|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
contraceptive pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
The waste that it is processing comes from washing the coating on contraceptive pills, which of course contains sugar.
İşlediği atıklar, elbette şeker içeren doğum kontrol haplarının üzerindeki kaplamanın yıkanmasından geliyor.
More Sentences
|
2 |
Genel |
sleeping pill i.
|
uyku hapı |
|
I take sleeping pills and cold medicine.
Uyku hapı ve soğuk algınlığı ilacı alıyorum.
More Sentences
|
3 |
Genel |
birth control pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?
Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan erkeklerin hamile kalmadığını biliyor muydunuz?
More Sentences
|
4 |
Genel |
the pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
I'm on the pill.
Ben doğum kontrol hapları alıyorum.
More Sentences
|
5 |
Genel |
poison pill i.
|
zehir hapı |
|
She's a poison pill.
O bir zehir hapı.
More Sentences
|
6 |
Genel |
vitamin pill i.
|
vitamin hapı |
|
The vitamin pill contains abundant nutrition.
Vitamin hapı bol besin içerir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
take a pill f.
|
hap içmek |
|
He takes a pill with vitamins and minerals every day.
Her gün vitamin ve mineral hapı içiyor.
More Sentences
|
Idioms |
|
8 |
Deyim |
blue pill i.
|
mavi hap |
|
Will you take the red pill or the blue pill?
Kırmızı hapı mı yoksa mavi hapı mı alacaksın?
More Sentences
|
Medical |
|
9 |
Medikal |
pain pill i.
|
ağrı kesici |
|
Tom abused alcohol and pain pills.
Tom alkol ve ağrı kesicileri kötüye kullandı.
More Sentences
|
10 |
Medikal |
diet pill i.
|
diyet hapı |
|
Are diet pills as healthy as they say?
Diyet hapları söylendiği kadar sağlıklı mı?
More Sentences
|
11 |
Medikal |
contraceptive pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
The waste that it is processing comes from washing the coating on contraceptive pills, which of course contains sugar.
İşlediği atık, elbette şeker içeren doğum kontrol haplarının üzerindeki kaplamanın yıkanmasından geliyor.
More Sentences
|
12 |
Medikal |
birth control pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
Did you know that men who regularly take birth control pills don't get pregnant?
Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan erkeklerin hamile kalmadıklarını biliyor muydun?
More Sentences
|
Pharmaceutics |
|
13 |
Eczacılık |
morning-after pill i.
|
ertesi gün hapı |
|
Personally I do not have any difficulties with the morning-after pill.
Kişisel olarak ertesi gün hapı ile ilgili herhangi bir sorunum yok.
More Sentences
|
Slang |
|
14 |
Argo |
red pill i.
|
kırmızı hap |
|
Take two of these red pills.
Bu kırmızı hapların ikisini al.
More Sentences
|
General |
|
15 |
Genel |
sleeping pill i.
|
uyku ilacı |
|
16 |
Genel |
pill bug i.
|
tespihböceği |
|
17 |
Genel |
bitter pill to swallow i.
|
kötü haber |
|
18 |
Genel |
pep pill i.
|
amfetaminli hap |
|
19 |
Genel |
a bitter pill i.
|
beraberinde zorluklar getiren bir çözüm yolu |
|
20 |
Genel |
pill bottle i.
|
ilaç şişesi |
|
21 |
Genel |
suicide pill i.
|
intihar hapı |
|
22 |
Genel |
weight-reducing pill i.
|
kilo verme hapı |
|
23 |
Genel |
weight-loss pill i.
|
zayıflama hapı |
|
24 |
Genel |
weight-reducing pill i.
|
zayıflama hapı |
|
25 |
Genel |
weight-loss pill i.
|
kilo verme hapı |
|
26 |
Genel |
pill roller i.
|
eczacı |
|
27 |
Genel |
pill pusher i.
|
eczacı |
|
28 |
Genel |
morning after pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
29 |
Genel |
pill box i.
|
hap kutusu |
|
30 |
Genel |
anti-baby pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
31 |
Genel |
sleeping pill i.
|
uyku ilacı/hapı |
|
32 |
Genel |
morning after pill i.
|
ertesi gün hapı |
|
33 |
Genel |
birth-control pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
34 |
Genel |
pill [dialect] [uk] i.
|
havuz |
|
35 |
Genel |
pill [dialect] [uk] i.
|
çay |
|
|
36 |
Genel |
pill [dialect] [uk] i.
