puan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

puan



Sens de "puan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
puan score n.
puan point n.
General
puan dot n.
puan spot n.
puan button n.
puan point n.
puan mark n.
puan credit n.
Trade/Economic
puan score n.
puan points n.
Technical
puan pin spot n.
Textile
puan pin spot n.
Statistics
puan score n.
Linguistics
puan score n.
puan grade n.
Sport
puan point n.

Sens de "puan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 333 résultat(s)

Turc Anglais
General
taraflardan birinin hiç puan kazanmadığı oyun shutout n.
borsada puan point n.
borsa puan point n.
kumaşta büyük puan polka dot n.
puan durumu score history n.
yüksek puan high score n.
artı puan plus point n.
düşük puan low point n.
puan ortalaması point average n.
atların performanslarına göre onlara resmi puan veren kimse handicapper n.
puan tahtası scoreboard n.
toplam puan total point n.
yüzde puan percentage point n.
puan değerlendirme metodu points rating method n.
taban puan base point n.
bonus puan bonus point n.
puan aralığı score interval n.
hediye puan award credit n.
hediye puan bonus n.
ağırlıklı puan weighted score n.
toplam puan total score n.
puan toplamı total score n.
en düşük puan the lowest point n.
alt puan subscore n.
sözel puan verbal score n.
sayısal puan numerical score n.
deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun whac-a-mole n.
yarışmacıların kendilerine verilen görev listesindeki görevleri yaparak puan kazandığı bir oyun scavenger hunt n.
puan dağılımı score distribution n.
para puan rewards points n.
ek puan extra n.
en yüksek puan max n.
bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme manufactured spending n.
puan cetveli line score n.
bazı kart oyunlarında en yüksek puanlı kartlara sahip olan oyunculara verilen puan game n.
bir kart oyununda mecburcuya verilen puan gift n.
gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan cut n.
sıfır puan duck [uk] n.
(hedef vurmada) mümkün olan en yüksek puan possible n.
bir yarışta alınabilecek en yüksek puan possible n.
(dartta) yirmi beş puan getiren çember semicenter n.
dört puan değerinde oyun kartı four-spot n.
biri için olumlu bir puan olmak speak well for v.
puan toplamak (bir oyunda) rack up v.
puan saymak keep score v.
bir oyuncuya puan kaybettirmek set someone back v.
puan almak score v.
puan kazanmak chalk up v.
tam puan vermek give somebody the thumbs up v.
bir puan kazanmak gain a point v.
daha fazla puan almak outpoint v.
saymak (puan) score v.
biri için olumsuz bir puan olmak speak ill for v.
puan kazanmak score v.
puan kaybetmek lose point v.
puan toplamak chalk up v.
(sayı/puan) kazanmak score v.
puan kazanmak rack up v.
puan toplamak rack up v.
hanesine üç puan yazdırmak chalk up 3 points v.
(aradaki) puan farkını korumak maintain the gap v.
puan farkını azaltmak close the gap v.
rakiplerine karşı üç puan önde olmak have a three-point lead over his opponents v.
rakiplerine karşı altı puan önde olmak have a six-point lead over his opponents v.
puan almak get a point v.
yüksek not/puan almak score high mark v.
puan kırmak take points off v.
puan kırmak take points off (a student) v.
testten puan elde etmek test v.
fazla puan vermek overgrade v.
tavlada birden fazla taşla kapatarak puan almak cover v.
(sergilenen hayvandan) hata sonucu puan kırmak cut v.
(boksta) daha fazla puan kazanarak rakibi mağlup etmek outpoint v.
(puan) almak get v.
en fazla puan alan best rated adj.
en fazla puan alan top rated adj.
ilk pusula noktasından yarım puan ötede half adv.
Phrasals
(belli bir) puan gerisinde olmak/arkasında olmak trail someone or something by something v.
(belli bir) puan altında olmak/arkasından gelmek trail someone or something by something v.
(belli bir) puan farkla (birini) izlemek/takip etmek trail someone or something by something v.
bir puan uzağında olmak be point away from v.
