| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Bilgisayar | ||
| Bilgisayar | su i. | paz |
| Bilgisayar | su i. | pz |
| Bilgisayar | su kısalt. | pa |
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Yaygın Kullanım | ||||
| Yaygın Kullanım | su | water s. | ||
| Genel | ||||
| Genel | su | broth i. | ||
|
To reduce the level of sugar, you can cook a simple lemon broth. Şeker seviyesini azaltmak için basit bir limon suyu pişirebilirsiniz. More Sentences |
||||
| Genel | su | juice i. | ||
|
A fruit is made up of hundreds of seeds, each containing the essence of the fruit and the juice. Bir meyve, her biri meyvenin özünü ve suyunu içeren yüzlerce tohumdan oluşur. More Sentences |
||||
| Genel | su | aquatic s. | ||
|
The resort has many aquatic games for its customers. Tesisin, müşterileri için birçok su oyunu var. More Sentences |
||||
| Kimya | ||||
| Kimya | su | hydrate i. | ||
|
While any liquid will help hydrate you, water is the best option. Herhangi bir sıvı sizi nemlendirmeye yardımcı olsa da, su en iyi seçenektir. More Sentences |
||||
| Genel | ||||
| Genel | su | fluid i. | ||
| Genel | su | stream i. | ||
| Genel | su | watercourse i. | ||
| Genel | su | bourn i. | ||
| Genel | su | flood i. | ||
| Genel | su | hydric oxide i. | ||
| Genel | su | wet i. | ||
| Genel | su | bourne i. | ||
| Genel | su | brook i. | ||
| Genel | su | sap i. | ||
| Genel | su | water i. | ||
| Genel | su | aqua i. | ||
| Genel | su | streak i. | ||
| Genel | su | vein i. | ||
| Genel | su | l'eau (fr) i. | ||
| Genel | su | wine [dialect] i. | ||
| Genel | su | brim [obsolete] i. | ||
| Genel | su | burn [scotland] i. | ||
| Genel | su | flood i. | ||
| Genel | su | pawnee [india] i. | ||
| Genel | su | aqueous s. | ||
| Deyim | ||||
| Deyim | su | adam's ale i. | ||
| Deyim | su | adam's wine i. | ||
| Teknik | ||||
| Teknik | su | water i. | ||
| Teknik | su | port i. | ||
| Medikal | ||||
| Medikal | su | succus i. | ||
| Gıda | ||||
| Gıda | su | water i. | ||
| Kimya | ||||
| Kimya | su | wai [new zealand] i. | ||
| Kimya | su | h2o i. | ||
| Kimya | su | hydrogen oxide i. | ||
| Kısaltma | ||||
| Kısaltma | su | aq. i. | ||
| Argo | ||||
| Argo | su | dog soup [dated] i. | ||
| Argo | su | dog's soup [dated] i. | ||
| Argo | su | drizzle i. | ||
| İngiliz Argosu | ||||
| İngiliz Argosu | su | corporation pop i. | ||
| İngiliz Argosu | su | council pop i. | ||
| İngiliz Argosu | su | oggin i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Yaygın Kullanım | ||||
| Yaygın Kullanım | su baskını | flood i. | ||
|
Man fears disasters such as floods and fires. İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | tatlı su | freshwater i. | ||
|
The Commission agrees with the recommendations concerning cetaceans, freshwater and sea turtles and seahorses. Komisyon, deniz memelileri, tatlı su ve deniz kaplumbağaları ve denizatları ile ilgili tavsiyelere katılmaktadır. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su perisi | nymph i. | ||
|
Nymphs live in natural environments. Su perileri doğal ortamlarda yaşar. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | tutulma (ısı/su vb) | retention i. | ||
|
After the accident, his knee was swollen due to fluid retention. Kazadan sonra sıvı tutulması nedeniyle dizi şişti. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su kayağı | water ski i. | ||
|
Tom said he'd never tried water skiing. Tom su kayağını hiç denemediğini söyledi. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su birikintisi | puddle i. | ||
|
There are people on the pavement, so don't drive through that puddle. Kaldırımda insanlar var, bu yüzden o su birikintisinden geçmeyin. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su tesisatçısı | plumber i. | ||
|
The plumber will be here soon to fix the bathroom pipes. Su tesisatçı birazdan banyo borularını tamir etmek üzere burada olacak. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su yolu | waterway i. | ||
|
The cargo ship sailed along the waterway. Kargo gemisi, su yolu boyunca ilerledi. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | atık su | waste water i. | ||
|
Towards the end of the debate on the matter, a number of details concerning sludge and waste water came up. Konuyla ilgili tartışmaların sonuna doğru, çamur ve atık suyla ilgili bir dizi ayrıntı gündeme geldi. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su havzası | water basin i. | ||
|
We agree that water basin areas are not suitable bases for water pricing policies in all regions. Su havzası alanlarının tüm bölgelerde su fiyatlandırma politikaları için uygun temeller olmadığı konusunda hemfikiriz. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | (su) sıçratmak | splash f. | ||
|
James was running through the path, splashing the puddles. James su birikintilerini sıçratarak patikada koşuyordu. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su üstünde | afloat s. | ||