|
akıntı |
|
37 |
Genel |
pill head i.
|
hapçı |
|
38 |
Genel |
gild the pill f.
|
göz boyamak |
|
39 |
Genel |
take a pill f.
|
hap yutmak |
|
40 |
Genel |
pop a pill f.
|
hap yutmak |
|
41 |
Genel |
swallow a pill f.
|
hap yutmak |
|
42 |
Genel |
take the whole pill f.
|
hapın tamamını almak |
|
43 |
Genel |
take the whole pill f.
|
hapın tamamını içmek |
|
44 |
Genel |
pill [dialect] f.
|
pul pul dökülmek |
|
45 |
Genel |
pill [dialect] f.
|
(kabuk) soyulmak |
|
46 |
Genel |
pill [obsolete] f.
|
gasp etmek |
|
47 |
Genel |
pill [obsolete] f.
|
tüylerini yolmak |
|
48 |
Genel |
pill [obsolete] f.
|
saçlarını yolmak |
|
Colloquial |
|
49 |
Konuşma Dili |
morning after pill i.
|
ertesi gün hapı |
|
50 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
kocaman tablet/hap |
|
51 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
yutulması zor büyük boyutlu hap |
|
52 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
inanılması zor iddia, hikaye, söylem |
|
53 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
asılsız iddia, hikaye, söylem |
|
54 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
yutturulamayacak iddia, hikaye, söylem |
|
55 |
Konuşma Dili |
horse pill i.
|
yutturması zor iddia, hikaye, söylem |
|
56 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
kötü bir gerçek/bilgi |
|
57 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
hoş olmayan bir gerçek/bilgi |
|
58 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
kötü bir şey |
|
59 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
nahoş şey/bilgi |
|
60 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
tatsız bir gerçek/bilgi |
|
61 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
tatsız şey |
|
62 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
hoşa gitmeyen bir gerçek/bilgi/şey |
|
63 |
Konuşma Dili |
the pill i.
|
can sıkıcı bir gerçek/bilgi/şey |
|
Idioms |
|
64 |
Deyim |
a hard pill to swallow i.
|
yenilir yutulur gibi olmayan |
|
65 |
Deyim |
a hard pill to swallow i.
|
sindirmesi zor |
|
66 |
Deyim |
a hard pill to swallow i.
|
kabullenmesi zor |
|
67 |
Deyim |
blue pill i.
|
kırmızı hap-mavi hap seçeneğindeki mavi hap |
|
68 |
Deyim |
blue pill i.
|
özgür iradeyle gerçeği bilmek istememe seçimi |
|
69 |
Deyim |
a tough pill to swallow i.
|
acı reçete |
|
70 |
Deyim |
a tough pill to swallow i.
|
kabullenmesi zor olan şey |
|
71 |
Deyim |
a tough pill to swallow i.
|
hazmı zor olan durum |
|
72 |
Deyim |
a tough pill to swallow i.
|
yenilir yutulur cinsten olmayan şey |
|
73 |
Deyim |
a tough pill to swallow i.
|
baş etmesi güç olan sorun |
|
74 |
Deyim |
a bitter pill to swallow i.
|
acı reçete |
|
75 |
Deyim |
bitter pill to swallow i.
|
acı reçete |
|
76 |
Deyim |
a bitter pill to swallow i.
|
kişinin kabullenmesi gereken kötü olay |
|
77 |
Deyim |
bitter pill to swallow i.
|
yenilir yutulur olmayan |
|
78 |
Deyim |
pill-in-the-pocket i.
|
yanında ilaç taşıma |
|
79 |
Deyim |
pill-in-the-pocket i.
|
yanında reçeteli ilacını taşıma |
|
80 |
Deyim |
pill-in-the-pocket i.
|
bir belirti olduğunda almak üzere yanında ilaç taşıma |
|
81 |
Deyim |
pill-in-the-pocket i.
|
bir belirti olması halinde almak üzere ilacını cebinde taşıma |
|
82 |
Deyim |
pill-in-the-pocket i.
|
sürekli ilaç taşıma |
|
83 |
Deyim |
pill mill i.
|
uygun olmayan şekilde ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği |
|
84 |
Deyim |
pill mill i.
|
sorumsuzca ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği |
|
85 |
Deyim |
pill mill i.
|
yasa dışı şekilde ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği |
|
86 |
Deyim |
pill mill i.
|
reçetesiz ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği |
|
87 |
Deyim |
poison pill i.
