prescription - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

prescription

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "prescription" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 44 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
prescription n. reçete
General
prescription n. süreaşımı
prescription n. müruruzaman
prescription n. talimat
prescription n. ilaç yazma
prescription n. zamanaşımı
prescription n. kural koyma
prescription n. yönerge
prescription n. buyruk
prescription n. emir
prescription n. reçete yazma
prescription n. kuralları belirtme
prescription n. uzun süre kullanım amacıyla hak iddia etme
prescription n. yazılı gözlük merceği düzeltme prosedürü
prescription n. zedelenme veya sakatlık durumunda fiziksel tedavi için verilen yazılı talimat
prescription n. uzun süredir sürdürülen otoriter gelenek
prescription n. örfe dayalı iddia
prescription n. (roma hukukunda) bir iddia veya kanunun kapsamını sınırlayan başlangıç ifadesi
prescription n. küçük tavsiye
Trade/Economic
prescription n. buyruk
prescription n. emir
prescription n. müruru zaman
prescription n. zaman aşımı
prescription n. zaman aşımı ile kazanma
Law
prescription n. arazinin uzun süreli kullanımı yoluyla edinilmesi
prescription n. emir
prescription n. kazandırıcı zamanaşımı
prescription n. müruru zaman
prescription n. müruruzaman
prescription n. talimat
prescription n. zamanaşımı
prescription n. zilyetlikten edinme
Politics
prescription n. mülkiyet hakkı
prescription n. zaman aşımına dayanan hak
Technical
prescription n. reçete
prescription n. süre aşımı
Construction
prescription n. müruru zaman
prescription n. zaman aşımı
Medical
prescription n. preskripsiyon
prescription n. reçeteli ilaç
prescription n. reçeteye tabi ilaç
prescription n. tertip
Pharmaceutics
prescription adj. reçeteye bağlı
prescription adj. reçeteli

Sens de "prescription" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 70 résultat(s)

Anglais Turc
General
prescription monitoring n. reçete izlemi
prescription glasses n. numaralı gözlük
glasses prescription n. gözlük reçetesi
prescription pad n. reçete defteri
prescription [obsolete] n. sınır veya kısıtlamalar koyma
prescription [obsolete] n. sınırlama
prescription [obsolete] n. etrafını çizme
prescription [obsolete] n. kısıtlama
prescription [obsolete] n. sınırlandırma
write out a prescription v. reçete yazmak
fill a prescription v. reçetedeki ilaçları vermek
write out a prescription v. reçetelemek
write a prescription v. reçete yazmak
write a prescription v. reçetelemek
make up a prescription v. reçete hazırlamak
acquire by prescription v. zamanaşımı yoluyla elde etmek
buy a drug in a drugstore without a prescription v. eczaneden reçetesiz ilaç almak
Phrases
available by prescription only expr. sadece reçeteyle satılır
Idioms
get (one's) prescription filled v. eczaneden ilaç almak
get (one's) prescription filled v. ilaç almak üzere reçete ile eczaneye başvurmak
get (one's) prescription refilled v. aynı ilaçtan tekrar almak
get (one's) prescription refilled v. aynı ilaçtan bir kez daha almak üzere reçete ile eczaneye başvurmak
refill a prescription v. reçeteyi/ilaçları yenilemek
get (one's) prescription filled v. reçeteyle verilen ilaçları eczaneden almak
get (one's) prescription filled v. eczaneden ilaçlarını almak
get (one's) prescription filled v. yazılan ilaçları eczaneden almak
get (one's) prescription filled v. reçete edilen ilaçları eczaneden almak
fill (one's) prescription v. (birinin) reçetesini karşılamak
fill (one's) prescription v. (birinin) reçetesinde yazan ilaçları almak
refill (one's) prescription v. (birinin) reçetesini yenilemek/reçetesinde yazan ilaçları vermek
refill (one's) prescription v. ilaçlarını almak
refill (one's) prescription v. reçetesini yaptırmak
Trade/Economic
acquisitive prescription n. kazandırıcı zamanaşımı
negative prescription n. müruru zaman
tax prescription n. vergi zamanaşımı
negative prescription n. zamanaşımı
interruption of prescription n. zamanaşımının kesilmesi
Law
period of prescription n. hak düşürücü süre
acquisitive prescription n. kazandırıcı zamanaşımı
extraordinary prescription n. olağanüstü zamanaşımı
positive prescription n. pozitif zamanaşımı
suspension of prescription n. zamanaşımının kesilmesi
prescription period n. zamanaşımı süresi
positive prescription n. zaman aşımı ile edinilen hak
easement by prescription n. zamanaşımıyla kazanılan irtifak hakkı
barred by prescription adj. zamanaşımına uğramış
barred by prescription adj. zaman aşımına uğramış
acquired by prescription adj. zaman aşımı ile iktisap edilmiş
Politics
policy prescription n. politik talimat
drop due to prescription v. zaman aşımına uğramak
Medical
dialysis prescription n. diyaliz reçetesi
electronic prescription n. e-reçete
e-prescription n. e-reçete
drug prescription n. ilaç reçetesi
red prescription n. kırmızı reçete
prescription medication n. reçeteli ilaca
prescription drug n. reçeteli ilaca
prescription drug n. reçeteli ilaç
prescription medicine n. reçeteli ilaç
non-prescription drugs n. reçetesiz ilaçlar
risk of prescription drug abuse n. reçetelendirilmiş ilacın kötüye kullanım riski
prescription drug n. reçeteye tabi ilaç
prescription medicine n. reçeteye tabi ilaç
no prescription necessary n. reçetesiz satılan ilaç
green' prescription n. yeşil reçete
Pharmaceutics
non-prescription drug n. reçetesiz ilaç
non-prescription adj. reçete dışı
Optics
prescription glasses n. dereceli gözlük
prescription of contact lenses n. kontakt lens reçetesi
prescription glasses n. numaralı gözlük