yemek - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yemek



Sens de "yemek" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

Anglais Turc
History
yemek n. kimek
yemek n. 8-10. yy orta asya türk kavmi

Sens de "yemek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 97 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yemek food n.
yemek eat v.
General
yemek nourishment n.
yemek meal n.
yemek food n.
yemek grub n.
yemek dinner n.
yemek dining n.
yemek dish n.
yemek course n.
yemek recipe n.
yemek eating n.
yemek victuals n.
yemek repasture n.
yemek muckamuck n.
yemek peck n.
yemek pabulation n.
yemek scaff n.
yemek board n.
yemek scoff v.
yemek rub away v.
yemek feed v.
yemek bite v.
yemek pick at v.
yemek be sent down v.
yemek chow v.
yemek rub v.
yemek fret v.
yemek feed on v.
yemek repast v.
yemek partake of v.
yemek touch v.
yemek eat away v.
yemek get v.
yemek wear v.
yemek believe v.
yemek crop v.
yemek ingest v.
yemek consume v.
yemek exulcerate v.
yemek spend v.
yemek swallow v.
yemek eat v.
yemek dispose of v.
yemek corrode v.
yemek devour v.
yemek erode v.
yemek pit v.
yemek have v.
yemek keep v.
yemek make v.
yemek meal v.
yemek mouth v.
yemek muckamuck v.
yemek gnaw v.
yemek smouse v.
yemek suckle v.
Phrasals
yemek eat (something) off v.
yemek eat up v.
yemek browse on v.
yemek eat off v.
Colloquial
yemek eats n.
yemek tuck v.
yemek chuck v.
yemek eat it up v.
yemek chop [west africa] v.
Idioms
yemek bite on something v.
yemek pass (one's) lips v.
yemek pass someone's lips v.
yemek pass lips v.
Technical
yemek erode v.
yemek corrode v.
yemek abrade v.
Gastronomy
yemek plat n.
yemek cooking n.
Archaic
yemek trencher n.
yemek mess n.
yemek victual v.
yemek manducate v.
yemek depasture v.
Slang
yemek grindage n.
yemek munch n.
yemek pecks n.
yemek peckings n.
yemek dodger [australia] n.
yemek skran n.
yemek slob up v.
yemek grub on v.
yemek buy it v.
yemek scran v.
British Slang
yemek nose-bag n.
yemek jackbit n.
yemek grub n.
yemek snappin n.
yemek chow n.
yemek shit on a raft v.
yemek nosh v.

Sens de "yemek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yemek pişirme cooking n.
yemek odası dining room n.
yemek tarifi recipe n.
yemek yemek eat v.
yemek pişirmek cook v.
ılık (yemek/içecek) lukewarm adj.
General
yemek sonunda yenen tuzlu şey savoury n.
yemek takımı dinnerware n.
yemek vakti dinnertime n.
bir kişilik yemek takımı setting n.
sonra gelen yemek remove n.
yemek servisi food service n.
otomatlardan yemek alınan kafeterya automat n.
yemek çubuğu (uzakdoğuda kullanılan) chopstick n.
iyi yemek yeme ve yemekten anlama sanatı gastronomy n.
yemek takımı dinner set n.
yoksullara parasız yemek verilen yer soup kitchen n.
yemek takımı chafing dish n.
yemek sanatı gastronomy n.
yemek geleneği eating customs n.
acı ve baharatlı yemek devil n.
ağırlık (yemek) richness n.
hafif yemek collation n.
hazır yemek convenience foods n.
yemek stoğu food stock n.
