Geçmiş

found

"found" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 55 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	found f.	kurmak
General
2	Genel	found i.	döküm
3	Genel	found f.	tesis etmek
4	Genel	found f.	temelini atmak
5	Genel	found f.	dökmek
6	Genel	found f.	kalıba dökmek
7	Genel	found f.	dayanmak
8	Genel	found f.	dayandırmak
9	Genel	found f.	kurmak
10	Genel	found f.	inşa etmek
11	Genel	found f.	temel yapmak
12	Genel	found f.	eritmek
13	Genel	found f.	yapmak
14	Genel	found f.	temel atmak
15	Genel	found f.	dayandırmak
16	Genel	found f.	temel sunmak
17	Genel	found f.	gerekçelendirmek
18	Genel	found f.	temele oturtmak
19	Genel	found f.	sabitlemek
20	Genel	found f.	sıkıca oturtmak
21	Genel	found f.	firma kurmak
22	Genel	found f.	girişim başlatmak
23	Genel	found f.	organizasyon kurmak
24	Genel	found f.	vakıf kurmak
25	Genel	found s.	bulunmuş
26	Genel	found s.	sanat eseri olarak sunulan
27	Genel	found s.	sanat eserine dahil edilen
28	Genel	found s.	sanat eserine özgü
29	Genel	found s.	sanat eserine dahil edilen (nesne)
Law
30	Hukuk	found i.	vakıf
31	Hukuk	found i.	kuruluş
32	Hukuk	found i.	organizasyon
33	Hukuk	found f.	tesis etmek
Industry
34	Sanayi	found i.	(çalışanlara sunulan) ücretsiz konaklama ve yemek
35	Sanayi	found i.	(tarak yapımında kullanılan) ince bir eğe çeşidi
Technical
36	Teknik	found f.	döküm yapmak
37	Teknik	found f.	kurmak
38	Teknik	found f.	yapmak
39	Teknik	found f.	(eriyik maddeyi kalıba dökerek) nesne oluşturmak
40	Teknik	found f.	(eriyik maddeyi kalıba dökerek) nesne şekillendirmek
41	Teknik	found f.	(metali) eriterek kalıba dökmek
42	Teknik	found f.	(cam yapımında kullanılan malzemeleri) eritmek
43	Teknik	found f.	(cam yapımında kullanılan malzemeleri) ergitmek
44	Teknik	found f.	(malzemeleri eriterek) cam yapmak
Computer
45	Bilgisayar	found s.	bulunan
46	Bilgisayar	found expr.	bulundu
Construction
47	İnşaat	found f.	bir şeyin üzerine inşa etmek
48	İnşaat	found f.	sağlam temele inşa etmek
Marine
49	Denizcilik	found s.	teçhizatlı
50	Denizcilik	found s.	donatılı
51	Denizcilik	found s.	donanımlı
Philosophy
52	Felsefe	found f.	temellendirmek
Archaic
53	Eski Kullanım	found i.	dökme
54	Eski Kullanım	found i.	kalıplama
55	Eski Kullanım	found i.	kalıba dökme

"found" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 248 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	be found f.	bulunmak
General
2	Genel	lost-and-found (us) i.	kayıp eşya bürosu
3	Genel	lost-and-found (us) i.	kayıp ve buluntu eşya bürosu
4	Genel	lost-and-found office i.	kayıp ve buluntu eşya bürosu
5	Genel	lost-and-found office i.	kayıp eşya bürosu
6	Genel	lost and found box i.	kayıp eşya kutusu
7	Genel	lost and found office i.	kayıp ve bulunan eşya ofisi
8	Genel	lost and found (us) i.	kayıp ve bulunan eşya ofisi
9	Genel	found [scotland] i.	temel
10	Genel	found [scotland] i.	taban
11	Genel	found-in [canada] i.	yasa dışı mekanda yakalanan kimse
12	Genel	be found wanting f.	kusurlu bulunmak
13	Genel	be found guilty f.	suçlu bulunmak
14	Genel	be found desirable f.	beğenilmek
15	Genel	be found at fault f.	kabahatli bulunmak
16	Genel	be found guilty of f.	hüküm giymek
17	Genel	be found at fault f.	kabahatli çıkmak
18	Genel	be found exaggerated f.	abartılı bulunmak
19	Genel	be found hanged f.	asılmış bulunmak
20	Genel	be found dead f.	ölü bulunmak
21	Genel	be found out f.	meydana çıkmak
22	Genel	found an association (or society/club) f.	dernek kurmak
23	Genel	found a state f.	devlet kurmak
24	Genel	found a hospital f.	hastane kurmak
