tipik - Turco Inglés Diccionario
Historia

tipik



Significados de "tipik" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tipik typical adj.
General
tipik normal adj.
tipik ordinary adj.
tipik representative adj.
tipik modal adj.
tipik typal adj.
tipik characteristic adj.
tipik classic adj.
tipik typified adj.
tipik quintessential adj.
tipik characteristical adj.
tipik classical adj.
tipik paradigmatic adj.
tipik paradigmatical adj.
tipik perfect adj.
tipik single [uk] adj.
tipik typically adv.
Idioms
tipik the common/general run n.
tipik with a capital (some letter) expr.
Construction
tipik characteristic n.
Aeronautic
tipik type n.
Literature
tipik typic adj.

Significados de "tipik" con otros términos en diccionario inglés turco: 185 resultado(s)

Turco Inglés
General
tipik özellik sample n.
tipik özellik characteristic feature n.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder n.
tipik olmama atypicality n.
tipik değer (istatistik) mode n.
tipik olmama durumu atypism n.
tipik bir örnek sorun case in point n.
tipik bir örnek a case in point n.
tipik bir örnek case in point n.
tipik örnek typical example n.
tipik bir örnek textbook example n.
tipik katı öğretmen typical stiff teacher n.
tipik özellik typical property n.
tipik türk erkeği typical turkish man n.
tipik gün typical day n.
tipik bir örnek textbook case n.
tipik bir örnek textbook example n.
tipik örnek pattern n.
tipik olmama untypicality n.
tipik olmayan etypic n.
bir meslek, davranış veya durumun tipik erkek temsilcisi joe n.
tipik amerikalı john q public n.
tipik erkek özelliklerine sahip olma virilescence n.
insanların tipik gebelik süresinin dokuzda biri month n.
tipik örnek classic n.
aracıyla çocuğunu okula bırakan ve spor müsabakalarına götüren tipik orta sınıf amerikalı anne hockey mom n.
tipik olmayan şey odd man out n.
tipik özellik feel n.
tipik atmosfer feel n.
tipik öğrenci preppie n.
tipik öğrenci preppy n.
tipik örnek proverb n.
tipik bir örneği olmak typify v.
-in tipik örneği olmak typify v.
(hayvan) tipik haykırışlar çıkarmak chunter [uk] v.
(hayvan) tipik haykırışlar çıkarmak chunner [uk] v.
tipik olmayan atypical adj.
tipik alman teutonic adj.
tipik örneği olan typic adj.
tipik olmayan nontypical adj.
tipik olmayan aberrant adj.
tipik olmayan untypical adj.
kategorinin tipik üyesinin özelliklerinin tam tersi özelliklere sahip olan counterstereotypical adj.
kategorinin tipik üyesinin özelliklerinin tam tersi özelliklere sahip olan counterstereotypical adj.
kasabanın tipik özelliği olan townish adj.
tipik amerikan all-american adj.
tipik amerikan all-america adj.
tipik olmayan uncharacteristic adj.
tipik olmayan uncustomary adj.
tipik olmayan unrepresentative adj.
tipik erkek özelliklerine sahip olan virilescent adj.
tipik bir şekilde romantik boy-meets-girl adj.
tipik olmayan oddball adj.
tipik baba gibi davranan dad adj.
tipik nitelikleri gösteren prototypical adj.
tipik olmayan uncharacteristically adv.
tipik olarak typically adv.
tipik derecede typically adv.
tipik olarak characteristically adv.
tipik olmayan bir şekilde atypically adv.
tipik olmayan bir şekilde uncustomarily adv.
tipik olmayan bir şekilde untypically adv.
tipik olarak on average adv.
tipik derecede on the average adv.
tipik olarak on the average adv.
tipik olarak on the whole adv.
tipik nitelikleri göstererek prototypically adv.
tipik, özgü, has anlamı veren son ek eigen- suf.
tipik davranış anlamına gelen son ek -ics suf.
tipik faaliyet anlamına gelen son ek -ics suf.
