|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
ölümcül şekilde |
mortally zf.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
ölümcül zaaf |
achilles' heel i.
|
|
3 |
Genel |
ölümcül hastaların ölene kadar bakıldığı bakımevi |
hospice i.
|
|
4 |
Genel |
ölümcül olaylar |
fatalities i.
|
|
5 |
Genel |
ölümcül karşılaşma |
deadly encounter i.
|
|
6 |
Genel |
ölümcül sessizlik |
deathly silence i.
|
|
7 |
Genel |
ölümcül kaza |
fatal accident i.
|
|
8 |
Genel |
ölümcül hata |
non recoverable error i.
|
|
9 |
Genel |
ölümcül darbe |
fatal blow i.
|
|
10 |
Genel |
ölümcül darbe |
knockdown i.
|
|
11 |
Genel |
ölümcül patlama |
fatal explosion i.
|
|
12 |
Genel |
ölümcül bir silah |
a deadly weapon i.
|
|
13 |
Genel |
ölümcül/ciddi yara |
fatal wound i.
|
|
14 |
Genel |
ölümcül/ciddi yara |
mortal wound i.
|
|
15 |
Genel |
ölümcül olma |
deadliness i.
|
|
16 |
Genel |
ölümcül günah |
mortal sin i.
|
|
17 |
Genel |
ölümcül günah |
deadly sin i.
|
|
|
18 |
Genel |
ölümcül günah |
capital sin i.
|
|
19 |
Genel |
ölümcül kusur |
fatal flaw i.
|
|
20 |
Genel |
ölümcül saldırı |
deadly attack i.
|
|
21 |
Genel |
ölümcül fırtına |
fatal storm i.
|
|
22 |
Genel |
ölümcül hastalık |
fatal disease i.
|
|
23 |
Genel |
ölümcül sır |
deadly secret i.
|
|
24 |
Genel |
ölümcül yaralanma |
bane i.
|
|
25 |
Genel |
ölümcül yıkım |
bane i.
|
|
26 |
Genel |
ölümcül hastalık sebebiyle hayat sigortası poliçesini satan ya da satmaya hazırlanan kimse |
viator i.
|
|
27 |
Genel |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
man-of-war i.
|
|
28 |
Genel |
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
portuguese man-of-war i.
|
|
29 |
Genel |
ölümcül olma |
malignity i.
|
|
30 |
Genel |
ölümcül karışım |
witches brew i.
|
|
31 |
Genel |
ölümcül darbe |
whammy i.
|
|
32 |
Genel |
ölümcül olma |
fatalness i.
|
|
33 |
Genel |
(ölümcül günahlardan biri olarak) başkasının başarısına kin besleme |
invidia i.
|
|
34 |
Genel |
ölümcül hata |
original sin i.
|
|
35 |
Genel |
ölümcül hata |
foul-up i.
|
|
36 |
Genel |
ölümcül (hastalık) |
terminal s.
|
|
37 |
Genel |
ölümcül olarak |
deathly s.
|
|
38 |
Genel |
ölümcül hastalığın son aşamasına ait |
terminal s.
|
|
39 |
Genel |
ölümcül olmayan |
nonfatal s.
|
|
40 |
Genel |
50 – 100 vaka arasından ölümcül olan |
semilethal s.
|
|
41 |
Genel |
ölümcül/ciddi yaralı |
fatally wounded s.
|
|
42 |
Genel |
ölümcül/ciddi yaralı |
mortally wounded s.
|
|
43 |
Genel |
ölümcül hasta |
deadly ill s.
|
|
44 |
Genel |
ölümcül hasta |
violently ill s.
|
|
45 |
Genel |
ölümcül hastalığı olan bir poliçe sahibinin bir sigorta poliçesinin satışından elde ettiği nakit para ile ilgili |
viatical s.
|
|
46 |
Genel |
gizemli, insanüstü ve potansiyel olarak ölümcül bir güçle dolu olan |
holy s.
|
|
47 |
Genel |
ölümcül (hastalık) |
desinential s.
|
|
48 |
Genel |
tehlikeli veya ölümcül bir şekilde çekici |
circean s.
|
|
49 |
Genel |
ölümcül derecede |
terminally zf.
|
|
50 |
Genel |
ölümcül biçimde |
fatally zf.
|
|
51 |
Genel |
ölümcül şekilde |
mortal [dialect] zf.
|
|
52 |
Genel |
ölümcül günah yoluyla |
mortally zf.
|
|
53 |
Genel |
ölümcül şekilde |
fatally zf.