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek savory n.
yemek uzmanı gastronome n.
baş yemek dışındaki yiyecek side dish n.
yemek sosu gravy n.
hazır yemek fast food n.
turfa olmayan yemek kasher n.
farklı yemek çeşitleri sunan büfe smorgasbord n.
hafif yemek büfesi snack bar n.
yemek asansörü food elevator n.
yemek tarifinde istenen call for n.
hazır yemek ve salata dükkanı delicatessen n.
tadı yavan olan sulu yemek slop n.
yemek artıklarından oluşan sulu yiyecek (hayvana verilen) slop n.
yemek odası diningroom n.
yemek salonu dining hall n.
eve yemek götürme hizmetleri food transport services to home n.
yemek takımı set n.
hafif yemek refection n.
aşçıbaşının o gün için önerdiği yemek plat du jour n.
yemek pişirmede kullanılan cooking n.
yemek salonu mess hall n.
yemek masası dining table n.
baş yemek entrée n.
açık büfe yemek buffet n.
baş yemek main dish n.
yemek sonunda yenen tuzlu şey savory n.
sulandırılmış yemek artıkları (domuza yedirilen) swill n.
yemek yiyen diner n.
kötü sulu yemek wash n.
yemek sonrası postprandial n.
yemek artığı leftover n.
yemek seçme durumu olmayan öğün set meal n.
yemek odası lunchroom n.
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) takeaway n.
yemek (lokantaya has) special n.
bedava yemek kuyruğu breadline n.
tatlı (yemek aralarında yenilen) snack n.
yemek odası dinette n.
yemek pişirme sanatı culinary art n.
meksika mutfağına özgü böreğe benzeyen acılı bir yemek enchilada n.
açık havada yenilen yemek picnic n.
yemek tarifi talebi recipe request n.
yemek pişirme sanatı cooking n.
açık büfe yemek servisi yapan restoran smorgasbord n.
artık yemek leftover n.
yemek kitapları cookbooks n.
balıkla baş yemek arasında yenilen yemek entrée n.
yemek odaları dining rooms n.
liverpool'a özgü bir yemek scouse n.
yemek odası grillroom n.
yemek zamanı repast n.
yemek tarifi talepleri recipe requests n.
fazlasıyla (yemek) surfeit n.
çatal bıçak/yemek takımı (bir kişilik) setting n.
yemek kaşığı table spoon n.
hafif yemek refreshment n.
yemek yardımı food allowance n.
yemek tarifesi recipe n.
basımevlerinde çalışanların düzenlediği yıllık yemek veya toplantı wayzgoose n.
yemek servis asansörü dumbwaiter n.
hafif yemek luncheon n.
yemek zili dinner bell n.
toprak veya cam kapta pişirilen yemek casserole n.
yemek yiyen kimse diner n.
yemek zamanı dinner time n.
hafif yemek snack food n.
yemek zamanı mealtime n.
fırın (yemek pişirmeye yarayan üstü ocaklı) range n.
yardımlaşmalı yemek potluck dinner n.
yemek artıkları remains n.
yemek listesi bill of fare n.
domuzlara verilen yemek artıkları hogwash n.
yemek pişirme sanatı cookery n.
etli/sebzeli sulu yemek stew n.
işçi yemek hizmet employee food service n.
yemek çubuğu chopstick n.
bedava yemek kuyruğu bread line n.
yemek takımı dinner service n.
yemek pişirme sanatı cuisine n.
yemek salonu dininghall n.
hafif yemek satan yer snackette n.
dikkatsizce pişirilen yemek slopping n.
kafeterya'da ya da pub'da bulunan yemek tezgahı servery n.
yemek saati dinner time n.
yağlı yemek fatty food n.
yağlı yemek oily food n.
ana yemek piece de resistance n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi deipnosophist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde usta olan kimse deipnosofist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi deipnosofist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde usta olan kimse deipnosophist n.
yağlı yemek greasy food n.
yemek odası triclinium n.
yapış yapış iğenç yemek ya da içecek glop n.
yanmaz yemek takımları bakeware n.
fırında kullanılmaya müsait yemek takımları bakeware n.
yemek esnasında ağızdaki yiyeceklerin salya ile karışması insalivation n.
hazır yemek üreticileri ve üretimi caterers and catering n.
bozuk yemek rotten food n.
bozulmuş yemek rotten food n.
en sevdiği yemek one's favorite food n.
yemek odaları lunchrooms n.
lezzetli yemek tasty food n.
lezzetli yemek delicious food n.
aşırı yemek veya içmek sonucunda rahatsızlanmış kimse cropsick n.
yemek kültürü food culture n.
yemek masası triclinium n.
yemek listesi menu n.
yemek firması catering firm n.
yemek şirketi catering company n.
mutfak yemek asansörü lifter n.
yemek tarifi kitabı recipe book n.
yemek asansörü dumbwaiter n.
hazır yemek sektörü catering industry n.
hazır yemek sektörü catering sector n.
