dime - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dime

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"dime" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 20 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dime i. on sent
dime i. ucuz
dime i. 10 sent değerindeki madeni para
dime i. on sent madeni para
dime i. on sentlik para
dime i. küçük bir miktar para
Trade/Economic
dime i. on sentlik gümüş madeni para
dime i. (kanada'da) 10 sentlik madeni para
Linguistics
dime i. etiyopya'da 10.000'den az kişinin konuştuğu bir dil
Basketball
dime i. asist (nba)
Football
dime i. beklenen pasa karşı altı defans oyuncusundan oluşan (savunma)
Archaic
dime i. onda bir
dime i. ondalık
dime i. ondalık
dime i. onda bir oranında vergi
Slang
dime i. 10 seneye mahkum olma
dime i. 10 yıllık mahkumiyet
dime i. on dolar
dime i. on dolarlık esrar içeren paket
dime i. 10 dolarlık uyuşturucu paketi

"dime" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 149 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dime novel i. heyecanlı ucuz roman
dime bettor i. ufak bahisçi
dime store i. ucuzcu dükkan
five-and-dime [us] i. ucuzluk mağazası
dime-store s. ucuz
dime-store s. pahalı olmayan
dime-store s. bayağı
dime-store s. düşük kaliteli
dime-store s. ikinci kalite
dime-store s. ikinci sınıf
a dime a dozen expr. çok yaygın
Phrasals
turn a nice dime f. iyi kar etmek
Colloquial
dime novel i. boyalı basın
dime novel i. ucuz roman
dime novel i. ucuz dergiler
yankee dime i. öpücük
thin dime [dated] [us] i. incecik bir on sent
thin dime [dated] [us] i. tek bir bozukluk
thin dime [dated] [us] i. cüzi bir para
thin dime i. çok az miktarda para
thin dime i. cüzi bir fiyat
thin dime i. ucuz şey
nickel-and-dime s. önemsiz
nickel-and-dime expr. çok sıradan
a dime a dozen expr. çok yaygın
on a dime expr. kılpayı
on a dime expr. (öndeki araca çarpmaya) ramak kala
can you spare a dime? expr. (bana vereceğin) bozukluğun var mı?
can you spare a dime? expr. (bana vereceğin) bozuk paran var mı?
here's a dime, call someone who cares expr. git başkasına anlat
here's a dime, call someone who cares expr. git umurunda olan birine anlat
Idioms
five-and-dime i. herşey bir milyoncu
five-and-dime i. tuhafiye mağazası
five-and-dime i. tuhafiyeci
a dime a dozen i. beş para etmez
yankee dime i. öpücük
nickel-and-dime [us] i. önemsiz
nickel-and-dime [us] i. çok sıradan
nickel-and-dime [us] i. üç kuruşluk
nickel-and-dime [us] i. iki paralık
nickel-and-dime [us] i. beş para etmez
nickel-and-dime [us] i. değersiz
nickel-and-dime f. dikkatli para harcamak
nickel-and-dime f. kuruşun hesabını yapmak
stop on a dime f. aniden durmak
turn on a dime f. aniden seyrini değiştirmek
turn on a dime f. aniden yönünü değiştirmek
nickel-and-dime someone to death f. azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak
nickel-and-dime f. azar azar harcamak
stop on a dime f. birdenbire durmak
nickel and dime someone f. ekstra ücret talep etmek
watch every dime f. her kuruşuna dikkat etmek
watch every dime f. her kuruşunu dikkatli harcamak
nickel-and-dime someone to death f. küsuratlarla hesabı şişirmek
turn on a dime f. sert bir manevra yapmak
stop on a dime f. teklemek
nickel-and-dime f. ufak tefek masraflar çıkartarak zarara uğratmak
nickel-and-dime someone to death f. ufak harcamalarla yiyip bitirmek/eritmek
turn on a dime f. (dar) bir virajdan dönmek
stop on a dime f. zınk diye durmak
stop on a dime f. (araba vb) iki adım gidip durmak
be a dime a dozen f. çok yaygın olmak
be a dime a dozen f. zibil gibi olmak
be a dime a dozen f. her yerde olmak
be a dime a dozen f. sürüsüne bereket olmak
be not worth a dime f. beş para etmez olmak
be not worth a dime f. beş para etmemek
be not worth a dime f. değersiz olmak