Colloquial
türünün tipik örneği honey [us] [canada] n.
tipik kovboy rootin'-tootin' [old-fashioned] adj.
tipik kovboy filmi rootin'-tootin' [old-fashioned] adj.
(bir şeyi yapmak birinin) tipik özelliği leave (something) to (one) (to do something) expr.
Idioms
tipik baskın ve saldırgan alfa erkek özelliklerine zıt özellikler gösteren erkek/adam beta male n.
tipik üniversite öğrencisi joe college n.
(bir şeyin) standart, ortalama veya tipik hali the common run of (something) n.
tipik (bir şey) the common run of (something) n.
tipik bir örneği poster child for something n.
tipik bir örneği poster boy n.
tipik özellik in character n.
tipik (bir şey) the normal run (of something) n.
tipik (bir şey) the usual run (of something) n.
bir şeyin tipik bir örneği a poster child for something [us] n.
tipik yaklaşım the beaten track n.
tipik bir örneği poster child n.
tipik amerikan olmak be as american as apple pie v.
tipik amerikalı olmak be as american as apple pie v.
tipik amerikan american as apple pie adj.
tipik amerikan american as apple pie adj.
tipik bir (kovboy, aksiyon, gerilim) gibi (straight) from central casting adv.
tipik bir (kovboy, aksiyon, gerilim) gibi (straight) out of central casting adv.
tipik olarak once more adv.
tipik amerikalı as american as apple pie expr.
tipik amerikan as american as apple pie expr.
tipik amerikan as american as mom and apple pie expr.
tipik amerikalı as american as mom and apple pie expr.
tipik amerikan as american as motherhood and apple pie expr.
tipik amerikalı as american as motherhood and apple pie expr.
abd'nin güneydoğu eyaletlerindeki tipik yaz sıcağı as hot as highway blacktop expr.
Speaking
hangisi geleceğin tipik ailesini gösteriyor sence? which one do you think shows the typical family of the future? expr.
Trade/Economic
tipik sapınç standard deviation n.
tipik inhiraf standard deviation n.
Tourism
tipik olarak otellerde bulunan resepsiyon alanı lobby n.
Media
gazetelerin tipik özelliklerinden olan newspaperism n.
Technical
endüstriyel destilasyon kolonlarının altına ısı sağlamak amacıyla kullanılan tipik ısı değiştirgeci reboiler n.
tipik kauçuk bileşiği typical rubber compound n.
tipik kesit typical section n.
tipik enkesit typical cross section n.
tipik detay typical detail n.
tipik teknik şablon typical technical template n.
tipik profil typical profile n.
bir şeyin tipik bir örneği olmak typify v.
Telecom
tipik olarak mesajlaşırken kullanılan ifade textism n.
Construction
tipik proje typical project n.
tipik teknik şartlar master specifications n.
tipik kat typical floor n.
Automotive
tipik mpg typical miles per gallon n.
Marine
tipik banket ordinary berm n.
tipik diferansiyel denklem ordinary differential equation n.
Medical
endoluminal tipik karsinoid tümör endoluminal typical carcinoid tumor n.
morfinin tipik antagonisti olan ilaç naloxone n.
tipik bronşiyal karsinoid tümörler typical bronchial carcinoid tumors n.
tipik larenks karsinoid tümörü typical carcinoid tumor of the larynx n.
tipik gastroözo-fageal reflü hastalığı semptomları typical gastroesophageal reflux disease symptoms n.
tipik nöroleptik typical neuroleptic n.
tipik makülopapüler herpetik döküntü typical maculopapular herpetic rash n.
aşırı tipik hypertypical adj.
Psychology
atipik (tipik olmayan) nöbetler atypical seizures n.
tipik davranış typical behaviour n.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize kişilik tipi özelliklerine ait viscerotonic adj.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize kişilik tipi özellikleri ile ilgili viscerotonic adj.
tipik hedonizm ve neşe ile karakterize (kişilik) viscerotonic adj.
Pathology
tipik ur typical tumour n.
tipik olarak reed-sternberg hücrelerinin varlığı ile karakterize bir lenfoma türü hodgkin lymphoma n.
tipik olarak reed-sternberg hücrelerinin varlığı ile karakterize bir lenfoma türü hodgkins disease n.
