all-in - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

all-in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"all-in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
all-in expr. her şey dahil
all-in expr. her şey içinde
all-in expr. turşu gibi
all-in expr. çok yorgun
all-in expr. bitkin
all-in expr. her şey dahil
all-in expr. her şey içinde
all-in expr. turşu gibi
all-in expr. çok yorgun
all-in expr. bitkin

"all-in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 200 sonuç

İngilizce Türkçe
General
all in ballast i. tüvenan balast
all-in price i. her şey içinde fiyat
all-in ballast i. tuvenan balast
be all in a fluster f. çırpınmak
regret having come (at all/in the first place) f. geldiğine geleceğine pişman olmak
say all in f. rest çekmek/demek (pokerde)
all in s. bitkin
all in s. yorgun
all in pieces s. paramparça
all in bits s. paramparça
all in s. her şey dahil
all in s. turşu gibi
all in s. çok yorgun
all in one package s. hepsi tek pakette
all in all zf. her şey
all in unison zf. hepsi aynı zamanda
all in unison zf. hep beraber
all in good time zf. müsait bir zamanda
all in all zf. sonuçta
all in all zf. her şeyi hesaba katarak
all in all zf. herşeyi hesaba katarak
all in the same breath zf. aynı zamanda
all in all zf. son
all in all zf. neticede
all in good time zf. uygun bir zamanda
all in good time zf. zamanı gelince
all in one breath zf. bir nefeste
all in one breath zf. bir solukta
all in one breath zf. hepsini bir anda
all in expr. bütün servet
all in expr. bütün emekler
Phrasals
be all in f. çok yorulmuş olmak
be all in f. mahvolmak
be all in f. tükenmek
be all in f. yorgunluktan bitip tükenmek
Phrases
all in one expr. aynı anda
to put it all in simple terms expr. basitçe söylemek gerekirse
it's all in the name expr. isimden anlaşılıyor
it was all in good fun expr. kötü bir niyet yoktu
all in good time expr. her şeyin bir zamanı var
Colloquial
be all in f. çok yorulmuş olmak
be all in f. mahvolmak
be all in f. tükenmek
be all in f. yorgunluktan bitip tükenmek
be all in f. (pokerde) rest çekmek
be all in f. her şeyini ortaya sürmek
be all in f. parası bitmek
be all in f. çok yorulmuş olmak
be all in f. mahvolmak
be all in f. tükenmek
be all in f. yorgunluktan bitip tükenmek
be all in f. (pokerde) rest çekmek
be all in f. her şeyini ortaya sürmek
be all in f. parası bitmek
all in s. yorgunluktan tükenmiş
all in a tumble expr. altüst
all in expr. bitkin düşmüş
all in all expr. hepsi
all in all expr. hepsi içinde
all in one expr. hem ... hem de
all in one expr. hepsi bir arada
all in expr. her şey dahil
all in a tumble expr. karmakarışık
all in one piece expr. sapasağlam
all in one expr. tümü bir arada
all in all expr. topu topu
all in a sweat expr. ter içinde
all in one piece expr. tek parça halinde
all in one piece expr. zarar görmemiş
all in expr. her şeyiyle
all in expr. her şeyini vererek
all in expr. tüm kaynaklarını/çabasını seferber ederek
all in (one's) mind expr. (birinin) zihninde
all in (one's) mind expr. (birinin) hayal ürünü
all in (one's) mind expr. (birinin) kafasında kurgu
all in a day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in a day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in a day's work expr. rutinin bir parçası
all in a day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in the day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in the day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in the day's work expr. rutinin bir parçası
all in the day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in expr. her şeyiyle
all in expr. her şeyini vererek
all in expr. tüm kaynaklarını/çabasını seferber ederek
all in (one's) mind expr. (birinin) zihninde
all in (one's) mind expr. (birinin) hayal ürünü
all in (one's) mind expr. (birinin) kafasında kurgu
all in a day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in a day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in a day's work expr. rutinin bir parçası
all in a day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in the day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in the day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in the day's work expr. rutinin bir parçası
all in the day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
it's all in your mind expr. hepsi senin kafanda/zihninde (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
it's all in your mind expr. kafanda kuruyorsun
Idioms
be all in a day's work f. her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak
be all in a day's work f. günlük işinin bir parçası olmak
be all in one's mind f. kafasında büyütmek
be all in the mind f. (büyütülecek bir şey değil) sadece kafasında büyütmek
be all in f. her şeyini adamak
be all in f. her şeyiyle bir işe baş koymak
