İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | stray s. | başıboş | ||
Tom was bitten by a stray dog. Tom başıboş bir köpek tarafından ısırıldı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | stray i. | sürüden ayrılan hayvan | ||
He sees himself as a stray but the truth is he is just alone. Kendini sürüden ayrılan hayvan gibi görüyor ama aslında sadece yalnız biri. More Sentences |
||||
Genel | stray i. | sokak kedisi | ||
That cat looks like a stray, we should give him some food. Bu kedi bir sokak kedisine benziyor, ona biraz yiyecek vermeliyiz. More Sentences |
||||
Genel | stray f. | sapmak | ||
Stay on the line and avoid straying from it! Çizgi üzerinde kalın ve hiç sapmayın! More Sentences |
||||
Genel | stray f. | doğru yoldan sapmak | ||
My favourite TV series tells the story of a chemistry teacher who strays and becomes a drugs producer. En sevdiğim TV dizisi, doğru yoldan saparak uyuşturucu üreticisi olan bir kimya öğretmenini anlatıyor. More Sentences |
||||
Genel | stray f. | (göz) kaymak | ||
A guilty person's eyes always stray to the exit door of the court. Suçlu bir insanın gözleri her zaman mahkemenin çıkış kapısına kayar. More Sentences |
||||
Genel | stray s. | serseri (kurşun) | ||
A seven years old boy was shot by a stray bullet but luckily, he survived it. Yedi yaşında bir çocuk serseri bir kurşunla vuruldu ama neyse ki hayatta kaldı. More Sentences |
||||
Genel | stray s. | sokak (hayvanı) | ||
I want to adopt a stray dog. Bir sokak köpeği sahiplenmek istiyorum. More Sentences |
||||
Genel | stray i. | başıboş hayvan | ||
Genel | stray i. | kaybolmuş kimse | ||
Genel | stray i. | cızırtı | ||
Genel | stray i. | kaybolmuş hayvan | ||
Genel | stray i. | kaybolmuş çocuk | ||
Genel | stray i. | parazit | ||
Genel | stray i. | doğal habitatı dışında bulunan canlı | ||
Genel | stray i. | mevsimi dışında görülen bitki | ||
Genel | stray i. | sokak köpeği | ||
Genel | stray f. | yolunu kaybetmek | ||
Genel | stray f. | ayrılmak | ||
Genel | stray f. | dolaşmak | ||
Genel | stray f. | yoldan sapmak | ||
Genel | stray f. | başıboş dolaşmak | ||
Genel | stray f. | gezinmek | ||
Genel | stray f. | parazit yapmak | ||
Genel | stray f. | yolunu yitirmek | ||
Genel | stray f. | uzaklaşmak | ||
Genel | stray f. | pis işlere bulaşmak | ||
Genel | stray f. | ahlaksız işler yapmak | ||
Genel | stray f. | günah işlemek | ||
Genel | stray f. | yanılgıya düşmek | ||
Genel | stray f. | şeytana uymak | ||
Genel | stray f. | hata yapmak | ||
Genel | stray f. | radikal düşünceleri olmak | ||
Genel | stray f. | radikal sözler söylemek | ||
Genel | stray f. | alışılmışın dışında düşünmek | ||
Genel | stray f. | alışılmışın dışında sözler sarf etmek | ||
Genel | stray f. | özgün düşünmek | ||
Genel | stray f. | farklı düşünmek | ||
Genel | stray f. | özgün şeyler söylemek | ||
Genel | stray f. | konudan kopmak | ||
Genel | stray f. | yaygın düşünceden uzaklaşmak | ||
Genel | stray s. | yolunu kaybetmiş | ||
Genel | stray s. | parazitli | ||
Genel | stray s. | serseri | ||
Genel | stray s. | rastgele | ||
Genel | stray s. | tek tük | ||
Genel | stray s. | rasgele | ||
Genel | stray s. | kayıp | ||
Genel | stray s. | tesadüfi | ||
Genel | stray s. | kaybolmuş (çocuk/hayvan) | ||
Genel | stray s. | sahipsiz | ||
Genel | stray s. | savrulmuş | ||
Genel | stray s. | etrafa saçılmış | ||
Genel | stray s. | etrafa yayılmış | ||
Genel | stray s. | kullanışsız | ||
Genel | stray s. | amaçsız | ||
Genel | stray s. | bir amaca hizmet etmeyen | ||
Genel | stray s. | istenmeyen | ||
Genel | stray s. | gereksiz | ||
Genel | stray s. | çalakalem yazılmış | ||
Genel | stray s. | öylesine karalanmış | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | stray i. | salma gezen | ||
Konuşma Dili | stray f. | salma gezmek | ||
Technical | ||||
Teknik | stray i. | cızırtı | ||
Teknik | stray i. | parazit | ||
Teknik | stray i. | petrol kuyusu açılırken karşılaşılan beklenmedik oluşum | ||
Teknik | stray f. | parazit yapmak | ||
Electric | ||||
Elektrik | stray i. | parazitik etki | ||
Elektrik | stray i. | parazitik elektrik akımı | ||
Elektrik | stray i. | parazit yaratan elektrik dalgası | ||
Radio | ||||
Radyo | stray i. | statik elektrik | ||
Radyo | stray i. | telsiz paraziti | ||
Radyo | stray s. | istenmeyen | ||
Radyo | stray s. | arzu edilmeyen | ||
Radyo | stray s. | tercih edilmeyen | ||
Chemistry | ||||
Kimya | stray i. | kaçak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | stray i. | yoldan çıkma | ||
Eski Kullanım | stray i. | kötü yola düşme | ||
Eski Kullanım | stray i. | baştan çıkma | ||
Eski Kullanım | stray i. | gezinme | ||
Eski Kullanım | stray i. | dolanma | ||
Eski Kullanım | stray i. | gezinti | ||
Eski Kullanım | stray f. | yoldan saptırmak | ||
Eski Kullanım | stray f. | kötü yola düşürmek | ||
Eski Kullanım | stray f. | günah işletmek | ||
Eski Kullanım | stray f. | gezinmek | ||
Eski Kullanım | stray f. | dolaşmak |