|
All I have to do is stay afloat and attuned. Tek yapmam gereken suyun üstünde kalmak ve ayak uydurmak. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su geçirmez | watertight s. | ||
|
Put the mixture in a watertight container. Karışımı su geçirmez bir kaba koyun. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su geçirmez | waterproof s. | ||
|
All of the electronics are waterproof. Tüm elektronik cihazlar su geçirmez özelliktedir. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | su deposu | reservoir i. | ||
| Yaygın Kullanım | (su) sıçratma | splash i. | ||
| Yaygın Kullanım | su tabancası | water gun i. | ||
| Yaygın Kullanım | su bardağı | water glass i. | ||
| Yaygın Kullanım | pis su borusu | drain i. | ||
| Yaygın Kullanım | su borusu | waterpipe i. | ||
| Yaygın Kullanım | su değirmeni | waterwheel i. | ||
| Yaygın Kullanım | yüreğine su serpmek | relieve f. | ||
| Yaygın Kullanım | su yüzüne çıkarmak | reveal f. | ||
| Yaygın Kullanım | (uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak | hold f. | ||
| Yaygın Kullanım | taşımak (hava/su) | waft f. | ||
| Yaygın Kullanım | su sızdırmaz | watertight s. | ||
| Yaygın Kullanım | su almaz | watertight s. | ||
| Yaygın Kullanım | su ile ilgili | watery s. | ||
| Yaygın Kullanım | su dolu | watery s. | ||
| Genel | ||||
| Genel | acı su | brackish water i. | ||
|
Some species that live in brackish water live from 2 to 4 years. Acı suda yaşayan bazı türler 2 ila 4 yıl yaşar. More Sentences |
||||
| Genel | su filtresi | water filter i. | ||
|
What is the best water filter for washing? Yıkama için en iyi su filtresi nedir? More Sentences |
||||
| Genel | su deposu | water tank i. | ||
|
Place a water tank above the stove and connect one of them to it. Sobanın üzerine bir su deposu yerleştirin ve bunlardan birini ona bağlayın. More Sentences |
||||
| Genel | su baskını | flooding i. | ||
|
Frequent flooding is a significant problem in the area. Sık yaşanan su baskınları bölge için belirgin bir risktir. More Sentences |
||||
| Genel | su samuru | sea otter i. | ||
|
Sea otters love to eat clams while swimming on their backs. Su samurları sırt üstü yüzerken istiridye yemeyi severler. More Sentences |
||||
| Genel | su baskını | flash flood i. | ||
|
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain. Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü. More Sentences |
||||
| Genel | kaynar su | boiling water i. | ||
|
To prepare a standard filter pack, pour a glass of boiling water and insist for about 5 minutes. Standart bir filtre paketi hazırlamak için bir bardak kaynar su dökün ve yaklaşık 5 dakika ısrar edin. More Sentences |
||||
| Genel | sıcak su torbası | hot water bag i. | ||
|
You can also use hot water bags. Sıcak su torbaları da kullanabilirsiniz. More Sentences |
||||
| Genel | su yılanı | water snake i. | ||
|
They were also sometimes known as water snakes. Bazen su yılanları olarak da biliniyorlardı. More Sentences |
||||
| Genel | su topu | water polo i. | ||
|
Water polo is often considered the national sport. Su topu genellikle ulusal spor olarak kabul edilir. More Sentences |
||||
| Genel | su kuşu | waterfowl i. | ||
|
The low tundra wetlands are important breeding grounds for waterfowl. Alçak tundra sulak alanları su kuşları için önemli üreme alanlarıdır. More Sentences |
||||
| Genel | su parkı | water park i. | ||
|
There is a restaurant and guests can have fun at the water park. Bir restoran bulunmaktadır ve konuklar su parkında eğlenebilirler. More Sentences |
||||
| Genel | su teresi | watercress i. | ||
|
Add the watercress to the salad bowl. Su teresini salata kasesine ekleyin. More Sentences |
||||
| Genel | su aygırı | hippopotamus i. | ||
|
Tom told Mary that he thought a hippopotamus could run at a speed of about 30 kilometers per hour. Tom Mary'ye su aygırlarının saatte yaklaşık 30 kilometrelik bir hızla koşabileceğini düşündüğünü söyledi. More Sentences |
||||
| Genel | su arıtması | water treatment i. | ||
|
Excluding water treatment and distribution for the time being seems to me to be a wise policy. Su arıtma ve dağıtımını şimdilik hariç tutmak bana akıllıca bir politika gibi görünüyor. More Sentences |
||||
| Genel | su yatağı | waterbed i. | ||
|
What factors determine the price of a waterbed? Su yatağının fiyatını hangi faktörler belirler? More Sentences |
||||
| Genel | su ürünleri yetiştiriciliği | aquaculture i. | ||
|
Globally, aquaculture is one of the fastest-growing food sectors. Küresel olarak su ürünleri yetiştiriciliği en hızlı büyüyen gıda sektörlerinden biridir. More Sentences |
||||
| Genel | atık su | sewage i. | ||
|
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply. Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı. More Sentences |
||||
| Genel | su tabancası | squirt gun i. | ||
|