(birine karşı) puan kazanmak/sayı yapmak score something up against someone v.
belli bir puan vermek rate at (something) v.
(birine) puan yazmak chalk one up for (someone) v.
(puan, sayı) düşürmek count off v.
(puan, sayı) eksiltmek count off v.
birine düşük puan vermek mark someone down v.
birinden puan kırmak mark someone down v.
hızla veya kolayca puan almak rip off v.
birine (bir şeyde) düşük not/puan vermek grade someone down (on something) v.
düşük not/puan vermek grade down v.
belli bir puan vermek rate at v.
-e karşı puan kazanmak/sayı yapmak score against v.
(birine/bir şeye) karşı puan kazanmak/sayı yapmak score against (someone or something) v.
(biri/bir şey) için puan kazanmak score for (someone or something) v.
(biri/bir şey) adına sayı yapmak/puan kazanmak score for (someone or something) v.
(belli bir puan, sayı) gerisinde olmak trail by (something) v.
(belli bir puan, sayı) gerisinden gelmek/takip etmek trail by (something) v.
Phrases
sana benden on puan 10 points to gryffindor expr.
gryffindor'a on puan 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
Colloquial
artı puan brownie points n.
oyun salonlarında deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun whack-a-mole n.
sıfır puan nul points n.
puan yok nul points n.
(bilardoda) oyuncunun 147 puan topladığı mümkün olan en büyük seri maximum n.
(dart oyununda) üç atışta yapılan 180 puan maximum n.
internet üzerinden kendi hayali takımını kurup oyuncuların gerçek hayattaki performansları üzerinden puan kazanılan bir aktivite fantasy football n.
beş puan yapmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) go nap v.
ceza olarak rakipten puan, sayı düşmek ding v.
puan yok no score expr.
puan kazanan olmadı no score expr.
biri için olumlu bir puan it speaks well for expr.
Idioms
puan alamama a goose egg n.
sıfır puan a goose egg n.
puan alamama goose egg n.
sıfır puan goose egg n.
puan alamama goose egg n.
sıfır puan goose egg n.
puan alamama goose egg n.
sıfır puan goose egg n.
sıfır puan goose egg n.
artı puan brownie point n.
birine puan vermek size someone up v.
birine düşük not/puan vermek grade someone down v.
puan kazanmak score points v.
(biriyle) eşitlenmek (puan) be (all) square (with somebody) v.
artı puan kazanmak win brownie points v.
(birinin) gözünde puan toplayacak bir şey yapmak make points (with someone) v.
(birinden) artı puan almak make points (with someone) v.
çok puan almak score big v.
gözünde puan kazanmak score big v.
puan kazanmaya yakın in scoring position expr.
Trade/Economic
baz puan basis point n.
faktör-puan derecelendirme point-factor rating n.
nakit puan cashback point n.
temel puan basis point n.
yönetici puan kartı executive scorecard n.
baz puan basis point n.
50 baz puan artış 50 basis point hike n.
nakit puan kazanmak earn cashback points v.
Politics
yerel konutlandırma projesine uygunluk için temel alınan puan sistemi points system [uk] n.
Industry
saat-puan bazlı bir çeşit maaş sistemi bedaux system n.
saat-puan bazlı bir çeşit maaş sistemi point system n.
Technical
gerçek puan modeli true score model n.
yüzde puan değişimi percentage point change n.
yüzde puan değişme percentage point change n.
Computer
en yüksek puan maximum points n.
(internet üzerindeki oyunlarda) puan kazanmak için tekrar tekrar aynı görevi yapma grinding n.
yeniden toplamak (puan, beceri) re-spec v.
Telecom
bağlantı puan kartı connectivity scorecard n.
puan kartı scorecard n.
Aeronautic
uçakla sık sık seyahat eden kişilere (havayolu şirketi tarafından) sunulan ödül/puan/mil biriktirme/avantaj programı frequent-flyer program n.
birçok havayolu şirketinin sık uçan yolcularına yönelik geliştirdiği ve bedava uçuş veya başka ödüller kazanmaya yönelik uçulan mil miktarı veya bilet fiyatına göre bir puan toplama sistemi airline-mile n.