25	Genel	be found delicious f.	lezzetli bulunmak
26	Genel	be found unjust f.	haksız bulunmak
27	Genel	found a school f.	okul kurmak
28	Genel	be found bizarre f.	tuhaf bulunmak
29	Genel	found an empire f.	imparatorluk kurmak
30	Genel	be found bizarre f.	garip bulunmak
31	Genel	be found strange f.	tuhaf bulunmak
32	Genel	be found out f.	ortaya çıkarılmak
33	Genel	be found strange f.	garip bulunmak
34	Genel	found a company f.	şirket açmak
35	Genel	be found odd f.	garip gelmek
36	Genel	be found bizarre f.	garip gelmek
37	Genel	be found strange f.	garipsenmek
38	Genel	be found odd f.	garipsenmek
39	Genel	be found bizarre f.	garipsenmek
40	Genel	be found strange f.	garip gelmek
41	Genel	be found positive f.	olumlu bulunmak
42	Genel	found a party f.	parti kurmak
43	Genel	found group f.	grup kurmak
44	Genel	be found appropriate f.	uygun görülmek
45	Genel	be found suitable f.	uygun görülmek
46	Genel	be found acceptable f.	uygun görülmek
47	Genel	be found favorable f.	uygun bulunmak
48	Genel	be found appropriate f.	uygun bulunmak
49	Genel	be found suitable f.	uygun bulunmak
50	Genel	be found dead in one’s pool f.	havuzunda ölü bulunmak
51	Genel	found a new company f.	yeni bir şirket kurmak
52	Genel	found a company f.	bir şirket kurmak
53	Genel	one’s dead body (to be) found f.	cesedi bulunmak
54	Genel	be found brutally murdered f.	vahşice öldürülmüş şekilde bulunmak
55	Genel	found a family f.	bir aile kurmak
56	Genel	be found dead at her/his house f.	evinde ölü bulunmak
57	Genel	be found dead in her/his flat f.	dairesinde ölü bulunmak
58	Genel	be found dead in her/his home f.	evinde ölü bulunmak
59	Genel	be found dead at her/his flat f.	dairesinde ölü bulunmak
60	Genel	be found dead in her/his house f.	evinde ölü bulunmak
61	Genel	be found dead at her/his home f.	evinde ölü bulunmak
62	Genel	be found dead at her/his apartment f.	dairesinde ölü bulunmak
63	Genel	be found dead in her/his apartment f.	dairesinde ölü bulunmak
64	Genel	found a country f.	ülke kurmak
65	Genel	be found guilty on all charges f.	tüm suçlamalardan suçlu bulunmak
66	Genel	not to be found s.	mafiş
67	Genel	new-found s.	yeni bulunmuş
68	Genel	new-found s.	yeni keşfedilmiş
69	Genel	lost-and-found s.	kayıp eşyaya ait
70	Genel	lost-and-found s.	kayıp eşya içeren
71	Genel	found [uk] s.	her şey dahil
72	Genel	found [uk] s.	(yemek, yatak) ücretsiz sunulan
73	Genel	found [uk] s.	ansızın gelen
74	Genel	found [uk] s.	arayıp bulunan
75	Genel	found [uk] s.	umulmayan
76	Genel	found [uk] s.	apansız
77	Genel	404 not found expr.	404 bulunamadı
Phrasals
78	Öbek Fiiller	found on f.	bir temelin, fikrin, prensibin üstüne kurmak
79	Öbek Fiiller	found on f.	bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek
80	Öbek Fiiller	found on f.	temelini bir fikrin, prensibin üstüne atmak
81	Öbek Fiiller	found on f.	bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek
82	Öbek Fiiller	found upon f.	bir temelin, fikrin, prensibin üstüne kurmak
83	Öbek Fiiller	found upon f.	bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek
84	Öbek Fiiller	found upon f.	temelini bir fikrin, prensibin üstüne atmak
85	Öbek Fiiller	found upon f.	bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek
86	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir temelin üstüne inşa etmek
87	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir temelin üstüne kurmak
88	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir gerekçeye dayandırarak kurmak