I shoot the rabbits in my garden with a squirt gun to keep them away from the vegetables. Bahçemdeki tavşanları sebzelerden uzak tutmak için su tabancasıyla vuruyorum. More Sentences |
||||
| Genel | su akımı | water flow i. | ||
|
These water heaters do not require intensive water flow. Bu su ısıtıcıları yoğun su akışı gerektirmez. More Sentences |
||||
| Genel | su şişesi | water bottle i. | ||
|
Let’s say you are in the business of selling water bottles. Diyelim ki su şişeleri satma işindesiniz. More Sentences |
||||
| Genel | su samuru | otter i. | ||
|
Otters can be aggressive when they feel attacked. Su samurları saldırıya uğradıklarını hissettiklerinde şiddet gösterebilirler. More Sentences |
||||
| Genel | tatlı su | fresh water i. | ||
|
Lack of fresh water reduces economic development and lowers living standards. Tatlı su eksikliği ekonomik kalkınmayı azaltır ve yaşam standartlarını düşürür. More Sentences |
||||
| Genel | çamurlu su | puddle i. | ||
|
The boy walked through the puddles. Çocuk çamurlu suda yürüdü. More Sentences |
||||
| Genel | atık su | effluent i. | ||
|
The executives came up with a new initiative for industrial effluent. Yöneticiler, endüstriyel atık su konusunda yeni bir girişimde bulundu. More Sentences |
||||
| Genel | su değirmeni | watermill i. | ||
|
There was a watermill under the dam. Barajın altında bir su değirmeni vardı. More Sentences |
||||
| Genel | su kalitesi | water quality i. | ||
|
Local authorities alone cannot shoulder the financial burden of ensuring that water quality remains high. Yerel yönetimler su kalitesinin yüksek kalmasını sağlamanın mali yükünü tek başlarına omuzlayamazlar. More Sentences |
||||
| Genel | su deposu | tank i. | ||
|
The chlorination of the water is made in this tank. Suyun klorlanması bu su deposunda yapılmaktadır. More Sentences |
||||
| Genel | su terazisi | level i. | ||
|
If you don't use a spirit level in the building process, the garage floor might be slanted. İnşaat sürecinde su terazisi kullanmazsanız, garaj zemini eğimli olabilir. More Sentences |
||||
| Genel | su depolama | water storage i. | ||
|
Oxfam is spending EUR 200 000 on emergency water storage and distribution facilities and sanitation. Oxfam, acil su depolama ve dağıtım tesisleri ile sanitasyon için 200.000 avro harcıyor. More Sentences |
||||
| Genel | su kirliliği | water pollution i. | ||
|
The question now arises as to how we manage water shortages and water pollution. Şimdi su kıtlığını ve su kirliliğini nasıl yöneteceğimiz sorusu ortaya çıkıyor. More Sentences |
||||
| Genel | su ürünleri | fisheries i. | ||
|
In relation to fisheries and aquaculture products, there are some very particular challenges. Balıkçılık ve su ürünleri ile ilgili olarak çok özel bazı güçlükler bulunmaktadır. More Sentences |
||||
| Genel | su kuşu | water bird i. | ||
|
Bundala National Park is an internationally important wintering ground for migratory water birds in Sri Lanka. Bundala Milli Parkı, Sri Lanka'daki göçmen su kuşları için uluslararası öneme sahip bir kışlama alanıdır. More Sentences |
||||
| Genel | su otobüsü | water bus i. | ||
|
The Rialto Bridge and the Rialto Vaporetto water bus stop are a 5-minute walk away. Rialto Köprüsü ve Rialto Vaporetto su otobüsü durağı 5 dakikalık yürüme mesafesindedir. More Sentences |
||||
| Genel | su temini | supply of water i. | ||
|
We depend upon the river for the supply of water to drink. Biz içecek suyun temini için nehre bağlıyız. More Sentences |
||||
| Genel | akar su | running water i. | ||
|
The final step is to wash your hands under clean running water. Son adım ellerinizi temiz akan su altında yıkamaktır. More Sentences |
||||
| Genel | su yatağı | water bed i. | ||
|
Have you ever slept on a water bed? Hiç su yatağında uyudun mu? More Sentences |
||||
| Genel | su yolu | watercourse i. | ||
|
The engineers constructed a new watercourse. Mühendisler yeni bir su yolu inşa ettiler. More Sentences |
||||
| Genel | su temini | water supply i. | ||
|
The same applies to the water supply. Aynısı su temini için de geçerlidir. More Sentences |
||||
| Genel | su dağıtımı | water distribution i. | ||
|
It is used in the filter water distribution system and filter. Filtre su dağıtım sisteminde ve filtrede kullanılır. More Sentences |
||||
| Genel | elektrikli su ısıtıcısı | electric water heater i. | ||
|
A small electric water heater was added to provide heat. Isı sağlamak için küçük bir elektrikli su ısıtıcısı eklenmiştir. More Sentences |
||||
| Genel | su sıkıntısı | water shortage i. | ||
|
It also stems from the water shortage, which might lead to epidemics. Ayrıca salgın hastalıklara yol açabilecek su sıkıntısından da kaynaklanıyor. More Sentences |
||||
| Genel | su tabancası | water pistol i. | ||
|
The only weapons I have in my home are water pistols. Evimdeki tek silah su tabancası. More Sentences |
||||
| Genel | su hattı | water line i. | ||
|
