Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
olarak almak
olarak almak
Historique
Phrases
Sens de
"olarak almak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Phrasals
1
Phrasals
olarak almak
take as
v.
2
Phrasals
olarak almak
use as
v.
Sens de
"olarak almak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 140 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
miras olarak almak
inherit
v.
Tom's dying wish was that his son should
inherit
everything.
Tom'un son arzusu oğlunun her şeyi
miras olarak almasıydı.
More Sentences
General
2
General
konuk sanatçı olarak rol almak
guest
v.
The actor will
guest
on a late-night show tomorrow.
Oyuncu yarın gece yarısı gösterisinde
konuk sanatçı olarak rol alacak.
More Sentences
3
General
miras olarak almak
inherit
v.
Edward
inherited
his uncle's property.
Edward amcasının servetini
miras olarak aldı.
More Sentences
4
General
(gösteride) baş sanatçı olarak yer almak
headline
v.
Who is
headlining
this time at the concert?
Konserde bu defa
ana grup
hangisi?
More Sentences
Phrasals
5
Phrasals
miras olarak almak
inherit from
v.
She
inherited
a fortune
from
her mother.
Annesinden ona bir servet
miras kaldı.
More Sentences
6
Phrasals
yadigar olarak almak
inherit from
v.
We
inherited
this barbeque
from
the couple next door.
Bu mangal bize yanda oturan çiftten
yadigar kaldı.
More Sentences
Trade/Economic
7
Trade/Economic
miras olarak almak
inherit
v.
She
inherited
her mother's blue eyes.
O, annesinin mavi gözlerini
miras olarak aldı.
More Sentences
General
8
General
anlam olarak almak
have as a meaning
v.
9
General
haksız olarak almak
misappropriate
v.
10
General
sarhoş edip gemiye zorla tayfa olarak almak
shanghai
v.
11
General
aktif olarak yer almak
actively participate in something
v.
12
General
aktif olarak yer almak
play an active role
v.
13
General
tayfa olarak almak
ship
v.
14
General
yetkisini elinden almak (ceza olarak)
disqualify
v.
15
General
miras olarak almak
come into something
v.
16
General
amaç olarak almak
have as a purpose
v.
17
General
taşeron olarak (işi) almak
subcontract
v.
18
General
referans olarak almak
take as references
v.
19
General
referans olarak almak
take as a reference
v.
20
General
üye olarak almak
affiliate
v.
21
General
bütün olarak ele almak
handle something as a whole
v.
22
General
bütün olarak ele almak
deal with a (subject/matter) entirely
v.
23
General
başlangıç olarak almak
use something as starting
v.
24
General
başlangıç olarak almak
take something as starting
v.
25
General
baz olarak almak
use as a base
v.
26
General
teminat olarak almak
take something as a collateral
v.
27
General
ganimet olarak almak
pillage
v.
28
General
ortalama olarak almak
average
v.
29
General
miras olarak almak
come into
v.
30
General
ekibe almak (sözleşmeli olarak)
sign on
v.
31
General
olarak ele almak
regard
v.
32
General
rehin olarak almak
hold in pledge
v.
33
General
ortak olarak almak
admit to partnership
v.
34
General
-e olarak işe almak/çalıştırmak
employ someone as something
v.
35
General
olarak işe almak
engage someone as something
v.
36
General
karşılığı olarak almak
get in exchange
v.
37
General
eş olarak almak
affy
v.
38
General
ganimet olarak almak
captivate [obsolete]
v.
39
General
emanet olarak almak
check
v.
40
General
miras olarak almak
heir [dialect]
v.
41
General
nikahsız eş olarak almak
concubine [obsolete]
v.
42
General
rehin olarak almak
pignerate
v.
43
General
hakkı olarak almak
inherit
v.
44
General
cribbage oyununda skor olarak almak
peg
v.
45
General
anı olarak almak
souvenir
v.
46
General
aktif olarak yer almak
stickle [obsolete]
v.
47
General
miras olarak almak
succeed
v.