çinlilerin yemek çubuğu chopstick n.
yemek alışkanlığı eating habit n.
yemek köşesi dining nook n.
yemek köşeli mutfak dining kitchen n.
küçük yemek odası dinette n.
yemek yeme alışkanlığı eating habit n.
yemek asansörü dumb waiter n.
yemek pişirme yöntemi cuisine n.
yemek daveti dinner invitation n.
yemek ve içkinin iyisinden anlayan kimse gourmet n.
yemek zamanı dinner-time n.
yemek nişi dining-corner n.
yemek takımı dinner-set n.
yemek takımı dinner-service n.
yemek köşesi dining-corner n.
yemek odası dining-room n.
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) take-out n.
yemek servisi helping n.
çin yemek çubuğu chopstick n.
yemek tabağı dish n.
önlenemez yemek arzusu food craving n.
önlenemez yemek arzusu irresistible desire for food n.
yemek salonu chow hall n.
yemek masasında edilen dua saying grace n.
yemek hizmeti catering n.
yemek servis aracı catering truck n.
yerel yemek local food n.
çabuk yemek servisi fast food service n.
yöresel yemek local food n.
yöresel yemek regional food n.
düğünde yapılan yemek salata ve tatlı ikramı cocktail prolonge n.
yemek stilisti food stylist n.
araçlara yol üstü verilen yemek servisi drive through n.
araçlara yol üstü verilen yemek servisi drive-thru n.
yemek dükkanı cookshop n.
yemek malzemeleri dükkanı cookshop n.
üç kap yemek (başlangıç, ana yemek, tatlı vb) three-course meal n.
günde üç öğün yemek three meals a day n.
yemek odası takımı dining room set n.
davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek potluck dinner n.
davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek potluck lunch n.
yardımlaşmalı yemek potluck lunch n.
yemek pişirme kabı cooker n.
yemek kitabı cookbook n.
yemek tuzu common salt n.
yemek tezgahı buffet n.
yemek bileti meal ticket n.
yemek tuzu table salt n.
yemek kaşığı tablespoon n.
yemek yapma cooking n.
yemek suyu pot liquor n.
yemek eşyası cookware n.
yemek dağıtma arabası server n.
yemek çanı dinner bell n.
ayak üstü yemek fast food n.
yemek artığı food residue n.
yemek çatalı table fork n.
artık (yemek) uneaten n.
yemek kültürümüz our food culture n.
yemek zamanı suppertime n.
yemek vakti suppertime n.
hazır yemek ve salata dükkanı (deli) delicatessen n.
yemek kartı meal card n.
hasta yemek masası overbed table n.
yemek festivali food festival n.
yemek üreticisi food maker n.
yemek üreticisi food producer n.
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek obento n.
yemek ve yatak food and bed n.
hayvansal içerik içermeyen yemek vegan food n.
yemek masasında dua etme saying grace n.
yemek daveti verme banqueting n.
yemek sonrası yenilen tatlı vb. afters n.
resmi yemek banquet n.
hazır yemek convenience food n.
hazır yemek ve salata dükkanı deli n.
hazır yemek delicatessen n.
hazır yemek deli n.
danslı yemek dinner dance n.
oyuncak yemek seti dinnerware set n.
yemek servisi arabası dinner wagon n.
yemek masası dinner table n.
yemek servisi arabası dinner trolley n.
yemek takımları dishes n.
artık yemek torbası doggie bag n.
yemek sırası chow line n.
oturma, çalışma, yemek, misafir odalarının ve mutfağın bir arada olduğu, yüksek tavanlı, büyük salon great room n.