|
yönetimin ele geçirilmesi tehlikesine karşı yönetim kurulunun piyasaya düşük fiyatlı hisseler sunarak yönetimi devralmak isteyen şirketi zarara uğratmak suretiyle uyguladığı bir savunma taktiği |
|
88 |
Deyim |
poison pill i.
|
şirket satın almalarında agresif yatırımcılara karşı şirket sahipleri tarafından şirket yönetimini kaptırmamak için kullanılan bir savunma taktiği |
|
89 |
Deyim |
poison pill i.
|
bir şirketin devralmak için cazip olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi için başvurulan yöntem |
|
90 |
Deyim |
sugar pill i.
|
ilaç içermeyen hap |
|
91 |
Deyim |
sugar pill i.
|
tedavi edici etkisi olmayan hap |
|
92 |
Deyim |
sugar pill i.
|
ilaçmış gibi verilen fonksiyonsuz hap |
|
93 |
Deyim |
sugar pill i.
|
plasebo |
|
94 |
Deyim |
sugar pill i.
|
tıbbi bir özelliği olmayan fakat öyleymiş gibi verilen hap |
|
95 |
Deyim |
a bitter pill i.
|
hazmetmesi zor bir durum |
|
96 |
Deyim |
a bitter pill i.
|
kabul etmesi/kabullenmesi zor bir durum |
|
97 |
Deyim |
a bitter pill i.
|
hazmetmek/kabullenmek zorunda olunan durum |
|
98 |
Deyim |
a bitter pill (for somebody) (to swallow) i.
|
(biri için kabullenmesi) zor bir şey |
|
99 |
Deyim |
a bitter pill (for somebody) (to swallow) i.
|
(biri için sindirmesi) zor bir durum |
|
100 |
Deyim |
a bitter pill (for somebody) (to swallow) i.
|
(biri için kabul etmesi) güç bir durum |
|
101 |
Deyim |
a bitter pill (for somebody) (to swallow) i.
|
(biri için) pek yenilir yutulur şey değil |
|
102 |
Deyim |
gild the pill f.
|
allayıp pullamak |
|
103 |
Deyim |
sweeten the pill f.
|
allayıp pullamak |
|
104 |
Deyim |
sugar-coat the pill f.
|
allayıp pullamak |
|
105 |
Deyim |
sugar the pill f.
|
allayıp pullamak |
|
106 |
Deyim |
sugar the pill f.
|
çirkin olan bir şeyi çekici hale getirmek |
|
107 |
Deyim |
be on the pill f.
|
doğum kontrol hapı kullanmak |
|
108 |
Deyim |
sweeten the pill f.
|
güzel olmayan bir şeyi çekici hale getirmek |
|
109 |
Deyim |
sugar-coat the pill f.
|
göz boyamak |
|
110 |
Deyim |
sugar the pill f.
|
göz boyamak |
|
111 |
Deyim |
gild the pill f.
|
göz boyamak |
|
112 |
Deyim |
sweeten the pill f.
|
göz boyamak |
|
113 |
Deyim |
gild the pill f.
|
güzel olmayan bir şeyi çekici hale getirmek |
|
114 |
Deyim |
sugarcoat a bitter pill f.
|
göz boyamak |
|
115 |
Deyim |
sugarcoat a bitter pill f.
|
kötü bir şeyi/haberi allayıp pullamak |
|
116 |
Deyim |
sugarcoat a bitter pill f.
|
züğürt tesellisi vermek |
|
117 |
Deyim |
sugarcoat a bitter pill f.
|
kötü bir şeyi/haberi katlanılabilir kılmak |
|
118 |
Deyim |
sugarcoat the bitter pill f.
|
göz boyamak |
|
119 |
Deyim |
sugarcoat the bitter pill f.
|
kötü bir şeyi/haberi allayıp pullamak |
|
120 |
Deyim |
sugarcoat the bitter pill f.
|
züğürt tesellisi vermek |
|
121 |
Deyim |
sugarcoat the bitter pill f.
|
kötü bir şeyi/haberi katlanılabilir kılmak |
|
122 |
Deyim |
swallow a bitter pill f.
|
kötü bir olayı/durumu mecburen kabullenmek |
|
123 |
Deyim |
swallow a bitter pill f.
|
bağrına taş basmak |
|
124 |
Deyim |
swallow a bitter pill f.
|
kötü bir olayı/durumu sindirmek |
|
125 |
Deyim |
sugarcoat the pill f.