48
General
besin olarak almak
suckle
v.
49
General
doğaüstü olarak ele almak
supernaturalize
v.
50
General
öneri olarak almak
suppose
v.
51
General
yadigar olarak almak
inherit
v.
Phrasals
52
Phrasals
vazife olarak almak
take upon
v.
53
Phrasals
maaş olarak almak
pull down
v.
54
Phrasals
tazminat olarak almak
pull down
v.
55
Phrasals
ödül olarak almak
pull down
v.
56
Phrasals
olarak yerini almak
succeed as (something)
v.
57
Phrasals
olarak ilgilenmek/ele almak
play something as something
v.
58
Phrasals
'i model/örnek olarak almak
model someone on someone
v.
59
Phrasals
(yarışmada/duruşmada vb) (olarak) görev yapmak/almak
officiate (as something) (at something)
v.
60
Phrasals
'i model/örnek olarak almak
model something on something
v.
61
Phrasals
olarak not almak/yazmak
stick down
v.
62
Phrasals
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak
treat (someone or something) as (someone or something else)
v.
63
Phrasals
birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak
treat someone or something as something
v.
64
Phrasals
olarak ele almak
treat as
v.
65
Phrasals
olarak ele almak
play as
v.
66
Phrasals
misafir olarak almak
take in
v.
67
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey) olarak almak
take on (someone or something) as (something)
v.
68
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey) olarak işe almak
take on (someone or something) as (something)
v.
69
Phrasals
(bir şeyi) çıkış/başlangıç noktası olarak almak
build on (something)
v.
70
Phrasals
sürekli olarak elde tutup yeteneklice ele almak
hold down
v.
71
Phrasals
(bir şeyi/yeri) miras olarak almak
come into (something or some place)
v.
72
Phrasals
birini ortakçı olarak almak
cut someone in
v.
73
Phrasals
(birini/bir şeyi) ayrıntılı olarak ele almak
elaborate on (someone or something)
v.
74
Phrasals
olarak işe almak/çalıştırmak
employ as
v.
75
Phrasals
(birini bir şey) olarak işe almak
engage (one) as (something)
v.
76
Phrasals
olarak işe almak
engage as
v.
77
Phrasals
bir bilgiyi/kaynağı temel olarak almak
key off
v.
78
Phrasals
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) örnek olarak almak
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
79
Phrasals
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) model olarak almak
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
80
Phrasals
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) temel olarak almak
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
81
Phrasals
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) ilham olarak almak
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
82
Phrasals
(bir şey) olarak almak
receive as (something)
v.
83
Phrasals
(birini/kendini) ekonomik olarak güvenceye almak
set (someone or oneself) up for (something)
v.
84
Phrasals
olarak almak/kabul etmek
take in as
v.
Colloquial
85
Colloquial
bir şeyi bağımsız olarak yapma inisiyatifini almak
run with it
v.
86
Colloquial
kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak
pop for (something)
v.
Idioms
87
Idioms
ticari olarak rüzgarı arkasına almak
have tailwinds
v.
88
Idioms
(bir özelliği) miras olarak almak
come honestly by
v.
89
Idioms
ödül olarak almak
make prize of
v.
90
Idioms
sığınmacı/mülteci olarak almak/kabul etmek
take (someone or something) in as (something)
v.
91
Idioms
bir şeyi zihnen ya da yazılı olarak not almak
bookmark
v.
92
Idioms
(bir şeyi) kapıda ödemli olarak satın almak
pay (for something) cod
v.
93
Idioms
(bir şeyi) kapıda ödemli olarak satın almak
pay (for something) collect on delivery
v.
94
Idioms
söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek
take something on trust
v.
95
Idioms
(hasım olarak) birini karşısına almak
take someone on
v.
96
Idioms
alanı kapsamlı olarak ele almak
cover the field
v.
97
Idioms
(bir şeyi) yazılı olarak almak
get (something) in black and white
v.
