tipik - Turc Anglais Dictionnaire

tipik

Sens de "tipik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 22 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tipik typical adj.
It is just a typical superhero movie.
Bu sadece tipik bir süper kahraman filmi.

More Sentences
General
tipik classical adj.
It is the classical start for amateur chess players.
Amatör satranç oyuncuları için tipik bir açılıştır.

More Sentences
tipik typically adv.
I want to thank the rapporteur for a typically sound report.
Raportöre tipik bir rapor hazırladığı için teşekkür etmek istiyorum.

More Sentences
tipik normal adj.
tipik ordinary adj.
tipik representative adj.
tipik modal adj.
tipik typal adj.
tipik characteristic adj.
tipik classic adj.
tipik typified adj.
tipik quintessential adj.
tipik characteristical adj.
tipik paradigmatic adj.
tipik paradigmatical adj.
tipik perfect adj.
tipik single [uk] adj.
Idioms
tipik the common/general run n.
tipik with a capital (some letter) expr.
Construction
tipik characteristic n.
Aeronautic
tipik type n.
Literature
tipik typic adj.

Sens de "tipik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 190 résultat(s)

Turc Anglais
General
tipik örnek typical example n.
Typical examples are the food industry, beverage production or medical technology.
Tipik örnekler gıda endüstrisi, içecek üretimi veya tıbbi teknolojidir.

More Sentences
tipik olarak typically adv.
A mosquito is typically bigger than a fly.
Bir sivrisinek tipik olarak bir sinekten daha büyüktür.

More Sentences
tipik özellik sample n.
tipik özellik characteristic feature n.
tipik olmama atypicality n.
tipik değer (istatistik) mode n.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder n.
tipik olmama durumu atypism n.
tipik bir örnek sorun case in point n.
tipik bir örnek a case in point n.
tipik bir örnek case in point n.
tipik bir örnek textbook example n.
tipik katı öğretmen typical stiff teacher n.
tipik özellik typical property n.
tipik türk erkeği typical turkish man n.
tipik gün typical day n.
tipik bir örnek textbook case n.
tipik bir örnek textbook example n.
tipik örnek pattern n.
tipik olmama untypicality n.
tipik olmayan etypic n.
bir meslek, davranış veya durumun tipik erkek temsilcisi joe n.
tipik amerikalı john q public n.
tipik erkek özelliklerine sahip olma virilescence n.
insanların tipik gebelik süresinin dokuzda biri month n.
tipik örnek classic n.
aracıyla çocuğunu okula bırakan ve spor müsabakalarına götüren tipik orta sınıf amerikalı anne hockey mom n.
tipik olmayan şey odd man out n.
tipik özellik feel n.
tipik atmosfer feel n.
tipik öğrenci preppy n.
tipik öğrenci preppie n.
tipik örnek proverb n.
tipik meksikalı paisa n.
tipik örnek patron saint n.
tipik bir örneği olmak typify v.
-in tipik örneği olmak typify v.
(hayvan) tipik haykırışlar çıkarmak chunter [uk] v.
(hayvan) tipik haykırışlar çıkarmak chunner [uk] v.
tipik örneği olmak personate v.
tipik örneği olmak personalise v.
tipik örneği olmak personalize v.
tipik olmayan atypical adj.
tipik alman teutonic adj.
tipik örneği olan typic adj.
tipik olmayan nontypical adj.
tipik olmayan aberrant adj.
tipik olmayan untypical adj.
kategorinin tipik üyesinin özelliklerinin tam tersi özelliklere sahip olan counterstereotypical adj.
kategorinin tipik üyesinin özelliklerinin tam tersi özelliklere sahip olan counterstereotypical adj.
kasabanın tipik özelliği olan townish adj.
tipik amerikan all-american adj.
tipik amerikan all-america adj.
tipik olmayan uncharacteristic adj.
tipik olmayan uncustomary adj.
tipik olmayan unrepresentative adj.
tipik erkek özelliklerine sahip olan virilescent adj.
tipik bir şekilde romantik boy-meets-girl adj.
tipik baba gibi davranan dad adj.
tipik olmayan oddball adj.
tipik nitelikleri gösteren prototypical adj.
tipik olmayan uncharacteristically adv.
tipik derecede typically adv.
tipik olarak characteristically adv.
tipik olmayan bir şekilde atypically adv.
tipik olmayan bir şekilde uncustomarily adv.
tipik olmayan bir şekilde untypically adv.
tipik olarak on the whole adv.
tipik olarak on average adv.
tipik derecede on the average adv.
tipik olarak on the average adv.
tipik nitelikleri göstererek prototypically adv.
tipik, özgü, has anlamı veren son ek eigen- suf.
tipik davranış anlamına gelen son ek -ics suf.
tipik faaliyet anlamına gelen son ek -ics suf.
Colloquial
türünün tipik örneği honey [us] [canada] n.
tipik kovboy rootin'-tootin' [old-fashioned] adj.
tipik kovboy filmi rootin'-tootin' [old-fashioned] adj.
(bir şeyi yapmak birinin) tipik özelliği leave (something) to (one) (to do something) expr.
Idioms
tipik özellik in character n.
tipik bir örneği poster child for something n.
tipik bir örneği poster boy n.
tipik baskın ve saldırgan alfa erkek özelliklerine zıt özellikler gösteren erkek/adam beta male n.
tipik üniversite öğrencisi joe college n.
tipik (bir şey) the common run of (something) n.
(bir şeyin) standart, ortalama veya tipik hali the common run of (something) n.
tipik (bir şey) the normal run (of something) n.
tipik (bir şey) the usual run (of something) n.
bir şeyin tipik bir örneği a poster child for something [us] n.
tipik yaklaşım the beaten track n.
tipik bir örneği poster child n.
tipik amerikan olmak be as american as apple pie v.
tipik amerikalı olmak be as american as apple pie v.
tipik amerikan american as apple pie adj.
tipik amerikan american as apple pie adj.
tipik bir (kovboy, aksiyon, gerilim) gibi (straight) out of central casting adv.
tipik bir (kovboy, aksiyon, gerilim) gibi (straight) from central casting adv.
tipik olarak once more adv.
tipik amerikalı as american as apple pie expr.
tipik amerikan as american as apple pie expr.
tipik amerikan as american as motherhood and apple pie expr.
tipik amerikalı as american as motherhood and apple pie expr.
tipik amerikalı as american as mom and apple pie expr.
tipik amerikan as american as mom and apple pie expr.
abd'nin güneydoğu eyaletlerindeki tipik yaz sıcağı as hot as highway blacktop expr.
Speaking
hangisi geleceğin tipik ailesini gösteriyor sence? which one do you think shows the typical family of the future? expr.
Trade/Economic
tipik inhiraf standard deviation n.
tipik sapınç standard deviation n.
Tourism
tipik olarak otellerde bulunan resepsiyon alanı lobby n.
Media
gazetelerin tipik özelliklerinden olan newspaperism n.
Technical
tipik kesit typical section n.
tipik enkesit typical cross section n.
tipik profil typical profile n.
tipik detay typical detail n.
endüstriyel destilasyon kolonlarının altına ısı sağlamak amacıyla kullanılan tipik ısı değiştirgeci reboiler n.