|
|
54 |
Genel |
ölümcül bir şekilde |
fatefully zf.
|
|
Phrasals |
|
55 |
Öbek Fiiller |
için ölümcül olmak |
murder on f.
|
|
Colloquial |
|
56 |
Konuşma Dili |
ölümcül kalp krizi |
the big one i.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
ölümcül silah |
lethal weapon i.
|
|
|
58 |
Konuşma Dili |
ölümcül bir kalp krizi |
a fatal heart attack i.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
ölümcül kaza yapmaya meyilli şoförün kullandığı motosiklet |
donorcycle i.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
ölümcül bir hastalığa yakalanmak |
be dying of (something) f.
|
|
Idioms |
|
61 |
Deyim |
ölümcül cazibe |
fatal attraction i.
|
|
62 |
Deyim |
ölümcül cazibe |
fatal attraction i.
|
|
63 |
Deyim |
ölümcül veya feci sonuçlar doğuran hareket |
kiss of death i.
|
|
64 |
Deyim |
ölümcül veya feci sonuçlar doğuran ilişki |
kiss of death i.
|
|
65 |
Deyim |
ölümcül hız |
a killing pace i.
|
|
66 |
Deyim |
ölümcül şey |
king of terrors i.
|
|
67 |
Deyim |
ölümcül şey |
widow maker i.
|
|
68 |
Deyim |
ölümcül bir hata yapmak |
split on a rock f.
|
|
69 |
Deyim |
ölümcül bir hastalıktan kurtulmak |
be off the danger list f.
|
|
70 |
Deyim |
ölümcül bir hastalığa yakalanmak |
be on the danger list f.
|
|
71 |
Deyim |
ölümcül bir hastalıktan kurtulmak |
be off the danger list f.
|
|
72 |
Deyim |
ölümcül derecede soğuk algınlığına yakalanmak |
catch your death f.
|
|
73 |
Deyim |
ölümcül derecede soğuk algınlığına yakalanmak |
catch your death (of cold) f.
|
|
74 |
Deyim |
ölümcül bir darbe vurmak |
deal a death blow f.
|
|
75 |
Deyim |
ölümcül hasta |
sick unto death s.
|
|
76 |
Deyim |
ölümcül derecede güzel/hoş |
it's to die expr.
|
|
77 |
Deyim |
ölümcül derecede güzel |
it's to die for expr.
|
|
Law |
|
78 |
Hukuk |
ölümcül istismar |
fatal abuse i.
|
|
79 |
Hukuk |
ölümcül silah |
deadly weapon i.
|
|
80 |
Hukuk |
ölümcül silah |
dangerous weapon i.
|
|
81 |
Hukuk |
ölümcül hastalık halinde yaşamı uzatmak için alınacak tıbbi önlemleri reddetme hakkı |
right to die i.
|
|
82 |
Hukuk |
ölümcül hasta veya komada olan kimsenin hayatta tutulmayı reddetme hakkını savunan |
right-to-die s.
|
|
Insurance |
|
83 |
Sigortacılık |
ölümcül hastalığı olan bir poliçe sahibinin bir sigorta poliçesinin satışından elde ettiği nakit para |
viatical settlement i.
|
|
84 |
Sigortacılık |
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma |
viatication i.
|
|
85 |
Sigortacılık |
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma |
viaticus i.
|
|
86 |
Sigortacılık |
ölümcül hastalığı olan kişinin sahip olduğu sigorta poliçesini satması |
viatical settlement i.
|
|
87 |
Sigortacılık |
ölümcül hastalığı olan kişinin sahip olduğu sigorta poliçesini satması |
viaticus settlement i.
|
|
Technical |
|
88 |
Teknik |
ölümcül bir biçimde |
terminally zf.
|
|
Computer |
|
89 |
Bilgisayar |
ölümcül hata |
fatal error i.
|
|
90 |
Bilgisayar |
ölümcül arıza |
cataleptic failure i.
|
|
91 |
Bilgisayar |
ölümcül hata |
non-recoverable error i.
|
|
Medical |
|
92 |
Medikal |
ölümcül hastalığa yakalanmış hasta |
terminally ill i.
|
|
93 |
Medikal |
ölümcül hasta ve ölümcül hastalıklardan kurtulanlarla ilgilenen tıp ve psikiyatri dalları |
thanatology i.
|
|
94 |
Medikal |
stafilokokla ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) enfeksiyondan kaynaklanan bir sendrom |
toxic shock i.
