mustard - Turc Anglais Dictionnaire

mustard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "mustard" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 19 résultat(s)

Anglais Turc
General
mustard n. hardal
Logan savors the mild taste of yellow mustard.
Logan, sarı hardalın yumuşak tadını sever.

More Sentences
Technical
mustard n. hardal
Contrary to what some think, mustard plants are easy to grow, yielding seeds rapidly.
Bazılarının düşündüğünün aksine, hardal bitkisi çok kolay yetişir ve çabucak tohum verir.

More Sentences
Chemistry
mustard n. hardal
Third, the addition of celery and mustard and their derived products to the list of allergenic substances.
Üçüncü olarak, kereviz, hardal ve bunlardan elde edilen ürünlerin alerjen maddeler listesine eklenmesi.

More Sentences
General
mustard n. misvak ağacı
mustard n. hardal rengi
mustard n. başarı
Dyeing
mustard n. koyu bir sarı tonu
mustard n. orta bir sarı tonu
mustard adj. koyu sarı
Gastronomy
mustard n. (çeşniye benzeyen) yengeç ciğeri
Chemistry
mustard n. hardal gazı
mustard n. azot hardalı
Slang
mustard n. şevk
mustard n. coşku
mustard n. heves
mustard n. coşkunluk
British Slang
mustard n. müthiş
mustard adj. harika
mustard expr. mükemmel

Sens de "mustard" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 178 résultat(s)

Anglais Turc
General
mustard gas n. hardal gazı
I have talked in earlier debates of the use of mustard gas in the marshes in 1996 and of the victims I saw.
Daha önceki tartışmalarda 1996 yılında bataklıklarda hardal gazı kullanıldığından ve gördüğüm kurbanlardan bahsetmiştim.

More Sentences
Technical
mustard gas n. hardal gazı
I have talked in earlier debates of the use of mustard gas in the marshes in 1996 and of the victims I saw.
Daha önceki tartışmalarda 1996 yılında bataklıklarda hardal gazı kullanımından ve gördüğüm kurbanlardan bahsetmiştim.

More Sentences
Gastronomy
mustard seed n. hardal tohumu
Mustard seeds are packed with organic compounds and volatile oils that can boost your overall health.
Hardal tohumları, genel sağlığınızı artırabilecek organik bileşikler ve uçucu yağlarla doludur.

More Sentences
Chemistry
mustard gas n. hardal gazı
What was done with the mustard gas grenades?
Hardal gazı bombalarıyla ne yapıldı?

More Sentences
Military
mustard gas n. hardal gazı
He did not see what happened to the mustard gas.
Hardal gazına ne olduğunu görmedi.