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek savoury n.
yemek kuyruğu food line n.
yemek sırası food line n.
kişilerin kendi hazırladıkları tariflerle katıldıkları yemek yarışması bake-off n.
yemek/yiyecek kuponu food coupon n.
günün yemek tarifi recipe of the day n.
evden getirilmiş yemek bag lunch n.
evde hazırlanıp getirilmiş yemek bag lunch n.
geleneksel yemek traditional food n.
çiğ yemek raw food n.
yemek pişirme terimleri sözlüğü glossary of cooking terms n.
sıcak yemek hot meal n.
yemek yarışması cook-off n.
yemek yarışması cooking competition n.
yemek kursu cooking course n.
(alışveriş merkezinde) yemek katı food court n.
yemek seçicilik choosy eating n.
yemek seçme choosy eating n.
yemek molası meal break n.
yemek molası lunch break n.
tv karşısı hazır yemek tv dinner n.
iki tabak yemek two plates of food n.
yemek programı cooking show n.
yemek programı cookery programme n.
pub'larda sunulan yemek veya yiyecekler pub grub n.
(yemek yapımında kullanılan) yağlı kağıt baking paper n.
gizli yemek tarifi secret recipe n.
yemek saatleri̇ meal times n.
yemek planı meal plan n.
yemek arkadaşı tablemate n.
yemek arkadaşı dining companion n.
dört başı mamur yemek square meal n.
yemek kazanı cooking boiler n.
yemek kazanı cooking vessel n.
yemek kazanı cooking cauldron n.
bir müessesenin pişirmekte mahir olduğu yemek house specialty n.
doğal/organik gıdalarla yemek pişiren kimse natural cook n.
yemek eleştirmeni food critic n.
yemek eleştirmeni food writer n.
yemek eleştirmeni restaurant critic n.
yemek hizmeti endüstrisi food service industry n.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon n.
yemek yarışması cooking contest n.
yemek tarifleri recipes n.
yemek artıkları leftovers n.
meşhur yemek famous food n.
ağır yemek heavy dish n.
yatarak yemek yeme accubation n.
yemek artığı table scrap n.
yerli yemek native food n.
(masaya konan) yemek table n.
yemek çatalı tablefork n.
yemek takımı table service n.
yemek tepsisi cafeteria tray n.
çayla beraber yenen hafif yemek tea n.
öğleden sonra veya akşam yenen yemek tea n.
yemek bıçağı case knife n.
yemek artığı rechauffe n.
yemek servisi yapan kadın cateress n.
üst kattaki yemek odası cenacle n.
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular suet n.
yemek zamanı refection n.
ağır bacakları olan dar ve uzun yemek masası refectory table n.
yeniden yemek verme refeeding n.
yeniden pişirilen yemek rehash n.
artık yemek remnant n.
yemek paketi meal box n.
yemek sonrası konuşma yapıp insanları kadeh kaldırmaya davet eden kadın toast mistress n.
romalıların yemek yerken uzandıkları, masayı üç taraftan çevreleyen sedir triclinium n.
çok miktarda yemek tuck–in [brit] n.
batı hint adalarında haşlanmış muzu ezerek yapılan bir yemek tum-tum n.
yemek yeme isteği alimentiveness n.
yemek ve barınma easement [obsolete] n.
yemek salonu eating hall n.
artık yemek torbası scran bag n.
ana yemek entrée [us] n.
yalıtımlı yemek taşıma kabı insulated food carrier n.
ayrı bir yemek odası olmadığından yemek yenen mutfak kitchen-diner n.
yemek masasındaki artıklar voiding n.
sulu yemek lap n.
haşlanmış yemek bile [dialect] n.
kampta yemek pişirmek için kullanılan metal tencere billy [australia] n.
(yemek) kızarmış yüzey birsle n.
ana yemek olarak baharatlı alman sosisi servis edilen barbekü partisi wiener roast n.
ana yemek olarak baharatlı alman sosisi servis edilen barbekü partisi weenie roast n.
yemek masası board n.
ihtiyacı olan kimselere verilen kıyafet, yemek veya para hand-out n.
yemek yeme meal n.
bir yerde kalıp başka bir yerde yemek yiyen kimse mealer n.
