vital - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

vital

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"vital" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
vital s. yaşamsal
vital s. çok önemli
vital s. hayati
vital s. yaşayan
General
vital s. can alıcı
vital s. ehemmiyetli
vital s. hayat dolu
vital s. hayati önem taşıyan
vital s. dirimsel
vital s. canlı
vital s. öldürücü
vital s. yaşayan
vital s. önemli
vital s. yaşamsal önemde
vital s. çok gerekli
vital s. yaşam için gerekli
vital s. çok önemli
vital s. hayati
vital s. esaslı
vital s. son derece önemli
vital s. gerekli
vital s. mecburi
vital s. hayati öneme sahip
vital s. elzem
vital s. zaruri
vital s. yaşamsal öneme sahip
vital s. ölümcül
Law
vital s. hayati önemi haiz
Technical
vital s. çok önemli
vital s. yaşam destekleyici
Medical
vital s. hayati
Psychology
vital s. yaşamsal

"vital" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 101 sonuç

İngilizce Türkçe
General
vital organ i. hayati organ
vital need i. zorunlu ihtiyaç
vital point i. düğüm noktası
vital statistics i. doğum ve ölüm istatistikleri
vital point i. can damarı
vital point i. bamteli
vital statistics i. hayati istatistikler
vital zone i. hayati bölge
vital record i. doğum ve ölüm kaydı
vital record i. nüfus kayıt örneği
vital point of a matter i. bam teli
vital capacity i. nefes gücü
vital necessity i. yaşamsal gereksinim
vital danger i. yaşam tehlikesi
vital danger i. hayat tehlikesi
vital function i. hayati fonksiyon
vital factor i. hayati faktör
vital importance i. hayati önem
vital functions i. hayati fonksiyonlar
vital activity i. yaşamsal aktivite
vital activity i. yaşamsal faaliyet
a vital role i. büyük bir rol
a vital role i. hayati bir rol
a vital role i. önemli bir rol
vital functions i. yaşamsal fonksiyonlar
vital part i. hayati önemde kısım
vital part i. hayati önem taşıyan bölüm
vital part i. hayati önemde kısım/bölüm
vital part i. hayati parça
vital liquid i. yaşamsal sıvı
vital influence i. hayati etki
vital principle i. yaşama gücü
vital principle i. yaşama enerjisi
vital principle i. hayat enerjisi
vital sign i. hayati bulgu
be of vital importance f. hayati önemde olmak
be of vital importance f. hayati önem taşımak
be of vital importance f. hayati önem arzetmek
most vital s. en yaşamsal
in a vital way zf. önemle
in a vital way zf. hayati bir tarzda
Colloquial
vital statistics i. bir kişinin vücut ölçüleri
Trade/Economic
vital factor i. hayati faktör
vital statistics i. hayati istatistikler
play a vital role f. başrol oynamak
Politics
principle of vital interest i. ali menfaatler ilkesi
vital interest i. hayati çıkar
vital few i. nitelikli azınlık
principle of vital interest i. yüce menfaatler ilkesi
Technical
vital functions i. dirimsel işlevler
vital capacity i. dirimsel sığa
vital information display system i. önemli bilgi ekranı
vital force i. yaşama gücü
Medical
defects in diffusing and vital capacity i. diffüzyon ve vital kapasite bozuklukları
vital signs i. hayati belirtiler
vital signs i. hayati bulgular
vital sign i. yaşamsal belirti
vital amputation i. vital amputasyon
vital signs i. yaşam bulguları
vital capacity maneuver i. vital kapasite manevrası
vital functions i. yaşamsal fonksiyonlar
vc (vital capacity) i. vital kapasite
vital signs i. yaşamsal bulgular
vital functions i. yaşamsal işlevler
vital tumour cells i. vital tümör hücreleri
vital statistics i. yaşam istatistikleri
vital sign i. yaşam belirtisi
play a vital role f. yaşamsal rol oynamak
vsa (vital signs absent) expr. ölmüş
vsa (vital signs absent) expr. ölü
vsa (vital signs absent) expr. ex olmuş
Anatomy
vital organ i. hayati organ
Psychology
vital capacity i. hayati kapasite
vital statistics i. nüfus istatistikleri
vital signs i. yaşam belirtileri
Dentistry
vital tooth i. canlı diş
Physiology
vital capacity i. soluk kapasitesi
Statistics
vital statistics i. doğum ve ölüm istatistikleri
vital statistics i. hayat istatistikleri
vital statistics i. nüfus hareketliliği istatistikleri
Chemistry
vital air [obsolete] i. oksijen
Biology
vital actions i. hayatsal etkinlikler
vital reactions i. hayatsal tepkiler
vital resistance i. yaşama direnci
élan vital i. henri bergson tarafından organizmaların evrimi ve gelişimine neden olduğu öne sürülen kuramsal güç
vital staining i. canlı hücrelerin zehirli olmayan boyalarla boyanması
electro-vital s. canlı organizmalardaki elektriksel olaylardan kaynaklanan
electro-vital s. elektro-canlıcılığa bağlı
Marine Biology
vital rates i. canlı oranı
Botanic
vital vessels [obsolete] i. bitki sütü tüpleri
Philosophy
élan vital i. yaşama coşkusu
élan vital i. yaşam atılımı
élan vital i. henri bergson tarafından yaşamın canlılığını belirmek için ortaya atılan bir kavram
Environment
non-vital plant system i. hayati olmayan tesis sistemleri
Military
immediately vital cargo i. acele hayati önemde yük
communications instructions for reporting vital intelligence sightings i. hayati önemi haiz istihbarat ve göz temaslarını rapor etmek için muhabere talimatları
vital area i. hayati bölge
vital ground i. hayati önemde arazi
vital ground i. hayati saha
vital human services i. insana yönelik hayati hizmetler
Sport
vital capacity (vc) i. kapasite