More Sentences
General
mustard greens n. hardal yaprakları
mustard family n. hardal familyası
white mustard n. akhardal
garlic mustard n. sarmısakotu
dry mustard n. toz hardal
tower mustard n. tere
white mustard n. beyaz hardal
mustard plaster n. hardal yakısı
leaf mustard n. hardal yaprağı
dry mustard n. hardal tozu
garlic mustard n. sarımsak otu
mustard gas n. iperit
mustard oil n. hardal yağı
mustard color n. hardal rengi
mustard colour n. hardal rengi
powdered mustard n. ev yapımı bir çeşit kusturucu
can't cut the mustard v. en kolay işi bile becerememek
as keen as mustard adj. aşırı düşkün
as keen as mustard adj. gayretli
mustard-free adj. hardalsız
Phrases
after meat, mustard expr. artık çok geç
after meat, mustard expr. o tren kaçtı
after meat, mustard expr. atı alan üsküdar’ı geçti
after meat, mustard expr. geçti bor'un pazarı sür eşeğini niğde'ye
Colloquial
not cut the mustard v. yeterince/beklendiği kadar iyi olamamak
not cut the mustard v. beklentileri boşa çıkarmak
not cut the mustard v. beklentileri karşılayamamak
not cut the mustard v. beklenen randımanı verememek
not cut the mustard v. bekleneni verememek
Idioms
a grain of mustard seed n. potansiyeli yüksek kimse veya şey
a grain of mustard seed n. önü açık kimse veya şey
a grain of mustard seed n. geleceği parlak kimse veya şey
the pope's mustard maker n. yaptığı basit işle böbürlenen kimse
the pope's mustard maker n. önemsiz bir işi olup caka satmaya çalışan kimse
the pope's mustard maker n. önemsiz işiyle sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi davranan kimse
the pope's mustard maker n. fiyakacı kimse
the pope's mustard maker n. küçük dağları ben yarattım tavrıyla gezen kimse
the pope's mustard maker n. yaptığı işi abartan kimse
the pope's mustard maker n. çalımcı kimse
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama potansiyeli yüksek şey
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey
a grain of mustard seed n. küçük ama gelişmeye müsait şey
cut the mustard v. başarmak
can't cut the mustard v. sorunlarla/zorluklarla başa çıkamamak
can't cut the mustard v. (sorunlarla vb) baş edememek
can't cut the mustard v. idare edememek
be as keen as mustard [uk/australia] v. çok istekli olmak
be as keen as mustard [uk/australia] v. çok gayretli olmak
be as keen as mustard [uk/australia] v. çok hevesli olmak
keen as mustard adj. çok gayretli
keen as mustard adj. çok istekli
keen as mustard adj. çok coşkulu
keen as mustard adj. çok hevesli
as keen as mustard expr. çok istekli
as keen as mustard expr. çok hevesli
as keen as mustard expr. çok coşkulu
Technical
mustard gas n. iperit
distilled mustard gas n. sıvı iperit
Textile
mustard gas n. iperit
Dyeing
mustard-coloured adj. kahverengimsi sarı
mustard-colored adj. kahverengimsi sarı
Mining
mustard-seed coal n. en küçük karabuğday kömürü tanesi
mustard seed n. en küçük karabuğday kömürü tanesi
Medical
nitrogen mustard n. nitrojen mustard
mustard gas n. mustard gazı
mustard burn n. hardal yanığı
l-phenylallanine mustard n. bir alkilleyici sitostatik
mustard paper n. toz siyah hardal ve kauçuk karışımının bir kumaş üzerine yayılmasıyla hazırlanan tahriş edici ve rubefiyan bir alçı
Food Engineering
mustard-seed oil n. hardal tohumu yağı
mustard-seed oil n. genellikle siyah hardal tohumlarından sıkılan yeşilimsi sarı renkli, hafif, yarı sek ve yağlı bir yağ
Gastronomy
mustard butter n. hardallı tereyağ
mustard sauce n. hardal sosu
dijon mustard n. dijon hardalı
mustard vinegar n. hardal sirkesi
mustard vinaigrette n. hardal sirkesi
table mustard n. sofra hardalı
table mustard n. öğütülmüş hardal tohumundan üretilen kıvamlı bir sos
mustard and cress n. (salatalarda kullanılan) hardal ve bahçe deresi fideleri
french mustard n. su yerine sirke ile yapılan bir hardal ezmesi
Chemistry
dusty sulfur mustard n. ciltte su toplamaya yol açan ajan
impure mustard agent n. katışık hardal etmeni
sulfur mustard n. sülfür hardal
distilled mustard agent n. damıtılmış hardal etmeni
mustard agent n. hardal etmeni
nitrogen mustard n. azot hardal
mustard shell n. hardal kabuğu
levinstein mustard n. levinştayn hardalı
distilled mustard n. damıtılmış hardal
mustard-lewisite n. hardal yanığı
sesqui-mustard n. bir buçuk-hardal
nitrogen mustard n. azot hardalı
nitrogen mustard n. hardal gazına benzeyip kükürt yerine azot ihtiva eden, kanser tedavisinde kullanılan bir bileşik
mustard oil n. bir izotiyosiyanat esteri
allyl mustard oil n. hardal yağının ana bileşeni olan renksiz, acı ve kaşındırıcı bir sıvı ester
