Geçmiş

bütün olarak

"bütün olarak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bütün olarak	as a whole zf.
General
2	Genel	bütün olarak	in the lump zf.
3	Genel	bütün olarak	outright zf.
4	Genel	bütün olarak	undividedly zf.
5	Genel	bütün olarak	totally zf.
6	Genel	bütün olarak	sheerly zf.
7	Genel	bütün olarak	bodily zf.
8	Genel	bütün olarak	in full zf.
9	Genel	bütün olarak	completely zf.
10	Genel	bütün olarak	as a whole zf.
11	Genel	bütün olarak	total zf.
12	Genel	bütün olarak	at unity zf.
Colloquial
13	Konuşma Dili	bütün olarak	full sesh [california] zf.

"bütün olarak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir bütün olarak boru veya borular	tubing i.
2	Genel	bütün olarak işleyen kısımlar	entity i.
3	Genel	bir bütün olarak insan	body-mind i.
4	Genel	(bütün olarak ele alınan) bağlantılı öğeler grubu	package i.
5	Genel	(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi	parcel i.
6	Genel	bağımsız ögelerin bir bütün olarak kombinasyonu	synthesis i.
7	Genel	bir şeye bir bütün olarak bakmak	keep something in perspective f.
8	Genel	bütün olarak ele almak	deal with a (subject/matter) entirely f.
9	Genel	bütün olarak ele almak	handle something as a whole f.
10	Genel	ayrıntılara takılıp kaldığı için durumu bir bütün olarak görememek	can't see the woods for the trees f.
11	Genel	küresel bir bütün olarak düşünmek	world f.
12	Genel	(mekanik veya elektronik parçaları) bütün olarak bir araya getirmek veya çalıştırmak	gang f.
13	Genel	bir bütün olarak	in the aggregate zf.
14	Genel	bölünmez bir bütün olarak	holistically zf.
15	Genel	bir bütün olarak	as a whole zf.
16	Genel	bir bütün olarak	flockmel zf.
17	Genel	bir bütün olarak	stock zf.
Phrases
18	İfadeler	bütün olarak (bir mülkiyetin devredilmesinde)	rump and stump expr.
Idioms
19	Deyim	bütün olarak (değerlendirildiğinde)	all in all expr.
20	Deyim	ulusu, eyaleti veya bölgeyi bir bütün olarak temsil eden	at large expr.
21	Deyim	bütününe/bütün olarak bakıldığında	by and large expr.
Speaking
22	Konuşma	bütün gece hasta bir arkadaşla ilgilenmek zorunda kaldım (bahane olarak söylenir)	I was up all night with a sick friend expr.
23	Konuşma	polis illegal olarak park edilmiş bütün araçları kaldıracak	the police will remove any vehicles which are illegally parked expr.
Trade/Economic
24	Ticaret/Ekonomi	yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı	sale in gross i.
25	Ticaret/Ekonomi	yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı	contract of hazard i.
Law
26	Hukuk	bütün olarak geçiş	succession in toto i.
Advertising
27	Reklam	pazarlamayı pazarlama sistemleri ile toplumun birbirini üzerindeki etkileri şeklinde bir bütün olarak ele alma	macromarketing i.
Technical
28	Teknik	bütün olarak hızı	bulk velocity i.
Textile
29	Tekstil	bedenden bütün olarak çıkan (kol modeli)	magyar s.
Medical
30	Medikal	organı veya tümörü bütün olarak almak için yapılan cerrahi operasyon	enucleation i.
Gastronomy
31	Mutfak	kuzu, tavuk, hindi veya domuz gibi hayvanların bütün olarak şişe geçirme suretiyle ateş üzerinde pişirilmesi	spit roast i.
32	Mutfak	istiridyelerin bütün olarak sütlü veya kremalı çorbaya eklendiği bir yemek	oyster stew i.
33	Mutfak	içi temizlenip bütün olarak kızartılmış et	barbeque i.
Biology
34	Biyoloji	bir bütün olarak organizmadan bağımsız olma	autonomy i.
Botanic
35	Botanik	bitkinin bir bütün olarak gövde yapısı	caulome i.
Social Sciences
36	Sosyal Bilimler	evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren	universalist s.
37	Sosyal Bilimler	evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren	universalistic s.
Education
38	Eğitim	kelimelerin önce bir bütün olarak ardından fonetik ve alfabetik öğelerine göre analiz edildiği bir okumayı öğretme yöntemi	word method i.
Linguistics
39	Dilbilim	bütün olarak aynı gramer fonksiyonuna sahip başlı bileşik sözcüğün birincil bileşeni	nucleus i.
40	Dilbilim	bir bütün olarak eylem bildiren	terminate s.
Religious
41	Dini	eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı	zion i.
42	Dini	eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı	sion i.
Geology
43	Jeoloji	(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirler ile ilgili	phanerozoic s.
44	Jeoloji	(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirlere ait	phanerozoic s.
Card
45	İskambil	pokerde bir oyuncunun henüz bütün kartlar açılmamışken bile kesin olarak kaybetmiş olması	drawing dead i.
Archaic
46	Eski Kullanım	bölünmez bir bütün olarak	in the gross expr.