ortasında - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ortasında



Sens de "ortasında" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
General
ortasında between adv.
ortasında midway adv.
ortasında mid adv.
ortasında in the midst adv.
ortasında in the midst of prep.
ortasında midst prep.
ortasında in the middle of prep.
ortasında atwixt prep.
ortasında amid prep.
Phrases
ortasında in the midst expr.
ortasında in one's midst expr.
Idioms
ortasında in the thick of doing something expr.
ortasında in the thick of it expr.
Latin
ortasında in medias res adv.
Archaic
ortasında within prep.

Sens de "ortasında" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 276 résultat(s)

Turc Anglais
General
sömestr ortasında yapılan sınav midterm n.
denizin kabarması ve çekilmesi seviyeleri ortasında kalan deniz seviyesi mean sea level n.
sene ortasında yapılan sınav midyear n.
1660'lerin ortasında avrupa'da patlak veren büyük veba salgını the great pestilence n.
kabini, kazanın arkası yerine, ortasında yan yana konumlandırılmış olan lokomotif camelback n.
(barcelona) ortasında çiçekçiler ve büfeler olan büyük bir bulvar rambla n.
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti centre spread n.
kilisede oturma sıralarının ortasında kalan koridor alley [dialect] n.
bir harfin kelime ortasında kullanılan formu medial n.
gün ortasında az miktarda tüketilen sert içki meridian [scotland] n.
aşırı uçların ortasında duran kimse middle-of-the-roader n.
üniversitenin yıldız takımında yarışabilme süresini uzatmak için okula ilk yılın ortasında kaydolan sporcu grayshirt n.
17. yüzyılın ortasında londra caddelerinde şamata yapan grup mun n.
on dokuzuncu yüzyılın ortasında ispanya'da ortaya çıkan bir mimari tarzı isabellino style n.
yapının ortasında yer alan kabartma süs finial n.
diz ile bilek ortasında biten evaze paçalı pantolon gaucho n.
diz ile bilek ortasında biten evaze paçalı pantolon gauchos n.
tam ortasında bir "y" tasviri yer alan arma shakefork n.
arabayı yolun ortasında bırakmak double park v.
iki noktanın tam ortasında olmak be halfway between v.
gün ortasında yemek yemek lunch v.
yolun ortasında yer alan halfway adj.
gün ortasında gerçekleşen noonday adj.
nisan'ın ortasında meydana gelen mid-april adj.
atlas okyanusu'nun ortasında yer alan mid-atlantic adj.
ağustos'un ortasında meydana gelen mid-august adj.
aralık'ın ortasında meydana gelen mid-december adj.
şubat ayının ortasında olan mid-february adj.
ocak ayının ortasında olan mid-january adj.
ocak ayının ortasında gerçekleşen mid-january adj.
temmuz ayının ortasında olan mid-july adj.
temmuz ayının ortasında gerçekleşen mid-july adj.
haziran ayının ortasında olan mid-june adj.
haziran ayının ortasında gerçekleşen mid-june adj.
mart ayının ortasında olan mid-march adj.
mart ayının ortasında gerçekleşen mid-march adj.
mayıs ayının ortasında olan mid-may adj.
mayıs ayının ortasında gerçekleşen mid-may adj.
ayın ortasında olan midmonth adj.
ayın ortasında gerçekleşen midmonth adj.
sabahın ortasında olan mid-morning adj.
sabahın ortasında gerçekleşen mid-morning adj.
gecenin ortasında olan midnight adj.
ekim ayının ortasında olan mid-october adj.
ekim ayının ortasında gerçekleşen mid-october adj.
aşırı uçların ortasında olan (fiyat veya yetenek) midrange adj.
mevsim ortasında olan mid-season adj.
mevsim ortasında gerçekleşen midseason adj.
sezon ortasında gerçekleşen midseason adj.
eylül ayının ortasında olan mid-september adj.
eylül ayının ortasında gerçekleşen mid-september adj.
yaz ortasında meydana gelen midsummer adj.
aşırı uçların ortasında olan midway adj.
haftanın ortasında meydana gelen midweek adj.
haftanın ortasında meydana gelen midweekly adj.
haftanın ortasında görülen midweekly adj.
haftanın ortasında yapılan midweekly adj.
kış ortasında meydana gelen midwinter adj.
resmi yılın ortasında meydana gelen midyear adj.
akademik yılın ortasında meydana gelen midyear adj.