If the freezer is too cold, the water line may freeze. Dondurucu çok soğuksa, su hattı donabilir. More Sentences |
||||
| Genel | su şirketi | water company i. | ||
|
Dan was fired from his job at the water company. Dan su şirketindeki işinden kovulmuştu. More Sentences |
||||
| Genel | su sayacı | water meter i. | ||
|
How does an ultrasonic smart water meter work? Ultrasonik akıllı su sayacı nasıl çalışır? More Sentences |
||||
| Genel | su bitkileri | aquatic plants i. | ||
|
The types of plants used in an aquarium consist of aquatic plants, amphibious plants, and land plants. Bir akvaryumda kullanılan bitki türleri su bitkileri, amfibi bitkiler ve kara bitkilerinden oluşur. More Sentences |
||||
| Genel | durgun su | backwater i. | ||
|
Thousands of years ago, these hunters found a backwater planet. Binlerce yıl önce, bu avcılar bir durgun su gezegeni buldular. More Sentences |
||||
| Genel | sıcak su torbası | hot water bottle i. | ||
|
Tom put a hot water bottle on Mary's forehead. Tom, Mary'nin alnına bir sıcak su torbası koydu. More Sentences |
||||
| Genel | tuzlu su | salt water i. | ||
|
Spirulina is an organism that grows in both fresh and salt water. Spirulina hem tatlı hem de tuzlu suda yetişen bir organizmadır. More Sentences |
||||
| Genel | su kenarı | waterfront i. | ||
|
The village is delightfully situated close to the waterfront. Köy su kenarına yakın, güzel bir konumda yer alıyor. More Sentences |
||||
| Genel | su geçirmezlik | waterproofing i. | ||
|
Analysts believe that the new iPhone will enhance waterproof performance. Analistler yeni iPhone'un su geçirmezlik performansını artıracağına inanıyor. More Sentences |
||||
| Genel | buzlu su | ice water i. | ||
|
They carry rainwater and ice water from the Alps and the Carpathians to the North Sea and the Baltic. Alpler ve Karpatlar'dan Kuzey Denizi ve Baltık'a yağmur suyu ve buzlu su taşımaktadırlar. More Sentences |
||||
| Genel | su kulesi | water tower i. | ||
|
This hotel is within close proximity of Rynearson Stadium and Ypsilanti Water Tower. Bu otel Rynearson Stadyumu ve Ypsilanti Su Kulesi yakınındadır. More Sentences |
||||
| Genel | su bitkisi | aquatic plant i. | ||
|
Many tropical fish are native to a world that includes aquatic plants. Birçok tropikal balık, su bitkilerini içeren bir dünyaya özgüdür. More Sentences |
||||
| Genel | su kütlesi | water body i. | ||
|
The Caspian Sea is the largest water body enclosed by land and is sometimes classified as the world's largest lake. Hazar Denizi karayla çevrili en büyük su kütlesidir ve bazen dünyanın en büyük gölü olarak sınıflandırılır. More Sentences |
||||
| Genel | su yolu | water i. | ||
|
You can get to that coast faster by water. Su yoluyla o kıyıya daha hızlı ulaşabilirsiniz. More Sentences |
||||
| Genel | su dağıtıcısı | water dispenser i. | ||
|
This refrigerator has an integrated ice and water dispenser. Bu buzdolabında entegre bir buz ve su dağıtıcısı var. More Sentences |
||||
| Genel | tatlı su balıkları | freshwater fish i. | ||
|
African cichlids are colorful, hardy and very aggressive freshwater fish. Afrika çiklitleri renkli, dayanıklı ve çok agresif tatlı su balıklarıdır. More Sentences |
||||
| Genel | su dalgaları | water waves i. | ||
|
In this step, we’ll add water waves to the scene. Bu adımda, sahneye su dalgaları ekleyeceğiz. More Sentences |
||||
| Genel | su ısıtıcıları | water heaters i. | ||
|
Water heaters play a vital role in your everyday life. Su ısıtıcıları günlük yaşamınızda hayati bir rol oynar. More Sentences |
||||
| Genel | su seviyesi | level of water i. | ||
|
You can view the level of water from outside. Dışarıdan su seviyesini görebilirsiniz. More Sentences |
||||
| Genel | su kesintisi | water cut i. | ||
|
The rumors of electricity and water cuts are not true. Elektrik ve su kesintisi söylentileri doğru değil. More Sentences |
||||
| Genel | soğuk su sıkma | squirting cold water i. | ||
| Genel | su toplama | catchment i. | ||
| Genel | su tabancası | squirter i. | ||
| Genel | bir tür su yosunu | kelp i. | ||
| Genel | su balesi | water ballet i. | ||
| Genel | iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu | strait i. | ||
| Genel | durgun su | dead water i. | ||
| Genel | su kamışı | reedmace i. | ||
| Genel | su tavuğu | coot i. | ||
| Genel | eskiden su dağıtımında görevli kimselere verilen ad | zanjero i. | ||
| Genel | su bendi | water jump i. | ||
| Genel | uzun ve su geçirmez çizme | waders i. | ||
| Genel | yatay akım (su/hava vb) | advection i. | ||
| Genel | hayvanların su içmesine elverişli yer | watering hole i. | ||
| Genel | içinden su akan ağız | spout i. | ||
| Genel | fışkıran su | spout i. | ||
| Genel | saldırgan su | aggressive water i. | ||
| Genel | su karatavuğu | dipper i. | ||
| Genel | burun deliği (su samuru) | vent i. | ||
| Genel | su birikintisi | pool i. | ||
| Genel | su akrebi | water scorpion i. | ||
