tall

Sens de "tall" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	tall adj.	uzun
How tall that Hyperion is! Şu Hyperion ne kadar da uzun! More Sentences
2	Common Usage	tall adj.	yüksek
It is the tallest wooden structure in Europe. Avrupa'nın en yüksek ahşap yapısıdır. More Sentences
3	Common Usage	tall adj.	uzun boylu
The Tall youth looked at the puddle of water. Uzun boylu genç su birikintisine baktı. More Sentences
General
4	General	tall adj.	abartılı
Dutchen gave an excuse that seemed like a tall story. Dutchen abartılı gibi görünen bir mazeret sundu. More Sentences
5	General	tall adj.	boylu
How tall is Tom? Tom'un boyu kaç? More Sentences
6	General	tall adj.	boyunda
How tall is your son now? Şimdilerde oğlunuz kaç boyunda? More Sentences
Technical
7	Technical	tall adj.	uzun
Quite apart from the Gallic bias of its content, this timetable started out as a tall order in linguistic terms. İçeriğindeki Galya yanlılığı bir yana bu zaman çizelgesi dilbilimsel açıdan uzun bir sipariş olarak başladı. More Sentences
Sport
8	Sport	tall adj.	uzun
Some of us are tall, some of us short. Bazılarımız uzun, bazılarımız kısa. More Sentences
General
9	General	tall adj.	abartmalı
10	General	tall adj.	tığ gibi
11	General	tall adj.	servi boylu
12	General	tall adj.	levent
13	General	tall adj.	boylu boslu
14	General	tall adj.	boylu poslu
15	General	tall adj.	boyu uzun
16	General	tall adj.	ağdalı (anlatım)
17	General	tall adj.	hafif alkollü
18	General	tall adj.	zorlayıcı
19	General	tall adv.	övünerek
Technical
20	Technical	tall adj.	yüksel
Computer
21	Computer	tall n.	sayfa
Archaic
22	Archaic	tall adj.	harika
23	Archaic	tall adj.	mükemmel

Sens de "tall" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 299 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	grow tall v.	boyu uzamak
She is growing tall. Boyu uzuyor. More Sentences
2	General	as tall as adj.	kadar uzun
Bill is not as tall as Bob. Bill Bob kadar uzun değil. More Sentences
3	General	tall enough adj.	yeterince uzun
You're not tall enough. Yeterince uzun değilsin. More Sentences
Idioms
4	Idioms	walk tall v.	başını dik tutmak
Walk tall, son. Başını dik tut, evlat. More Sentences
General
5	General	a tall story n.	palavra
6	General	tall buildings n.	yüksek yapılar
7	General	tall story n.	palavra
8	General	tall talker n.	numaracı
9	General	tall order n.	zor görev
10	General	tall hat n.	silindir şapka
11	General	tall oil n.	tall yağı
12	General	tall dressing mirror n.	boy aynası
13	General	tall order n.	yapılması olanaksız iş
14	General	tall order n.	olmayacak iş
15	General	tall story n.	inanılması güç hikaye
16	General	tall order n.	zor iş
17	General	tall tale n.	genellikle insan üstü öğeleri içeren abartılı hikaye
18	General	tall talk n.	farfara
19	General	tall talk n.	mübalağalı konuşma
20	General	tall-grass n.	çayırlarda yetişen uzun otlar
21	General	tall talk n.	abartılı konuşma
22	General	a tall and thin man n.	uzun ve ince bir adam
23	General	tell tall stories v.	kesmek
24	General	grow tall v.	boy atmak
25	General	get tall v.	boy atmak
26	General	get tall v.	boyu uzamak
27	General	tall and thin adj.	sırık gibi
28	General	very tall adj.	minare gibi
29	General	very tall adj.	zürafa gibi
30	General	tall and skinny adj.	kikirik
31	General	big and tall adj.	yalı kazığı gibi
32	General	tall as a post adj.	direk gibi
33	General	tall and graceful adj.	sülün gibi
34	General	as tall as adj.	gibi uzun
