peg - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

peg

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "peg" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 117 résultat(s)

Anglais Turc
General
peg n. bahane
peg n. ağaç çivi
peg n. derece
peg n. çamaşır mandalı
peg n. askı
peg n. mazeret
peg n. tahta çivi
peg n. vesile
peg n. dübel
peg n. sodalı viski
peg n. gerekçe
peg n. askı kancası (elbise)
peg n. çivi
peg n. kazık (kısa)
peg n. mıh
peg n. kanca
peg n. mertebe
peg n. işaret kazığı
peg n. kazık
peg n. küçük kazık
peg n. mandal
peg n. kavela
peg n. asılgan
peg n. (kriket) kaleye dikilen kazık
peg n. delikli pano pimi
peg n. (yaylı çalgıda) tellerin üste eklendiği bölüm
peg n. azalan kademe
peg n. azalan adım
peg n. azalan derece
peg n. yaba
peg n. pençe
peg n. çiviye benzer şey
peg n. askıya benzer şey
peg n. tahıl tanesi
peg n. topaç
peg n. fırıldak
peg n. atış
peg n. beyzbol atışı
peg n. haber öyküsü
peg n. gazete makalesi
peg v. sabit tutmak (fiyat/ücret vb'ni)
peg v. dondurmak (ücret/fiyat)
peg v. belirlemek
peg v. çivilemek
peg v. saptamak
peg v. ağaç çiviyle çivilemek
peg v. mandallamak
peg v. ağaç çivi ile çakmak
peg v. kazık çakarak sabitlemek
peg v. yerinde tutmak
peg v. sabitlemek
peg v. kısıtlamak
peg v. tutturmak
peg v. belirli bir kategoriye yerleştirmek
peg v. tanımlamak
peg v. dayandırmak
peg v. desteklemek
peg v. gerekçelendirmek
peg v. ilişkilendirmek
peg v. (kaplumbağa, ıstakoz, kabuklu deniz ürünü) kazık saplamak
peg v. cribbage oyununda skor olarak almak
peg v. (madencilik veya tarım bölgesini) hak sahibinin adı yazılı kazıklarla çevrelemek
peg v. (av köpeği) ferma yapmak
peg v. (av köpeği) avını izlemek
peg v. (beyzbol topu) atmak
peg v. olta atmak
peg v. çok çalışmak
peg v. emek harcamak
peg v. acele etmek
peg v. koşuşturmak
peg v. telaş yapmak
peg v. (skor tahtasına kaydedilecek şekilde) sayı almak
peg v. savunmak
peg v. gerekçelendirmek
peg v. doğrulamak
peg v. temele oturtmak
peg v. belirli bir konuma gelmek
peg adj. dar paçalı
peg adj. paçada darlaşan
Colloquial
peg n. tahta bacak
peg n. özsaygı düzeyi
peg n. önem düzeyi
peg v. sınıflandırmak
peg v. gruplandırmak
peg v. kategorize etmek
peg v. (hedefe) füze göndermek
peg v. füze atmak
Trade/Economic
peg n. sabit düzey
peg n. sabit oran
peg n. sabit fiyat
peg n. sabitleştirme
peg v. narh koymak
peg v. sabit tutmak
Technical
peg n. masura yerleştirme çubuğu
peg n. peg
peg n. saplama
peg n. tahta kazık
peg n. tahta çivi
Automotive
peg n. kılavuz saplama
peg n. pim
peg n. son hız
Marine
peg n. sınır kazığı
Anatomy
peg n. bacak
peg n. insan bacağı
peg n. diş
Botanic
peg n. yer fıstığı çiçeğinin yer altı gövdesini oluşturan hipantiyum
Fishery
peg n. işaretli avlanma alanı
peg n. balık tutma bölgesi
Sport
peg n. (dağcılıkta) tırmanış sikkesi
peg n. (dağcılıkta) tırmanış takozu
peg n. (kroket) maçı almak için topun çarptırılması gereken kazık
peg v. (dağcılık) tırmanış takozu kullanmak
peg v. (dağcılık) tırmanış takozu yerleştirmek
Card
peg v. (bazı kart oyunlarında) piyonlarla sayı almak
Music
peg n. akort vidası
peg n. burgu
peg n. mandal

Sens de "peg" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Technical
peg peg n.