89	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir sebeple kurmak
90	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir temelin üstüne inşa etmek
91	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir temelin üstüne kurmak
92	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir gerekçeye dayandırarak kurmak
93	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir sebeple kurmak
94	Öbek Fiiller	found on f.	bir şeyi başka bir şeyle temellendirmek
95	Öbek Fiiller	found on f.	bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek
96	Öbek Fiiller	found on f.	bir şeyi başka bir şeyin temelinde kurmak
97	Öbek Fiiller	found upon f.	bir şeyi başka bir şeyle temellendirmek
98	Öbek Fiiller	found upon f.	bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek
99	Öbek Fiiller	found upon f.	bir şeyi başka bir şeyin temelinde kurmak
100	Öbek Fiiller	found something upon something f.	bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne kurmak
101	Öbek Fiiller	found something upon something f.	bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek
102	Öbek Fiiller	found something upon something f.	bir şeyi bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek
103	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne kurmak
104	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek
105	Öbek Fiiller	found something on something f.	bir şeyi bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek
Phrases
106	İfadeler	what he/she found out expr.	öğrendikleri
107	İfadeler	what they found out expr.	öğrendikleri
Colloquial
108	Konuşma Dili	lost-and-found badge i.	künye
109	Konuşma Dili	lost-and-found badge i.	askeri künye
110	Konuşma Dili	lost and found i.	kayıp eşya bürosu/alanı
111	Konuşma Dili	lost and found i.	kayıp ve buluntu eşya bürosu/alanı
112	Konuşma Dili	lost and found i.	kayıp eşya kutusu
113	Konuşma Dili	lost and found i.	kayıp ve bulunan eşya ofisi
114	Konuşma Dili	one’s remains (to be) found f.	cesedi bulunmak
115	Konuşma Dili	somehow he found us expr.	bir şekilde bizi bulmuş
Idioms
116	Deyim	found money i.	beleşten/havadan kazanılan para
117	Deyim	be nowhere to be found/seen f.	hiçbir yerde olmamak/bulunamamak/görülememek
118	Deyim	be nowhere to be found/seen f.	görünürde/ortalıkta/ortada hiç kimse olmamak
119	Deyim	all found (old-fashioned) expr.	artı yemek ve barınma
120	Deyim	nowhere to be found expr.	görünürde/ortada/ortalıkta yok
121	Deyim	the best advice is found on the pillow expr.	iyi bir uyku çektikten sonra bir soruna çözüm bulunabilir
122	Deyim	weighed (in the balance) and found wanting expr.	test edildi ve onaylanmadı
123	Deyim	weighed (in the balance) and found wanting expr.	test edildi ve kusurlu/hatalı bulundu
124	Deyim	weighed (in the balance) and found wanting expr.	test edildi ve eksik bulundu
125	Deyim	all found expr.	her şey dahil
126	Deyim	all found expr.	her şey içinde
127	Deyim	all found expr.	her şeyi hesaba katarak
128	Deyim	all found expr.	yemek ve kalacak yer içinde
129	Deyim	all found expr.	yemek ve kalacak yer dahil
130	Deyim	all found expr.	ücret artı yemek ve kalacak yer
131	Deyim	all found expr.	her şey dahil
132	Deyim	all found expr.	her şey içinde
133	Deyim	all found expr.	her şeyi hesaba katarak
134	Deyim	all found expr.	yemek ve kalacak yer içinde
135	Deyim	all found expr.	yemek ve kalacak yer dahil
136	Deyim	all found expr.	ücret artı yemek ve kalacak yer
Speaking
137	Konuşma	I found a place expr.	bir yer buldum
138	Konuşma	she was found decapitated expr.	başı kesik şekilde bulunmuş
