brim - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

brim

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"brim" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
General
brim i. ağız bardak
brim i. kenar
brim i. ağız (bardak vb)
brim i. taşma
brim i. ağız
brim i. şapka kenarı
brim i. bardak ağzı
brim i. şapka siperi
brim i. siperlik
brim i. tam kapasite
brim f. ağzına kadar dolu olmak
brim f. silme dolu olmak
brim f. ağzına kadar dolmak
brim f. dolmak
Colloquial
brim i. siperli şapka
brim i. siperlikli şapka
brim i. şapka
Technical
brim i. camın ağız kenarı
Anatomy
brim i. pelvis girimi
Marine Biology
brim i. atlantik okyanusunun sıcak sularında bulunan bir çipura
brim i. atlantik çipurası
brim i. atlantik okyanusunun sıcak sularında bulunan bir çipura
Archaic
brim i. su kütlesinin kenarı
brim s. (hava) sert
brim s. uyanık
brim s. gözü açık

"brim" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

İngilizce Türkçe
General
brim [dialect] [uk] i. hayat kadını
brim [dialect] [uk] i. fahişe
brim [obsolete] i. deniz
brim [obsolete] i. okyanus
brim [obsolete] i. su
brim [obsolete] i. sel
snap-brim i. esnek kenarlı bir şapka modeli
brim over f. taşmak
brim with f. dolup taşmak
brim over f. taşmak (su vb)
brim with f. ağzına kadar dolu olmak
brim over f. çok gelmek
brim over f. fazla gelmek
brim over f. fazla olmak
brim over f. çok olmak
(one's eyes) to brim with tears f. gözü dolmak
(one's eyes) to brim with tears f. gözleri dolmak
fill to the brim f. ağzına kadar doldurmak
full to the brim s. ağzına kadar dolu
full to the brim s. dopdolu
full to the brim s. silme
to the brim zf. ağzına kadar
up to the brim zf. ağzına kadar
to the brim zf. ağız ağıza
to the brim zf. imanına kadar
Phrasals
brim over f. dolup taşmak
brim over f. içinden taşmak
brim over with f. -ile dolup taşmak
brim over (with something) f. (bir şeyle) dolup taşmak
brim with something f. (bir şeyle) dolup taşmak
Idioms
full to the brim with (something) i. ağzına kadar (bir şey) ile dolu
filled to the brim i. ağzına kadar dolu
brim with (something) f. ağzına kadar (bir şey) dolu olmak
brim with (something) f. (bir şeyle) dolu olmak
brim with (something) f. (bir şey, duygu) dolmak
brim with (something) f. (bir şeyle, duyguyla) dolmak
filled to the brim s. tıka basa dolu
full to the brim s. tıka basa dolu
filled to the brim s. tamamen dolu
filled to the brim s. hiç yer kalmamış
filled to the brim s. tıklım tıklım dolu
filled to the brim s. tepeleme dolu
filled to the brim s. dopdolu
filled to the brim s. silme dolu
filled to the brim s. hınca hınç dolu
filled to the brim s. bir hisle dolmuş
filled to the brim s. bir hissi çok yoğun yaşayan
to the brim expr. ağzına kadar
filled to the brim expr. dopdolu
to the brim expr. tepeleme
Textile
snap brim i. kaldırılıp indirilebilen şapka kenarı
snap brim i. esnek şapka kenarı
snap brim i. fedora şapka
snap brim i. keçeden yapılan esnek kenarlı erkek şapkası
snap-brim hat i. fedora şapka
snap-brim hat i. keçeden yapılan esnek kenarlı erkek şapkası
Construction
mosaic marble brim machine i. mozaik mermer silme makinesi
Automotive
brim the tank f. depoyu ağzına kadar doldurmak
Marine Biology
brim [australia] i. çapak balığı
brim [australia] i. tahta balığı
Breeding
brim [dialect] [uk] f. (domuz) kızışmak
brim [dialect] [uk] f. (domuz) çiftleşmek
Ottoman Turkish
full to the brim expr. lebaleb
jam-packed filled to the brim expr. lebaleb