Sens de "peg" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 359 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
peg top n. topaç
peg top n. fırıldak
General
tuning peg n. kulak
tent peg n. çadır kazığı
clothes peg n. mandal
a round peg in a square hole n. bulunduğu yere hiç uygun olmayan kimse
clothes peg n. çamaşır mandalı
clothes-peg n. çamaşır mandalı
clothes-peg n. mandal
hat peg n. şapka askısı
peg-leg n. tahta bacak
peg solitaire n. solotest oyunu
mumbledy peg n. çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun
mumble peg n. çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun
mumble-the-peg n. çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun
mumbly-peg n. çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun
mumblety-peg n. çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun
peg [uk] n. bardak işareti
peg [uk] n. bardak işaretine kadar gelen içecek miktarı
peg [uk] n. içecek
peg [uk] n. alkollü içki
peg [uk] n. içki
peg ladder n. içerisine çapraz parça yerleştirilen tek tip merdiven türü
peg leg n. takma bacaklı kimse
peg tankard n. ölçülü eski bir bardak türü
peg top n. topaç oyunu
peg top n. fırıldak oyunu
peg tops n. paçada darlaşan pantolon
peg tops n. dar paça pantolon
peg-board® n. abd'de üretilmiş bir delikli pano markası
peg away at v. bir işte sebatla çalışmak
peg out v. kuyruğu titretmek
peg out v. gümbürdemek
peg up v. mandallayarak asmak (çamaşırı)
take somebody down a peg v. küçük düşürmek
peg out v. tahtalı köyü boylamak
take someone down a peg v. bir kimseyi küçük düşürmek
peg out v. ölmek
peg out v. canı çıkmak
peg out v. zıbarmak
peg out v. jalonlamak
peg out v. kazıklarla belirtmek
peg (out) v. kazıkla işaret koymak
peg leg v. (kablolu matkap aleti) tabana aralıklı vuruş yapmak
peg leg v. topallamak
peg leg v. aksamak
peg out v. (topu) kroket sahasının dışına çıkarmak
peg out v. saha dışına atış yapmak
peg out v. saha dışına göndermek
peg out v. (krokette topu dışarı atarak) oyunu sonlandırmak
peg out v. tükenmek
peg out v. sonlanmak
peg out v. başarısız olmak
peg out v. (mandallarla) çamaşır asmak
off the peg adj. hazır
peg-top adj. dar paçalı
peg-top adj. paçası dar olan
peg-top adj. topaç
peg leg adj. tahta bacaklı
peg leg adj. takma bacaklı
Phrasals
peg down v. açıkça ifade etmek
peg down v. açıkça tanımlamak
peg away at v. dur durak bilmeden çalışmak
peg down v. çivi ile sağlamlaştırmak
peg away at v. durmadan çalışmak
peg away at v. gece gündüz demeden çalışmak
peg away at v. gözünü kırpmadan çalışmak
peg away at something v. üzerinde dur durak bilmeden çalışmak
peg (one) down as (something) v. olarak düşünmek
peg (one) down as (something) v. olduğunu düşünmek
peg (one) down as (something) v. olduğuna inanmak
peg (one) down as (something) v. olarak bilmek
peg (one) down to (something) v. uyum sağlatmak
peg (one) down to (something) v. uymasını sağlamak (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine)
peg (one) down to (something) v. (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
peg down v. çivi veya benzeri bir şeyle bir yere sabitlemek
peg down v. çivi veya benzeri bir şeyle bir yere tutturmak
peg down v. çivilemek
peg down v. (çivi veya benzeri bir şeyle) çakmak
peg down v. uyum sağlatmak
peg down v. uymasını sağlamak
peg down v. (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
peg down v. olarak düşünmek
peg down v. olduğunu düşünmek
peg down v. olduğuna inanmak
peg down v. olarak bilmek
peg (something) up v. (bir şeyi) mandalla asmak
peg (something) up v. (bir şeyi) kazıkla sabitlemek
peg (something) up v. (bir şeyi) çiviyle tutturmak
