sour - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sour

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "sour" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 42 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sour adj. ekşi
General
sour n. sepileme asidi
sour n. terslik
sour n. ekşi şey
sour v. surat asmak
sour v. ekşitmek
sour v. zehir etmek
sour v. huysuzlaşmak
sour v. süt kesilmek
sour v. zehir olmak
sour v. bozulmak
sour v. ekşimek
sour v. bozmak
sour v. kesilmek
sour v. hayatı zehir olmak
sour v. somurtmak
sour adj. bozulmuş
sour adj. buz gibi
sour adj. ayazlı
sour adj. titiz
sour adj. huysuz
sour adj. suratsız
sour adj. keskin
sour adj. limoni
sour adj. somurtkan
sour adj. acı
sour adj. yüzü gülmez
sour adj. ters
sour adj. dokunaklı
sour adj. ekşimiş
sour adj. hırçın
sour adj. kekre
sour adj. ekşi
sour adj. acıklı
sour adj. mayhoş
Technical
sour v. acılaştırmak
sour v. asitlendirmek
Medical
sour adj. ekşi
Gastronomy
sour n. buruk
sour adj. ekşili
sour adj. kesilmiş
Chemistry
sour adj. asetik

Sens de "sour" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 143 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sour cherry n. vişne
General
sour cherry n. ekşi kiraz
sour gas n. asitli gaz
whiskey sour n. viski kokteyli
sour cream n. smetana
whisky sour n. viski kokteyli
sour apple n. ekşi elma
a sour expression n. ekşi bir yüz ifadesi
whiskey sour n. viski kokteylini servis ederken kullanılan ince ve ayaklı bardak
turn sour v. bozulmak
become sour v. ekşimek
go sour v. eprimek
go sour v. kötüye gitmek
go sour v. bozulmak
go sour v. turşu olmak
turn sour v. somurtmak
turn sour v. kesilmek
turn sour v. ekşimek
make a sour face v. surat asmak
render sour v. ekşitmek
make a sour face v. yüzünü buruşturmak
go sour v. ekşimek
go sour v. kesilmek
go sour v. somurtmak
as sour as adj. kadar ekşi
sour faced adj. suratsız
sour-faced adj. ekşi suratlı
sour-tasting adj. acı tat veren
sour-tasting adj. acı
Phrasals
sour on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) soğumak
sour on (someone or something) v. (birine/bir şeye) olan ilgisini kaybetmek
sour on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı heyecanını yitirmek
sour on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı hevesini kaybetmek
sour on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sevmemeye başlamak
sour on (someone or something) v. (biri/bir şey) artık itici gelmek
sour on v. gözünden düşmek
sour on v. soğumak
sour on v. '-den soğumak
Colloquial
go/turn sour v. bozulmak
go/turn sour v. kötüleşmek
go/turn sour v. tadı kaçmak
Idioms
sour grapes n. ele geçirilmediği için hor görülen şey
sour grapes n. kedi ulaşamadığı ciğere pis dermiş
sour grapes n. ulaşılamayan şeye pis deme
sour note n. talihsiz bir konu
sour note n. gölge düşüren bir konu
sour note n. tatsız bir konu
sour stomach n. mide rahatsızlığı
sour stomach n. mide ekşimesi
sour stomach n. mide şişkinliği
sour stomach n. mide bulantısı
sour stomach n. hazımsızlık
sour stomach n. mide yanması
strike a sour note v. gölge düşürmek
hit a sour note v. gölge düşürmek
hit a sour note v. içine etmek
strike a sour note v. içine etmek
go sour v. kötüleşmek
turn sour v. kötüleşmek
hit a sour note v. tadını kaçırmak
go sour v. tadı kaçmak
strike a sour note v. tadını kaçırmak
leave a sour taste in (one's) mouth v. (birinde) kötü izlenim bırakmak
leave a sour taste in (one's) mouth v. kötü hissettirmek
as sour as vinegar adj. sirke gibi ekşi
(as) sour as vinegar adj. tatsız