20'li yaşlarının ortasında mid-20s adj.
uçuş ortasında midcourse adv.
geminin ortasında midships adv.
tam ortasında in the middle of it all adv.
gemi ortasında amidships adv.
-in tam ortasında at the heart of adv.
uçuşun ortasında in mid-flight adv.
okyanusun ortasında in the middle of the ocean adv.
dairenin/çemberin ortasında/merkezinde at the centre of the circle adv.
tam ortasında/merkezinde at the exact center of adv.
nisan'ın ortasında mid-april adv.
ağustos'un ortasında mid-august adv.
aralık'ın ortasında mid-december adv.
şubat ayının ortasında mid-february adv.
ocak ortasında mid-january adv.
ocak ayının ortasında mid-january adv.
temmuz ortasında mid-july adv.
temmuz ayının ortasında mid-july adv.
haziran ortasında mid-june adv.
haziran ayının ortasında mid-june adv.
mart ortasında mid-march adv.
mart ayının ortasında mid-march adv.
mayıs ortasında mid-may adv.
mayıs ayının ortasında mid-may adv.
ekim ortasında mid-october adv.
ekim ayının ortasında mid-october adv.
mevsim ortasında mid-season adv.
cümlenin ortasında mid-sentence adv.
ifadenin ortasında mid-sentence adv.
sözün ortasında mid-sentence adv.
eylül ortasında mid-september adv.
eylül ayının ortasında mid-september adv.
haftanın ortasında midweek adv.
haftanın ortasında midweekly adv.
cinsel ilişki ortasında in flagrante adv.
cinsel ilişki ortasında in flagrante delicto adv.
cinsel ilişki ortasında flagrante delicto adv.
geminin ortasında amidship prep.
(bir sürecin/sürenin) ortasında amidst prep.
seslerin ortasında/arasında amid prep.
(bir şeyin) en ortasında midmost prep.
(bir şeyin) ortasında anlamı veren ön ek midway prep.
Phrasals
(herkesin ortasında) hakaret etmek cut down v.
(herkesin ortasında) aşağılamak cut down v.
(herkesin ortasında) onurunu kırmak cut down v.
(herkesin ortasında) yermek cut down v.
(herkesin ortasında) küçük düşürmek cut down v.
-in tam ortasında konumlandırmak center on v.
duvarın, zeminin tam ortasında konumlandırmak center on (something) v.
(bir şeye) ortasında dalmak intrude upon (something) v.
(bir şeye) ortasında dalmak intrude on (something) v.
Phrases
(bir şeyin) tam ortasında in the heat of (something) expr.
(bir eylemin) ortasında in the act of (doing something) expr.
(bir şeyin veya bir yerin) ortasında in the middle of (something or some place) expr.
(bir şeyin) tam ortasında in the middle of (something) expr.
(bir şeyin) ortasında in the midst of (something) expr.
Proverb
yarışın ortasında at değiştirilmez you don't change horses in the middle of the race
şehrin ortasında derin yalnızlık a great city, a great solitude
Colloquial
gün ortasında tüketilen alkollü içecek nooner n.
(öğle konseri gibi) gün ortasında gerçekleşen etkinlik nooner n.
herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak play kissy-kissy (with someone) v.
herkesin ortasında (birini) aşkla öpmek play kissy-kissy (with someone) v.
çölün ortasında in the middle of a desert expr.
ekim ortasında about the middle of october expr.
onca eğlencenin ortasında in the middle of all that fun expr.
tam ortasında smack-bang in the middle expr.
tam ortasında smack-dab in the middle expr.
yolun ortasında in the middle of the street expr.
(bir eylemin) ortasında in the midst of doing something expr.
Idioms
kendini ateşin ortasında/içinde bulma baptism of fire n.
iki kişinin/tartışmanın ortasında kalmış pig in the middle [uk] n.
tam ortasında/arasında kalan bir şey the happy/golden mean n.
bir sorunun ortasında kalakalmak get stuck in the middle v.
(bir şeyin veya bir yerin) ortasında olmak be in the middle of (something or some place) v.
(bir şeyin veya bir yerin) ortasında bulunmak be in the middle of (something or some place) v.
(konserin, yemeğin) ortasında olmak be in the middle of (something or some place) v.
herkesin ortasında topa tutulmak be tarred and feathered v.