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı meals on wheels [uk] n.
küçük ve yuvarlak yemek porsiyonu médaillon n.
küçük ve yuvarlak yemek porsiyonu medallion n.
yemek zamanı meltith [scotland] n.
yemek zamanı melteth [scotland] n.
yemek listesi menu card n.
personel grubunca yenen yemek mess n.
bir porsiyon yemek help [obsolete] n.
tören vesilesiyle erken saatte yenen yemek breakfast n.
yemek sosu bree [scotland] n.
açık büfede yemek yiyen kimse buffeter n.
yemek düşkünlüğü hoggishness n.
hayvanlara verilen yemek artığı hogwash n.
yemek sepeti mocock n.
yemek sepeti mocuck n.
kahvaltıdan önce yenen hafif yemek morning [scotland] n.
hafif yemek morsel n.
lezzetli yemek morsel n.
yemek yeme repast n.
fazladan yemek reward n.
küçük porsiyonlu yemek lunch [minnesota] n.
hafif yemek lunch n.
mutfak ve yemek odası arasında bulunan servis odası butler's pantry n.
şapır şupur yemek yiyen kimse chomper n.
yemek yeme chow-down n.
(midye kabuğu gibi açılan) yemek kabı clamshell n.
dışarıda yemek yiyen kimse diner-out n.
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor dingle n.
yemek yenen alan dining area n.
(değirmen hizmetlisinin) kiracılardan yemek yeme hakkı gowpen [scotland] n.
taşrada bir grup erkeğe yemek pişiren aşçı greasy n.
yemek yeme munch n.
tıka basa yemek yiyen kimse overeater n.
yemek tarifi rule [dialect] n.
yemek salonu commons n.
yemek masasında şarabı soğutan büyük kap cistern [obsolete] n.
birlikte yemek yenen kimse commensal [rare] n.
birlikte yemek yiyen grup commensality n.
birlikte yemek yeme commensation n.
yemek malzemeleri doings [dialect] n.
yemek pişirme malzemeleri doings [dialect] n.
zengin yemek malzemesi doodad n.
yemek malzemelerinin hazırlandığı masa dresser [obsolete] n.
yemek servis masası dresser [obsolete] n.
yemek servis büfesi dresser [obsolete] n.
az miktardaki yemek pick [dialect] n.
bir gıdımlık yemek pick [dialect] n.
eldeki ürünlerle hazırlanan yemek pick-up dinner n.
yemek konusunda idareli kimse pinchcommons n.
tadı keskin olan yemek piquancy n.
yemek yeme intake n.
yemek milleri food miles n.
yemek ve eğlence için toplanma feasting n.
yemek sağlayan şey feeder n.
bebeklerin yemek yerken oturduğu sandalye feeding chair n.
bebeklerin yemek yerken oturduğu sandalye highchair n.
yemek ve servis hizmeti plate n.
tencerede yemek pişiren kimse potter n.
yemek odası salle à manger n.
(eve, otelde) yemek alanı dinning room n.
hafif yemek light food n.
araba sürerken yemek yiyen kimse dashboard diner n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixie n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixy n.
1930'lardan 1970'lere kadar üretilmiş bir seramik yemek takımı markası fiesta ware® n.
tüm gelenlere sabit fiyattan sunulan yemek ordinary [uk] n.
yemek pişirme ve servisinde kullanılan ısıya dayanıklı (cam, seramik) tabaklar ovenware n.
(ısıtarak) yemek hazırlama preparation n.
genellikle içyağı içeren ve dışı kabuk tutan baharatsız bir yemek pudding n.
yemek artıkları scraps n.
ikinci tur yemek yardımı seconds n.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepawn [dialect] [us] n.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepon n.
deniz kabuğu şeklindeki yemek pişirme veya servis gereci shell n.
yerde yenen yemek sit-down n.
oturarak yenen yemek sit-down n.
yemek için avlanma prey n.
