. sekse açık olmak
open (one's) legs v. seks yapmak
open (one's) legs v. birine bacaklarını aralamak
British Slang
sex on legs n. afet
sex on legs n. bomba
sex on legs n. çekici kadın
spider's legs n. iç çamaşırının dışına çıkmış tüyler
corn beef legs n. lekeli/benekli bacaklar
Modern Slang
american girl doll legs n. kalın bacaklar
american girl doll legs n. kalın ve bilek kıvrımı pek olmayan bacaklar