| Genel | doğal bir su kaynağı | watering hole i. | ||
| Genel | su taşıyıcı çocuk | water boy i. | ||
| Genel | su faresi | water vole i. | ||
| Genel | su üzerinde durma | flotation i. | ||
| Genel | su perisi (dişi) | nixie i. | ||
| Genel | su tabakası düzeyi | water table i. | ||
| Genel | su sineği | wet fly i. | ||
| Genel | su kabı (sukabağından yapılmış) | gourd i. | ||
| Genel | su borusu (yeraltında) | waterline i. | ||
| Genel | atık su havuzları | sewage layoons i. | ||
| Genel | su borusu | drainpipe i. | ||
| Genel | su baskını | inundation i. | ||
| Genel | su yosunu | tang i. | ||
| Genel | karında su toplanması | ascites i. | ||
| Genel | su ve mimarlık | water and architecture i. | ||
| Genel | su geçirmeme özelliği | impermeability i. | ||
| Genel | takan kişiyi su yüzünde tutan şişme kuşam | life jacket i. | ||
| Genel | su böceği | water bug i. | ||
| Genel | su irtifası | head i. | ||
| Genel | su bendi | dam i. | ||
| Genel | tatlı su | sweet water i. | ||
| Genel | yeraltı su tablası | water table i. | ||
| Genel | su sporları | aquatics i. | ||
| Genel | su kuyusu | water well i. | ||
| Genel | su çizgisi | waterline i. | ||
| Genel | hayvanların su içmesine elverişli yer | watering place i. | ||
| Genel | su damlası | a drop of water i. | ||
| Genel | su toplama sahası | catchment area i. | ||
| Genel | durgun su | ditchwater i. | ||
| Genel | denizaltı su kanadı | hydroplane i. | ||
| Genel | çekilen su | drainage i. | ||
| Genel | az kireçli su | soft water i. | ||
| Genel | ormancılık su ürünleri şubesi | forestry aquaculture department i. | ||
| Genel | su ürünleri yetiştiriciliği uzmanı | aquaculture i. | ||
| Genel | tatlı su ıstakozu | crayfish i. | ||
| Genel | su doldurup batırma | foundering i. | ||
| Genel | damıtık su | distilled water i. | ||
| Genel | çekik su | low water i. | ||
| Genel | su mikrobiyolojisi | water microbiology i. | ||
| Genel | su kaynakları politikası | water management policy i. | ||
| Genel | su birikintisi | water i. | ||
| Genel | yüklü su kesimi | load waterline i. | ||
| Genel | atık su boşaltım tesisleri | sewage disposal plants i. | ||
| Genel | su sesi | ripple i. | ||
| Genel | sadece ekmek ve su ile beslenme | xerophagy i. | ||
| Genel | biraz su | a drink of water i. | ||
| Genel | su faresi | water shrew i. | ||
| Genel | su terazisi | water gauge i. | ||
| Genel | statik su seviyesi | static level i. | ||
| Genel | su dengesi | hydric balance i. | ||
| Genel | kutsal su | chrism i. | ||
| Genel | tatlı su gelinciği | burbot i. | ||
| Genel | su ile soğutma | quench cooling i. | ||
| Genel | su mengenesi | hydraulic ram i. | ||
| Genel | su kullanımı | water utilization i. | ||
| Genel | su saati | water clock i. | ||
| Genel | su fıskiyesi | squirter i. | ||
| Genel | su kaynağı | water body i. | ||
| Genel | iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu | sound i. | ||
| Genel | su sporları | aquatic sports i. | ||
| Genel | tazyikli su | pressurized water i. | ||
| Genel | su yolu | water main i. | ||
| Genel | bir damla su | a drop of water i. | ||
| Genel | tutma (ısı/su vb'ni) | retention i. | ||
| Genel | duru su | clear water i. | ||
| Genel | su bitkisi | hydrophytic plant i. | ||
| Genel | bitkisel su ürünü | aquatic plant product i. | ||
| Genel | birim zamanda akan su hacmi | rate of flow i. | ||
| Genel | su yolu | culvert ark i. | ||
| Genel | hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap | watering hole i. | ||
| Genel | tatlı su omurgasızları | freshwater invertebrates i. | ||
| Genel | su sayacı | water counter i. | ||
| Genel | ufak su perisi | nix i. | ||
| Genel | su bombası | depth bomb i. | ||
| Genel | içinden su akıtmak için açılan oluk | ditch i. | ||
| Genel | su geçirmez kumaş | waterproof i. | ||
| Genel | durgun ve akmayan su | standing water i. | ||
| Genel | su serpme aleti | sprinkler i. | ||
| Genel | su mühendisliği | hydraulic engineering i. | ||
| Genel | su geçirmez kapılar | watertight doors i. | ||
| Genel | ayakyolu (su tesisatı olmayan kulübe içindeki) | privy i. | ||
| Genel | doğal bir su kaynağı | watering place i. | ||
| Genel | su şebekesi | waterworks i. | ||
| Genel | su kalite yönetimi | water quality management i. | ||
| Genel | su manzarası | waterscape i. | ||
| Genel | su perisi | undine i. | ||
| Genel | su kültürü | aquaculture i. | ||
| Genel | pis su borusu | drain pipe i. | ||
| Genel | su perisi | water sprite i. | ||
| Genel | su birikintisi | backwater i. | ||
| Genel | bira yapmak için ezilmiş arpa ile su karışımı | mash i. | ||
| Genel | endüstride kullanılan su | industrial water i. | ||
| Genel | su ürünleri araştırma ve üretim merkezi | aquaculture research and production center i. | ||
| Genel | su seti | levee i. | ||
| Genel | su yolu | conduit i. | ||
| Genel | su girişimi | waterlogging i. | ||
| Genel | su tabakası seviyesi | watertable i. | ||