Psychology
birleşik puan composite score n.
dönüştürülmüş puan transformed score n.
gerçek puan true score n.
ham puan raw score n.
modal puan modal score n.
standart puan standard score n.
t-puanı t-score n.
z-puanı z-score n.
yüzdeli puan percentile score n.
testte alınan puan score n.
ölçekten elde edilen puan score n.
Math
iki puan kazandıran şey twoer [dialect] n.
iki puan değerindeki bir şey twoer [dialect] n.
Statistics
abelson-tukey puan sınaması abelson-tukey score test n.
ham puan raw score n.
normal puan sınamaları normal scores tests n.
standart puan standard score n.
t-puanı t-score n.
tersine normal puan sınamaları inverse normal scores test n.
tekdüze puan sınaması uniform scores test n.
Education
puan (üniversitede) unit n.
hiç puan alamamış not unclassified degree n.
puan temelli değerlendirme sistemi point system n.
puan sistemi point system n.
Linguistics
işlemlenmiş puan reported score n.
sınıflandırılmış puan rank score n.
Military
ceza puan sistemi penalty point system n.
kişinin denizaşırı askerlik hizmeti veya kariyeri boyunca kazanılan ödüller, hizmet süresi gibi parametrelere dayalı biriktirdiği puan point n.
askerin başarı puan point n.
Sport
karambol ile elde edilen puan carrom n.
her biri farklı puan değerine sahip dokuz delikli oyun nineholes n.
çentik atarak puan tutan kimse notcher n.
eskrimde puan getiren vuruş touch n.
dart tahtasında üç misli puan veren içteki halka treble n.
her biri farklı puan değerine sahip dokuz delikli oyun trollmydames n.
bir dizi atak ve karşı atak yapan her iki eskrimcinin de puan alamaması durumu tac-au-tac n.
puan tablosu score board n.
puan tablosu score table n.
puan cetveli box score n.
puan çizelgesi scorecard n.
temel puan basic score n.
atan oyuncuya puan kazandıran servis game ball n.
puan kazanılabilen oyun jam n.
(paten derbisinde) diğerlerini geçerek puan kazanmaya çalışan oyuncu jammer n.
(bisiklet yarışında) dağ tırmanışlarında en çok puan alan yarışmacıya verilen unvan king of the mountains n.
judoda elde edilen beş sayılık bir puan türü yuko n.
(judoda) eskiden müsabakada verilen en düşük puan koka n.
(krikette) topun birbiri ardına yuvarlanması sonucunda hiç puan getirmeyen altı atış maiden n.
(krikette) topun birbiri ardına yuvarlanması sonucunda hiç puan getirmeyen altı atış maiden over n.
amerikan futbolunda savunma oyuncusunun önünü kestiği bir pası altı puan değerinde gole çevirmesi pick six n.
tenis setinde istendiğinde alınabilecek bir puan bisk n.
puan veya sayı alarak kendi takımına maçı kazandıran oyuncu match-winner n.
maçı kazandıran puan veya sayı match-winner n.
galibiyeti sağlayan puan veya gol winner n.
(ragbide) topu gol çizgisinin ötesine taşıyan hücum oyuncusunun karşı takımın savunma oyuncusu tarafından puan alamadan durdurulduğu oyun maul n.
(ragbide) topu gol çizgisinin ötesine taşıyan hücum oyuncusunun karşı takımın savunma oyuncusu tarafından puan alamadan durdurulduğu oyun maul in goal n.
dört puan değerinde bir bilardo topu rengi brown n.
topu hedeften deliğe atınca kazanılan puan hole n.
(golf) tek vuruşta delikten puan alma hole in one n.
(beyzbol) vurucunun durduğu ve puan almak için koşucunun ulaşması gerektiği yer home base n.
(özellikle beyzbolda) sıfır puan horse collar n.
