yağmak

Sens de "yağmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	yağmak	pour v.
Aid is pouring in from neighboring countries. Komşu ülkelerden yardım yağıyor. More Sentences
2	General	yağmak	rain down on v.
Bombs are being rained down on them every day. Her gün üzerlerine bombalar yağıyor. More Sentences
3	General	yağmak	fall v.
The cries, too, fall like rain in summer. Çığlıklar da yaz yağmuru gibi yağar. More Sentences
4	General	yağmak	rain v.
It's already started raining. Çoktan yağmaya başladı. More Sentences
5	General	yağmak	drive v.
The snow is driving down thickly now. Kar şu an lapa lapa yağıyor. More Sentences
6	General	yağmak	flood v.
Complaint letters have been flooding in from all over the city. Şehrin dört bir yanından şikâyet mektupları yağıyor. More Sentences
7	General	yağmak	snow v.
8	General	yağmak	splatter v.
9	General	yağmak	splash v.
10	General	yağmak	hail down v.
11	General	yağmak	precipitate v.
12	General	yağmak	shower v.
13	General	yağmak	roll in v.
14	General	yağmak	hail v.
15	General	yağmak	fail v.
16	General	yağmak	effund [obsolete] v.
17	General	yağmak	headlong v.
18	General	yağmak	overshower v.
Phrasals
19	Phrasals	yağmak	throw down v.

Sens de "yağmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 163 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	yağmur yağmak	rain v.
It would be absurd to deny that it is raining outside. Dışarıda yağmur yağdığını inkar etmek saçma olur. More Sentences
2	Common Usage	dolu yağmak	hail v.
It hailed earlier today. Bugün erken saatlerde dolu yağdı. More Sentences
General
3	General	sağanak yağmur yağmak	pour down v.
My clothes got wet because it was pouring down rain. Giysilerim ıslandı çünkü sağanak yağmur yağıyordu. More Sentences
4	General	şakır şakır yağmak	rain buckets v.
It's raining buckets outside. Dışarıda şakır şakır yağmur yağıyor. More Sentences
5	General	yağmur yağmak	shower v.
Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall. Gökyüzüne bakılırsa, akşam olmadan bir sağanak yağmur yağabilir. More Sentences
6	General	kar yağmak	snow v.
It begins to snow, which she believes is an answer. Bir cevap olduğuna inandığı kar yağmaya başlar. More Sentences
7	General	çok kar yağmak	snow a lot v.
It snowed a lot. Çok kar yağdı. More Sentences
8	General	dolu yağmak	hail v.
It's hailing. Dolu yağıyor. More Sentences
9	General	çok yağmur yağmak	rain a lot v.
It's been raining a lot. Çok yağmur yağıyor. More Sentences
Phrasals
10	Phrasals	(yağmur vs.) yağmak	come down v.
All of a sudden, the enemy bombs came down on us like rain. Aniden, düşman bombaları yağmur gibi üzerimize yağmaya başladı. More Sentences
Idioms
11	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	pelt v.
The rain was pelting down on the street. Caddeye bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. More Sentences
12	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain buckets v.
It's raining buckets outside. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. More Sentences
13	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain pitchforks [old-fashioned] v.
It is raining pitchforks. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. More Sentences
Meteorology
14	Meteorology	dolu yağmak	hail v.
Have you ever seen it hail? Hiç dolu yağdığını gördün mü? More Sentences
General
15	General	şakır şakır yağmak	pelt down v.
16	General	bardaktan boşanırcasına yağmak (yağmur)	pelt down v.
17	General	dolu halinde yağmak	hail v.
18	General	sulu sepken yağmak	sleet v.
19	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	lash v.
20	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain cats and dogs v.
21	General	lapa lapa yağmak	flake v.
22	General	şakır şakır yağmak	bucket down v.
23	General	şakır şakır yağmak	bucket v.
24	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	beat down v.
25	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	bucket v.
26	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	pour v.
27	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain in torrents v.
28	General	sulusepken yağmak	sleet v.
29	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	come down in sheets v.
30	General	bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	rain cats and dogs v.
31	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	piss down v.
32	General	şakır şakır yağmak	rain cats and dogs v.
33	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	bucket down v.
