yasadışı - Turc Anglais Dictionnaire

yasadışı

Sens de "yasadışı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 24 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yasadışı unlawful adj.
How do we ensure that unlawful state aid is paid back?
Yasadışı devlet yardımlarının geri ödenmesini nasıl sağlayacağız?

More Sentences
yasadışı illicit adj.
They were accused of illicit drug selling.
Yasadışı uyuşturucu satmakla suçlandılar.

More Sentences
yasadışı illegal adj.
To me, illegal drug trafficking is simply too broad a term.
Bana göre yasadışı uyuşturucu kaçakçılığı çok geniş bir terim.

More Sentences
General
yasadışı illegal adj.
I wish to make a very clear distinction between illegal introduction and legal imports.
Yasadışı giriş ile yasal ithalat arasında çok net bir ayrım yapmak istiyorum.

More Sentences
Law
yasadışı illegal adj.
I therefore give my unequivocal support to the Busk report and to all measures to eradicate illegal fishing.
Bu nedenle Busk raporuna ve yasadışı balıkçılığın ortadan kaldırılmasına yönelik tüm tedbirlere açık destek veriyorum.

More Sentences
General
yasadışı illegitimate adj.
yasadışı pirate adj.
yasadışı unlegal adj.
yasadışı wild-cat adj.
yasadışı lawless adj.
yasadışı backstreet adj.
yasadışı uncurrent adj.
yasadışı unlawlike adj.
yasadışı black adj.
yasadışı sly adj.
Idioms
yasadışı (as) bent as a nine-bob note [uk] adj.
yasadışı (as) phony as a three-dollar bill adj.
yasadışı (as) queer as a three-dollar bill [us] adj.
yasadışı phony as a three-dollar bill adj.
yasadışı queer as a three-dollar bill adj.
Trade/Economic
yasadışı unlawfully adv.
Law
yasadışı non licet adj.
Politics
yasadışı lawless adj.
Slang
yasadışı under the counter expr.

Sens de "yasadışı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 242 résultat(s)

Turc Anglais
General
yasadışı göç illegal migration n.
Attention is paid both to legal and illegal migration and to the socio-economic dimension.
Hem yasal ve yasadışı göçe hem de sosyo-ekonomik boyuta dikkat çekilmiştir.

More Sentences
yasadışı faaliyet illegal activity n.
The rules must be very clear, and all these illegal activities must be penalised and punished.
Kurallar çok açık olmalı ve tüm bu yasadışı faaliyetler cezalandırılmalıdır.

More Sentences
yasadışı olarak illegally adv.
How many Chinese nationals are able to enter the European Union thanks to the visa exemption and stay here illegally?
Vize muafiyeti sayesinde Avrupa Birliği'ne girebilen ve burada yasadışı olarak kalabilen kaç Çin vatandaşı var?

More Sentences
yasadışı yollarla illegally adv.
Saddam Hussein has attempted illegally to acquire weapons of mass destruction for years.
Saddam Hüseyin yıllardır yasadışı yollardan kitle imha silahları elde etmeye çalışmaktadır.

More Sentences
Law
yasadışı uyuşturucu ticareti illegal drug trafficking n.
To me, illegal drug trafficking is simply too broad a term.
Bana göre, yasadışı uyuşturucu ticareti çok geniş bir terimdir.

More Sentences
(yasadışı veya şaibeli) işbirliği complicity n.
He has complex complicity with the authorities.
Yetkili makamlarla çetrefilli bir işbirliği içerisinde.

More Sentences
yasadışı göçmen illegal migrant n.
This is a direct consequence of the activities of illegal migrants coming out of Sangatte.
Bu durum, Sangatte'den çıkan yasadışı göçmenlerin faaliyetlerinin doğrudan bir sonucudur.

More Sentences
Politics
yasadışı göç illegal immigration n.
The Greek Presidency is also making illegal immigration in Europe a priority.
Yunanistan Dönem Başkanlığı da Avrupa'da yasadışı göçü bir öncelik haline getiriyor.

More Sentences
yasadışı göçmen illegal immigrant n.
Why are illegal immigrants trespassing on various sites used by rail freight transporters?
Neden yasadışı göçmenler demiryolu yük taşıyıcıları tarafından kullanılan çeşitli alanlara izinsiz giriyor?