peg (something) up v. (bir şeyin) fiyatını, miktarını, oranını birden artırmak/yükseltmek
peg (something) up v. (bir şeyin) fiyatını, miktarını, oranını fırlatmak
peg up v. mandalla asmak
peg up v. kazıkla sabitlemek
peg up v. çiviyle tutturmak
peg up v. fiyatını, miktarını, oranını birden artırmak/yükseltmek
peg up v. fiyatını, miktarını, oranını fırlatmak
peg up v. elde etmek
peg up v. erişmek
peg up v. kazanmak
peg up v. başarmak
peg up v. golf oynamak
peg back v. kancayla, çiviyle, mandalla tutturmak
peg back [uk] v. skoru eşitlemek
peg back [uk] v. skoru beraberliğe getirmek
peg (one) as (something) v. (birinin bir şey) olduğuna inanmak
peg (one) as (something) v. (birinin bir şey) olduğunu düşünmek
peg (one) as (something) v. (birini bir şey) olarak görmek
peg (one) as (something) v. (birini bir şey) olarak düşünmek
peg (one) for (something) v. (birinin bir şey) olduğuna inanmak
peg (one) for (something) v. (birinin bir şey) olduğunu düşünmek
peg (one) for (something) v. (birini bir şey) olarak görmek
peg (one) for (something) v. (birini bir şey) olarak düşünmek
peg as v. olduğuna inanmak
peg as v. olduğunu düşünmek
peg as v. olarak görmek
peg as v. olarak düşünmek
peg away v. harıl harıl çalışmak
peg away v. dur durak bilmeden çalışmak
peg away v. gayretle çalışmak
peg away v. sürekli çalışmak
Colloquial
toothy-peg n. (çocuk dilinde) diş
peg someone v. birini çekiştirmek
peg someone v. birinin dedikodusunu yapmak
peg it v. hemen çıkmak/gitmek
peg it v. hızlıca yola koyulmak
Idioms
a peg on which to hang (something) n. bir görüşü yansıtmak için araç olarak kullanılan şey
a peg on which to hang something n. bir görüşü yansıtmak için araç olarak kullanılan şey
a peg to hang (something) on n. bir görüşü yansıtmak için araç olarak kullanılan şey
a peg to hang a matter on n. asıl meseleye girmek için kullanılan bahane/vesile/fırsat
a peg on which to hang (something) n. asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang something n. asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg to hang (something) on n. asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang (something) n. fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey
a peg on which to hang something n. fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey
a peg to hang (something) on n. fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey
square peg in a round hole n. bulunduğu yere ait olmayan kimse
square peg n. bulunduğu yere ait olmayan kimse
a square peg in a round hole n. dam üstünde saksağan
a square peg in a round hole n. duruma uygunsuz şey
square peg n. kalıbının adamı olmayan kişi
square peg in a round hole n. kalıbının adamı olmayan kişi
a square peg in a round hole n. kel başa şimşir tarak
square peg in a round hole n. mevkiine uygun olmayan kimse
a peg on which to hang something n. görüşlerini/fikirlerini dayandıracak bir şey
a peg on which to hang something n. görüşlerini/fikirlerini yansıtacak bir şey
a peg on which to hang something n. görüşlerine/fikirlerine dikkati çekecek bir şey
a peg on which to hang something n. üzerinden bir konudaki görüşünü belirtebileceği bir şey
a peg to hang (something) on n. görüşlerini/fikirlerini dayandıracak bir şey
a peg to hang (something) on n. görüşlerini/fikirlerini yansıtacak bir şey
a peg to hang (something) on n. görüşlerine/fikirlerine dikkati çekecek bir şey
a peg to hang (something) on n. üzerinden bir konudaki görüşünü belirtebileceği bir şey
a peg to hang something on n. görüşlerini/fikirlerini dayandıracak bir şey
a peg to hang something on n. görüşlerini/fikirlerini yansıtacak bir şey