çatışmanın ortasında kalmak be caught in the crossfire v.
bir şeyin/bir şeyi yapmanın tam ortasında olmak be in the middle of something/of doing something v.
bir işin tam ortasında olmak be in the thick of it v.
bir işin tam ortasında olmak be in the thick of things v.
kendini karmaşık/bilmediği bir şeyin içinde/ortasında bulmak be thrown in the deep end v.
çatışmanın ortasında kalmış caught in the crossfire adj.
kavganın/tartışmanın ortasında kalmış caught in the crossfire adj.
kavganın/tartışmanın/anlaşmazlığın ortasında kalmış caught in the middle adj.
hiçliğin ortasında back of the black stump adv.
bir yerin tam ortasında smack-dab in the middle of somewhere expr.
bir yerin tam ortasında smack-bang in the middle of somewhere expr.
gecenin ortasında in the dead of night expr.
hızını almış (bir şeyin tam ortasında) on a roll expr.
kışın ortasında in the dead of winter expr.
kumar masasının ortasında in the pot expr.
tam ortasında in the thick of it expr.
tam ortasında smack dab in the middle expr.
tam ortasında/merkezinde on dead center expr.
olayın ortasında on the ground expr.
savaşın ortasında in the heat of (the) battle expr.
hiçliğin ortasında beyond the black stump expr.
bir aktivitenin ortasında in midstream expr.
işin ortasında in midstream expr.
bir sürecin ortasında in midstream expr.
(bir şeyin/durumun) ortasında in the depths of (something) expr.
bir şeyin/durumun ortasında in the depths of something expr.
zor/stresli/telaşlı bir durumun/sürecin ortasında in the eye of the storm expr.
fırtınanın/fırtınalı bir durumun ortasında in the eye of the storm expr.
fırtınalı bir sürecin ortasında in the eye of the storm expr.
'-in tam ortasında in the heat of expr.
(bir şeyin/işin) tam ortasında in the thick of (something) expr.
tam ortasında in the throes expr.
(bir şeyin) tam ortasında in the throes of (something) expr.
tam ortasında on the cusp expr.
tam ortasında smack in the middle expr.
Speaking
caddenin tam ortasında ne yapıyordun? what were you doing in the middle of the street? expr.
ıssızlığın ortasında in the middle of nowhere expr.
lanet olası bir hiçliğin ortasında in the middle of damn nowhere expr.
Trade/Economic
telif fiyatı ile satış fiyatının ortasında yer alan (londra menkul kıymetler borsası fiyatı) middle adj.
Politics
gül haçlılara ait ortasında gül bulunan ve eşit kollu haçtan meydana gelen sembol rosy cross n.
Media
tam ekran gösterilen videonun ortasında açılan küçük video penceresi pip (picture-in-picture) abrev.
Technical
eksantrik rodların tam ortasında bulunduğu durum central position n.
ortasında haç biçimli ahşap parçası olan bir çeşit yayık dasher churn n.
Computer
yeni değer üretebilen, ortasında geri dönebilen ama tekrar kaldığı yerden devam edebilen fonksiyonlara bağlı bağımsız değişken upvalue n.
Textile
ortasında küçük bir elmas olan, kuş gözüne benzeyen geometrik bir kumaş deseni bird's–eye n.
ortasında küçük bir elmas olan, kuş gözüne benzeyen geometrik bir desenle dikilmiş bir kumaş bird's–eye n.
Architecture
tiyatro orkestrasının ortasında duran küçük dionysos sunağı thymele n.
miken evlerinin ortasında genellikle ocak bulunan büyük salonu megara n.
miken evlerinin ortasında genellikle ocak bulunan büyük salonu megaron n.
19. yüzyılın ortasında görülen mimari bir tarz louis xvi revival n.
korint düzenli abaküs kenarlarının ortasında yer alan küçük çiçek fleuron n.
Marine
lagün kanalının ortasında oluşan sığ bölge middle-ground shoal n.
açık denize giden yük gemilerinin yan kısımlarının tam ortasında bulunan ve yaz sezonu yük çizgisini gösteren işaret mark n.
gemi ambarının ortasında yer alan dikey alan sink n.
ortasında hafif bir çukurluk bulunan (gemi) shallow-waisted adj.
geminin ortasında amidships adv.
geminin ortasında olan midship adv.