be all in f. her şeyiyle bir işte var olmak
be all in f. bir işe her şeyiyle girmek
be all in f. bir iş için her şeyini ortaya koymak
be all in the mind f. sadece kafasında büyütmek
be all in the mind f. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in the mind f. kafasının içinde var olmak
be all in the mind f. gerçekte var olmamak
be all in the mind f. hayali olmak
be all in one's the mind f. sadece kafasında büyütmek
be all in one's the mind f. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in one's the mind f. kafasının içinde var olmak
be all in one's the mind f. gerçekte var olmamak
be all in one's the mind f. hayali olmak
be all in somebody's mind f. sadece kafasında büyütmek
be all in somebody's mind f. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in somebody's mind f. kafasının içinde var olmak
be all in somebody's mind f. gerçekte var olmamak
be all in somebody's mind f. hayali olmak
be all in the mind f. sadece kafasında büyütmek
be all in the mind f. yalnızca kafasının içinde olmak/kurmak
be all in the mind f. kafasının içinde var olmak
be all in the mind f. gerçekte var olmamak
be all in the mind f. hayali olmak
be (all) in a good cause f. iyi bir amaç için olmak
be (all) in a good cause f. iyi bir amaca hizmet etmek
be (all) in a good cause f. hayırsever/hayırlı bir amaca hizmet etmek
be (all) in a good cause f. yapmaya değer olmak
be (all) in favour of something/of doing something f. bir şeyi/bir şeyi yapmayı desteklemek
be (all) in favour of something/of doing something f. bir şeyin/bir şey yapmanın destekçisi olmak
be (all) in favour of something/of doing something f. bir şeyden/bir şeyi yapmaktan yana olmak
all in a dither s. gergin
all in a dither s. kafası karışık
all in a dither s. rahatsız
all in a dither s. gerginlik içinde
all in a dither s. kafası karışmış
all in a dither s. heyecan içinde
all in a dither s. telaş içinde
all . . . in the world expr. dünyadaki bütün …lar
all in favor expr. (oy verme sırasında) evet diyenler
all in one's head expr. kafasında kurmuş
all in one's head expr. hayal ürünü
all in one whack [us] expr. bir seferde
all in the family expr. aile arasında (gizli vb)
all in the same boat expr. aynı durumda
all in all expr. ayrıntısına inildiğinde
all in one breath expr. bir solukta
all in one breath expr. bir nefeste (söylemek)
don't spend it all in one place expr. Bozdur bozdur harca
all in all expr. bütün olarak (değerlendirildiğinde)
all in all expr. genel olarak (değerlendirildiğinde)
all in a day's work expr. gündelik işin bir bölümü
all in expr. külçe gibi
all in one piece expr. sağ salim
all in one breath expr. soluksuz/soluk almadan (konuşma)
all in expr. turşu gibi
all in one piece expr. tek parça
don't spend it all in one place expr. (güle güle harca gibi) birisine özellikle az miktarda para verildiğinde söylenen bir söz
be all in one's mind expr. (büyütülecek bir şey değil) sadece
all in a flutter expr. heyecan içinde/içine
all in a flutter expr. gerginlik içinde/içine
all in a flutter expr. telaş içinde/içine
all in a flutter expr. akıl karışıklığı içinde/içine
Speaking
leave it all in ruins f. arkasında (hep/daima) enkaz bırakmak
it is all in your head expr. hepsi senin kafanda (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
it is all in the air as yet expr. fol yok yumurta yok
all in order expr. her şey yerli yerinde
Trade/Economic
all in policy i. genel sigorta poliçesi
all-in price i. her şeyin dahil olduğu fiyat
all-in-cost i. toplam maliyet
all-in cost s. tüm masraflar dahil
all-in-1 expr. hepsi bir arada
Technical
all-in-ballast i. elenmemiş doğal gereç
all-in ballast i. luvenan balast
all-in aggregate i. tüvanan agregat
all-in-ballast i. tüvanan malzeme
all-in aggregate i. tuvönan agrega
all-in aggregate i. tuvenan agregat
Computer
all in one computer i. hepsi bir arada bilgisayar
all in one computer i. bilgisayar kasasını da içeren monitör, klavye ve fareden oluşan bilgisayar
all in expr. tümü içinde
Construction
all-in-aggregate i. tüvenan agrega
all-in aggregate materials i. tüvenan agrega malzemeler
Sport
all-in wrestling i. serbest güreş
Card
all in zf. (pokerde) rest çekerek
all in zf. bütün çipleri oynayarak
Slang
all in a fog f. duyguları karışık olmak
go all in f. her şeyini masaya yatırmak
go all in f. her şeyini ortaya koymak
all in a fog f. kafası bulanık olmak
all in a fog f. kafası bulanmak
all in the kool-aid but don't know the flavor s. bilmediği işe karışmak/burnunu sokma
all in the kool-aid and don't know the flavor expr. hiçbir şey bilmediği meseleye maydanoz olma/salça olma
all in the kool-aid and don't know the flavor expr. bilmediği işe burnunu sokma
Modern Slang
aio (all in one) expr. hepsi bir arada
aio (all in one) expr. tümü bir arada