|
|
95 |
Medikal |
en az ölümcül doz |
lfd (least fatal dose of toxin) i.
|
|
96 |
Medikal |
geç ölümcül nüks |
late fatal recurrence i.
|
|
97 |
Medikal |
ortalama ölümcül doz |
ld50 (median lethal dose) i.
|
|
98 |
Medikal |
opyum(afyon) aşırı (ölümcül) dozu |
opioid overdose i.
|
|
99 |
Medikal |
ölümcül yaralanma |
fatal injury i.
|
|
100 |
Medikal |
ölümcül bir hastalığın son evresi |
end stage disease i.
|
|
101 |
Medikal |
ölümcül hastalık |
malignant disease i.
|
|
102 |
Medikal |
ölümcül enfeksiyon |
lethal infection i.
|
|
103 |
Medikal |
ölümcül doz |
ld (lethal dose) i.
|
|
104 |
Medikal |
ölümcül kanser |
terminal cancer i.
|
|
105 |
Medikal |
Ölümcül ailesel uykusuzluk hastalığı |
fatal familial insomnia i.
|
|
106 |
Medikal |
ölümcül hastalık |
terminal illness i.
|
|
107 |
Medikal |
ölümcül etki |
fatal effect i.
|
|
108 |
Medikal |
ölümcül bir komplikasyon |
a fatal complication i.
|
|
109 |
Medikal |
ölümcül kalp krizi |
massive heart attack i.
|
|
110 |
Medikal |
sol koroner arterin ölümcül tıkanıklığa neden olabilecek dalı |
widow-maker i.
|
|
111 |
Medikal |
tecrit edilmiş bir topluluktaki ölümcül hasta veya yaralıları hastaneye ulaştırmak için hava aracı ile yapılan sefer |
mercy flight i.
|
|
112 |
Medikal |
ölümcül doz |
fd (fatal dose) i.
|
|
113 |
Medikal |
ölümcül ve kalıtsal bir akdeniz anemisi türü |
cooley's anaemia i.
|
|
114 |
Medikal |
ölümcül ve kalıtsal bir akdeniz anemisi türü |
cooley's anemia i.
|
|
115 |
Medikal |
fatal/ölümcül seyretmek |
show a fatal course f.
|
|
116 |
Medikal |
ölümcül olmayan |
nonmortal s.
|
|
117 |
Medikal |
erken çocukluk döneminde ölümcül olan |
lethal in early childhood s.
|
|
118 |
Medikal |
ölümcül olmayan |
non fatal s.
|
|
119 |
Medikal |
ölümcül olmayan |
nonfatal s.
|
|
120 |
Medikal |
ölümcül olmayan (doz, miktar, madde) |
unlethal s.
|
|
Psychology |
|
121 |
Psikoloji |
ölümcül hastalık |
terminal illness i.
|
|
Pathology |
|
122 |
Patoloji |
homozigot talaseminin ölümcül bir formu olan, hemoglobinin hatalı olarak sentezlenmesinden kaynaklanan kalıtsal anemi hastalığı |
thalassaemia major i.
|
|
123 |
Patoloji |
göğüs kafesinden bitişik olan ikizlerin sahip olduğu ölümcül cenin bozukluğu |
thoracopagus i.
|
|
124 |
Patoloji |
ortamda stafilokok varlığı ile ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) olabilen bir enfeksiyondan kaynaklanan sendrom |
toxic shock i.
|
|
125 |
Patoloji |
şiddetli veya ölümcül bir vaksiniya |
vaccinia gangrenosa i.
|
|
126 |
Patoloji |
şiddetli veya ölümcül bir vaksiniya |
progressive vaccinia i.
|
|
127 |
Patoloji |
hastalığın tedaviye yanıt vermeyen ilerleyici ve ölümcül evresi |
malignance i.
|
|
128 |
Patoloji |
özellikle yaylak sığırlarında belirli aralıklarla görülen, birtakım iltihap oluşturan bakterilerden kaynaklanan ve ölümcül olabilen kronik ve ilerleyici bir mastitis |
summer mastitis i.
|
|
129 |
Patoloji |
yeşil maymunlarda görülen ve insanlara da bulaşabilen, ölümcül olabilen bir virüs hastalığı |
marburg disease i.
|
|
130 |
Patoloji |
yeşil maymunlarda görülen ve insanlara da bulaşabilen, ölümcül olabilen bir virüs hastalığı |
green monkey disease i.
|
|
131 |
Patoloji |
çocuklarda meydana gelen ölümcül bir bağırsak enfeksiyonu |
cholera infantum i.