tipik kauçuk bileşiği typical rubber compound n.
tipik teknik şablon typical technical template n.
bir şeyin tipik bir örneği olmak typify v.
Telecom
tipik olarak mesajlaşırken kullanılan ifade textism n.
Construction
tipik teknik şartlar master specifications n.
tipik proje typical project n.
tipik kat typical floor n.
Automotive
tipik mpg typical miles per gallon n.
Marine
tipik banket ordinary berm n.
tipik diferansiyel denklem ordinary differential equation n.
Medical
morfinin tipik antagonisti olan ilaç naloxone n.
tipik nöroleptik typical neuroleptic n.
tipik gastroözo-fageal reflü hastalığı semptomları typical gastroesophageal reflux disease symptoms n.
endoluminal tipik karsinoid tümör endoluminal typical carcinoid tumor n.
tipik bronşiyal karsinoid tümörler typical bronchial carcinoid tumors n.
tipik makülopapüler herpetik döküntü typical maculopapular herpetic rash n.
tipik larenks karsinoid tümörü typical carcinoid tumor of the larynx n.
aşırı tipik hypertypical adj.
Psychology
tipik davranış typical behaviour n.
atipik (tipik olmayan) nöbetler atypical seizures n.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize kişilik tipi özelliklerine ait viscerotonic adj.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize (kişilik) viscerotonic adj.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize kişilik tipi özellikleri ile ilgili viscerotonic adj.
Pathology
tipik ur typical tumour n.
tipik olarak reed-sternberg hücrelerinin varlığı ile karakterize bir lenfoma türü hodgkins disease n.
tipik olarak reed-sternberg hücrelerinin varlığı ile karakterize bir lenfoma türü hodgkin lymphoma n.
Food Engineering
tipik denetim critical control points n.
tipik nem içeriği characteristic moisture content n.
tipik denklem characteristic equation n.
tipik kuruma eğrisi characteristic drying curve n.
Geometry
tipik bir geometrik şekle ait olmayan unfigured adj.
Statistics
beklenen değerin tipik hatası standard error of estimate n.
tipik hata standard error n.
tipik olmayan karakteristik atypical characteristic n.
Chemistry
sülfonik asitlerin tipik kalıntısı olan varsayımsal bir radikal sulphonic group n.
Biology
tipik olarak aseksüel tomurcuklanma veya bölünme ile çoğalıp beslenme şekli emilim, fotosentez veya kemosentez olan organizmalar moneron n.
ait olduğu grubun tipik özelliklerini taşıyan true adj.
Marine Biology
tipik olarak sığ sularda veya gelgit havuzlarında bulunan ince bir deniz balığı rock cook n.
Zoology
sciurus cinsine mensup tipik sincaplara verilen ad tree squirrel n.
tipik kopepodlar ve parazitik kabukluların bulunduğu bir grup eucopepoda n.
tipik özellikleri büyük cüsseleri olan yüksek memelileri içeren bir grup megasthene n.
tipik kurbağaları da içine alan arcifera amfibilerine ait geniş bir cins hyla n.
tipik palmiye misk kedilerini içine alan etçil bir memeli cinsi paradoxurus n.
tipik palmiye misk kedilerini içine alan etçil bir memeli cinsi genus paradoxurus n.
içi boş tüp gövdeli tipik bir sölentere polyp n.
tipik ceylanları içeren bir antilop cinsi genus gazella n.
cinsinin tipik bir örneği olan typy adj.
cinsinin tipik bir örneği olan typey adj.
tipik özellikleri büyük cüsseleri olan yüksek memelileri içeren gruba ait megasthenic adj.
Botanic
tipik olarak yosunlardan ve otsu bitkilerden oluşan bir bitki topluluğu alvar n.
Social Sciences
aracıyla çocuğunu okula bırakan ve spor müsabakalarına götüren tipik orta sınıf amerikalı anne soccer mom n.
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonicism n.
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonism n.
Archaeology
tipik olarak kubbeli çatısı olan, antik yunanistan veya roma’ya özgü yuvarlak bina tholus n.
tipik olarak kubbeli çatısı olan, antik yunanistan veya roma’ya özgü yuvarlak bina tholos n.
Environment
tipik havza representative basin n.
Meteorology
tipik olarak büyük kara parçalarında görülen (kuru hava) continental adj.
Geology
geç kristalizasyondan dolayı tipik kristali gelişmemiş (mineral) xenomorphous adj.
türünün tipik özelliğine sahip haplic adj.
Military
tipik teçhizat metodu ile yükleme type equipment method load n.
Music
tipik olarak kısa tekrarlanan bas temasında ilerleyen ve üçlü zaman aralığında değişen bölümlerden oluşan bir kompozisyon chaconne n.
tipik obuadan daha büyük ve pes sesli obua çeşidi basset oboe n.
tipik bir sonata göre daha kısa bölümlerden oluşan ve teknik açıdan daha kolay olan sonat sonatina n.
Painting
doğal formların basit geometrik şekillerle tek renkli tipik dışavurumu cubism n.
Archaic
kasabanın tipik özelliği olan townly adj.
tipik olmayan uncustomed adj.
Engineering
tipik özelliklere sahip numune bogey n.
Ornithology
tipik bir kaz cinsi genus anser n.
tipik bir kaz cinsi anser n.
Slang
tipik insan joe soap n.
tipik sarmaşık ligi üniversitesi öğrencisi white-shoe [us] n.
tipik bir zeitgeist örneği olan zeitgeisty adj.
Modern Slang
tipik erkek çocuğu all boy n.
tipik hipsterlardan farklı olan hipster alt-hipster n.
tipik olma always been the type n.