Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | pit n. | çukur | ||
Dig a pit and put the stolen money in it. Bir çukur kazın ve çalınan parayı içine koyun. More Sentences |
||||
General | ||||
General | pit n. | mağara | ||
Get out of your dirty pit and take a shower for a change! Kirli mağaranızdan çıkın ve değişiklik olsun diye bir duş alın! More Sentences |
||||
General | pit n. | iz (ciltte kalan çiçek izi gibi) | ||
He has dozens of pits on his face left by smallpox. Yüzünde çiçek hastalığından kalan düzinelerce iz var. More Sentences |
||||
General | pit n. | maden ocağı | ||
The workers went down the pit and never came back. İşçiler maden ocağına inmiş ve bir daha geri dönmemişler. More Sentences |
||||
General | pit n. | ocak | ||
The company sent three trucks to the gravel pit. Şirket çakıl ocağına üç kamyon gönderdi. More Sentences |
||||
General | pit n. | (orkestra çukuru | ||
Go to your positions in the pit and prepare your instruments. Orkestra çukurundaki yerlerinizi alın ve enstrümanlarınızı hazırlayın. More Sentences |
||||
General | pit n. | pit çukuru | ||
The mechanic is in the pit, trying to figure out the problem. Tamirci pit çukurunda, sorunu çözmeye çalışıyor. More Sentences |
||||
General | pit n. | koltukaltı | ||
Shaving your pits regularly is a good habit. Koltukaltlarınızı düzenli olarak tıraş etmek iyi bir alışkanlıktır. More Sentences |
||||
General | pit n. | borsa salonu | ||
After the declaration of war, the pit had its most crowded day, everyone was trying to sell their shares. Savaş ilanından sonra borsa salonu en kalabalık gününü yaşadı, herkes hisselerini satmaya çalışıyordu. More Sentences |
||||
General | pit v. | çukurlar açmak (bir yerde) | ||
The earthquake in 1999 pitted the surface quite remarkably. 1999'daki deprem yüzeyde oldukça belirgin çukurlar açmıştı. More Sentences |
||||
General | pit v. | çekirdeğini çıkarmak | ||
Wash and pit the apricot before eating. Kayısıyı yemeden önce yıkayın ve çekirdeklerini çıkarın. More Sentences |
||||
General | pit v. | pit alanına girmek | ||
Lewis Hamilton pits for the second time this race! Lewis Hamilton bu yarışta ikinci kez pit alanına giriyor! More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | pit n. | çukur | ||
The teflon cylinder avoids the small pit which can hold humidity to effect magnesium oxide inside. Teflon silindir, nemi tutabilen küçük çukurun oluşarak içeride magnezyum oksidi etkilemesini önler. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | pit n. | çekirdek | ||
Burying a peach pit in the dirt will not grow a peach tree. Bir şeftali çekirdeğini toprağa gömmekle şeftali ağacı yetişmez. More Sentences |
||||
General | ||||
General | pit n. | kuyu | ||
General | pit n. | orkestra yeri | ||
General | pit n. | orchestra pit orkestra çukuru | ||
General | pit n. | parter | ||
General | pit n. | çopur | ||
General | pit n. | maden kuyusu | ||
General | pit n. | kısmen yere gömülü sera | ||
General | pit n. | cehennem | ||
General | pit n. | şeftali gibi etli meyvelerin çekirdeği | ||
General | pit n. | temel çukuru | ||
General | pit n. | oyuk | ||
General | pit n. | hendek | ||
General | pit n. | üstü kapatılmış çukur biçimindeki hayvan tuzağı | ||
General | pit n. | yerde açılan hapishane işlevli delik | ||
General | pit n. | (dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği | ||
General | pit n. | araba tamirhanesinde aracın altında çalışmayı kolaylaştıran dikdörtgen alan | ||
General | pit v. | oyuk oyuk olmak | ||
General | pit v. | çukurlaşmak | ||
General | pit v. | çukur yapmak | ||
General | pit v. | çopurlaştırmak (hastalık birinin yüzünü) | ||
General | pit v. | ciltte iz bırakmak | ||
General | pit v. | çopur bırakmak | ||
General | pit v. | çukura koymak | ||
General | pit v. | çukurlaştırmak | ||
General | pit v. | çukura yerleştirmek | ||
General | pit v. | aşındırmak | ||
General | pit v. | yemek | ||
General | pit v. | doğrudan muhalefette bulunmak | ||
General | pit v. | rekabete girmek | ||
General | pit v. | (horozları) dövüştürmek için deliğe sokmak | ||
General | pit v. | (meyvenin) çekirdeğini çıkarmak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | pit | lağım | ||
Trade/Economic | pit | ürün tezgahı | ||
Technical | ||||
Technical | pit n. | makine dairesinde raylara çaprazlama inşa edilmiş çukur | ||
Technical | pit | hendek | ||
Technical | pit | maden ocağı | ||
Technical | pit | ocak | ||
Technical | pit | krank çukuru | ||
Technical | pit | oyuk | ||
Automotive | ||||
Automotive | pit n. | araba tamirhanesinde aracın altında çalışmayı kolaylaştıran dikdörtgen alan | ||
Automotive | pit n. | otoyol kenarlarındaki araç bakım ve servis alanı | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | pit n. | bagaj yeri | ||
Petrol | ||||
Petrol | pit | kuyu | ||
Mining | ||||
Mining | pit n. | maden | ||
Dentistry | ||||
Dentistry | pit n. | diş minesinde sivri çöküntü | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | pit | tohum | ||
Biology | ||||
Biology | pit n. | bitki hücresinin ikincil duvarındaki ufak çöküntü | ||
Botanic | ||||
Botanic | pit n. | bitkilerde çukurlar oluşturan hastalık | ||
Geography | ||||
Geography | pit n. | abd'nin kaliforniya eyaletinde bir nehir | ||
Geology | ||||
Geology | pit | (asonsör) kuyu alt boşluğu | ||
Military | ||||
Military | pit n. | tabanca ateşine karşı sığınak olarak kazılan alan | ||
Sport | ||||
Sport | pit n. | bovling pistinin ucunda, kukaların içine düştüğü küçük alan | ||
Sport | pit n. | sıçrama yarışında başlangıç noktasının önündeki yumuşak zeminli alan | ||
Sport | pit n. | (motor yarışları pistinde) araç bakım ve servis alanı | ||
Sport | pit v. | araba yarışında servis alanında durmak | ||
Football | ||||
Football | pit n. | savunma ve hücum çizgileri arasındaki orta alanlar | ||
Wagering | ||||
Wagering | pit n. | kumarhanede oyun masalarının bulunduğu alan | ||
Music | ||||
Music | pit n. | ölüm duvarı | ||
Music | pit n. | rock konserlerinde sahnenin önünde pogo yapılması için boş bırakılan alan | ||
Music | pit n. | bandoda büyük enstrümanların olduğu taraf | ||
Theatre | ||||
Theatre | pit n. | tiyatronun en alt katı | ||
Theatre | pit n. | tiyatronun en alt katının arka bölümü | ||
British Slang | ||||
British Slang | pit | yatak |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Slang | ||
Slang | pıt | bop n. |