|
|
132 |
Patoloji |
domuzlara özgü oldukça bulaşıcı ölümcül viral bir hastalık |
classical swine fever i.
|
|
133 |
Patoloji |
domuzlara özgü oldukça bulaşıcı ölümcül viral bir hastalık |
classic swine fever i.
|
|
Veterinary |
|
134 |
Veterinerlik |
yeni doğan kuzularda ayakların soyulmasına ve tırnak düşmesine sebep olan ölümcül bir hastalık |
redfoot i.
|
|
135 |
Veterinerlik |
koyun, at ve sığırlarda görülen çok bulaşıcı ve ölümcül bir hastalık |
charbon i.
|
|
136 |
Veterinerlik |
sahraaltı afrika'daki ehli hayvanlara çeçe sinekleriyle bulaşan ateşli ve ölümcül bir hastalık |
nagana i.
|
|
137 |
Veterinerlik |
sahraaltı afrika'sında evcil hayvanların yakalandığı ölümcül bir hastalık |
n'gana i.
|
|
138 |
Veterinerlik |
büyükbaş hayvanlarda görülen ölümcül bir zehirlenme |
tires i.
|
|
139 |
Veterinerlik |
büyükbaş hayvanlarda görülen ölümcül bir zehirlenme |
tremble i.
|
|
140 |
Veterinerlik |
büyükbaş hayvanlarda görülen ölümcül bir zehirlenme |
trembles i.
|
|
141 |
Veterinerlik |
civciv ve hindilerde meydana gelen akut ve ölümcül bir solunum hastalığı |
brooder pneumonia i.
|
|
142 |
Veterinerlik |
civciv ve hindilerde meydana gelen akut ve ölümcül bir solunum hastalığı |
aspergillosis i.
|
|
143 |
Veterinerlik |
ördeklerde görülen ölümcül bir bakteriyel hastalık |
keel i.
|
|
144 |
Veterinerlik |
hayvanlardan insanlara da geçme ihtimali bulunan, çabuk bulaşan ölümcül bir bakteriyel hayvan hastalığı |
malleus i.
|
|
145 |
Veterinerlik |
koyunlarda görülen bakteri kaynaklı ölümcül bir ödem |
braxy i.
|
|
146 |
Veterinerlik |
bulaşıcı ve genellikle ölümcül bir tavşan hastalığı |
myxo i.
|
|
147 |
Veterinerlik |
bulaşıcı ve genellikle ölümcül bir tavşan hastalığı |
myxomatosis i.
|
|
148 |
Veterinerlik |
yumurtadan yeni çıkmış civcivlerde ölümcül bir enfeksiyon |
omphalitis i.
|
|
149 |
Veterinerlik |
tavşanlarda görülen ölümcül bir nazofaringeal hastalık |
distemper i.
|
|
150 |
Veterinerlik |
sığır ve koyunlarda görülen ölümcül bir kan zehirlenmesi |
shipping pneumonia i.
|
|
Chemistry |
|
151 |
Kimya |
ölümcül olmayan etmen |
non-lethal agent i.
|
|
Biology |
|
152 |
Biyoloji |
yarı ölümcül bir mutasyon türü |
semilethal i.
|
|
153 |
Biyoloji |
(mutasyonlu gen) yarı ölümcül |
semilethal s.
|
|
Biochemistry |
|
154 |
Biyokimya |
insanlarda ve atlarda ölümcül nezle benzeri hastalığa neden olan bir virüs |
hendra i.
|
|
Marine Biology |
|
155 |
Deniz Biyolojisi |
ölümcül doz |
lethal dose i.
|
|
156 |
Deniz Biyolojisi |
siyanobakterilerce üretilen ve su habitatı için ölümcül bir nörotoksin |
anatoxin i.
|
|
157 |
Deniz Biyolojisi |
kamçılı istilasından kaynaklı ve genellikle ölümcül olan bir tatlı su balığı hastalığı |
costiasis i.
|
|
158 |
Deniz Biyolojisi |
soktuğunda ölümcül olabilen deniz anası benzeri bir canlı cinsi |
physalia i.
|
|
159 |
Deniz Biyolojisi |
soktuğunda ölümcül olabilen deniz anası benzeri bir canlı cinsi |
genus physalia i.
|
|
Zoology |
|
160 |
Zooloji |
ölümcül ısırığı sebebiyle korkulan, ilk evresinde açık yeşil renk olup sonra siyah renge bürünen güney afrika'ya özgü bir yılan |
eastern green mamba (dendraspis angusticeps) i.