Medical
her iki tarafında hasta yatakları ve ortasında hemşire masası olan büyük hastane odası nightingale ward n.
dış kulağın ortasında içeri giden kanalın önündeki küçük kıkırdaktan çıkıntı tragus n.
kafanın ortasında meydana gelen saç dökülmesi male-patterned baldness n.
Anatomy
dış kulağın ortasında içeri giden kanalın önündeki küçük kıkırdak çıkıntılar tragi n.
alt çene kemiğinin ortasında yer alan küçük bir oyuk mandibular notch n.
bazı hayvanlarda korakoidin ortasında görülen çıkıntı mesocoracoid n.
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntı mesoscapula n.
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntının önünde veya üzerinde bulunan kısım prescapula n.
(bazı sürüngen ve balıklarda) başın ortasında yer alan pula ait veya ilişkin prefrontal adj.
(pul) başın ortasında yer alan prefrontal adj.
Gastronomy
ortasında et veya balık bulunan, iki veya daha fazla yemek içeren kalıp chartreuse n.
ortasında kuş üzümü tabakası olan bir bisküvi garibaldi [uk] n.
Marine Biology
(kabuklu deniz canlılarda) kabuğun her bir halkasının ortasında yer alan üçgen bölüm paries n.
Zoology
meksika'nın kuzeyinde ve amerika birleşik devletleri'nin doğusunda ve ortasında yaşayan hızlı bir kertenkele race runner n.
meksika'nın kuzeyinde ve amerika birleşik devletleri'nin doğusunda ve ortasında yaşayan hızlı bir kertenkele six-lined racerunner n.
meksika'nın kuzeyinde ve amerika birleşik devletleri'nin doğusunda ve ortasında yaşayan hızlı bir kertenkele racerunner n.
meksika'nın kuzeyinde ve amerika birleşik devletleri'nin doğusunda ve ortasında yaşayan hızlı bir kertenkele racerunner n.
(koyun ve ineklerde) uyluğun ortasında yer alan bir bez pope's eye n.
(sölenterede) iki kanat damarının tam ortasında bulunan ara damar interradius n.
sarısı tam ortasında olan (hayvan yumurtası) centrolecithal adj.
sarısı ortasında olan ve ince berrak sitoplazma ile çevrili yumurta veren (eklem bacaklı) centrolecithal adj.
daha büyük bir çöküntü veya yükseltinin ortasında küçük papillası olan papillulate adj.
Botanic
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen bir bitki cinsi astrantia n.
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen astrantia cinsi bitkiler masterwort n.
geniş yapraklarının ortasında bir grup küçük beyaz çiçeğe sahip bir ot umbrella leaf (diphylleia cymosa) n.
geniş yapraklarının ortasında bir grup küçük beyaz çiçeğe sahip bir ot umbrella sedge n.
kuzey amerika'nın doğusu ve ortasında yetişen, otlayan hayvanlar için zehirli bir bitki mountain deathcamas (zigadenus glaucus) n.
kuzey amerika'nın doğusu ve ortasında yetişen, otlayan hayvanlar için zehirli bir bitki white camas n.
avrasya'da yetişen, ortasında kızıllık bulunan pembe çiçekli bodur ve yer örtücü bir bitki maiden pink (dianthus deltoides) n.
avrasya'da yetişen, ortasında kızıllık bulunan pembe çiçekli bodur ve yer örtücü bir bitki dianthus deltoides n.
bitkinin gövdesinin ortasında veya kökünde yer alıp boru şeklinde damarları bulunan tek stel monostele n.
gövdesinin ortasında veya kökünde boru şeklinde damarları bulunan tek stele sahip olma monostely n.
gövdesinin ortasında veya kökünde boru şeklinde damarları bulunan tek stele sahip (bitki) monostelic adj.
ucu ortasında olan (sargı) circinate adj.
Social Sciences
1600'lerin ortasında huron konfederasyonunun dağılmasıyla oluşan bir kızılderili halkının üyesi wyandot n.
19. yüzyılın ortasında putney, vermont, oneida ve new york'ta faal olan dini bir topluluk oneida perfectionists n.
Education
bir öğrencinin sınıfın üç bölümünün ortasında veya ikincisinde olduğunu gösteren bir not beta [uk] n.
akademik dönemin ortasında yapılan sınav midterm examination n.
ingiliz üniversitelerinde ocak ortasında başlayıp paskalya'dan önce biten ikinci akademik sömestr hilary term [uk] n.