mustard oil n. alil izotiyosiyanat
mustard agent n. hardal gazı
mustard agent n. kabarcık oluşumuna neden olup gözleri ve akciğerleri etkileyen sülfit bazlı toksik bir savaş gazı
allyl mustard oil n. alil izotiyosiyanat
Botanic
wild mustard n. tarla hardalı
wild mustard n. yabani hardal
white mustard n. akhardal
field mustard n. yabani hardal
mustard family n. turpgiller familyası
black mustard n. siyah hardal
brown mustard n. kahverengi hardal
japanese mustard spinach n. japon ıspanağı
leaf mustard n. hardal otu
chinese mustard n. hardal otu
mustard greens n. hardal otu
indian mustard n. hardal otu
tansy mustard (descurainia pinnata) n. uzun, acı yaprakları olan kuzey amerika'da yetişen bir bitki
mustard tree (nicotiana glauca) n. güney amerika'ya özgü, hayvanlarda zehirlenme yapabilen yaprak dökmeyen bir çalı
spinach mustard n. yaprakları yenebilen bir asya bitkisi
mithridate mustard n. daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu
mithridate mustard n. tarla akça çiçeği
mustard tree n. misvak ağacı
mustard tree n. dalları misvak yapımında kullanılan herdem yeşil bir çalı
tower mustard n. avrupa genelinde yaygın, dik yetişen bir tere
treacle mustard (erysimum cheiranthoides) n. ılıman iklimde yetişen turpgillerden tek yıllık bir bitki
treacle mustard (erysimum) n. zarifeotu (cins)
treacle mustard (conringia orientalis) n. belirgin bazal lobları ve sapsız yaprakları olan tüysüz tek yıllık bir bitki
wormseed mustard n. çalgıcı otu
wormseed mustard n. ılıman iklimde yetişen turpgillerden tek yıllık bir bitki
hare's–ear mustard n. belirgin bazal lobları ve sapsız yaprakları olan tüysüz tek yıllık bir bitki
treacle mustard (erysimum cheiranthoides) n. çalgıcı otu
tumbleweed mustard n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
tumble mustard (sisymbrium altissimum) n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
jim hill mustard n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
tall mustard n. uzun meyveli bülbül otu
tumbling mustard n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
tall hedge mustard n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
jim hill mustard n. uzun meyveli bülbül otu
tall hedge mustard n. uzun meyveli bülbül otu
tumbling mustard n. uzun meyveli bülbül otu
tall mustard n. avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
tumbleweed mustard n. uzun meyveli bülbül otu
tumble mustard (sisymbrium altissimum) n. uzun meyveli bülbül otu
tower mustard (turritis glabra) n. avrupa genelinde yaygın olarak yetişen bir tere
alkali mustard (wislizenia refracta) n. üç yapraklı uzun saplı sarı çiçekleri olan kebere otugillerden tek yıllık bir bitki
garlic mustard n. avrupa'da yetişen sarımsak gibi kokan bir bitki
ball mustard (neslia paniculata) n. göçmen hardalı
ball mustard (neslia paniculata) n. tophardal
buckler mustard (biscutalla laevigata) n. güneydoğu avrupa'ya özgü sarı çiçekli bir bitki
black mustard n. brassicaceae familyasına ait sarı çiçekli bir avrasya bitkisi
wormseed mustard n. avrupa'ya özgü sarı çiçekli bir hardal otu
black mustard n. tohumları için yetiştirilen tek yıllık bir avrasya bitkisi
brown mustard n. sofra hardalının temel kaynağı olan tek yıllık bir avrasya otu
yellow mustard n. akhardal
white mustard n. avrasya'ya özgü, hardal familyasından olan sarı çiçekleri ve sarımsı kahverengi tohumları olan yıllık bir bitki
mustard grape (vitis candicans) n. arkansas ve teksas'a özgü, asidik kabuklu ve tatlı etli olan küçük, açık renkli taneleri olan bir üzüm
hedge mustard n. bülbül otuyla yapılan ilaç karışımı
hedge mustard n. bülbül otu yaprağı
wild mustard n. avrasya'da yetişen ve tahıl tarlaları için zararlı olan yabani bir bitki
field mustard n. avrasya'da yetişen ve tahıl tarlaları için zararlı olan yabani bir bitki
field mustard n. tarla hardalı
Agriculture
brown mustard seed n. kahverengi hardal tohumu
Apiculture
wild mustard n. yabani hardal
Military
simulated mustard gas n. taklit hardal gazı
nitrogen mustard gas n. nitrojen iperit gazı
distilled mustard gas n. sıvı hardal gazı
mustard gas n. iperit
Hunting
mustard-seed shot n. kumsaçma
mustard seed n. kumsaçma
Slang
cut the mustard v. gaz çıkarmak
cut the mustard v. osurmak
cut the mustard v. işi becermek
cut the mustard v. beklentiyi karşılamak
cut the mustard v. iyi çalışmak
cut the mustard v. şevkle çalışmak
cut the mustard v. gayretle yapmak
cut the mustard v. hevesle çalışmak
can't cut the mustard adj. usanmış
can't cut the mustard adj. bıkmış