More Sentences
General
abd'de gizli bir yasadışı grup cosa nostra n.
yasadışı işler çeviren örgüt syndicate n.
yasadışı alkol üretme moonshining n.
komisyon (yasadışı) rake-off n.
yasadışı alkol üretimi moonshining n.
yasadışı siyasi grup junto n.
yasadışı olma illegitimacy n.
birisini özellikle yasadışı işler yapması konusunda kışkırtan kimse abetter n.
yasadışı olma illegality n.
yasadışı grev yapma wildcatting n.
kazançtan alınan (yasadışı) pay rake-off n.
yasadışı para kazanan kimse spiv n.
yasadışı kazanç ill-gotten gain n.
yasadışı kürtaj illegal abortion n.
yasadışı kürtaj backstreet abortion n.
çok miktarda yasadışı mal vast quantities of illicit substances n.
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme clampdown n.
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme clampdown n.
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke narco-state n.
yasadışı cinsel ilişki unlawful carnal knowledge n.
yasadışı cinsel ilişki criminal congress n.
yasadışı cinsel ilişki bawdry [obsolete] n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer maildrop n.
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti mail drop n.
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti maildrop n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer mail drop n.
ahlaksız, yasadışı veya etik olmayan mesleki davranış malepractice n.
yasadışı viski hokonui [obsolete] [new zealand] n.
(yasadışı bir iş için) gizlice buluşma hit n.
kötü veya yasadışı amaca ulaşmak için yapılan gizli plan connivence n.
yasadışı taklit clone n.
yasadışı bir şekilde paraya el koyma con n.
yasadışı dini grupların düzenlediği özel toplantı conciliable n.
yasadışı dini grupların düzenlediği küçük toplantı conciliabule n.
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse drug-taker n.
yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma drug-running n.
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse drug-taking n.
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi drug bust n.
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi drug interdiction n.
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi drugs bust n.
yasadışı kullanma pirating n.
yasadışı yollarla çoğaltma pirating n.
eserlerin yasadışı kopyası pirate copy n.
yasadışı para basımı coining [uk] n.
yasadışı uyuşturucu üretim merkezleri olan peru, bolivya ve kolombiya'yı kapsayan güney amerika bölgesi silver triangle n.
yasadışı kesici alet kullanımı slashing n.
yasadışı kazı illegal excavation n.
aynı geçiş kartını elden ele döndürerek yapılan yasadışı geçiş hilesi passback n.
yasadışı faaliyet ihbar hattı hot line n.
yasadışı içki satılan mekan speak n.
yasadışı madde kullanmayan kimse straight n.
yasadışı ilan etmek outlaw v.
yasadışı bir işin içinde olmak be in something up to one's eyes v.
yasadışı alkol üretmek moonshine v.
yasadışı kılmak delegitimise v.
yasadışı kılmak delegitimize v.
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak smuggle out of the country v.
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak take it out of the country illegally v.
yasadışı ilan etmek declare unlawful v.
yasadışı içki yapmak bootleg v.
(yasadışı) ticaret yapmak traffic v.
yasadışı yollarla sınırdan geçmek cross the border illegally v.
yasadışı yollardan sınırı geçmek cross the border illegally v.
birini yasadışı bir işe bulaştırmak involve someone in an illegal activity v.
gayrimeşru / yasadışı yoldan para kazanmak make an illicit profit v.
yasadışı ticaretini yapmak traffick v.
yasadışı işlere karışmak trinkle [obsolete] v.
(yasaklı malları) yasadışı olarak ihraç etmek contraband v.
marka ismini yasadışı bir yolla almış misbranded adj.
yasadışı ve beklenmedik wildcat adj.
yasadışı kazanılmış ill gotten adj.
çoğunlukla yasadışı often-illegal adj.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan back-alley adj.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan backstreet adj.
yasadışı bir şekilde arzu edilen temptatious adj.
yasadışı kopyalanmış (sanat eseri, fikir) pirated adj.
yasadışı sürdürülen sly adj.
yasadışı silahlanan (örgüt) paramilitary adj.
yasadışı yollarla through illegal ways adv.
Phrasals
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak catch (one) with (someone) v.
zararlı, yasadışı, sağlıksız, kötü bir şeyden uzak durmak keep off v.
Colloquial
yasadışı madde zip n.
silah ya da yasadışı maddeleri aramak için yapılan üst araması body shake n.
yasadışı içki satan mekan booze can n.