|
göz boyamak |
|
126 |
Deyim |
sugarcoat the pill f.
|
allayıp pullamak |
|
127 |
Deyim |
sugarcoat the pill f.
|
cazip hale getirmek |
|
Speaking |
|
128 |
Konuşma |
take a chill pill expr.
|
sakin ol |
|
Textile |
|
129 |
Tekstil |
anti-pill s.
|
pilelenmeyen |
|
Medical |
|
130 |
Medikal |
pep pill i.
|
amfetaminli ilaç |
|
131 |
Medikal |
sublingual pill i.
|
dil altı hapı |
|
132 |
Medikal |
abortion pill i.
|
düşük ilacı |
|
133 |
Medikal |
sugar coated pill i.
|
draje |
|
134 |
Medikal |
abortion pill i.
|
düşük hapı |
|
135 |
Medikal |
oral contraceptive pill i.
|
doğum kontrol hapı |
|
136 |
Medikal |
pill taken to prevent pregnancy i.
|
doğumu önleyici hap |
|
137 |
Medikal |
sugar-coated pill i.
|
draje |
|
138 |
Medikal |
a pill for every ill i.
|
her hastalık için bir hap |
|
139 |
Medikal |
small pill i.
|
hapçık |
|
140 |
Medikal |
pep pill i.
|
kuvvet hapı |
|
141 |
Medikal |
small pill i.
|
küçük hap |
|
142 |
Medikal |
travel sickness pill i.
|
(seyahat kaynaklı) mide bulantısı hapı |
|
143 |
Medikal |
multivitamin pill i.
|
birden fazla vitamin içeren hap veya tablet |
|
Pharmaceutics |
|
144 |
Eczacılık |
sugarcoated pill i.
|
draje |
|
145 |
Eczacılık |
pep pill i.
|
enerjiyi artıran ve iştahı azaltan merkezi sinir sistemi uyarıcısı bir ilaç |
|
146 |
Eczacılık |
biphasic pill i.
|
bifazik hap |
|
147 |
Eczacılık |
blue pill i.
|
cıva kütlesi |
|
148 |
Eczacılık |
blue pill i.
|
cıva kütlesi |
|
149 |
Eczacılık |
water pill i.
|
diüretik ilaç |
|
150 |
Eczacılık |
water pill i.
|
idrar söktürücü ilaç |
|
Zoology |
|
151 |
Zooloji |
pill bug i.
|
tespih böceği |
|
Botanic |
|
152 |
Botanik |
pill [dialect] i.
|
meyve kabuğu |
|
153 |
Botanik |
pill [dialect] i.
|
ağaç kabuğu |
|
Ornithology |
|
154 |
Kuşbilim |
pill-willet i.
|
bir tür sahil kuşu |
|
Entomology |
|
155 |
Böcek Bilimi |
pill beetle (byrrhus pilula) i.
|
hapböceği |
|
Slang |
|
156 |
Argo |
boner pill i.
|
ereksiyon hapı |
|
157 |
Argo |
pill line i.
|
ilaç sırası |
|
158 |
Argo |
boner pill i.
|
penis kaldırıcı hap |
|
159 |
Argo |
pill dropper i.
|
hapçı |
|
160 |
Argo |
pill dropper i.
|
hap atan kimse |
|
161 |
Argo |
pill-popper i.
|
hapçı |
|
162 |
Argo |
pill-popper i.
|
hap atan kimse |
|
163 |
Argo |
pill-popper i.
|
sık hap alan kimse |
|
164 |
Argo |
pill-popper i.
|
alışkanlık halinde hap alan kişi |
|
165 |
Argo |
pill-popper i.
|
gerekli gereksiz hap yutan kimse |
|
166 |
Argo |
pill freak i.
|
hap bağımlısı |
|
167 |
Argo |
pill freak i.
|
hapçı |
|
168 |
Argo |
pill freak i.
|
papikçi |
|
169 |
Argo |
pill freak i.
|
düğmeci |
|
170 |
Argo |
pill peddler [uk/australia] i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
171 |
Argo |
pill peddler [uk/australia] i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
172 |
Argo |
pill popper i.
|
hapçı |
|
173 |
Argo |
pill popper i.
|
hap atan kimse |
|
174 |
Argo |
pill popper i.
|
hap bağımlısı |
|
175 |
Argo |
pill popper i.
|
sürekli hap içen kimse |
|
176 |
Argo |
pill popper i.