Food Engineering
tipik nem içeriği characteristic moisture content n.
tipik kuruma eğrisi characteristic drying curve n.
tipik denklem characteristic equation n.
tipik denetim critical control points n.
Geometry
tipik bir geometrik şekle ait olmayan unfigured adj.
Statistics
beklenen değerin tipik hatası standard error of estimate n.
tipik olmayan karakteristik atypical characteristic n.
tipik hata standard error n.
Chemistry
sülfonik asitlerin tipik kalıntısı olan varsayımsal bir radikal sulphonic group n.
Biology
tipik olarak aseksüel tomurcuklanma veya bölünme ile çoğalıp beslenme şekli emilim, fotosentez veya kemosentez olan organizmalar moneron n.
ait olduğu grubun tipik özelliklerini taşıyan true adj.
Marine Biology
tipik olarak sığ sularda veya gelgit havuzlarında bulunan ince bir deniz balığı rock cook n.
Zoology
sciurus cinsine mensup tipik sincaplara verilen ad tree squirrel n.
tipik kopepodlar ve parazitik kabukluların bulunduğu bir grup eucopepoda n.
tipik özellikleri büyük cüsseleri olan yüksek memelileri içeren bir grup megasthene n.
tipik kurbağaları da içine alan arcifera amfibilerine ait geniş bir cins hyla n.
tipik palmiye misk kedilerini içine alan etçil bir memeli cinsi paradoxurus n.
tipik palmiye misk kedilerini içine alan etçil bir memeli cinsi genus paradoxurus n.
içi boş tüp gövdeli tipik bir sölentere polyp n.
tipik ceylanları içeren bir antilop cinsi genus gazella n.
cinsinin tipik bir örneği olan typy adj.
cinsinin tipik bir örneği olan typey adj.
tipik özellikleri büyük cüsseleri olan yüksek memelileri içeren gruba ait megasthenic adj.
Botanic
tipik olarak yosunlardan ve otsu bitkilerden oluşan bir bitki topluluğu alvar n.
Social Sciences
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonicism n.
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonism n.
aracıyla çocuğunu okula bırakan ve spor müsabakalarına götüren tipik orta sınıf amerikalı anne soccer mom n.
Archaeology
tipik olarak kubbeli çatısı olan, antik yunanistan veya roma’ya özgü yuvarlak bina tholos n.
tipik olarak kubbeli çatısı olan, antik yunanistan veya roma’ya özgü yuvarlak bina tholus n.
Environment
tipik havza representative basin n.
Meteorology
tipik olarak büyük kara parçalarında görülen (kuru hava) continental adj.
Geology
türünün tipik özelliğine sahip haplic adj.
geç kristalizasyondan dolayı tipik kristali gelişmemiş (mineral) xenomorphous adj.
Military
tipik teçhizat metodu ile yükleme type equipment method load n.
Music
tipik olarak kısa tekrarlanan bas temasında ilerleyen ve üçlü zaman aralığında değişen bölümlerden oluşan bir kompozisyon chaconne n.
tipik obuadan daha büyük ve pes sesli obua çeşidi basset oboe n.
tipik bir sonata göre daha kısa bölümlerden oluşan ve teknik açıdan daha kolay olan sonat sonatina n.
Painting
doğal formların basit geometrik şekillerle tek renkli tipik dışavurumu cubism n.
Archaic
kasabanın tipik özelliği olan townly adj.
tipik olmayan uncustomed adj.
Engineering
tipik özelliklere sahip numune bogey n.
Ornithology
tipik bir kaz cinsi anser n.
tipik bir kaz cinsi genus anser n.
Slang
tipik insan joe soap n.
tipik sarmaşık ligi üniversitesi öğrencisi white-shoe [us] n.
tipik bir zeitgeist örneği olan zeitgeisty adj.
Modern Slang
tipik erkek çocuğu all boy n.
tipik hipsterlardan farklı olan hipster alt-hipster n.
tipik olma always been the type n.