söylem - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

söylem



Sens de "söylem" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 13 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
söylem discourse n.
General
söylem pronunciation n.
söylem expression n.
söylem appeal n.
söylem thing n.
söylem mell [uk] n.
söylem sermocination [obsolete] n.
söylem -logue suf.
söylem -logy suf.
Technical
söylem statement n.
Literature
söylem rhetoric n.
Linguistics
söylem discourse n.
söylem speech n.

Sens de "söylem" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 90 résultat(s)

Turc Anglais
General
aksi yönde söylem counter-discourse n.
aksi söylem counter-discourse n.
boş konuşma/söylem empty rhetoric n.
söylem analizi discourse analysis n.
dünyaca benimsenmiş/kabul görmüş ifade/söylem universally valid statement n.
anlatısal söylem analizi/çözümlemesi narrative discourse analysis n.
savaş yanlısı söylem warlike rhetoric n.
edebi söylem analizi literary discourse analysis n.
şiirsel söylem poetic discourse n.
söylem belirleyici discourse marker n.
söylem belirleyicisi discourse marker n.
söylem işaretçisi discourse marker n.
söylem etiği discourse ethics n.
iyi niyetli fakat hakaret içeren söylem microaggression n.
ironik ve kinayeli söylem caustic remark n.
faydasız söylem mataeology n.
beyhude söylem mataeology n.
faydasız söylem mateology n.
beyhude söylem mateology n.
ahlaki söylem morality n.
cahil söylem ignorantism n.
karşı-söylem counter-discourse n.
belirsiz söylem dilogy n.
yanlış anlaşılabilecek söylem dilogy n.
samimi söylem converse n.
sert söylem sulfur n.
sert söylem sulphur n.
aşırı söylem superlative n.
yeni bir söylem geliştirmek develop a new discourse v.
(söylem) tutarlı serried adj.
(söylem) nokta atışı serried adj.
(söylem) kesin ve net serried adj.
(söylem) özlü serried adj.
söylem anlamı veren son ek -log suf.
söylem anlamı veren son ek -ology suf.
Colloquial
inanılması zor iddia, hikaye, söylem horse pill n.
asılsız iddia, hikaye, söylem horse pill n.
yutturulamayacak iddia, hikaye, söylem horse pill n.
yutturması zor iddia, hikaye, söylem horse pill n.
Idioms
birinin karısı (mizahi bir söylem) a ball and chain [uk] n.
birinin kocası (mizahi bir söylem) a ball and chain [uk] n.
birinin eşi (mizahi bir söylem) a ball and chain [uk] n.
konuyla alakası olmayan bir ifade/söylem/açıklama a non sequitur [latin] n.
hatalı söylem/yazım a slip of the pen n.
hatalı söylem/yazım a slip of the tongue n.
bu söylem çok kibar kaldı that's putting it mildly expr.
bu söylem çok hafif kaldı that's putting it mildly expr.
bu söylem az bile that's putting it mildly expr.
Law
yanlış söylem lapsus linguae n.
Politics
belirli bir grubun duygularını, özellikle de partizan duyguların pekiştirmeyi amaçlayan söylem red meat n.
ırkçı söylem racist discourse n.
kamusal söylem public discourse n.
kışkırtıcı dil ya da söylem red meat rhetoric n.
milliyetçi söylem nationalist discourse n.
politik söylem political rhetoric n.
resmi söylem official discourse n.
sömürgecilik karşıtı söylem anti-colonist discourse n.
Mental Health
(yazıda veya konuşmada) birbirinden uzak konulardan meydana gelen söylem biçimi derailment n.
Social Sciences
belirli bir azınlığa yada baskın olmayan gruba yönelik bilinçsizce yapılan ayrımcı/saldırgan söylem microaggression n.
belirli bir azınlığa yada baskın olmayan gruba yönelik bilinçsizce yapılan ayrımcı/saldırgan söylem microaggression n.
cinsiyetçi söylem sexist discourse n.
Literature
anlatısal söylem raporu narrative report of discourse n.
doğrudan söylem direct discourse n.
dolaylı söylem indirect discourse n.
niteleyici söylem attributive discourse n.
söylem zamanı discourse time n.
söylem naratolojisi discourse narratology n.
Linguistics
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime theme n.
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime topic n.
bağıntılı söylem connected discourse n.
dolaysız söylem direct discourse n.
dolaylı söylem indirect discourse n.
söylem yapısı discourse structure n.
söylem çözümlemesi discourse analysis n.
söylem alanı field of discourse n.
söylem alanı field of discourse n.
söylem biçemi tenor n.
söylem biçimi manner of discourse n.
sözlü-yazılı söylem spoken-written discourse n.
söylem edinci discourse competence n.
söylem evreni universe of discourse n.
söylem derin yapısı scheme n.
dilsel birimin etrafında geliştirilen ve yorumlanmasına yardımcı olan söylem context of use n.
Religious
sapkınlığı ele alan söylem heresiography n.
Slang
ırkçı bir söylem karşılığında zenciler tarafından dile getirilen tepki blacklash n.
yıkıcı zarar veren darbe/söylem/hareket sunday punch n.
ezici darbe/söylem/hareket sunday punch n.
harap edici darbe/söylem/hareket sunday punch n.
Modern Slang
saf amerikan (ırkçı bir söylem) amerimutt n.
başka bir ırkla karışmamış amerikalı (ırkçı bir söylem) amerimutt n.