a peg to hang something on n. görüşlerine/fikirlerine dikkati çekecek bir şey
a peg to hang something on n. üzerinden bir konudaki görüşünü belirtebileceği bir şey
a peg on which to hang something n. görüşlerini/fikirlerini dayandıracak bir şey
a peg on which to hang something n. görüşlerini/fikirlerini yansıtacak bir şey
a peg on which to hang something n. görüşlerine/fikirlerine dikkati çekecek bir şey
a peg on which to hang something n. üzerinden bir konudaki görüşünü belirtebileceği bir şey
a round peg in a square hole n. dam üstünde saksağan
a round peg in a square hole n. bulunduğu ortama/yaptığı işe uygun olmayan kimse
a round peg in a square hole n. bulunduğu yere ait olmayan kimse
knock someone down a peg or two v. ağzının payını vermek
bring somebody down a peg or two v. ağzının payını vermek
take someone down a peg or two v. ağzının payını vermek
bring somebody down a peg or two v. ayağının yere basmasını sağlamak
knock someone down a peg or two v. birini azarlamak
bring somebody down a peg or two v. birinin burnunu sürtmek
take someone down a peg or two v. birine haddini bildirmek
take someone down a notch/peg (or two) v. birine haddini bildirmek
knock someone down a notch/peg v. birine haddini bildirmek
knock someone down a notch/peg v. birine dersini vermek
bring somebody/something down a peg (or two) v. birinin ne mal olduğunu göstermek
take someone down a peg or two v. birine ağzının payını vermek
take someone down a notch/peg (or two) v. birine dersini vermek
take somebody down a peg (or two) v. birinin ne mal olduğunu göstermek
take someone down a peg or two v. birini azarlamak
take somebody down a peg (or two) v. fiyakasını bozmak
bring somebody/something down a peg (or two) v. fiyakasını bozmak
bring somebody down a peg or two v. fiyakasını bozmak
take somebody down a peg (or two) v. ipliğini pazara çıkarmak
bring somebody/something down a peg (or two) v. ipliğini pazara çıkarmak
take somebody down a peg (or two) v. karizmasını çizmek
bring somebody down a peg or two v. karizmasını çizmek
bring somebody/something down a peg (or two) v. karizmasını çizmek
bring somebody down a peg or two v. layık olduğu yere oturtmak
try to fit a square peg into a round hole v. olmayacak bir işi yapmaya çalışmak
bring somebody down a peg or two v. maskesini düşürmek
peg someone as something v. (kafasında)...olarak yer etmek
pull (someone) down a peg (or two) v. kibrini kırmak
pull (someone) down a peg (or two) v. ağzının payını vermek
pull (someone) down a peg (or two) v. birini bozmak
pull (someone) down a peg (or two) v. birine dersini vermek
pull (someone) down a peg (or two) v. haddini bildirmek
be brought down a peg (or two) v. ağzının payını almak
be brought down a peg (or two) v. egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be brought down a peg (or two) v. dersini almak
be brought down a peg (or two) v. haddi bildirilmek
be brought down a peg (or two) v. egosu/gururu/kibri zarar görmek
be brought down a peg (or two) v. ne mal olduğu ortaya çıkmak
be brought down a peg (or two) v. ipliği pazara çıkmak
be brought down a peg (or two) v. karizması çizilmek
be brought down a peg (or two) v. bozulmak
be brought down a peg (or two) v. façası alınmak
be brought down a peg (or two) v. alaşağı edilmek
be pulled down a peg (or two) v. ağzının payını almak
be pulled down a peg (or two) v. egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be pulled down a peg (or two) v. dersini almak
be pulled down a peg (or two) v. haddi bildirilmek
be pulled down a peg (or two) v. egosu/gururu/kibri zarar görmek
be pulled down a peg (or two) v. ne mal olduğu ortaya çıkmak