139	Konuşma	she was found decapitated expr.	başı kesilmiş şekilde bulundu
140	Konuşma	she was found decapitated expr.	başı kesilmiş şekilde bulunmuş
141	Konuşma	he was found decapitated expr.	başı kesik şekilde bulunmuş
142	Konuşma	she was found decapitated expr.	başı kesik şekilde bulundu
143	Konuşma	he was found decapitated expr.	başı kesilmiş şekilde bulundu
144	Konuşma	he was found decapitated expr.	başı kesik şekilde bulundu
145	Konuşma	he was found decapitated expr.	başı kesilmiş şekilde bulunmuş
146	Konuşma	we found something expr.	bir şey bulduk
147	Konuşma	I have not found their source expr.	bunların kaynağını bulamadım
148	Konuşma	I never would have found you otherwise expr.	başka türlü seni asla bulamazdım
149	Konuşma	look what I found expr.	bak ne buldum
150	Konuşma	I found it in the trash expr.	çöpte buldum
151	Konuşma	thank god i've found you expr.	çok şükür seni buldum
152	Konuşma	if I ever found myself in this situation expr.	eğer kendimi bu durumda bulursam
153	Konuşma	I found it in the river expr.	onu nehirde buldum
154	Konuşma	I think I found them expr.	onları buldum sanırım
155	Konuşma	they found the door open expr.	kapıyı açık buldular
156	Konuşma	I found you out expr.	ne mal olduğunu anladım
157	Konuşma	we found it expr.	onu biz bulduk
158	Konuşma	I haven't found anything so far expr.	şu ana kadar bir şey bulamadım
159	Konuşma	I found you a ticket expr.	sana bilet buldum
160	Konuşma	I think I found what you are looking for expr.	sanırım aradığını buldum
161	Konuşma	I think we found what you are looking for expr.	sanırım aradığınızı bulduk
162	Konuşma	I think I found them expr.	sanırım buldum onları
163	Konuşma	I hope you found what you were looking for expr.	umarım aradığını bulmuşsundur
Trade/Economic
164	Ticaret/Ekonomi	found enterprises f.	teşebbüsler kurmak
Law
165	Hukuk	lost property found i.	lukata
166	Hukuk	object found i.	lukata
167	Hukuk	office-found i.	makam soruşturmasının bulguları
168	Hukuk	office-found i.	makam soruşturmasının sonuçları
169	Hukuk	be found innocent f.	suçsuz bulunmak
Politics
170	Siyasal	those found dead i.	ölü bulunanlar
171	Siyasal	right to found political parties i.	siyasi parti kurma hakkı
172	Siyasal	found a party f.	parti kurmak
Technical
173	Teknik	device not found i.	cihaz bulunamadı
174	Teknik	well-found s.	her türlü donanımı mevcut
175	Teknik	no fault found (nff) expr.	hata bulunamadı
Computer
176	Bilgisayar	name not found i.	ad bulunamadı
177	Bilgisayar	found pin i.	bulunan iğne
178	Bilgisayar	topics found i.	bulunan konular
179	Bilgisayar	files found i.	bulunan dosyalar
180	Bilgisayar	list of the errors found i.	bulunan hatalar listesi
181	Bilgisayar	list of the errors found i.	bulunan hataların listesi
182	Bilgisayar	file not found i.	dosya bulunamadı
183	Bilgisayar	match found i.	eşleşme bulundu
184	Bilgisayar	host not found expr.	ana bilgisayar bulunamadı
185	Bilgisayar	asf not found expr.	asf bulunamadı
186	Bilgisayar	found host expr.	ana makine bulundu
187	Bilgisayar	device found expr.	aygıt bulundu
188	Bilgisayar	not found expr.	bulunmadı
189	Bilgisayar	not found expr.	bulunmayan
190	Bilgisayar	not found expr.	bulunamayan
191	Bilgisayar	not found expr.	bulunamıyor
192	Bilgisayar	adapter not found expr.	bağdaştırıcı bulunamadı
193	Bilgisayar	found a modem expr.	bir modem bulundu
194	Bilgisayar	not found expr.	bulunamadı
195	Bilgisayar	bluetooth device not found expr.	blueetooth cihazı bulunamadı
196	Bilgisayar	found a solution expr.	bir çözüm buldu