yasadışı olarak elde edilmiş şey/mal haul n.
yasadışı üretilen içki white lightning n.
yasadışı sokak yarışı drag racing n.
yasadışı kaynaktan gelen para funny money n.
kayıtlı seçmenleri taklit ederek yasadışı biçimde oy kullanmak telegraph [canadian] v.
parayı çeşitli finansal kuruluşlar arasında işleterek yasadışı kaynağının izini silmek greenwash v.
(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek mainline v.
Idioms
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak sully (one's) hands v.
(birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v.
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak sully your hands v.
(kötü/yasadışı bir şeye) karışmış mixed up in adj.
tamamen yasadışı ninebob adj.
yasadışı yollarla off the back of a truck expr.
yasadışı yollarla off the back of a lorry expr.
yasadışı bir şey yaparken with (one's) hand in the cookie jar expr.
yasadışı bir şey yaparken with your hand in the cookie jar [us] expr.
Speaking
ben yasadışı bir şey yapmadım I've done nothing illegal expr.
biz yasadışı hiçbir iş yapmıyoruz we don't do anything illegal expr.
Trade/Economic
yasadışı işler illegal affairs n.
yasadışı işler unlawful business n.
yasadışı iş illicit work n.
yasadışı grev illegal strike n.
yasadışı grev wild-cat strike n.
yasadışı grev wild-cat n.
yasadışı ekonomi illegal economy n.
alıcının söz konusu ürüne ek olarak başka bir ürün veya hizmeti de satın alması şartıyla sağlanan yasadışı anlaşma tying agreement n.
yasadışı ticaret yapan kimse black market n.
fiyatları yasadışı olarak sabitleme price-rigging n.
13. yüzyılda irlanda'da yasadışı şekilde basılan ve üzerinde gül deseni olan bir madeni para rosary n.
yasadışı bir şekilde dağıtılan black-market adj.
Law
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenen kimse bigamist n.
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenme bigamy n.
yasadışı göç irregular migration n.
yasadışı giriş illegal entry n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı öldürme unlawful killing n.
yasadışı avlanma poaching n.
yasadışı yollar illegal methods n.
yasadışı zenginleşme unjustifiable enrichment n.
yasadışı olarak faizle borç verme defeneration n.
ülkeye yasadışı yollarla içki sokma bootlegging n.
yasadışı imal illicit production n.
yasadışı üretim illicit production n.
yasadışı telekulak şebekesi illegal wiretapping network n.
yasadışı uygulama unlawful practice n.
yasadışı dinleme unlawful eavesdropping n.
yasadışı dinleme illegal wiretapping n.
yasadışı dinleme warrantless wiretapping n.
yasadışı dinleme warrantless eavesdropping n.
yasadışı uyuşturucu ticareti illegal drug trade n.
yasadışı telefon dinleme phone-hacking n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-yard abortion n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj unsafe abortion n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-alley abortion n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back alley abortion n.
yasadışı giriş illegal entry n.
yasadışı göç illegal migration n.
kredi kartı, banka hesabı ve diğer kişisel bilgilerin yasadışı yollarla ticaretinin yapılması carding n.
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma champerty n.
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek detection dog n.
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek sniffer dog n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narcotrafficking n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narcotraffic n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narco-trafficking n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı kiddy porn n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı child pornography n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı kiddie porn n.
abd anayasası'nın 4. maddesi uyarınca yasadışı yollarla elde edilen tanıklığın geçersiz sayılması kuralı exclusionary rule n.
müsabakada rakibi yakalamak için yapılan yasadışı tertip veya hile manovery n.
yasadışı cinsel ilişki whoredom n.
ciddi şekilde yaralanma veya ölüme sebep olan fakat ihmal, haksız amaç veya yasadışı fiil içermeyen kaza misadventure n.
(yasadışı topluluklar tarafından) karargah olarak kullanılan yer rendezvous n.
yasadışı eylemde işbirliği yapma connivence n.
yasadışı toplantı parasynaxis n.
tutuklamanın yasadışı olduğuna ilişkin itiraz suspension and liberation n.
(bazı durumlarda) yasadışı unlicenced adj.
yasadışı olmayan unprohibited adj.
yasadışı olarak ihraç edilen (mal) contraband adj.
