İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | harsh s. | haşin | ||
If the climate is harsh and severe, the people are also harsh and severe. İklim sert ve haşinse, insanlar da sert ve haşin olur. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | harsh s. | sert | ||
You were, of course, a little harsh about the level of the payments. Elbette ödemelerin seviyesi konusunda biraz sert davrandınız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | harsh s. | acımasız | ||
You're harsh. Sen acımasızsın. More Sentences |
||||
Genel | harsh s. | acı | ||
The harsh and tragic figures are there for all to see. Acı ve trajik rakamlar herkesin görebileceği şekilde ortadadır. More Sentences |
||||
Genel | harsh s. | ağır | ||
Even so, these men risk harsh punishment. Öyle olsa bile, bu adamlar ağır cezalara çarptırılma riskiyle karşı karşıyadır. More Sentences |
||||
Genel | harsh s. | şiddetli | ||
The light was harsh, I felt cold. Işık şiddetliydi, üşüdüğümü hissettim. More Sentences |
||||
Genel | harsh zf. | sert bir şekilde | ||
The Prestige disaster cast a harsh light on marine pollution. Prestige faciası deniz kirliliğine sert bir şekilde ışık tutmuştur. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | harsh s. | sert | ||
Even if it sounds harsh, technical improvements are necessary. Kulağa sert gelse de teknik iyileştirmeler gereklidir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | harsh s. | göz kamaştırıcı | ||
Genel | harsh s. | kırıcı | ||
Genel | harsh s. | huysuzca | ||
Genel | harsh s. | merhametsiz | ||
Genel | harsh s. | cırtlak | ||
Genel | harsh s. | kulakları tırmalayan | ||
Genel | harsh s. | dağlı | ||
Genel | harsh s. | huysuz | ||
Genel | harsh s. | kaba | ||
Genel | harsh s. | ters | ||
Genel | harsh s. | (renk) cırtlak | ||
Genel | harsh s. | parlak | ||
Genel | harsh s. | cırlak | ||
Genel | harsh s. | (söz) acı | ||
Genel | harsh s. | (ses) kulağı tırmalayan | ||
Genel | harsh s. | kubat | ||
Genel | harsh s. | göze hoş gözükmeyen | ||
Genel | harsh s. | onaylamayan | ||
Genel | harsh s. | beğenmeyen | ||
Genel | harsh s. | duyulara hitap etmeyen | ||
Genel | harsh s. | büyük partiküllü | ||
Genel | harsh s. | yüzeyi pürüzsüz olmayan | ||
Genel | harsh s. | keskin kokulu | ||
Genel | harsh s. | keskin tatlı | ||
Genel | harsh s. | soğuk ve ciddi | ||
Genel | harsh s. | büyük partiküller nedeniyle işlemesi zor | ||
Genel | harsh s. | konforsuz | ||
Genel | harsh s. | yavan | ||
Genel | harsh s. | kaba görünümlü | ||
Genel | harsh s. | sert görünümlü | ||
Genel | harsh s. | ürkütücü görünümlü | ||
Technical | ||||
Teknik | harsh i. | fazla zorlama | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | harsh i. | buruk lezzet | ||
Photography | ||||
Fotoğrafçılık | harsh s. | kontrastlı | ||
Slang | ||||
Argo | harsh f. | mutluluğunu yok etmek | ||
Argo | harsh f. | sevincini bitirmek | ||
Argo | harsh f. | olumsuz eleştiri yapmak |