98
Idioms
(bir şeyi) doğru olarak almak
take (something) for gospel
v.
99
Idioms
(bir şeyi) paket olarak almak
have (something) to go
v.
100
Idioms
(birini) karısı olarak almak
make an honest woman (out) of (someone)
v.
101
Idioms
(birini) karısı olarak almak
make an honest woman of somebody [old-fashioned] [humorous]
v.
102
Idioms
(bir şeyi) kapıda ödemeli olarak satın almak
pay (for something) cash on delivery
v.
103
Idioms
hayırı cevap olarak almak/kabul etmek
take no for an answer
v.
104
Idioms
söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek
take on trust
v.
105
Idioms
bir işin bedeli karşılığında para yerine mal veya hizmet olarak ödeme almak/kabul etmek
take out in trade
v.
106
Idioms
bir kadını karısı olarak almak
take to wife
v.
107
Idioms
düzenli olarak (ilaç vb almak)
at full strength
expr.
Trade/Economic
108
Trade/Economic
satış şartı olarak bir şeyi geri almak için yapılan düzenleme
buyback
n.
109
Trade/Economic
muhayyer olarak satın almak
buy on approbation
v.
110
Trade/Economic
rehin olarak almak
secure with a pledge
v.
111
Trade/Economic
temel olarak almak
select as the baseline
v.
Law
112
Law
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir
cessavit [obsolete]
n.
113
Law
birinin çalınan mallarını ve eşyalarını hırsızdan tazminat olarak almak
theftbote
n.
114
Law
kanunsuz olarak almak
extort
v.
115
Law
rehin olarak almak
engage
v.
116
Law
güvence olarak almak
engage
v.
117
Law
(davada veya yasal işlemde) taraf olarak yer almak
implead
v.
118
Law
rehin olarak almak
pignorate
v.
Politics
119
Politics
üye olarak almak
enrol
v.
120
Politics
üye olarak almak
enroll
v.
Industry
121
Industry
(işçi-işveren anlaşmazlığında taktik olarak) işi ağırdan almak
go slow
v.
122
Industry
(çalışanı) geçici olarak başka pozisyona almak
second
v.
Computer
123
Computer
popüler bir alan adının yazım hatasıyla sıkça yazılan hatalı versiyonunu alan adı olarak almak
typosquat
v.
Marine
124
Marine
seferdeki bir gemiyi geçici veya kalıcı olarak görevden almak
put a vessel out of commission
v.
Medical
125
Medical
organı veya tümörü bütün olarak almak için yapılan cerrahi operasyon
enucleation
n.
Pathology
126
Pathology
(boğmaca hastalığının bir özelliği olarak) paroksismal nefes almak
whoop
v.
Education
127
Education
asıl branş olarak almak (üniversitede)
major in
v.
128
Education
yardımcı branş olarak almak (üniversitede)
minor in
v.
Religious
129
Religious
(din adamını başka bir piskoposluktan) resmi olarak almak
incardinate
v.
Philosophy
130
Philosophy
(konuyu) metafiziksel olarak ele almak
metaphysicize
v.
131
Philosophy
(konuyu) metafiziksel olarak ele almak
metaphysicise
v.
Baseball
132
Baseball
koşucunun puan almak için dokunması gereken köşeye nispeten yakın olarak
shallow
adv.
Card
133
Card
(eli iyileştirmek için poker kartını) rastgele olarak ve genellikle ilk bahisten sonra almak
draw
v.
Cinema
134
Cinema
başrol oyuncularından biri olarak işe almak
costar
v.
Archaic
135
Archaic
kiralık yazar olarak işe almak
hack
v.
136
Archaic
dolaylı olarak hedef almak
glance
v.
137
Archaic
çırak olarak almak
put (to)
v.
Slang
138
Slang
ortakçı olarak almak
cut (someone) in on (something)
v.
139
Slang
ortakçı olarak almak
cut someone in (on something)
v.
140
Slang
karısı olarak almak
wife up
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olarak almak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy