Historique

poverty

Sens de "poverty" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 27 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	poverty n.	sefalet
2	Common Usage	poverty n.	yokluk
3	Common Usage	poverty n.	fakirlik
4	Common Usage	poverty n.	yoksulluk
General
5	General	poverty n.	darlık
6	General	poverty n.	yoksulluk
7	General	poverty n.	eksiklik
8	General	poverty n.	zaruret
9	General	poverty n.	ihtiyaç
10	General	poverty n.	haybet
11	General	poverty n.	mahrumluk
12	General	poverty n.	kifayetsizlik
13	General	poverty n.	ademiyat
14	General	poverty n.	açlık
15	General	poverty n.	fukaralık
16	General	poverty n.	parasızlık
17	General	poverty n.	yetersizlik
18	General	poverty n.	düşkünlük
19	General	poverty n.	kıtlık
20	General	poverty n.	zafiyet
21	General	poverty n.	yetersiz beslenmede kaynaklı halsizlik
22	General	poverty n.	zayıflama
23	General	poverty n.	bereketsizlik
24	General	poverty n.	kısırlık
25	General	poverty n.	verimsizlik
Trade/Economic
26	Trade/Economic	poverty n.	fakirlik
Religious
27	Religious	poverty n.	(tarikat mensubu) mülkiyet hakkından feragat etme

Sens de "poverty" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 130 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	poverty certificate n.	fakirlik belgesi
2	General	extreme poverty n.	sefalet
3	General	poverty line n.	yoksulluk sınırı
4	General	abject poverty n.	fakru zaruret
5	General	poverty line n.	fakirlik sınırı
6	General	poverty alleviation n.	fakirliğin giderilmesi
7	General	poverty alleviation n.	fakirlikliğin azaltılması
8	General	poverty reduction n.	fakirliğin azaltılması
9	General	federal poverty level n.	federal fakirlik seviyesi
10	General	economic poverty n.	ekonomik yoksulluk
11	General	information-knowledge poverty n.	bilgi fakirliği
12	General	poverty and need n.	fakru-zaruret
13	General	great poverty n.	aşırı yoksulluk
14	General	great poverty n.	fakru zaruret
15	General	extreme poverty n.	fakru zaruret
16	General	severe poverty n.	fakru zaruret
17	General	extreme poverty n.	fakr u zaruret
18	General	severe poverty n.	fakr u zaruret
19	General	great poverty n.	fakr u zaruret
20	General	extreme poverty n.	aşırı yoksulluk
21	General	severe poverty n.	aşırı yoksulluk
22	General	temporary poverty n.	geçici yoksulluk
23	General	a great poverty n.	büyük bir yoksulluk
24	General	intellectual poverty n.	fikri kısırlık
25	General	urbanization of poverty n.	fakirliğin kentleşmesi
26	General	rural poverty n.	kırsal yoksulluk
27	General	poverty map n.	yoksulluk haritası
28	General	live in poverty v.	yoksulluk çekmek
29	General	fall in poverty v.	acından ölmek
30	General	be rescued from poverty v.	zilliği kırmak
31	General	alleviate the poverty v.	fakirliği gidermek
32	General	combat the poverty v.	fakirlikle mücadele etmek
33	General	alleviate the poverty v.	fakirliği azaltmak
34	General	eliminate the poverty v.	yoksulluğu gidermek
35	General	eradicate the poverty v.	yoksulluğu gidermek
36	General	be driven to poverty v.	yoksulluğa sürüklenmek
37	General	poverty stricken adj.	çok yoksul
38	General	poverty-stricken adj.	yoksul
39	General	poverty-stricken adj.	çok fakir
40	General	poverty-stricken adj.	yokluk çeken
41	General	poverty-stricken adj.	aşırı yoksul
42	General	poverty-stricken adj.	sefil
43	General	poverty-stricken adj.	zavallı
44	General	poverty-stricken adj.	çok yoksul
45	General	poverty-stricken adj.	gariban
46	General	in poverty adv.	yoksulluk içinde
47	General	below the poverty line adv.	yoksulluk sınırının altında
48	General	cpag (child poverty action group) abrev.	çocuk yoksulluğu eylem grubu
Proverb
49	Proverb	when poverty comes in at the door, love flies out at the windows	yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
50	Proverb	when poverty comes in at the door love flies out of the window	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
51	Proverb	when poverty comes in at the door love flies out at the window	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
52	Proverb	poverty is not a crime	fakirlik ayıp değildir
53	Proverb	poverty is no sin	fakir olmak günah değil
54	Proverb	poverty is not a crime	fakir olmak suç değil
55	Proverb	poverty is no sin	fakirlik ayıp değildir
56	Proverb	poverty is no crime	fakir olmak suç değil
57	Proverb	poverty is no crime	fakirlik ayıp değildir
58	Proverb	poverty is not a sin	fakirlik ayıp değildir
59	Proverb	poverty is not a sin	fakir olmak günah değil
Idioms
60	Idioms	marry one's way out of poverty v.	(zengin biri ile) evlenerek yoksulluktan kurtulmak
Trade/Economic
61	Trade/Economic	multidimensional poverty index n.	çok boyutlu yoksulluk endeksi
62	Trade/Economic	income poverty n.	gelir yoksulluğu
63	Trade/Economic	poverty level n.	fakirlik sınırı
64	Trade/Economic	poverty line n.	fakirlik sınırı
65	Trade/Economic	poverty reduction and growth fund n.	fakirliği azaltma ve büyüme fonu
66	Trade/Economic	poverty certificate n.	fakirlik ilmuhaberi
67	Trade/Economic	poverty trap n.	fakirlik tuzağı
68	Trade/Economic	poverty threshold n.	fakirlik sınırı
69	Trade/Economic	urban poverty n.	kentsel yoksulluk
70	Trade/Economic	absolute poverty n.	kişi başına gelirin ancak temel ihtiyaç maddelerinin karşılanmasına yetecek bir düzeyin bile altına düşmesi durumu
71	Trade/Economic	absolute poverty n.	mutlak yoksulluk
72	Trade/Economic	official poverty line n.	resmi yoksulluk sınırı
73	Trade/Economic	underclass poverty n.	sınıfaltı yoksulluğu
74	Trade/Economic	international poverty line n.	uluslararası yoksulluk çizgisi
75	Trade/Economic	poverty of time n.	zaman yoksulluğu
76	Trade/Economic	poverty gap n.	yoksulluk açığı
77	Trade/Economic	poverty gap	yoksulluk boşluğu
78	Trade/Economic	poverty rate	yoksulluk oranı
79	Trade/Economic	poverty trap	yoksulluk tuzağı
80	Trade/Economic	circle of poverty	yoksulluk çemberi
81	Trade/Economic	vicious circle of poverty	yoksulluğun kısır döngüsü
82	Trade/Economic	poverty line	yoksulluk hattı
83	Trade/Economic	poverty-welfare curve	yoksulluk-refah eğrisi
84	Trade/Economic	poverty level	yoksulluk sınırı
85	Trade/Economic	poverty line	yoksulluk sınırı
86	Trade/Economic	poverty threshold	yoksulluk sınırı
87	Trade/Economic	poverty trap	yoksulluk tuzağı
Politics
88	Politics	extreme poverty n.	aşırı yoksulluk
89	Politics	extreme poverty n.	aşırı yoksulluk
90	Politics	explosive problems of world poverty n.	dünyada her geçen gün büyüyen fakirlik problemi
91	Politics	poverty certificate n.	fakirlik ilmuhaberi
92	Politics	certificate of poverty n.	fakirlik ilmuhaberi
93	Politics	relative poverty n.	göreli yoksulluk
94	Politics	absolute poverty n.	mutlak yoksulluk
95	Politics	unctad standing committee on poverty alleviation n.	unctad yoksulluğun azaltılması daimi komitesi
96	Politics	alleviating poverty	yoksullukla mücadele
97	Politics	poverty threshold	yoksulluk sınırı
98	Politics	poverty reduction	yoksulluğun azaltılması
99	Politics	struggle against poverty	yoksullukla mücadele
100	Politics	anti-poverty programme	yoksullukla mücadele programı
101	Politics	poverty reduction strategy	yoksulluğu azaltma stratejisi
102	Politics	poverty eradication	yoksulluğun ortadan kaldırılması
103	Politics	poverty and social Impact analysis (psIa)	yoksulluk ve sosyal etki analizi
104	Politics	poverty reduction and growth facility (prgf)	yoksulluğun azaltılması ve büyüme kolaylığı
105	Politics	poverty reduction strategy paper	yoksullukla mücadele strateji belgesi
106	Politics	poverty reduction strategies	yoksullukla mücadele stratejileri
107	Politics	programs fighting poverty	yoksullukla mücadele programları
108	Politics	programs to fight poverty	yoksullukla mücadele edecek programlar
109	Politics	programs to fight poverty	yoksullukla mücadele programları
Tourism
110	Tourism	poverty tourism n.	fakir semtlerin turistik amaçlarla dolaşılması
Computer
111	Computer	information poverty n.	bilgi fakirliği
Psychology
112	Psychology	poverty of ideas n.	düşünce fakirliği
113	Psychology	delusion of poverty n.	geçimsel çökertilme sanrısı
114	Psychology	poverty of content of speech n.	konuşma içeriğinin fakirliği
115	Psychology	poverty of speech n.	konuşma fakirliği
116	Psychology	delusion of poverty	yoksulluk kuruntusu
Botanic
117	Botanic	poverty grass (hudsonia tomentosa) n.	kuzey amerika'nın kuzeydoğusundaki plajlarda yetişen beyaz tüylü funda benzeri küçük bir bitki
118	Botanic	poverty grass n.	kuzey amerika'ya özgü bir çim
119	Botanic	poverty grass n.	abd ve kanada'da yetişen bir saz
120	Botanic	poverty grass n.	yaban mersinine benzeyen bir kuzey amerika çalısı
121	Botanic	poverty grass n.	tarla üçgülü
Social Sciences
122	Social Sciences	white poverty n.	beyaz yoksulluğu
123	Social Sciences	working poverty n.	çalışan yoksulluğu
124	Social Sciences	working poverty n.	çalışan fakirliği
125	Social Sciences	black poverty n.	siyah yoksulluğu
126	Social Sciences	grinding poverty n.	ezici yoksulluk
127	Social Sciences	poverty-struck adj.	yoksulluk çeken
128	Social Sciences	poverty-struck adj.	yoksullukla cebelleşen
129	Social Sciences	poverty reduction	yoksullukla mücadele
Archaeology
130	Archaeology	poverty point n.	kuzeydoğu louisiana'da tarihi ve arkeolojik bir bölge