Geçmiş

aynı şekilde

"aynı şekilde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	aynı şekilde	likewise zf.
General
2	Genel	aynı şekilde	alike zf.
3	Genel	aynı şekilde	ditto zf.
4	Genel	aynı şekilde	in the same way zf.
5	Genel	aynı şekilde	along the same line zf.
6	Genel	aynı şekilde	similarly zf.
7	Genel	aynı şekilde	invariably zf.
8	Genel	aynı şekilde	in the same vein zf.
9	Genel	aynı şekilde	identically zf.
10	Genel	aynı şekilde	same zf.
11	Genel	aynı şekilde	in that vein zf.
12	Genel	aynı şekilde	in a similar way zf.
13	Genel	aynı şekilde	in the same manner zf.
14	Genel	aynı şekilde	in a similar manner zf.
15	Genel	aynı şekilde	after one zf.
16	Genel	aynı şekilde	in the nature of zf.
17	Genel	aynı şekilde	of the nature of zf.
18	Genel	aynı şekilde	in the same way as ed.
Phrases
19	İfadeler	aynı şekilde	one might as well say expr.
Idioms
20	Deyim	aynı şekilde	of the same stripe s.
21	Deyim	aynı şekilde	by the same token expr.
Law
22	Hukuk	aynı şekilde	in specie zf.