Literature
(durak) üçüncü ayağın ortasında penthemimeral adj.
Linguistics
a sesinde olduğu gibi dil ağız boşluğunun ortasında, ne yüksek ne de alçakken, çıkartılan (ses) neutral adj.
dil kavisinin en yüksek ve en alçak noktalarının tam ortasında boğumlanan (sesli harf) mid adj.
kelimenin ortasında olacak şekilde medially adv.
History
mısır'da nil nehri üzerinde, teb ve memfis kentlerinin ortasında yer alan şehir tel-el-amarna n.
1660'lerin ortasında avrupa'da patlak veren büyük veba salgını black plague n.
1660'lerin ortasında avrupa'da patlak veren büyük veba salgını great plague n.
hanedan armasının ortasında bulunan geniş ve yatay şerit fesse n.
Religious
paskalya orucunun ortasında ana kiliseye yapılan bağışlar quadragesimals n.
ortasında kafadan geçirmek için açıklık bulunan, yünlü kumaştan yapılmış keşiş giysisi scapulary n.
Geography
kuzey ve batının tam ortasında, 315 derecede yer alan pusula noktası northwestward n.
iran'ın ortasında bir tuz çölü kavir desert n.
filipinler'in ortasında ada cebu n.
mikronezya'da, yeni gine ile japonya'nın ortasında yer alan, guam adası ile kuzey mariana adaları'nı kapsayan mercan adaları ve volkanik adalardan oluşan bir takımada marianas n.
orkney ve shetland takımadalarında yaz ortasında görülüp gece boyu devam eden alacakaranlık simmer dim [scotland] n.
dere veya nehrin ortasında midstream adv.
Military
yüksek infilak maddesinin tam ortasında çok tabakalı bir yapıdan meydana gelen patlayıcı fitil mild detonating cord n.
sıranın ortasında olan asker middleman [obsolete] n.
geniş bir hendeğin ortasında yükselen koruma yapısı sillon n.
Hunting
kalkanların ortasında bulunan dışa bombeli yuvarlak malzeme umbo n.
Sport
ortasında yuvarlak bir engel olan ince düz halı üzerinde oynanan bowling oyunu carpet bowling n.
(krikette) dikdörtgen oyun alanının ortasında yer alan küçük bölüm square n.
(kriket) kale hazırlama bölümünün ortasında bulunan küçük kare alan square n.
Football
(ragbide) oyuncu barajının ortasında ve iç merkezde pozisyon alan oyuncu five-eighth [australia/new zealand] n.
Baseball
beysbolda dış sahanın ortasında oynayan oyuncu centerfield n.
beysbolda dış sahanın ortasında oynayan oyuncu centerfielder n.
Card
(skat oyununda) oyuncunun turun başında dağıtılan 10'ar karttan sonra geriye kalan ve sonra dağıtılmak üzere masanın ortasında kapalı şekilde tutulan iki karttan herhangi birini kullanmadığı oyun solo n.
Cinema
ortasında kolçak bulunmayan birleştirilmiş çift kişilik koltuk two-seater n.
Photography
ışığı geniş açılı merceğin ortasında tutmaya yarayan fotoğrafik cihaz compensator n.
Latin
başlangıcı verilmeyen bir hikayenin ortasında in medias res adv.
hikayenin ortasında in medias res adv.
her şeyin ortasında in medias res expr.
olayların ortasında in medias res expr.
Archaic
savunma kalesinin ortasında bulunan yükseltilmiş ve tahkim edilmiş yapı mount n.
Engineering
basit mesnetli kirişin ortasında içbükey bükülme oluşturan eğilme momenti sagging moment n.
basit mesnetli kirişin ortasında içbükey bükülme oluşturan eğilme momenti positive bending moment n.
Reptiles
abd'nin batısı ile ortasında yaşayan bir yeşil yılan smooth green snake (opheodrys vernalis) n.
Entomology
böcek kanadının ortasında yer alan, genellikle dışbükey ön kolu ve içbükey arka kolu bulunan sinir media n.
trilobit kafasının ortasında yer alan konveks lobu glabellum n.
Slang
günün ortasında içilen içki liquid lunch mid-day n.
herkesin ortasında (biriyle) oynaşmak play kissy-face (with someone) v.
herkesin ortasında(birini) aşkla öpmek play kissy-face (with someone) v.
Heraldry
armanın ortasında bulunan geniş ve yatay şerit fess n.