|
|
Botanic |
|
161 |
Botanik |
lalelere ölümcül düzeyde zarar veren bir küf |
bulb rot (botrytis tulipae) i.
|
|
162 |
Botanik |
lalelere ölümcül düzeyde zarar veren bir küf |
tulip mold i.
|
|
163 |
Botanik |
ölümcül zehirli ve büyük şapkalı bir mantar |
livid pingill (entoloma sinuatum) i.
|
|
164 |
Botanik |
ölümcül zehirli ve büyük şapkalı bir mantar |
entoloma lividum i.
|
|
165 |
Botanik |
yeni zelanda'ya özgü, temas edildiğinde acı veren ve ölümcül olabilen bir ısırgan otu |
ongaonga (urtica ferox) i.
|
|
Religious |
|
166 |
Dini |
hıristiyanlık inancına göre yedi ölümcül günahtan her biri |
cardinal sin i.
|
|
167 |
Dini |
yedi ölümcül günah |
capital vices i.
|
|
168 |
Dini |
yedi ölümcül günah |
cardinal sins i.
|
|
169 |
Dini |
yedi ölümcül günah |
seven deadly sins i.
|
|
170 |
Dini |
yedi ölümcül günah |
deadly sins i.
|
|
Environment |
|
171 |
Çevre |
ortalama ölümcül doz |
mean lethal dose i.
|
|
Meteorology |
|
172 |
Meteoroloji |
ölümcül kasırga |
fatal tornado i.
|
|
173 |
Meteoroloji |
ölümcül kasırga |
fatal hurricane i.
|
|
Military |
|
174 |
Askeri |
ölümcül güç |
deadly force i.
|
|
175 |
Askeri |
ölümcül kuvvet |
deadly force i.
|
|
176 |
Askeri |
oldukça ölümcül bir kimyasal savaş ajanı |
vx gas i.
|
|
177 |
Askeri |
ölümcül silah |
doomsday weapon i.
|
|
Hunting |
|
178 |
Silah/Atıcılık |
ölümcül silah |
equalizer i.
|
|
179 |
Silah/Atıcılık |
ölümcül silah |
equaliser i.
|
|
Cinema |
|
180 |
Sinema |
ölümcül makineler |
mortal engines i.
|
|
Mythology |
|
181 |
Mitoloji |
arthur efsanesine göre kral arthur'un ölümcül olarak yaralandığı savaş |
camlan i.
|
|
182 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) ölümlüleri ölümcül kaderlerine sürükleyen, yaklaşan kıyametin kişiselleştirilmiş ruhu |
moros i.
|
|
Abbreviation |
|
183 |
Kısaltma |
stafilokokla ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) enfeksiyondan kaynaklanan bir sendrom |
tss (toxic shock syndrome) i.
|
|
Archaic |
|
184 |
Eski Kullanım |
ölümcül şekilde |
deadly zf.
|
|
Reptiles |
|
185 |
Sürüngenler |
avustralya'ya özgü demansia ve denisonia cinslerinden olan zehirli ancak ölümcül olmayan birkaç küçük yılan türünden biri |
whip snake i.
|
|
186 |
Sürüngenler |
üzerinde baklava biçimli desenler olan büyük ve ölümcül bir çıngıraklı yılan |
diamondback rattlesnake i.
|
|
187 |
Sürüngenler |
üzerinde baklava biçimli desenler olan büyük ve ölümcül bir çıngıraklı yılan |
crotalus adamanteus i.
|
|
Entomology |
|
188 |
Böcek Bilimi |
balkanlar'a özgü, çocuklar veya hayvanlar için ölümcül olabilen bir kara sinek |
columbatz fly (simulium columbatczense) i.
|
|
Slang |
|
189 |
Argo |
ölümcül silah |
equalizer i.
|
|
190 |
Argo |
ölümcül silah |
equaliser i.
|
|
British Slang |
|
191 |
İngiliz Argosu |
sessiz ama ölümcül (genellikle osuruk için kullanılır) |
silent but violent s.
|
|
192 |
İngiliz Argosu |
sessiz ama ölümcül (genellikle osuruk için kullanılır) |
silent but deadly s.
|
|
Modern Slang |
|
193 |
Modern Argo |
ölümcül çekim |
a fatal attraction i.
|
|
Star Wars |
|
194 |
Star Wars |
ölümcül laigrek |
deadly laigrek i.
|
|
195 |
Star Wars |
ölümcül-kanat |
kill-wing i.
|
|