"aynı şekilde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	aynı şekilde olma	alikeness i.
2	Genel	aynı şekilde davranma	equiparation i.
3	Genel	aynı şekilde karşılık verilmek	retaliate f.
4	Genel	aynı şekilde hareket etmek	fall into line with f.
5	Genel	aynı şekilde karşılık vermek	give somebody a dose of their own medicine f.
6	Genel	aynı şekilde karşılık vermek	give somebody a taste of their own medicine f.
7	Genel	aynı şekilde davranmak	equiparate f.
8	Genel	aynı şekilde devam etmek	hold f.
9	Genel	durmadan aynı şekilde akan (su)	steady s.
10	Genel	iki elini aynı şekilde kullanabilen	ambidextrous s.
11	Genel	devamlı aynı şekilde devam eden (müzik)	monotonous s.
12	Genel	aynı şekilde olan	arthen [obsolete] s.
13	Genel	metindeki büyük harflerden belirgin şekilde daha büyük olup altı aynı satırda hizalanan	cockup s.
14	Genel	aynı o şekilde	so s.
15	Genel	aynı mesafede olacak şekilde	equidistantly zf.
16	Genel	aynı kökten türemiş bir şekilde	conjugately zf.
17	Genel	o da aynı şekilde	vice versa zf.
18	Genel	aynı şekilde o da	the other way around zf.
19	Genel	birebir aynı şekilde	numerically zf.
20	Genel	aynı cinse ait bir şekilde	generically zf.
21	Genel	aynı daire içinde olacak şekilde	concyclically zf.
22	Genel	hemen hemen aynı şekilde	pressly [obsolete] zf.
Phrasals
23	Öbek Fiiller	aynı şekilde cereyan etmek	circle around f.
24	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) karşı aynı şekilde karşılık vermek	avenge (oneself) against (someone or something) f.
25	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için aynı şekilde karşılık vermek	avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
26	Öbek Fiiller	(bir şeye) aynı şekilde karşılık vermek	avenge (oneself) for (something) f.
Phrases
27	İfadeler	ilk seferdeki ile aynı şekilde	come prima (in the same manner as the first time) zf.
Proverb
28	Atasözü	nazikçe sorulan sorulara aynı şekilde karşılık verilmelidir	a civil question deserves a civil answer
Colloquial
29	Konuşma Dili	kendini aynı şekilde tekrar ifade etmek	repeat oneself f.
30	Konuşma Dili	biriyle/bir şeyle aynı derecede/şekilde	as well as someone or something expr.
31	Konuşma Dili	aynı şekilde sen de/sana da/senin de	back at you expr.
32	Konuşma Dili	aynı şekilde sen de/sana da/senin de	back atcha expr.
33	Konuşma Dili	aynı şekilde, ben de	likewise, I'm sure expr.
Idioms
34	Deyim	birine aynı şekilde karşılık verme	a dose of (one's) own medicine i.
35	Deyim	karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum	a game at which two can play i.
36	Deyim	karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum	a game that two can play i.
37	Deyim	(birine) aynı şekilde karşılık verme	a taste of (one's) own medicine i.
38	Deyim	(birine) yaptığını aynı şekilde ödetme	a taste of (one's) own medicine i.
39	Deyim	aynı şekilde karşılık verme	a taste of own medicine i.
40	Deyim	yaptığını aynı şekilde ödetme	a taste of own medicine i.
41	Deyim	birine aynı şekilde karşılık verme	dose of one's own medicine i.
42	Deyim	karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği durum	game that two can play i.
43	Deyim	aynı şekilde misilleme yapmak	serve one the same sauce f.
44	Deyim	aynı şekilde karşılık vermek	give someone a taste of their own medicine f.
45	Deyim	aynı şekilde karşılık vermek	give someone a dose of their own medicine f.
46	Deyim	aynı şekilde karşılık vermek	give as good as one gets f.
47	Deyim	aynı şekilde intikam almak	take an eye for an eye f.
48	Deyim	çarpıcı biçimde yükselmek (ve aynı şekilde düşüş yaşamak)	rise like a rocket (and fall like a stick) f.
49	Deyim	aynı şekilde karşılık görmek	get a dose of (one's) own medicine f.
50	Deyim	yaptıklarının karşılığını aynı şekilde almak	get a taste of (one's) own medicine f.
51	Deyim	(birine) yaptığını aynı şekilde ödetmek	give (one) a dose of (one's) own medicine f.
52	Deyim	(birine) aynı şekilde karşılık vermek	give (one) a dose of (one's) own medicine f.
53	Deyim	(birine) yaptığını aynı şekilde ödetmek	give (one) a taste of (one's) own medicine f.
54	Deyim	(birine) aynı şekilde karşılık vermek	give (one) a taste of (one's) own medicine f.
55	Deyim	birine yaptığını aynı şekilde ödetmek	give somebody a taste of their own medicine f.
56	Deyim	birine aynı şekilde karşılık vermek	give somebody a taste of their own medicine f.
57	Deyim	birine yaptığını aynı şekilde ödetmek	give somebody a dose of their own medicine f.
58	Deyim	birine aynı şekilde karşılık vermek	give somebody a dose of their own medicine f.
59	Deyim	aynı şekilde karşılık vermek	pay in someone's own coin f.
60	Deyim	birine aynı şekilde karşılık vermek	pay someone back in their own coin [old-fashioned] f.
61	Deyim	(birini/bir şeyi) aynı şekilde değerlendirmek	tar (someone or something) with the same brush f.
62	Deyim	aynı şekilde değerlendirmek	tar people with the same brush f.
63	Deyim	hep aynı şekilde gülen	hard smile expr.
64	Deyim	(biriyle/bir şeyle) aynı şekilde hareket eden	in lockstep (with someone or something) expr.
65	Deyim	aynı şekilde karşılık verir	gives as good as (one) gets expr.
66	Deyim	bu karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum	that's a game that two can play expr.
Speaking
67	Konuşma	aynı şekilde ben de	likewise expr.
68	Konuşma	hep aynı şekilde başlar	it always starts the same way expr.
Law
69	Hukuk	kanunların tüm bireylere aynı şekilde uygulanması	uniform operation of laws i.
Technical
70	Teknik	odak mesafesi farklı üç dalga boyu için aynı olacak şekilde yapılmış bir bileşik mercek	apochromat lens i.
71	Teknik	her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti	megafog i.
Telecom
72	Telekom	(telgraf hattını) iki mesaj aynı anda iletilebilecek şekilde düzenlemek	duplex f.
Aeronautic
73	Havacılık	aynı şekilde bunun gibi	likewise i.
Biology
74	Biyoloji	(gıda) aynı ekolojik kaynağı benzer şekilde kullanan bir grup organizma	gild i.
Linguistics
75	Dilbilim	aynı şekilde yazılıp okunan kelimeler arasındaki ilişki	homonymy i.
Environment
76	Çevre	aynı ekolojik kaynağı benzer şekilde kullanan canlı grubu	guild i.
Printery
77	Matbaa	metindeki büyük harflerden belirgin şekilde daha büyük olan ancak altı aynı satırda hizalanan harf veya karakter	cockup i.