197	Bilgisayar	found bad expr.	bozuk buldu
198	Bilgisayar	file found expr.	dosya bulundu
199	Bilgisayar	files found expr.	dosyalar bulundu
200	Bilgisayar	no files found expr.	hiçbir dosya bulunamadı
201	Bilgisayar	nothing found expr.	hiçbir şey bulunamadı
202	Bilgisayar	cells found expr.	hücre bulundu
203	Bilgisayar	no sites found expr.	hiçbir site bulunamadı
204	Bilgisayar	label not found expr.	etiket bulunamadı
205	Bilgisayar	no cells found expr.	hücre bulunamadı
206	Bilgisayar	no results found expr.	herhangi bir sonuç bulunamadı
207	Bilgisayar	no results found expr.	hiçbir sonuç bulunamadı
208	Bilgisayar	no fonts found expr.	hiçbir yazı tipi bulunamadı
209	Bilgisayar	group not found expr.	grup bulunamadı
210	Bilgisayar	email address was not found in the database expr.	e-posta adresi veri-tabanında bulunamadı
211	Bilgisayar	no threat found expr.	herhangi tehdit bulunamadı
212	Bilgisayar	serial entered could not be found expr.	girilen seri numarası bulunamıyor
213	Bilgisayar	the page you requested was not found expr.	istediğiniz sayfa bulunamadı
214	Bilgisayar	records found expr.	kayıt bulundu
215	Bilgisayar	object not found! expr.	nesne bulunamadı!
216	Bilgisayar	item not found expr.	öğe bulunamadı
217	Bilgisayar	no text found expr.	metin bulunamadı
218	Bilgisayar	no modem found expr.	modem bulunamadı
219	Bilgisayar	no objects found expr.	nesne bulunamadı
220	Bilgisayar	user not found expr.	kullanıcı bulunamadı
221	Bilgisayar	chunk not found expr.	küçük birim bulunamadı
222	Bilgisayar	no items found expr.	öğe bulunamadı
223	Bilgisayar	keyboard not found expr.	klavye bulunamadı
224	Bilgisayar	topics found expr.	konu bulundu
225	Bilgisayar	object not found! expr.	öğe bulunamadı!
226	Bilgisayar	problem found expr.	sorun bulundu
227	Bilgisayar	no entries found! expr.	sonuç bulunamadı!
228	Bilgisayar	proc not found expr.	proc bulunamadı
229	Bilgisayar	page not found expr.	sayfa bulunamadı
230	Bilgisayar	no results found expr.	sonuç bulunamadı
231	Bilgisayar	no virus found so far expr.	şu ana kadar herhangi bir virüs bulunamadı
232	Bilgisayar	phone profile not found expr.	telefon profili bulunamadı
233	Bilgisayar	no threat found expr.	tehdit bulunamadı
234	Bilgisayar	new hardware found expr.	yeni donanım bulundu
235	Bilgisayar	path not found	yol bulunamadı
Marine
236	Denizcilik	well-found s.	uygun şekilde donatılmış veya teçhiz edilmiş
Medical
237	Medikal	be found to be hypocalcemic f.	hipokalsemik bulunmak
Literature
238	Edebiyat	found poem i.	sonradan şiirsel form kazandırılan buluntu şiir
Military
239	Askeri	found shipment i.	ihbarsız sevkiyat
Football
240	Futbol	be found himself at the back post with ball f.	arka direkte topla buluşmak
241	Futbol	be found himself at the front post with ball f.	ön direkte topla buluşmak
Art
242	Sanat	found art i.	buluntu nesnelerle yapılan sanat
243	Sanat	found object i.	sonradan sanatsal anlam yüklenen buluntu nesne
Cinema
244	Sinema	found footage i.	buluntu film
Modern Slang
245	Modern Argo	and then I found 20 dollars expr.	sonra da 20 dolar buldum (sıkıcı/kötü bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
246	Modern Argo	and then I found 5 dollars expr.	sonra da 5 dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
247	Modern Argo	and then I found five dollars expr.	sonra da beş dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
248	Modern Argo	and then I found ten dollars! expr.	sonra da on dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)