(özellikle beyzbolda) sıfır puan horse-collar n.
sıfır puan love n.
bir tür bilardo oyununda kırk birden fazla puan alma burst n.
bir deliğe iki vuruşla topu sokarak kazanılan puan buzzard n.
yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen belirli sayıdaki puan odds n.
yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen puan avantajı odds n.
puan kazanabilme offence n.
(krikette) topa vurup kaleler arasında koşarak elde edilen puan one n.
vurucunun durduğu ve koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşe rubber n.
(eskrimde) vücudun rakipçe dokunulduğunda puan alınan hedef alanlarını hücumdan kaçınmak üzere hareket ettirme displacement n.
(kriket) atışı puan getirmeyen top dot ball n.
(judo veya karatede) müsabakada mükemmel uygulanan bir teknik için kazanılan puan ippon n.
vurucunun puan alamaması duck n.
oyuncunun sıfır puan alması duck n.
(kriket) vurucunun aldığı sıfır puan duck's egg n.
(bilardoda) rakibin aldığı her puan için oyuncunun bir puanının düşürülmesi discount n.
(basketbolda) serbest atış harici elde edilen iki veya üç puan değerinde skor field goal n.
performans değerlendirmesi yapan jüri üyesinin puan yazarak gösterdiği kart flash card n.
(beyzbolda) koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşenin vurucudan uzaktaki kısmı outside n.
(güreşte) hamleyi yapana bir puan kazandıran neredeyse tuş etme hareketi predicament n.
kazara puan getiren vuruş scratch n.
rakibin puan yapmaması için top veya pakı hakimiyet altına alma freeze n.
daha fazla puan ile alınan galibiyet points win n.
(squash oyununda) puan listesi squash ladder n.
(golf) stableford puan sistemi stableford n.
(golf) delik başı alınan sayılardan oluşan bir puan sistemi stableford n.
eşitlenmiş olmak (puan açısından) be square v.
puan vermek give points v.
puan kazanmak score a point v.
puan kaybetmek lose point v.
puan kazanarak (başka takımla) berabere kalmak tie v.
rakibin puan almasını engellemek blank v.
(bovlingde) puan almak bowl v.
bir tür bilardo oyununda kırk birden fazla puan almak burst v.
karşı takımın puan almasına izin vermek concede v.
puan almak count v.
yerden vuruşla puan almak place-kick v.
(bilardoda) puan düşürmek discount v.
(belirli bir sayıda) puan almak fire v.
… puan kazanmak pull v.
beyaz topu cebe düşürerek puan almak scratch v.
(top veya pakı) rakibin puan yapmaması için hakimiyet altına almak freeze v.
(maç) düşük puan ile sona eren low-scoring adj.
(atla gösteri atlayış çemberi) devrilecek çitin veya puan kaybının olmadığı clear adj.
Basketball
serbest atıştan alınan puan foul shot n.
Football
(amerikan futbolunda) hücum eden takımın topu kendi gol çizgisinin arkasına indirmesi ile karşı takıma 2 puan kazandıran sayı safety n.
(amerikan futbolunda) iki puan kazandıran oyun safety touch n.
puan durumu standings n.
puan yaptıktan sonra topu yere çarpma spike n.
Tennis
rakibin servisini kırmak için birden fazla puan gerekmesi breakpoint n.
kaybedenin sıfır puan aldığı set love set n.
Baseball
koşucunun puan almadan önce dokunması gereken yer bag n.
vurucunun durduğu ve koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşe home plate n.
bazı durumlarda vurucuya verilen çift puan ground rule double n.
bir kaleden diğerine koşarak puan almaya çalışan oyuncu base runner n.
bir kaleden diğerine koşarak puan almaya çalışan oyuncu baserunner n.
vurucunun durduğu ve puan almak için koşucunun ulaşması gerektiği yer the plate n.
puan almak için dokunulması gereken köşenin vurucudan uzaktaki tarafından geçen outside adj.
koşucunun puan almak için dokunması gereken köşeye nispeten yakın olan shallow adj.
koşucunun puan almak için dokunması gereken köşeye nispeten yakın olarak shallow adv.