be pulled down a peg (or two) v. ipliği pazara çıkmak
be pulled down a peg (or two) v. karizması çizilmek
be pulled down a peg (or two) v. bozulmak
be pulled down a peg (or two) v. façası alınmak
be pulled down a peg (or two) v. alaşağı edilmek
be a square peg v. bulunduğu yere at olmamak
be a square peg v. etrafındakilerden farklı olmak
be a square peg v. bulunduğu yere hiç uygun olmamak
be a square peg (in a round hole) v. duruma uygunsuz hareket etmek
be a square peg (in a round hole) v. bulunduğu yere hiç uygun olmamak
be a square peg (in a round hole) v. bulunduğu yerle/çevreyle alakası olmamak
be a square peg (in a round hole) v. bulunduğu yere ait olmamak
be a square peg (in a round hole) v. bulunduğu ortama/yaptığı işe uygun olmamak
be a square peg (in a round hole) v. farklı olduğu için bulunduğu ortama kolay uyum sağlayamamak
be knocked down a peg (or two) v. ağzının payını almak
be knocked down a peg (or two) v. azar işitmek
be knocked down a peg (or two) v. dersini almak
be knocked down a peg (or two) v. küçük düşürülmek
be knocked down a peg (or two) v. madara olmak
be taken down a peg (or two) v. ağzının payını almak
be taken down a peg (or two) v. haddi bildirilmek
be taken down a peg (or two) v. dersini almak
be taken down a peg (or two) v. gününü görmek
be taken down a peg (or two) v. ipliği pazara çıkarılmak
bring (one) down a peg (or two) v. (birinin) ağzının payını vermek
bring (one) down a peg (or two) v. (birinin) burnunu sürtmek
bring (one) down a peg (or two) v. (birinin) fiyakasını bozmak
bring (one) down a peg (or two) v. (birinin) karizmasını çizmek
bring (one) down a peg (or two) v. (birini) rezil etmek
bring (one) down a peg (or two) v. (birinin) maskesini düşürmek
bring/take somebody down a peg v. birini küçük düşürmek
bring/take somebody down a peg v. birinin burnunu kırmak
bring/take somebody down a peg v. birinin fiyakasını bozmak
bring/take somebody down a peg v. birinin ipliğini pazara çıkarmak
bring/take somebody down a peg v. birinin karizmasını çizmek
bring/take somebody down a peg v. birinin ne mal olduğunu göstermek
bring/take somebody down a peg v. birinin kibrini kırmak
bring/take somebody down a peg v. birine haddini bildirmek
bring/take somebody down a peg v. birinin façasını almak
bring/take somebody down a peg v. birinin façasını alaşağı etmek
bring/take somebody down a peg (or two) v. birini küçük düşürmek
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin fiyakasını bozmak
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin ipliğini pazara çıkarmak
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin karizmasını çizmek
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin ne mal olduğunu göstermek
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin kibrini kırmak
bring/take somebody down a peg (or two) v. birine haddini bildirmek
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin façasını almak
bring/take somebody down a peg (or two) v. birinin façasını alaşağı etmek
take somebody down a peg v. burnunu kırmak
take somebody down a peg or two v. burnunu kırmak
knock (one) down a peg (or two) v. (birinin) ağzının payını vermek
knock (one) down a peg (or two) v. (birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down a peg (or two) v. (birine) gününü göstermek
knock (one) down a peg (or two) v. (birini) rezil etmek
knock (one) down a peg (or two) v. (birini) yerin dibine sokmak
knock (one) down a peg (or two) v. (birine) dersini vermek
take down a peg v. küçük düşürmek
take down a peg v. ağzının payını vermek
take down a peg v. dersini vermek
take down a peg v. haddini bildirmek
