İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | clam i. | deniztarağı | ||
Mrs. Gastrell cooks delicious homemade New England clam chowder. Bayan Gastrell, çok leziz ev yapımı New England usulü deniztarağı çorbası pişirir. More Sentences |
||||
Genel | clam i. | istiridye | ||
Tom ate a bowl of clam chowder. Tom bir kase istiridye çorbası yedi. More Sentences |
||||
Genel | clam i. | midye | ||
The largest kind of clam is the giant clam. En büyük midye türü dev midyedir. More Sentences |
||||
Genel | clam i. | deniz tarağı | ||
The largest kind of clam is the giant clam. Deniz tarağının en büyük türü dev deniz tarağıdır. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | clam i. | ketum kimse | ||
You shouldn't expect such a clam to express his inner thoughts. Böylesine ketum birinin içindeki düşünceleri ifade etmesini beklememelisin. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | clam i. | içine kapanık kimse | ||
Genel | clam i. | neşeli parti | ||
Genel | clam i. | mengene | ||
Genel | clam i. | şamatalı toplantı | ||
Genel | clam i. | (bütün çanların aynı anda çalınması ile elde edilen) şıngırtı | ||
Genel | clam i. | çınlama | ||
Genel | clam i. | nemlilik | ||
Genel | clam i. | yapışkanlık | ||
Genel | clam i. | ıslaklık | ||
Genel | clam i. | nem | ||
Genel | clam i. | rutubet | ||
Genel | clam f. | yapışmak | ||
Genel | clam f. | (zilli müzik aleti çalarken) gürültü yaratmak | ||
Genel | clam f. | (zilli müzik aleti çalarken) şıngırtıya yol açmak | ||
Genel | clam f. | çınlatmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | clam i. | ağzı sıkı kimse | ||
Konuşma Dili | clam i. | ağzını bıçak açmayan kimse | ||
Konuşma Dili | clam i. | hoşa gitmeyen durum | ||
Konuşma Dili | clam i. | tatsız durum | ||
Konuşma Dili | clam i. | tatsız şekil | ||
Technical | ||||
Teknik | clam i. | istiridye mengene | ||
Teknik | clam i. | deniz tarağına benzer aparat | ||
Teknik | clam i. | kıskaçlı alet | ||
Teknik | clam i. | çift çeneli kepçe | ||
Teknik | clam i. | kanca | ||
Teknik | clam i. | kancalı kıskaç | ||
Teknik | clam i. | çift çeneli kepçesi bulunan ekskavatör | ||
Teknik | clam i. | (uçağın burun veya kuyruk bölümünde yer alan) istiridye kabuğu biçimli kapı | ||
Teknik | clam i. | kıskaçlı konteyner | ||
Teknik | clam i. | istiridye biçimli kutu | ||
Teknik | clam i. | mafsallı konteyner | ||
Teknik | clam i. | istiridye gibi açılan kapak | ||
Marine | ||||
Denizcilik | clam i. | deniz tarağı avlama | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | clam i. | deniz tarağı | ||
Mutfak | clam i. | tarak | ||
Slang | ||||
Argo | clam i. | bir dolar | ||
Argo | clam i. | kuku | ||
Argo | clam i. | pıtış | ||
Argo | clam i. | scientology tarikatının üyesi |