34	General	şakır şakır yağmak	pour v.
35	General	sağanak yağmak	shower down v.
36	General	şakır şakır yağmak	pelt v.
37	General	tane tane yağmak	flake v.
38	General	(yağmur) yağmak	rain v.
39	General	çok yağmak	teem v.
40	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain heavily v.
41	General	şiddetli yağmur yağmak	pour with rain v.
42	General	(yağmur) şiddetli yağmak	pour with rain v.
43	General	yağmur şiddetli yağmak	rain come down hard v.
44	General	sicim gibi yağmak	sheet v.
45	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	sheet v.
46	General	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain v.
47	General	şakır şakır yağmak	rain v.
48	General	yağmur gibi yağmak	rain down v.
49	General	yağmur yağmak	rain down v.
50	General	sağanak yağmur yağmak	rain v.
51	General	bardaktan boşalırcasına yağmak	rain v.
52	General	üzerine yağmak	berain v.
53	General	dolu gibi yağmak	hail v.
54	General	tipi şeklinde yağmak	blizzard v.
55	General	ince ince yağmak (yağmur)	misle v.
56	General	çok küçük damlalar halinde yağmak	mistle v.
57	General	üstüne iyilik yağmak	descend v.
58	General	üstüne bereket yağmak	descend v.
59	General	(yağmur) bardaktan boşanırcasına yağmak	ding (on) [scotland] v.
60	General	bardaktan boşalırcasına yağmak	downpour v.
61	General	sağanak yağmur yağmak	downpour v.
62	General	(kar) alttaki kar erimeden yağmak	pitch (it) [dialect] v.
63	General	(yağmur) hafifçe yağmak	pitter-patter v.
64	General	kar yağmak	snew v.
65	General	pat pat vurarak yağmak	beat v.
66	General	kar gibi yağmak	snow v.
67	General	büyük miktarlarda yağmak	snow v.
68	General	(yağmur) ince ince yağmak	pat v.
69	General	(yağmur) pıtır pıtır yağmak	patter v.
Phrasals
70	Phrasals	(yağmur/kar) üzerine/üzerilerine yağmak	beat down on v.
71	Phrasals	(yağmur) üzerine boşalmak/yağmak	beat down on v.
72	Phrasals	(yağmur) üzerine boşalmak/yağmak	lash down on v.
73	Phrasals	(yağmur vb) üzerilerine (şakır şakır) yağmak	pelt down (on someone or something) v.
74	Phrasals	üzerilerine yağmak	rain upon someone v.
75	Phrasals	üzerine yağmak	rain upon someone v.
76	Phrasals	üzerine yağmak	rain on someone v.
77	Phrasals	üzerilerine yağmak	rain on someone v.
78	Phrasals	(pencereden) içeriye yağmak	rain in on v.
79	Phrasals	üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak	snow someone or something under v.
80	Phrasals	üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak	snow someone or something under with something v.
81	Phrasals	yağmur/kar üzerine yağmak/boşalmak	beat down on (someone or something) v.
82	Phrasals	(birinin veya bir şeyin) üzerine yağmak	drizzle down v.
83	Phrasals	üstüne bollukla/bereketle yağmak	pour down v.
84	Phrasals	üstüne sağanak şeklinde yağmak (yağmur)	pour down v.
85	Phrasals	sağanak şeklinde yağmak	pour down v.
86	Phrasals	şakır şakır akmak/yağmak	sluice down v.
87	Phrasals	yoğun bir şekilde bir yerden aşağı akmak/yağmak	sluice down v.
88	Phrasals	(birinin/bir) şeyin üstüne kar yağmak	dump on (someone or something) v.
89	Phrasals	(bir yere) lapa lapa kar yağmak	dump on (someone or something) v.
90	Phrasals	yoğunlaşıp (bir şey) halinde yağmak	precipitate into (something) v.
91	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine küçük damlalar/parçacıklar halinde yağmak	sprinkle onto (someone or something) v.
92	Phrasals	(birinin) üstüne yağmak	come at (someone) v.
93	Phrasals	birinin/bir şeyin üstüne kar yağmak	dump on someone/something v.
94	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine şiddetli yağmur yağmak	lash down on (someone or something) v.
95	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine yağmur boşalmak/yağmak	lash down on (someone or something) v.
96	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	lash down on (someone or something) v.