take down a peg v. fiyakasını bozmak
take down a peg v. karizmasını çizmek
a peg too low adj. keyifsiz
a peg too low adj. kederli
a peg too low adj. morali bozuk
a peg too low adj. neşesiz
a peg too low adj. keyfi kaçık
off the peg expr. al kullan
off the peg expr. hazır giyim
Trade/Economic
adjustable peg exchange rate system n. ayarlanabilir sabit kur sistemi
adjustable peg system n. ayarlanabilir sabit kur sistemi
adjustable peg n. ayarlanabilir sabit kur sistemi
adjustable peg n. ayarlanabilir sabit kur
exchange-rate peg n. döviz kuru hedeflemesi
currency peg n. döviz kurunu sabitleme
crawling peg exchange rate n. kaygan döviz kuru
hard exchange-rate peg n. katı döviz kuru hedeflemesi
crawling peg n. kaygan parite
crawling peg exchange rate n. sürünen pariteler
crawling peg n. sürünen parite
crawling peg n. sürünen pariteler
crawling peg n. sürünen kur
crawling peg n. sürünen askı
off-the-peg adj. kullanıma hazır
Law
crawling peg exchange rates n. serbest dalgalanmaya bırakılmış döviz kurları
Politics
crawling peg system n. sürüklenen çapa uygulaması
Technical
tuning peg n. akort vidası
clothes peg n. çamaşır mandalı
peg-tray cycles be carried out n. gerçekleştirilecek peg-tray ritimleri
guide peg n. kılavuz kazık
peg-tray n. masura yerleştirme çubuğu tutacağı
draw peg n. model çıkarma mandalı
surveying peg n. nivelman kazığı
surveying peg n. ölçü kazığı
peg board n. peg rafı
peg-tray n. peg-tray
fetch tubes from peg n. peg'den masura alınması
peg-tray conveyor system n. peg-tray taşıma sistemi
valve peg n. supap pimi
peg rammer n. tahta kazık çakacı
peg top n. topaç
peg awl n. ayakkabı tığı
screw peg n. dübel vida
shoe peg n. ayakkabı tabanını ayakkabıya tutturmak için kullanılan küçük ahşap çivi
empty peg-trays v. masura yerleşimine ara vermek
peg top adj. dar paçalı
Computer
recovery peg n. güvenlik kazığı
recovery peg n. referans kazığı
Electric
peg board n. delikli pano
Mechanic
peg tooth n. testere dişi
peg tooth n. (silindir/konik) çark dişi
Textile
spring peg n. mandal
picking peg v. (dokumacılıkta) mekiği eğiren kimse
picking peg v. (dokumacılıkta) tezgahın mekiği eğiren bölümü
off-the-peg adj. hazır giyim
off-the-peg adj. kişiye özel üretilmeyen
peg-topped adj. (pantolon, etek) alttan darlaşan
peg-topped adj. (pantolon, etek) üstü bol altı dar
Construction
levelling peg n. düzleme kazığı
hatter peg n. şev kazığı
Woodworking
wooden peg n. ağaç çivi
Automotive
cam-and-peg steering n. burçlu ve pimli direksiyon
camshaft timing peg n. kam mili zamanlama tapası
cam and peg steering box n. kamlı ve pimli direksiyon kutusu
Railway
peg out the line v. hattı kazıklarla işaretlemek
Medical
peg catheter n. peg kateteri
peg (percutaneous endoscopic gastrostomy) n. perkütan endoskopik gastrostomi
peg leg n. tahta bacak
Psychology
peg-word system n. kanca sözcük sistemi
Chemistry
peg (polyethylene glicol) n. peg (polietilen glikol)
Agriculture
peg-tine mouldboard ploughs n. düşey eksenli döner elemanlı kulaklı pulluk
Apiculture
sense peg n. duyu kancası
Fishery
turtle peg n. deniz kaplumbağası avında kullanılan bir ucu kordona bağlı diğer ucu keskin çelik zıpkın
Sport
peg climbing n. (dağcılıkta) zor manevraları gerçekleştirmek için mekanik cihazlarla yapılan bir tırmanış
Baseball
peg (out) v. (vurucuyu) kaleye atış yaparak oyun dışı bırakmak
Music
tuning peg n. tellerin bağlı olduğu uyum açkısı
Slang
peg [canada] n. winnipeg'e bağlı bir ilçe
peg out v. gebermek
peg out v. mortoyu çekmek
peg it v. nalları dikmek
peg out v. ölmek
peg out v. nalları dikmek
peg out v. zıbarmak
British Slang
peg-it v. koşar adım gitmek
peg-it v. nalları dikmek
peg-it v. kaçmak
peg-it v. ölmek