yasadışı olarak ithal edilen (mal) contraband adj.
yasadışı bir şekilde injudicially adv.
yasadışı yollarla injudicially adv.
bu diski yasadışı çoğaltmayın do not make illegal copies of disc expr.
Politics
yasadışı örgüt üyeliği membership of illegal group n.
yasadışı örgüt üyeliği state of being a member of an illegal organisation n.
yasadışı şiddet force n.
yasadışı uyuşturucu madde ticareti illegal trafficking in drugs n.
yasadışı örgüt üyeliği membership of an illegal organization n.
yasadışı rejimler outlaw regimes n.
yasadışı birleşme unlawful combination n.
yasadışı birlik unlawful combination n.
terörizm gibi yasadışı yöntemleri benimseyen sendika hareketi criminal syndicalism n.
yasadışı müdahale unlawful interference n.
devletin onayıyla işlenmiş yasadışı fiil act of state n.
yasadışı örgüt illegal organisation n.
yasadışı ayrılıkçı oluşum illegal secessionist entity n.
yasadışı ayrılıkçı oluşum illegal separatist entity n.
şüphelilerin ülkeler arasında yasadışı transferi rendition flight n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı sermaye çıkışı illicit capital outflow n.
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narco-terrorism n.
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narcoterrorism n.
yasadışı savaşçı unlawful combatant n.
yasadışı ilan etmek damn v.
(siyasi rakibi) yasadışı şekilde ortadan kaldırmak disappear v.
Computer
aktif yasadışı erişim active wiretapping n.
yasadışı erişim illegal access n.
Telecom
telefon şebekesine yasadışı girme phreak n.
mesaj göndererek yasadışı yollarla bir kişinin şifresini veya kredi kartı detaylarının öğrenilmesi phishing n.
telefon şebekesine yasadışı girme phreaking n.
(telefonu) yasadışı olarak kurcalamak phreak v.
telefon şebekesine yasadışı girmek phreak v.
Radio
radyo veya televizyon sinyallerine yasadışı müdahale piracy n.
Traffic
yasadışı park edenlerin hemen cezalandırıldığı yol red route n.
Railway
new york, londra gibi şehirlerin yer altındaki demiryollarında devriye gezip yasadışı olarak asayişi sağlayan gönüllüler guardian angels n.
Medical
yasadışı kürtaj foeticide n.
Food Engineering
güney afrika'ya yasadışı olarak üretilen oldukça güçlü bir içki witblits [south africa] n.
Chemistry
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi mdma (methylene dioxymethamphetamine) abrev.
Marine Biology
yasadışı isim nomen illegitimum n.
History
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi moderator n.
Religious
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı novatian adj.
Military
yasadışı uyuşturucu üretip satan ulusal ve uluslararası örgütlerle mücadeleyi koordine etmek üzere tasarlanmış bir kuruluş organized crime drug enforcement task force n.
abd mallarının yasadışı şiddete karşı korunması için gerekli hallerde orantılı güç kullanımı protection of shipping n.
Sport
profesyonel sporcuları amatör yarışlara sokup yasadışı ödemelerle destekleme shamateurism n.
Music
daha çok yasadışı işleri konu alan bol küfürlü ve yaratıcı sözlü rap müzik türü underground rap n.
Latin
müştekinin toprağına yasadışı olarak giren sanık trespass quare clausum fregit n.
Archaic
yasadışı kazanç meed n.
yasadışı ticaret free trade n.
Slang
yasadışı yollarla para kazanan kimse hustla n.
hırsızlık, soygun benzeri yasadışı eylem caper n.
yasadışı ilaç chemical n.
yasadışı maddeleri enjekte etmekte kullanılan iğne mainer n.
yasadışı uyuşturucu polisliği konusunda uzman kolluk kuvvetleri junk squad [dated] n.
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında verilen cinsel içerikli yasadışı hizmetler massage n.
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında cinsel içerikli yasadışı hizmetler veren işletme massage parlor n.
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer blind pig [dialect] n.
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer blind tiger [dialect] n.
toz halinde yasadışı uyuşturucu içeren küçük paket wrap [uk] n.
yasadışı uyuşturucuları kullanım amaçlı eşyalar satan dükkan head shop n.
yasadışı ilaçlar dadah [australia] n.
yasadışı ilaç satın alma connection n.
yasadışı uyuşturucular scooby snacks n.
kıçına yasadışı madde saklamak hoop v.
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak hoop v.
kıçına yasadışı madde saklamak hoof v.
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak hoof v.
yasadışı yollarla elde etmek hustle v.
yasadışı marihuana tüketimine karşı olan antipot adj.
yasadışı kazanç elde eden hustling adj.