Card
iskambilde on puan sayılan kart tenth card n.
puan kazandırması muhtemel kart trick n.
briçte tek sayıdaki ellerde kazanılan puan trick points n.
briçte tek sayıdaki ellerde kazanılan puan trick score n.
kazanmak için yedi puan gerektiren el almalı iskambil oyunu all fours n.
kartlardan en yüksek, en düşük veya bacağı alanın veya oyunu kazanın puan aldığı kart oyunları all fours n.
kazanmak için yedi puan gerektiren el almalı iskambil oyunu seven-up n.
kartlardan en yüksek, en düşük veya bacağı alanın veya oyunu kazanın puan aldığı kart oyunları high-low-jack n.
kazanmak için yedi puan gerektiren el almalı iskambil oyunu old sledge n.
kazanmak için yedi puan gerektiren el almalı iskambil oyunu pitch n.
bir oyunun bitmesi için gerekli puanın üzerinde kazanılan puan lap n.
(briçte) maça veya kupadan meydana gelen, yüksek puan değeri bulunan deste major suit n.
deklare edilen kart veya puan sayısı bid n.
pike oyununda 14 puan değerindeki dört kağıt quatorze n.
euchre adı verilen kağıt oyununda puan kazandırması muhtemel beş kartın tümünü aynı takımın alması march n.
turnuva bricinde bir el setini oluşturan kartların oynanması sonucu kazanan tarafın kazandığı puan board n.
kart oyununda sayı kazandırmayan puan bonus n.
briçte bonus puan bonus n.
remide bonus puan bonus n.
pokerde bonus puan bonus n.
briçte bonus puan kazanmak premium n.
pokerde bonus puan premium n.
pokerde bonus puan royalty n.
briçte puan değerine sahip olabilme için gereken kart sayısı book n.
(briçte) daha az puan kazandıran takım minor suit n.
en yüksek kozlara verilen puan honor n.
briçte deklarasyon için sayılmayan puan honor n.
briçte deklarasyon için sayılmayan puan honor point n.
kartlardaki sayılar puan olarak sayılmadığında kullanılan bir ifade honors are easy n.
briçte deklarasyon için sayılmayan puan honour n.
puan kazanamayan eli deklare ederken yapılan sesleniş misère n.
puan kazanamayan el misère n.
en az puan alanın kazandığı bir kart oyunu reversi n.
(briçte) puan kazandırmayacak kart loser n.
(bir oyuncunun rakibin iki katı puan aldığı) kesin yenilgi lurch n.
bir elde 30 puan alma pique n.
briç oyununda alınan puan count n.
oyuncu veya takımın belirli sayıda el veya puan kazanmak için en yüksek teklifi vermesi contract n.
en yüksek teklif verilerek alınan el/puan sayısı contract n.
(bazı kart oyunlarında) sıfır puan scratch n.
her kağıt dağıtımında puan kaydedilen bir iskambil oyunu forty-five n.
(briç) puan sayımı point count n.
(briç) eldeki puan point count n.
(briç) puan sayımına dayalı elin gücünü değerlendirme yöntemi point count n.
briçte elin kazandırabileceğinden daha az puan kazandıracak bir teklif yapmak underbid v.
(bir tür iskambil oyunu) rakibin puan almasını engelleyecek bir kart oynamak bilk v.
(bir tür iskambil oyunu) rakibin puan almasını engellemek bilk v.
(cinch oyununda) bir sonraki oyuncunun beş atarak puan alamayacağı şekilde daha yüksek kartla oynamak cinch v.
(piket) bir elde 30 puan almak pique v.
(briç) iki puan daha yüksek kart ile oynayarak rakibin lider olmasını engellemek finesse v.
(briç) oyunu kazanmaya bir puan kala at the bridge adj.
Wagering
resimli kartların ekstra puan değerine sahip olduğu bir kumarhane türü royal casino n.
(maça kazanılması ile elde edilen) bir puan spade n.
Abbreviation
baz puan bp (basis point) n.
Slang
tam puan max n.
testten yüksek puan almak ace a test v.
tam puan almak max v.