35	General	tall and well-built adj.	dalyan gibi
36	General	tall and handsome adj.	uzun boylu ve yakışıklı
37	General	tall-stalked adj.	uzun saplı (bitki)
38	General	tall-stalked adj.	uzun sapı olan
39	General	tall-growing adj.	ince uzun saplı (bitki)
Proverb
40	Proverb	tall oaks from little acorns grow v.	mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz
41	Proverb	tall oaks from little acorns grow v.	palamut büyür meşe olur
42	Proverb	tall oaks from little acorns grow v.	çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir
43	Proverb	tall oaks from little acorns grow v.	büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar
44	Proverb	tall oaks from little acorns grow v.	her şey başlangıçta küçüktür, zamanla büyüyüp serpilir
45	Proverb	tall oaks from little acorns grow	tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
46	Proverb	tall oaks from little acorns grow	büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar
47	Proverb	tall oaks from little acorns grow	mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz
48	Proverb	tall oaks from little acorns grow	çok mütevazı şeyler büyük başarılara dönüşebilir
Colloquial
49	Colloquial	a tall story n.	abartılı hikaye
50	Colloquial	a tall story n.	avcı palavrası
51	Colloquial	a tall story n.	inanılması güç hikaye
52	Colloquial	a tall story n.	palavra
53	Colloquial	a tall order n.	gerçekleştirilmesi zor istek
54	Colloquial	a tall order n.	abartılı istek
55	Colloquial	a tall tale n.	palavra
56	Colloquial	tall poppy [australia] n.	maaşı yüksek veya ünlü kimse
57	Colloquial	tall drink n.	uzun/büyük bardakta servis edilen az alkollü veya alkolsüz karışım
58	Colloquial	tall drink n.	kokteyl
59	Colloquial	tall one n.	uzun boylu kimse
60	Colloquial	tall one n.	uzun bardakta içki
61	Colloquial	tall one n.	uzun bir bardakta servis edilen sert içki
62	Colloquial	tall one n.	büyük boy alkollü içecek
63	Colloquial	tall, dark, and handsome adj.	esmer ve yakışıklı
64	Colloquial	tall, dark, and handsome adj.	kadınlar için ideal olduğu düşünülen erkek tipini belirten ifade
65	Colloquial	tall, dark, and handsome adj.	uzun boylu
66	Colloquial	that's a tall order expr.	yapması zor bir rica/emir/istek
67	Colloquial	that's a tall order expr.	meşakkatli bir iş/görev
68	Colloquial	that's a tall order expr.	yerine getirmesi zor bir iş/görev
69	Colloquial	that's a tall order expr.	yerine getirmesi zor bir rica/emir/istek
70	Colloquial	that's a tall order expr.	meşakkatli bir rica/emir/istek
71	Colloquial	that's a tall order expr.	yapması zor bir iş/görev
72	Colloquial	yay tall expr.	bu yükseklikte
73	Colloquial	yea tall expr.	bu yükseklikte
74	Colloquial	yay tall expr.	yaklaşık/aşağı yukarı bu yükseklikte
75	Colloquial	yay tall expr.	bu uzunlukta/boyda
76	Colloquial	yea tall expr.	bu uzunlukta/boyda
77	Colloquial	yea tall expr.	yaklaşık/aşağı yukarı bu uzunlukta/boyda
78	Colloquial	yay tall expr.	yaklaşık/aşağı yukarı bu uzunlukta/boyda
79	Colloquial	yea tall expr.	yaklaşık/aşağı yukarı bu yükseklikte
Idioms
80	Idioms	a tall drink of water n.	sırık gibi
81	Idioms	a tall drink of water n.	sıkıcı şey
82	Idioms	a tall drink of water n.	sıkıcı tip
83	Idioms	a tall drink of water n.	boyu çok uzun olan kimse
84	Idioms	a tall drink of water n.	sırık gibi uzun
85	Idioms	a tall drink of water n.	boyu çok uzun kimse
86	Idioms	a tall story/tale n.	inanılması zor hikaye
87	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake n.	ortalamanın çok üzerinde boylu olan kimse
88	Idioms	a tall order n.	boyundan büyük iş
89	Idioms	tall order n.	zor istek/iş
90	Idioms	tall order n.	zor görev
91	Idioms	long-tall-sally n.	uzun boylu kadın/genç kız
92	Idioms	long-tall-sally n.	ince uzun kadın/genç kız
93	Idioms	a tall poppy n.	ayrıcalıklı kimse
94	Idioms	a tall poppy n.	seçkin kimse
95	Idioms	a tall poppy n.	imtiyazlı kimse
96	Idioms	be a tall order v.	(yapması) çok zor olmak
97	Idioms	be a tall order v.	meşakkatli olmak
98	Idioms	head for the tall timber v.	kaçıp saklanmak/gizlenmek
99	Idioms	head for tall timber v.	kaçıp saklanmak/gizlenmek
100	Idioms	give someone a tall order v.	birine zor bir iş vermek
101	Idioms	stand/walk tall v.	kimseye boyun eğmemek
102	Idioms	stand/walk tall v.	dik durmak
103	Idioms	walk tall v.	kendine güvenmek
104	Idioms	walk tall v.	başı dik olmak
105	Idioms	tell a tall tale v.	kuyruklu yalan söylemek
106	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
107	Idioms	be tall in (one's) saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
108	Idioms	be tall in (one's) saddle v.	dimdik durmak
109	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik durmak
110	Idioms	be tall in the saddle v.	yıkılmamak
111	Idioms	be tall in (one's) saddle v.	yıkılmamak
112	Idioms	be tall in (one's) saddle v.	duruşunu bozmamak
113	Idioms	be tall in the saddle v.	duruşunu bozmamak
114	Idioms	be tall in the saddle v.	onurunu kaybetmemek
115	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik ayakta durmak
116	Idioms	be tall in the saddle v.	başını dik tutmak
117	Idioms	be tall in one's saddle v.	onurunu korumak
118	Idioms	be tall in one's saddle v.	başını dik tutmak
119	Idioms	be tall in one's saddle v.	dimdik ayakta durmak
120	Idioms	be tall in one's saddle v.	onurunu kaybetmemek
121	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik durmak
122	Idioms	be tall in one's saddle v.	dimdik durmak
123	Idioms	be tall in the saddle v.	yıkılmamak
124	Idioms	be tall in the saddle v.	onurunu korumak
125	Idioms	be tall in one's saddle v.	yıkılmamak
126	Idioms	sit tall in one's saddle v.	duruşunu bozmamak
127	Idioms	ride tall in one's saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
128	Idioms	ride tall in the saddle v.	dimdik durmak
129	Idioms	sit tall in the saddle v.	duruşunu bozmamak
130	Idioms	ride tall in one's saddle v.	duruşunu bozmamak
131	Idioms	ride tall in the saddle v.	yıkılmamak
132	Idioms	sit tall in one's saddle v.	gururlu olmak/kalmak
133	Idioms	sit tall in the saddle v.	başı dik olmak/kalmak
134	Idioms	sit tall in the saddle v.	dimdik durmak
135	Idioms	ride tall in one's saddle v.	gururlu olmak/kalmak
136	Idioms	ride tall in one's saddle v.	dimdik durmak
137	Idioms	ride tall in one's saddle v.	başı dik olmak/kalmak
138	Idioms	sit tall in one's saddle v.	dimdik durmak
139	Idioms	ride tall in one's saddle v.	yıkılmamak
140	Idioms	sit tall in one's saddle v.	yıkılmamak
141	Idioms	ride tall in the saddle v.	gururlu olmak/kalmak
142	Idioms	ride tall in the saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
143	Idioms	sit tall in the saddle v.	yıkılmamak
144	Idioms	sit tall in the saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
145	Idioms	sit tall in one's saddle v.	başı dik olmak/kalmak
146	Idioms	sit tall in the saddle v.	gururlu olmak/kalmak
147	Idioms	sit tall in one's saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
148	Idioms	ride tall in the saddle v.	duruşunu bozmamak
149	Idioms	ride tall in the saddle v.	başı dik olmak/kalmak
150	Idioms	sit tall in one's saddle v.	dik durmak
151	Idioms	sit tall in the saddle v.	yıkılmamak
152	Idioms	sit tall in the saddle v.	metin olmak
153	Idioms	sit tall in the saddle v.	dimdik durmak
154	Idioms	sit tall in the saddle v.	heybetinden/görkeminden bir şey kaybetmemek
155	Idioms	sit tall in one's saddle v.	gururu elden bırakmamak
156	Idioms	sit tall in one's saddle v.	metin olmak
157	Idioms	sit tall in the saddle v.	duruşunu bozmamak
158	Idioms	sit tall in one's saddle v.	heybetinden/görkeminden bir şey kaybetmemek
159	Idioms	sit tall in one's saddle v.	yıkılmamak
160	Idioms	sit tall in one's saddle v.	duruşunu bozmamak
161	Idioms	sit tall in one's saddle v.	dimdik durmak
162	Idioms	sit tall in the saddle v.	dik durmak
163	Idioms	sit tall in the saddle v.	gururu elden bırakmamak
164	Idioms	be in tall cotton v.	durumu iyi olmak
165	Idioms	be in tall cotton v.	başarılı olmak
166	Idioms	be in tall cotton v.	hali vakti yerinde olmak
167	Idioms	be in tall cotton v.	keyfi yerinde olmak
168	Idioms	be in tall cotton v.	tıkırında olmak
169	Idioms	be tall in one's saddle v.	başı dik olmak
170	Idioms	be tall in the saddle v.	gururundan/saygınlığından ödün vermemek
171	Idioms	be tall in one's saddle v.	metanetli olmak/durmak
172	Idioms	be tall in the saddle v.	onurunu kaybetmemek
173	Idioms	be tall in the saddle v.	başı dik olmak
174	Idioms	be tall in the saddle v.	duruşunu bozmamak
175	Idioms	be tall in one's saddle v.	onurunu kaybetmemek
176	Idioms	be tall in one's saddle v.	yıkılmamak
177	Idioms	be tall in one's saddle v.	dimdik durmak
178	Idioms	be tall in the saddle v.	yıkılmamak
179	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik durmak
180	Idioms	be tall in one's saddle v.	gururundan/saygınlığından ödün vermemek
181	Idioms	be tall in one's saddle v.	duruşunu bozmamak
182	Idioms	be tall in one's saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
183	Idioms	be tall in the saddle v.	metanetli olmak/durmak
184	Idioms	be tall in the saddle v.	dimdik ayakta olmak/durmak
185	Idioms	take to the tall timber [us] v.	toz olmak
186	Idioms	take to the tall timber [us] v.	arazi olmak
187	Idioms	take to the tall timbers [us] v.	arazi olmak
188	Idioms	take to the tall timber [us] v.	gizlice kaçmak/sıvışmak
189	Idioms	take to the tall timbers [us] v.	toz olmak
190	Idioms	take to the tall timbers [us] v.	gizlice kaçmak/sıvışmak
191	Idioms	tall in the saddle adj.	mağrur
192	Idioms	tall in the saddle adj.	gururlu
193	Idioms	as tall as a maypole expr.	sırık gibi
194	Idioms	as tall as a maypole expr.	minare kadar uzun
195	Idioms	as tall as a maypole expr.	sırık kadar uzun
196	Idioms	ten feet tall expr.	boyu bir karış uzamış gibi
197	Idioms	in tall cotton expr.	keyfi yerinde
198	Idioms	in tall cotton expr.	durumu iyi
199	Idioms	in tall cotton expr.	tıkırında
200	Idioms	in tall cotton expr.	başarılı
201	Idioms	in tall cotton expr.	hali vakti yerinde
202	Idioms	tall timbers expr.	kuş uçmaz kervan geçmez taşrada/kırsalda olan yer
203	Idioms	tall timber expr.	kuş uçmaz kervan geçmez taşrada/kırsalda olan yer
204	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake expr.	tırmıkla kaz avlayacak kadar uzun
205	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake expr.	sırık gibi uzun
206	Idioms	it's a tall order expr.	yapması/yerine getirmesi çok zor bir istek/görev
207	Idioms	it's a tall order expr.	abartılı/zor bir istek
208	Idioms	it's a tall order expr.	gerçekleştirilmesi zor bir istek/görev
209	Idioms	it's a tall order expr.	meşakkatli bir görev
210	Idioms	ten foot tall and bulletproof expr.	yenilmez
211	Idioms	ten foot tall and bulletproof expr.	her şeyi yapabilecek kadar güçlü
212	Idioms	ten foot tall and bulletproof expr.	durdurulamaz
Speaking
213	Speaking	how tall are you expr.	boyun kaç
214	Speaking	stand tall! expr.	kimseye boyun eğme!
215	Speaking	stand tall! expr.	dik dur!
216	Speaking	how tall are you? expr.	boyun ne kadar?
217	Speaking	he was tall expr.	uzun boyluydu
218	Speaking	I am tall expr.	uzun boyluyum
Law
219	Law	estate tall n.	mirası mümkün yararlanma hakkı
Technical
220	Technical	tall oil n.	talol
Computer
221	Computer	tall adjust n.	uzun ayarı
Automotive
222	Automotive	tall deck engine n.	yüksek blok yüzlü motor
Marine
223	Marine	tall ship n.	yüksek direğe veya direklere sahip yelkenli gemi
224	Marine	tall ship n.	yüksek gemi
225	Marine	tall ship n.	eski tip yelkenli gemi
Medical
226	Medical	tall stature n.	boy uzunluğu
Chemistry
227	Chemistry	tall oil n.	tall yağı
228	Chemistry	tall oil n.	çam sakızı
Botanic
229	Botanic	tall mallow n.	ebegümeci
230	Botanic	tall oat grass n.	alaca saz
231	Botanic	tall meadow grass n.	alaca saz
232	Botanic	tall bilberry n.	kuzey amerika'ya özgü, yenilebilir üzümsü mavi renkte meyveler veren bir bitki
233	Botanic	tall field buttercup n.	avrupa'ya özgü, sarı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
234	Botanic	tall buttercup n.	avrupa'ya özgü, sarı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
235	Botanic	tall fescue n.	otlak ve meralarda yetişen, avrupa'ya özgü çok yıllık bir ot
236	Botanic	tall gallberry holly n.	her daim yeşil bir çalı türü
237	Botanic	tall cupflower (nierembergia frutescens) n.	şili'ye özgü, mavi beyaz boru şeklinde çiçekleri olan bir süs bitkisi
238	Botanic	tall crowfoot n.	sarı çiçekler veren bir tür düğün çiçeği
239	Botanic	tall bellflower (campanula americana) n.	mavi beyaz çiçekler açan, amerika'ya özgü bir tür çan çiçeği
240	Botanic	tall white violet n.	kalp şeklinde yaprakları ve beyaz çiçekleri olan bir kuzey amerika bitkisi
241	Botanic	tall mallow n.	ebegümeci
242	Botanic	tall sunflower n.	abd'nin orta kesimlerinde ve doğusunda yetişen büyük çiçekli ve yenilebilir tohumlara sahip çok yüksek ve çok yıllık bir bitki
243	Botanic	tall sunflower n.	uzun günebakan
244	Botanic	tall yellow-eye (xyris operculata) n.	sarı süsen
245	Botanic	tall goldenrod n.	bir tür altınbaşak
246	Botanic	tall bellflower (campanula americana) n.	kuzey amerika çançiçeği
247	Botanic	tall white violet n.	kanada menekşesi
248	Botanic	tall boneset n.	beyaz yılan kökü
249	Botanic	tall boneset n.	eupatorium rugosum
250	Botanic	tall crowfoot n.	acı düğün çiçeği
251	Botanic	tall buttercup n.	acı düğün çiçeği
252	Botanic	tall field buttercup n.	acı düğün çiçeği
253	Botanic	tall field buttercup n.	özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği
254	Botanic	tall crowfoot n.	özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği
255	Botanic	tall buttercup n.	özellikle kuzey amerika'nın doğusunda yaygın yetişen, baharda çiçekler açan çok yıllık düğün çiçeği
256	Botanic	tall cupflower (nierembergia frutescens) n.	şili'ye özgü, mavi beyaz boru şeklinde çiçekleri olan bir süs bitkisi