97	Phrasals	(bir şeyin/bir yerin) içine yağmak	pour into (something or some place) v.
98	Phrasals	yoğunlaşıp (bir şey) halinde yağmak	precipitate into v.
99	Phrasals	(bir şeye/bir yere) yağmak	pour into (something or some place) v.
100	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak	rain down on (someone or something) v.
101	Phrasals	üzerine yağmak	rain on v.
102	Phrasals	(bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak	rain in on (someone or something) v.
103	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak	rain on (someone or something) v.
104	Phrasals	yavaş yavaş yağmak/düşmek	snow down v.
105	Phrasals	kar gibi inmek/düşmek/yağmak	snow down v.
106	Phrasals	(yağmur) bardaktan boşanırcasına yağmak	sheet down v.
Phrases
107	Phrases	lapa lapa kar yağmak anlamında alman mitolojisi kökenli bir ifade	hulda is making her bed expr.
Colloquial
108	Colloquial	bardaktan boşanırcasına yağmak	come down in buckets v.
109	Colloquial	bardaktan boşanırcasına yağmak	come down in sheets v.
110	Colloquial	bardaktan boşanırcasına yağmak	pelt down v.
111	Colloquial	sağanak yağmur yağmak	chuck it down v.
112	Colloquial	şiddetli yağmur yağmak	chuck it down v.
113	Colloquial	yağmur yağmak üzere	coming up a cloud expr.
Idioms
114	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain cats and dogs v.
115	Idioms	güvendiği dağlara kar yağmak	laugh on the wrong side of one's mouth v.
116	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	pour v.
117	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	rain cats and dogs v.
118	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	beat down v.
119	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	come down in sheets v.
120	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	bucket down v.
121	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	bucket v.
122	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain in torrents v.
123	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	piss down v.
124	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	pelt down v.
125	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	lash down v.
126	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	rain heavily v.
127	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	it's raining pitchforks and hammer handles v.
128	Idioms	şiddetli yağmur yağmak	pour with rain v.
129	Idioms	bardaktan boşalırcasına yağmak	rain buckets v.
130	Idioms	yoğun bir şekilde yağmur yağmak	rain like a cow pissing on a flat rock v.
131	Idioms	çok şiddetli yağmur yağmak	rain like a cow pissing on a flat rock v.
132	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain like a cow pissing on a flat rock v.
133	Idioms	aşırı yağmur yağmak	rain like a cow pissing on a flat rock v.
134	Idioms	sağanak yağmur yağmak	be chucking (it) down [uk] v.
135	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	be chucking (it) down [uk] v.
136	Idioms	şiddetli yağmur yağmak	be chucking (it) down [uk] v.
137	Idioms	şakır şakır yağmak	be tipping (it) down [uk] v.
138	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	be tipping (it) down [uk] v.
139	Idioms	şiddetli yağmur yağmak	pour rain v.
140	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	pour rain v.
141	Idioms	şakır şakır yağmak	rain pitchforks [old-fashioned] v.
142	Idioms	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain stair-rods [old-fashioned] v.
143	Idioms	şakır şakır yağmak	rain stair-rods [old-fashioned] v.
144	Idioms	üzerine yığılmak/yıkılmak/yağmak	snow under with v.
145	Idioms	(bardaktan boşanırcasına) yağmur yağmak	the heavens open [uk] v.
Geography
146	Geography	(yağmur) şiddetli yağmak	sile [dialect] v.
Football
147	Football	gol olup yağmak	goals rain down v.
Archaic
148	Archaic	üzerine yağmak	dispunge v.
Slang
149	Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	pour piss out of a boot v.
150	Slang	aşırı yağmur yağmak	be pissing v.
151	Slang	şiddetli yağmur yağmak	be pissing v.
152	Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	be pissing v.
British Slang
153	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	bucket down v.
154	British Slang	bardaktan boşalırcasına yağmak	chuck it down v.
155	British Slang	yağmur yağmak (yoğun biçimde)	chuck it down v.
156	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	cracking the flags v.
157	British Slang	(yağmur) deli gibi yağmak	pee it down v.
158	British Slang	yağmur yağmak	piddle it down v.
159	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	piss it down v.
160	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	rain stair rods v.
161	British Slang	şakır şakır yağmur yağmak	sile down (yorks/lincs use) v.
162	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmak	tip it down v.
163	British Slang	bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak	be pissing rain v.