be not worth a dime f. on para etmemek
be not worth a dime f. zerre kadar değeri olmamak
drop the dime on [us] f. -i ele vermek
drop the dime on [us] f. -i ispiyonlamak
drop the dime on [us] f. -i polise vermek/ispiyonlamak
drop the dime on [us] f. -i polise şikayet etmek/bildirmek
drop a dime on [us] f. -i ele vermek
drop a dime on [us] f. -i ispiyonlamak
drop a dime on [us] f. -i polise vermek/ispiyonlamak
drop a dime on [us] f. -i polise şikayet etmek/bildirmek
nickel and dime [us] f. parasını tırtıklamak
nickel and dime [us] f. ufak ufak söğüşlemek
nickel and dime [us] f. azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak
nickel and dime (one) f. (birinin) parasını tırtıklamak
nickel and dime (one) f. (birini) ufak ufak söğüşlemek
nickel and dime (one) f. azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak
nickel and dime (one) f. (birini) ufak harcamalarla yiyip bitirmek/eritmek
nickel and dime (one) f. küsuratlarsa (birinin) hesabını şişirmek
nickel and dime (one) to death f. (birinin) parasını tırtıklamak
nickel and dime (one) to death f. (birini) ufak ufak söğüşlemek
nickel and dime (one) to death f. azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak
nickel and dime (one) to death f. (birini) ufak harcamalarla yiyip bitirmek/eritmek
nickel and dime (one) to death f. küsuratlarsa (birinin) hesabını şişirmek
nickel and dime someone (to death) f. (birinin) parasını tırtıklamak
nickel and dime someone (to death) f. (birini) ufak ufak söğüşlemek
nickel and dime someone (to death) f. azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak
nickel and dime someone (to death) f. (birini) ufak harcamalarla yiyip bitirmek/eritmek
nickel and dime someone (to death) f. küsuratlarsa (birinin) hesabını şişirmek
change on a dime f. bir anda rota değiştirmek
turn on a dime f. bir anda rota değiştirmek
nickel-and-dime s. üç kuruşluk
nickel-and-dime s. iki paralık
nickel-and-dime s. ucuz
nickel-and-dime s. kıymetsiz
nickel-and-dime s. düşük ücretli
nickel-and-dime s. önemsiz
nickel-and-dime s. önemsiz
a dime a dozen s. zibil gibi
a dime a dozen s. aşırı yaygın
a dime a dozen s. her yerde
not be worth a dime expr. beş para etmez
not worth a dime expr. beş para etmez
nickel-and-dime expr. beş para etmez
nickel-and-dime expr. değersiz
not be worth a dime expr. değersiz
on one's own dime (payer de sa poche) expr. kendi cebinden
on one's own dime (payer de sa poche) expr. kendi parasıyla
dime a dozen expr. sürüsüne bereket
on (someone's or something's) dime expr. (birinin/bir şeyin) parasıyla
on (someone's or something's) dime expr. (birinin/bir şeyin) sağladığı fonla/kaynakla
on (someone's or something's) dime expr. (birinin/bir şeyin) cebinden
Speaking
not a dime more expr. bir kuruş fazla vermem
Law
dime levy i. aşar vergisi
Geography
dime box i. teksas eyaletinde şehir
Basketball
stopping on a dime i. koşan oyuncunun aniden durması
Card
five-and-dime i. beşlik ve onluktan oluşan döper
Slang
dime (rap slang) i. bomba/piliç kız
dime (rap slang) i. on dolarlık poşet içinde uyuşturucu
dime piece i. çekici kadın
dime piece i. iyi parça
dime piece i. on numara kadın
dime-dropper i. gammaz
dime-dropper i. ispiyoncu
dime-dropper i. muhbir
dime-dropper i. ajan
dime-dropper i. jurnalci
dime bag i. on dolarlık esrar içeren paket
drop a dime on someone f. birisini ispiyonlamak
drop a dime f. bir mahkumu ispiyonlamak
drop a dime on someone f. birisini ele vermek
get off the dime f. harekete geçmek
dime out f. ihbar etmek
dime out f. ele vermek
dime out f. şikayet etmek
dime out f. gammazlamak
dime out f. ispiyonlamak
Modern Slang
a dime i. on dolarlık esrar/ot
a dime piece i. çok güzel kadın
a dime piece i. mükemmel kadın
a dime piece i. şahane kadın
a dime piece i. tam bir afet