(as) sour as vinegar adj. kötü
(as) sour as vinegar adj. ters
(as) sour as vinegar adj. huysuzluğu üstünde
(as) sour as vinegar adj. aksiliği üstünde
(as) sour as vinegar adj. hırçın
sour as vinegar adj. sirke gibi ekşi
sour as vinegar adj. tatsız
sour as vinegar adj. kötü
sour as vinegar adj. ters
sour as vinegar adj. huysuzluğu üstünde
sour as vinegar adj. aksiliği üstünde
sour as vinegar adj. hırçın
sour grapes expr. kedi uzanamadığı ciğere pis der
sour grapes expr. tilki uzanamadığı üzüme koruk der
the grapes are sour expr. kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş
the grapes are sour expr. kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş
the grapes are sour anyway expr. kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş
the grapes are sour anyway expr. kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş
Technical
sour salt n. limon tuzu
sour crude n. kükürtlü ham petrol
sour gas n. kükürtlü doğal gas
Petrol
sour-water stripping n. acı-su sıyırma
sour gas n. h2s ve co2 gibi yüksek miktarlarda asit gazları içeren doğal gaz
Psychology
sour-grapes mechanism n. ekşi üzüm mekanizması
Food Engineering
flat sour n. düz ekşime
sour cream n. ekşi krema
Gastronomy
sour lamb cotlets with quince n. ekşili taraklık tavası
sour soup n. ekşili çorba
sour cream sauce n. ekşi krema sosu
cream sour n. ekşi krema
sour milk n. ekşi süt
sour milk n. ekşimiş süt
sour apple n. ekşi elma
anchovy sour n. hamsi ekşilisi
sour milk n. kesilmiş süt
sour grape n. koruk
dried sour cherries n. kurutulmuş vişne
mildy sour n. mayhoş
sour cherry n. maraska
fried sweet sour fritters n. sirke tatlısı
sour orange n. turunç
sweet and sour sauce n. tatlı ve ekşi sos
seville sour orange n. turunç
sweet and sour n. tatlı ekşi
canned sour cherry n. vişne konservesi
sour cherry jam n. vişne reçeli
sour cherry nectar n. vişne nektarı
sour-cherry juice concentrate n. vişne suyu konsantresi
canned sour cherries n. vişne konservesi
sour ball n. ekşi şeker topu
amaretto sour n. alkollü bir kokteyl
sweet-and-sour adj. tatlı-ekşi
sweet-and-sour adj. tatlı-ekşi soslu
Chemistry
sour orange oil n. turunç yağı
Botanic
sour fig n. kazayağı
sour fig n. yenilebilir posa içeren kapsül şeklinde meyveye sahip, az büyüyen etli güney afrika bitkisi
sour gum n. kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, ilkbahar sonlarında parlak renkli küçük yaprakları çıkan bir ağaç
sour-gum family n. ekşi sakız ağaçlarını içeren bir çift çenekli ağaç familyası
sour dock n. kıvırcık labada
sour weed n. kuzukulağı
sour dock n. kuzukulağı
sour orange n. turunç
sour gourd (adansonia gregorii) n. avustralya baobabı
sour gourd (adansonia gregorii) n. kuzey avustralya'da yetişen ekşi meyveli bir çöl ağacı
sour gourd n. avustralya baobabının ekşi meyvesi
sour gourd (adansonia digitata) n. afrika baobabı
sour gourd (adansonia digitata) n. afrika, hindistan ve avustralya'da yetişen ekşi meyveli bir ağaç
sour cherry (eugenia corynantha) n. ekşi kiraz
sour cherry (eugenia corynantha) n. avustralya'da yetişen, ekşi kırmızı meyveli bir ağaç
sour orange n. ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad
sour gum n. siyah sakız ağacı
sour gum n. ericaceae familyasına ait, yapraklarının tadı ekşi olan küçük bir ağaç
sour orange n. aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı
sour grass n. rumex cinsi bitki
sour grass n. ekşi yapraklı tropikal bir bitki
Geography
sour lake n. teksas eyaletinde şehir
Military
oranges sour n. portakal ekşi