çabucak yenen yemek snap [dialect] n.
kovboy yemek arabası chuckwagon [dialect] n.
kulüplerde her yıl düzenlenen danslı yemek social [dated] n.
(çin porseleni veya farklı bir yemek takımında) özel tasarım strike n.
gece uyumadan önce atıştırılan yemek supper n.
aşırı yenen yemek surfeit [obsolete] n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprise n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprize n.
domuz paçası (yemek) trotter n.
bedenine darbe yemek get a bang on v.
sesli yemek munch v.
oburca yemek gormandize v.
şapır şupur yemek gobble something v.
yemek içmek touch v.
kırbaç yemek be whipped v.
yemek yemek grub v.
küçük küçük yemek pick v.
yemek çürümek spoil v.
zevkle yemek relish v.
yemek çürümek go off v.
parasını yemek live at somebody's expense v.
için yemek tedarik etmek cater for v.
akşam yemeği yemek dine v.
bıçak yemek get knifed v.
ot yemek grass v.
oburca yemek lap v.
başının etini yemek go on at v.
karavanadan yemek mess together v.
hakkını yemek be unfair to v.
hakkını yemek be unfair v.
yağmur yemek get wet in the rain v.
ağzını şapırdatarak yemek slop v.
bir çırpıda yemek make short work of v.
her naneyi yemek go all the way v.
tokat yemek be slapped v.
dışarda yemek yemek dine out v.
yemek vermek host for dinner v.
katur kutur yemek munch v.
sıra dayağı yemek run the gauntlet v.
ceza yemek be punished v.
başının etini yemek henpeck v.
tıka basa yemek cram v.
hafif yemek snack v.
hapır hupur yemek guzzle v.
rüşvet yemek take a bribe v.
tıka basa yemek make a pig of oneself v.
birine olan borcu ödemek için başkasının hakkını yemek rob peter to pay paul v.
hakkını yemek cheat somebody of his rights v.
para yemek play ducks and drakes with money v.
darbe yemek be hit for six v.
öküz gibi yemek eat like a horse v.
acele yemek gobble v.
sulandırılmış yemek artıkları vermek (domuza) swill v.
öğle yemeği yemek luncheon v.
gereğinden fazla yemek yemek overeat v.
yemek yemek feed v.
yemek atıştırmak gorge v.
tıka basa yemek englut v.
zılgıt yemek get a rocket v.
azar azar yemek peck v.
doyasıya yemek feast v.
hak yemek be unfair v.
kurt gibi yemek yemek eat like a horse v.
ayı gibi yemek eat like a horse v.
damga yemek be branded v.
kendi kendini yemek fret v.
gürültüyle yemek crunch v.
yemek vermek banquet v.
içi içini yemek simmer with v.
günün esas yemeğini yemek dine v.
başının etini yemek nag at v.
karışık yemek mess v.
oburca yemek scoff v.
kazık yemek be cheated v.
hak yemek be unjust v.
bozulmak (yemek) go off v.
çatır çutur yemek crunch v.
çatır çutur yemek scrunch v.
şaplak yemek get a smack v.
sıcak yemek eat hot v.
akşam yemeği yemek have supper v.
hazırlamak (bir öğün yemek) get v.
yaprak yemek browse v.
kendi kendini yemek eat one's heart out for v.
hapır hupur yemek gulp down v.
dışarıda yemek yemek dine out v.
şapır şupur yemek gobble something down v.
kötek yemek get a beating v.
çala kaşık yemek gobble something up v.
çok yemek load v.
hart hurt yemek champ v.
yemek seçmek be choosy in eating v.
kıtır kıtır yemek munch v.
kuş gibi az yemek peck at v.
yemek yapmak make food v.
tekme yemek get a kick v.
azar yemek be rebuked v.
öğle yemeği yemek lunch v.
papara yemek be told of v.
vurgun yemek die of the bends v.
başının etini yemek nag v.
borç yemek live on borrowed money v.
fazla yemek yemek overeat v.
içi içini yemek fret about v.
halt yemek make a great blunder v.
oburca yemek raven v.
başının etini yemek pester v.