257	Botanic	tall tumblemustard n.	avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
258	Botanic	tall mustard n.	uzun meyveli bülbül otu
259	Botanic	tall hedge mustard n.	avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
260	Botanic	tall hedge mustard n.	uzun meyveli bülbül otu
261	Botanic	tall sisymbrium n.	uzun meyveli bülbül otu
262	Botanic	tall sisymbrium n.	avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
263	Botanic	tall mustard n.	avrupa'da yetişen pennatifit yaprakları olan uzun boylu bir ot
264	Botanic	tall tumblemustard n.	uzun meyveli bülbül otu
265	Botanic	tall ragweed n.	bazı yaprakları derin ve palmiye yaprağı şeklinde olan kaba bir tek yıllık bitki
266	Botanic	tall thimbleweed (anemone virginiana) n.	kuzey amerika'nın iç ve doğu kesimlerinde yetişen bir yüksük otu
267	Botanic	tall meadow oat n.	avrasya'da yol kenarlarında, otlaklarda ve çayırlarda yetişen yulafa benzer kaba çok yıllık bir ot
268	Botanic	tall oat grass (arrhenatherum elatius) n.	yüksek çayır yulafı
269	Botanic	tall meadow grass n.	avrasya'da yol kenarlarında, otlaklarda ve çayırlarda yetişen yulafa benzer kaba çok yıllık bir ot
270	Botanic	tall oat grass (arrhenatherum elatius) n.	avrasya'da yol kenarlarında, otlaklarda ve çayırlarda yetişen yulafa benzer kaba çok yıllık bir ot
271	Botanic	tall meadow oat n.	yüksek çayır yulafı
272	Botanic	tall meadow grass n.	yüksek çayır yulafı
273	Botanic	tall milkweed (asclepias exaltata) n.	abd'nin doğusunda yetişen bir ipek otu
274	Botanic	tall field buttercup (ranunculus acris) n.	sütlüce otu
275	Botanic	tall field buttercup (ranunculus acris) n.	girit lalesi
276	Botanic	tall buttercup (ranunculus acris) n.	çayır düğünçiçeği
277	Botanic	tall buttercup (ranunculus acris) n.	girit lalesi
278	Botanic	tall crowfoot (ranunculus acris) n.	sütlüce otu
279	Botanic	tall buttercup (ranunculus acris) n.	turnaayağı
280	Botanic	tall crowfoot (ranunculus acris) n.	kurbağaotu
281	Botanic	tall crowfoot (ranunculus acris) n.	çayır düğünçiçeği
282	Botanic	tall buttercup (ranunculus acris) n.	kurbağaotu
283	Botanic	tall crowfoot (ranunculus acris) n.	turnaayağı
284	Botanic	tall crowfoot (ranunculus acris) n.	girit lalesi
285	Botanic	tall field buttercup (ranunculus acris) n.	turnaayağı
286	Botanic	tall field buttercup (ranunculus acris) n.	çayır düğünçiçeği
287	Botanic	tall field buttercup (ranunculus acris) n.	kurbağaotu
288	Botanic	tall buttercup (ranunculus acris) n.	sütlüce otu
289	Botanic	tall hawkweed n.	avrupa menşeli olup sonradan abd'nin kuzeydoğusuna yayılmış olan zararlı bir farekulağı
290	Botanic	tall hawkweed n.	kuzeydoğu abd'de yetiştirilen avrupa kökenli bir farekulağı bitkisi
291	Botanic	tall huckleberry n.	amerika'ya özgü ekşi meyveli bir yaban mersini
292	Botanic	tall mallow n.	büyük ebegümeci
293	Botanic	tall mallow n.	avrupa'ya özgü, pembemsi mor çiçekleri olan ebegümecigiller familyasına mensup çok yıllık bir bitki
294	Botanic	tall lettuce n.	dikenli marula benzeyip dikenleri olmayan uzun boylu bir kuzey amerika bitkisi
Hunting
295	Hunting	dove tall n.	kumru kuyruğu diye tabir edilen arpacık türü
Basketball
296	Basketball	tall blacks n.	yeni zelanda basketbol milli takımı
Slang
297	Slang	tall poppy syndrome n.	başarılı insanları eleştirme eğilimi
298	Slang	tall poppies n.	başarılı kimseler
299	Slang	tall boy n.	500 ile 700 ml olarak servis edilen büyük boy bira bardağı