| Genel | su denetimi | water management i. | ||
| Genel | maden ocağı su kuyusu | sump i. | ||
| Genel | su kabağı | calabash tree i. | ||
| Genel | su mengenesi | ram i. | ||
| Genel | su kayağı yapma | waterskiing i. | ||
| Genel | su niteliği | water quality i. | ||
| Genel | su mercimeği | duckweed i. | ||
| Genel | tortulu su | connate water i. | ||
| Genel | su tası | dipper i. | ||
| Genel | yoğunlaşmış su | condensed water i. | ||
| Genel | su kayağı | waterski i. | ||
| Genel | su baskını | deluge i. | ||
| Genel | su dağıtım şebekeleri | water treatment plants i. | ||
| Genel | su rezervi | water supply i. | ||
| Genel | su akıtma deliği | scupper i. | ||
| Genel | su perisi | nix i. | ||
| Genel | su kullanma hakkı | water rights i. | ||
| Genel | sıcak su kaynağı | geyser i. | ||
| Genel | su yükseklik çizgisi | watermark i. | ||
| Genel | su geçirmeme özelliği | impermeableness i. | ||
| Genel | su haznesi | water reservoir i. | ||
| Genel | su geçirmez palto | trench coat i. | ||
| Genel | su ve hava gibi bir ortamda taşıma | waftage i. | ||
| Genel | su kesme | water interception channel i. | ||
| Genel | sürekli su alanı | permanent water area i. | ||
| Genel | su fışkırması | flush i. | ||
| Genel | su canavarı | leviathan i. | ||
| Genel | birikinti su | backwater i. | ||
| Genel | tatlı su kaplumbağası | terrapin i. | ||
| Genel | su içinde bitki yetiştirme | hydroponics i. | ||
| Genel | basınçlı su sıkma | squirting pressurized cold water i. | ||
| Genel | su içindeki kum seti | bar i. | ||
| Genel | su terazisi | water gage i. | ||
| Genel | amerikan su tavuğu | american coot i. | ||
| Genel | su korkusu | hydrophobia i. | ||
| Genel | balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği kredileri bölümü | department of credits to fishery and aquaculture i. | ||
| Genel | sabunlu su | suds i. | ||
| Genel | su toplama sahası | catchment basin i. | ||
| Genel | su vererek soğutma tavlaması | quenching i. | ||
| Genel | en yüksek su seviyesi | maximum water level i. | ||
| Genel | su geçirmezlik | imperviousness i. | ||
| Genel | su çevrintisi | whirlpool i. | ||
| Genel | bir su kütlesine uzantı yapan kara parçası | spit i. | ||
| Genel | su saati | water glass i. | ||
| Genel | itfaiye su tedariki | fire fighting water supply i. | ||
| Genel | minerali giderilmiş su | deminaralized water i. | ||
| Genel | su mühendisliği | water engineering i. | ||
| Genel | su taşımak üzere tasarlanmış köprü | aqueduct i. | ||
| Genel | su ücreti | water rate i. | ||
| Genel | tuzlu su | brackish water i. | ||
| Genel | su ısıtıcısı | boiler i. | ||
| Genel | bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası | cape i. | ||
| Genel | pasifik okyanusu'nda, atlas okyanusu'ndaki gulf stream'e eşdeğer bir sıcak su akıntısı | japan current i. | ||
| Genel | su kayağı yapma | surfriding i. | ||
| Genel | su yolları | aqueducts i. | ||
| Genel | küllü su | lye i. | ||
| Genel | su kültürü endüstrisi | aquaculture industry i. | ||
| Genel | su arkı | water ditch i. | ||
| Genel | gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz | lock i. | ||
| Genel | su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt | ship i. | ||
| Genel | su dağıtım şirketi | water company i. | ||
| Genel | su çiçeği | varicella i. | ||
| Genel | su kaynaklarının geliştirilmesi | water resources development i. | ||
| Genel | su kullanım hakkı | water right i. | ||
| Genel | kutsal su serpme | aspersion i. | ||
| Genel | küçük su çulluğu | jack snipe i. | ||
| Genel | dev su böceği | giant water bug i. | ||
| Genel | meksika körfezi'nden kuzey atlantiğe uzanan sıcak su akıntısı | gulf stream i. | ||
| Genel | su sineği | ephemeride i. | ||
| Genel | su geçirmez malzeme | sealing material i. | ||
| Genel | su sesi | splash i. | ||
| Genel | su kayağı | water skiing i. | ||
| Genel | su çulluğu | snipe i. | ||
| Genel | antiseptik su | douche i. | ||
| Genel | geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik | sea cock i. | ||
| Genel | su aygırı | hippopotamus amphibius i. | ||
| Genel | takdis olunmuş su | holy water i. | ||
| Genel | su meşesi | water oak i. | ||
| Genel | kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol | tow path i. | ||
| Genel | kutsal su kabı | stoup i. | ||
| Genel | su taşır | aquifer i. | ||
| Genel | acı su | hard water i. | ||
| Genel | su kaynağı | headwaters i. | ||
| Genel | su ürünleri şubesi | aquaculture section i. | ||
| Genel | atık su borusu | drainpipe i. | ||
| Genel | su tedavisi | hydrotherapy i. | ||
| Genel | su sağlama | water supply i. | ||
| Genel | kaçak su | leaking water i. | ||
| Genel | etin pişerken saldığı su | gravy i. | ||
| Genel | su falcısı | water witch i. | ||
| Genel | tatlı su | soft water i. | ||
| Genel | durgun su | slack i. | ||
| Genel | su kuşları koruma ve üreme alanı | site for the preservation and reproduction of waterfowl i. | ||
