flood - İngilizce Türkçe Cümleler
Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.

İngilizce Türkçe
flood sel n.
  • I have now studied the flood of reports that have come in.
  • Şimdi gelen rapor selini inceledim.
  • Eight people have died in the latest wave of floods to strike Romania this year.
  • Bu yıl Romanya'yı vuran son sel dalgasında sekiz kişi hayatını kaybetti.
  • She once donated 30,000 yuan to a flood relief fund.
  • Bir keresinde bir sel yardım fonuna 30.000 yuan bağışlamıştı.
Show More (78)
flood sel felaketi n.
  • The farmers were devastated by the recent floods.
  • Çiftçiler son sel felaketiyle yıkıma uğradı.
  • In Upper Austria alone, thousands of jobs have been affected or put at risk by the flood disaster.
  • Sadece Yukarı Avusturya'da binlerce işyeri sel felaketinden etkilendi ya da risk altına girdi.
  • Since yesterday, there has been massive flooding in Madagascar.
  • Dünden beri Madagaskar'da büyük bir sel felaketi yaşanıyor.
Show More (11)
flood taşmak v.
  • The river flooded after the recent storms.
  • Son fırtınaların ardından nehir taştı.
  • He met up with Jiang Sanfeng and Die Ye and returned to the Flooding Lake City.
  • Jiang Sanfeng ve Die Ye ile buluştu ve Taşan Göl Şehrine geri döndü.
  • The Qin Sword Palace Master smiled and tried to persuade the Flooding Lake City Lord.
  • Qin Kılıç Saray Ustası gülümsedi ve Taşan Göl Şehir Lordunu ikna etmeye çalıştı.
Show More (8)
flood sel baskını n.
  • Do the advocates of a weak policy believe that such a flood will yield more fish?
  • Yetersiz bir politikayı savunanlar böyle bir sel baskınının daha fazla balık getireceğine mi inanıyor?
  • In the wake of the heavy rain, there was a major flood.
  • Şiddetli yağmurun ardından büyük bir sel baskını oldu.
Show More (-1)
flood yağmak v.
  • Complaint letters have been flooding in from all over the city.
  • Şehrin dört bir yanından şikâyet mektupları yağıyor.
Show More (-2)
flood sular altında kalmak v.
  • The farm and the area surrounding it were flooded.
  • Çiftlik ve çevresindeki alan sular altında kalmıştır.
Show More (-2)
flood (duygu) kaplamak v.
  • When I saw her happy and healthy, a great sense of relief flooded over me.
  • Onu mutlu ve sağlıklı gördüğümde içimi büyük bir rahatlama duygusu kapladı.
Show More (-2)
flood akın n.
  • A flood of prospects came to see the debutante.
  • Sosyeteye takdim edilen kızı görmeye bir ziyaretçi akını gelmişti.
Show More (-2)
flood (ışık) ortama dolmak v.
  • Sunshine flooded into the offices.
  • Ofislere güneş ışığı doldu.
Show More (-2)
flood (motoru) boğmak v.
  • I accidentally flooded the engine, and now it won't start.
  • Yanlışlıkla motoru boğmuşum ve şimdi de çalışmıyor.
Show More (-2)
flood tufan n.
  • The story of a great flood is known not only from the Bible.
  • Büyük bir tufanın hikayesi sadece İncil'den bilinmemektedir.
Show More (-2)
flood sel basmak v.
  • Our streets flood when we have rain.
  • Yağmur yağdığında sokaklarımızı sel basıyor.
Show More (-2)
flood su baskını n.
  • Man fears disasters such as floods and fires.
  • İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
Show More (-2)