|
papikçi |
|
177 |
Argo |
pill-popper i.
|
hapçı |
|
178 |
Argo |
pill-popper i.
|
hap atan kimse |
|
179 |
Argo |
pill-popper i.
|
hap bağımlısı |
|
180 |
Argo |
pill-popper i.
|
sürekli hap içen kimse |
|
181 |
Argo |
pill-popper i.
|
papikçi |
|
182 |
Argo |
pill-dropper i.
|
hapçı |
|
183 |
Argo |
pill-dropper i.
|
hap atan kimse |
|
184 |
Argo |
pill-dropper i.
|
hap bağımlısı |
|
185 |
Argo |
pill-dropper i.
|
sürekli hap içen kimse |
|
186 |
Argo |
pill-dropper i.
|
papikçi |
|
187 |
Argo |
pill pusher [uk/australia] i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
188 |
Argo |
pill pusher [uk/australia] i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
189 |
Argo |
pill roller [uk/australia] i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
190 |
Argo |
pill roller [uk/australia] i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
191 |
Argo |
red pill i.
|
zorluklarına rağmen gerçeklerle yüzleşmeyi seçme |
|
192 |
Argo |
red pill i.
|
zorluklarına rağmen gerçeklerden haberdar olma tercihi |
|
193 |
Argo |
red pill i.
|
gerçekleri görme tercihi |
|
194 |
Argo |
red pill i.
|
kırmızı hapı alma/yutma |
|
195 |
Argo |
red pill i.
|
sert erkek |
|
196 |
Argo |
red pill i.
|
maskülen özellikleri baskın erkek |
|
197 |
Argo |
red pill i.
|
kadın/feminizm düşmanı maço erkek |
|
198 |
Argo |
red pill i.
|
kadın/feminizm karşıtı maço erkek |
|
199 |
Argo |
red pill i.
|
baskın erkek |
|
200 |
Argo |
a chill pill i.
|
sakinlik |
|
201 |
Argo |
a chill pill i.
|
soğukkanlılık |
|
202 |
Argo |
pill-peddler i.
|
eczacı |
|
203 |
Argo |
pill-peddler i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
204 |
Argo |
pill-peddler i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
205 |
Argo |
pill-pusher i.
|
eczacı |
|
206 |
Argo |
pill-pusher i.
|
hekim |
|
207 |
Argo |
pill-pusher i.
|
doktor |
|
208 |
Argo |
pill-pusher i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
209 |
Argo |
pill-pusher i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
210 |
Argo |
pill-roller i.
|
eczacı |
|
211 |
Argo |
pill-roller i.
|
hekim |
|
212 |
Argo |
pill-roller i.
|
doktor |
|
213 |
Argo |
pill-roller i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
214 |
Argo |
pill-roller i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
215 |
Argo |
pill-peddler i.
|
eczacı |
|
216 |
Argo |
pill-peddler i.
|
hekim |
|
217 |
Argo |
pill-peddler i.
|
doktor |
|
218 |
Argo |
pill-peddler i.
|
ilaç yazma yetkisi olan hekim |
|
219 |
Argo |
pill-peddler i.
|
ilaç veren/verebilen hekim |
|
220 |
Argo |
pill pusher i.
|
her şeye ilaç yazan doktor |
|
221 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
sakin ol |
|
222 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
gevşe |
|
223 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
salla |
|
224 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
boş ver |
|
225 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
takma kafana |
|
226 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
boş ver ya |
|
227 |
Argo |
take a chill pill expr.
|
aldırma |
|
228 |
Argo |
on the pill expr.
|
doğum kontrol hapı kullanan |
|
British Slang |
|
229 |
İngiliz Argosu |
pill-head i.
|
hap takılan tip |
|
230 |
İngiliz Argosu |
pill-head i.
|
hapçı |
|
231 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
hap atmak |
|
232 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
eks atmak |
|
233 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
haplanmak |
|
234 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
hap çakmak |
|
235 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
eks takılmak |
|
236 |
İngiliz Argosu |
pill it f.
|
pıt atmak |
|
Modern Slang |
|
237 |
Modern Argo |
a pill i.
|
sinir bozucu kimse |
|
238 |
Modern Argo |
a pill i.
|
gıcık kimse |
|
239 |
Modern Argo |
a pill i.
|
rahatsızlık veren kimse |
|
240 |
Modern Argo |
a pill i.
|
uyuz kimse |
|