| Genel | su veya hava gibi bir ortamda taşıma | wafting i. | ||
| Genel | su geçirgenliği | permeability i. | ||
| Genel | su geçirmez yatak koruyucu kılıf | drawsheet i. | ||
| Genel | su kirliliği | water contamination i. | ||
| Genel | su geçirmez yatak koruyucu kılıf | undersheet i. | ||
| Genel | su kayağı araç | water ski i. | ||
| Genel | vaftiz su kabı | font i. | ||
| Genel | tatlı su biyolojisi | freshwater biology i. | ||
| Genel | su yolu | flume i. | ||
| Genel | ağır akan su | slow flowing water i. | ||
| Genel | su bendi | barrage i. | ||
| Genel | pis su borusu | drain i. | ||
| Genel | alçak su seviyesi | low water mark i. | ||
| Genel | yüzme havuzlarında oynanan bir tür su altı hokeyi | oktopush i. | ||
| Genel | tedavi edici sıcak su | therapeutic use hot water i. | ||
| Genel | su yolu | channel i. | ||
| Genel | arıtılmamış pis su | raw sewage i. | ||
| Genel | su çarkı | waterwheel i. | ||
| Genel | köpüklü su | white water i. | ||
| Genel | atık su | drain water i. | ||
| Genel | su kayağı | aquaplane i. | ||
| Genel | su damlası | blob i. | ||
| Genel | su tesisatı | waterworks i. | ||
| Genel | su ısısı | water temperature i. | ||
| Genel | gelgitin etkisini gösterdiği su yolu | tideway i. | ||
| Genel | su oluğu oluşturma | gullying i. | ||
| Genel | şekerli su | sugared water i. | ||
| Genel | basınçlı su | pressure water i. | ||
| Genel | su akışını düzenleyen araç | sluice i. | ||
| Genel | jüvenil su | juvenile water i. | ||
| Genel | su bardağı | tumbler i. | ||
| Genel | kereste ve diğer yüzer malzemelerden yapılma düz ve yüzer su taşıtı | raft i. | ||
| Genel | su analizi | water analysis i. | ||
| Genel | amerikan su otu | american pondweed i. | ||
| Genel | su karıştırma | dilution i. | ||
| Genel | su kaplumbağası | turtle i. | ||
| Genel | su toplanması | dropsy i. | ||
| Genel | kirli su birikintisi | puddle i. | ||
| Genel | boş su kesimi | light waterline i. | ||
| Genel | su sızdıran delik veya çatlak | leak i. | ||
| Genel | su kirlenmesi | water pollution i. | ||
| Genel | su bendi | weir i. | ||
| Genel | taşkınca akan su | torrent i. | ||
| Genel | basınçlı su ile dişleri temizleme aygıtı | water pick i. | ||
| Genel | su sesi | gurgle i. | ||
| Genel | su üzerine iniş | landing on water i. | ||
| Genel | bir içim su | eyeful i. | ||
| Genel | su şebekesi kirlenmesi | water supply contamination i. | ||
| Genel | su bünyesi | water body i. | ||
| Genel | temel su kalitesi parametresi | main water quality parameter i. | ||
| Genel | su geçidi | waterway i. | ||
| Genel | su birikintisi | slough i. | ||
| Genel | su çarkı | water wheel i. | ||
| Genel | ağacın su ve özsu taşıyan bölümü | alburnum i. | ||
| Genel | su kaynağı | body of water i. | ||
| Genel | incecik damlacıklar halindeki su serpintisi | spray i. | ||
| Genel | ortalama su düzeyi | mean water level i. | ||
| Genel | su oluğu | penstock i. | ||
| Genel | içmeye ya da banyo etmeye elverişli doğal su kaynağı | spa i. | ||
| Genel | su havzası | great divide i. | ||
| Genel | elektrikli su ısıtıcısı | immersion heater i. | ||
| Genel | su deposu | cistern i. | ||
| Genel | ağır hidrojenli su | heavy water i. | ||
| Genel | su kaplumbağası | terrapin i. | ||
| Genel | su kuyusu | draw well i. | ||
| Genel | su parkı | aquapark i. | ||
| Genel | yangın sırasında hortumun su aldığı cadde musluğu | fireplug i. | ||
| Genel | su seddi | weir i. | ||
| Genel | artık su | surplus water i. | ||
| Genel | atık su | effluence i. | ||
| Genel | su ürünleri yetiştiriciliği | fixing i. | ||
| Genel | su kenarında arsa | waterfront i. | ||
| Genel | su kılavuzu | water rail i. | ||
| Genel | ilaçlı su | douche i. | ||
| Genel | su gücü | waterpower i. | ||
| Genel | higroskopik su | hygroscopic water i. | ||
| Genel | su hortumu | hose i. | ||
| Genel | su buharı | damp i. | ||
| Genel | su düzeyi | water level i. | ||
| Genel | su taşkını | spate i. | ||
| Genel | oksijenli su | hydrogen peroxide i. | ||
| Genel | su yılanı | sea snake i. | ||
| Genel | oksijenli su | peroxide i. | ||
| Genel | su otu | waterweed i. | ||
| Genel | su boşaltma kabı | lade i. | ||
| Genel | çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi | oasis i. | ||
| Genel | su mandası | wadering buffaloe i. | ||
| Genel | su oyunları | waterworks i. | ||
| Genel | bir bardak su | a glass of water i. | ||
| Genel | su faresi | water rat i. | ||
| Genel | su kuşu | aquatic bird i. | ||
| Genel | bir yudum su | a drink of water i. | ||
| Genel | su tesisatçılığı | plumbing i. | ||
| Genel | yangına karşı su serpme tesisatı | sprinkler system i. | ||
| Genel | su depoları | reservoirs i. | ||
| Genel | su otu | pondweed i. | ||
| Genel | kemerli su yolu | aqueduct i. | ||
| Genel | su tabakası | water table i. | ||
| Genel | atık su kanalı | tailrace i. | ||
| Genel | büyük su bardağı | tumbler i. | ||
| Genel | su yumuşatıcı | calgon i. | ||
| Genel | çamurlu su birikintisi | slop i. | ||
| Genel | sızma su | percolating water i. | ||
| Genel | su sineği | ephemerid i. | ||
| Genel | kamuya ait su kaynaklarına flüor eklenmesine karşı çıkan kimse | antifluoridationist i. | ||
| Genel | su perisi | nereid i. | ||
| Genel | sıcak su ile süt ve şeker karışımı bir içecek | cambric tea i. | ||
| Genel | su işleri müdürlüğü | water authority i. | ||
| Genel | özellikle buzulların erimesinden oluşan su | melt water i. | ||
| Genel | içi su dolu kabarcık | water blister i. | ||
| Genel | tortul atık (su/pis su arıtma işleminde oluşan) | sludge i. | ||
| Genel | su şebekesi | water main i. | ||
| Genel | su bitkisi | hydrophyte i. | ||
| Genel | su arıtıcı | water clarifier i. | ||
| Genel | su ürünleri araştırma enstitüsü | fishery research institute i. | ||
| Genel | su kuşu | crake i. | ||
| Genel | su bendi kapısı | water gate i. | ||
| Genel | su kayağı | surfriding i. | ||
| Genel | su yolu | drain i. | ||
| Genel | gün değmemiş su | juvenile water i. | ||
| Genel | su kaynağı | spring i. | ||
| Genel | su kanalı | watercourse i. | ||
| Genel | su kabı | water pan i. | ||
| Genel | su baskını | submersion i. | ||
| Genel | su yolculuğu | water travel i. | ||
| Genel | su kaynağı hortumu | water supply hose i. | ||
| Genel | su buharı özellik tablosu | steam table i. | ||
| Genel | tuzlu suda su verme | brine quenching i. | ||
| Genel | su tutucu | water retainer i. | ||
| Genel | su kabı | calabash i. | ||
| Genel | tatlı su biyolojisi | fresh water biology i. | ||
| Genel | su lekesi | splash i. | ||
| Genel | su kabarcığı | water blister i. | ||
| Genel | sudan hafif olup su üstünde yüzme hali | positive buoyancy i. | ||
| Genel | su bünyesi | body of water i. | ||
| Genel | yapraklı su otu | leafy pondweed i. | ||
| Genel | su perisi | naiad i. | ||
| Genel | havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi | precipitation i. | ||
| Genel | su veya çakılların açtığı derin çukur | pothole i. | ||
| Genel | su arıtma ve dağıtma tesisi | waterworks i. | ||
| Genel | su kaynakları yönetimi | water management system i. | ||
| Genel | sıcak su fıskiyesi | geyser i. | ||
| Genel | hazne (su) | reservoir i. | ||
| Genel | su yolu | dike i. | ||
| Genel | arıtılmamış pis su | untreated sewage i. | ||
| Genel | su kaynağı | water resource i. | ||
| Genel | fışkıran su | squirt i. | ||
| Genel | su kuşları | waterfowls i. | ||
| Genel | su kaybı | loss of water i. | ||
| Genel | su taksisi | water taxi i. | ||
| Genel | su kayakçısı | water skater i. | ||
| Genel | tutulmuş su (baraj vb ile) | impoundment i. | ||
| Genel | dünya su konseyi | world water council i. | ||
| Genel | deniz nehir göl gibi su adları bilimi | hydronomy i. | ||
| Genel | yer altı su kanalı | kanat i. | ||
| Genel | su birikintisi | water body i. | ||
| Genel | durgun su | slack water i. | ||
| Genel | büyük su bardağı dolusu | tumblerful i. | ||
| Genel | su göğü | water sky i. | ||
| Genel | su basması | flood i. | ||
| Genel | su mermeri | alabaster i. | ||
| Genel | baraj tarafından tutulan su | impoundment i. | ||
| Genel | içecek su tesisleri | potable water installations i. | ||
| Genel | yük su çekimi | load displacement i. | ||
| Genel | su hasarı | damage by water i. | ||
| Genel | su kesimi | load line i. | ||
| Genel | su basması | inundation i. | ||
| Genel | basınçlı su ile sorgulama (işkence) | waterboarding i. | ||
| Genel | su geçirmez kıyafet | groundsheet i. | ||
| Genel | su geçirmez örtü | groundsheet i. | ||
| Genel | orman veya su perisi (mitoloji) | nymph i. | ||
| Genel | su geçirmez gemici şapkası | northeaster i. | ||
| Genel | su geçirmez kıyafet | waterproof cloth i. | ||
| Genel | su geçirmez örtü | waterproof cloth i. | ||
| Genel | bir tatlı su balığı | ide i. | ||
| Genel | su götürmezlik | indisputability i. | ||
| Genel | su masajı | hydromassage i. | ||
| Genel | su taşıyıcı çocuk | waterboy i. | ||
| Genel | su geçirmez madde | waterproofing agent i. | ||
| Genel | su koruma | water conservation i. | ||
| Genel | su saatleri | flow meters i. | ||
| Genel | su kuşları | water birds i. | ||
| Genel | su ve mimari | water and architecture i. | ||
| Genel | su yosunları ürünleri | algae products i. | ||
| Genel | su yabancı otları | aquatic weeds i. | ||
| Genel | tatlı su bitkileri | freshwater plants i. | ||
| Genel | tatlı su ekolojisi | freshwater ecology i. | ||
| Genel | su hazneleri | reservoirs i. | ||
| Genel | su çekici | water hammer i. | ||
| Genel | su yosunları | algae i. | ||
| Genel | su yosunları kültürü | algae culture i. | ||
| Genel | su atlayışı | hydraulic jump i. | ||
| Genel | su kimyası | water chemistry i. | ||
| Genel | su yaşamı | aquatic life i. | ||
| Genel | su seviyesini gösteren bir cihaz | water level i. | ||
| Genel | su şebekesi | water supply network i. | ||
| Genel | su basması | alluvion i. | ||