| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Yaygın Kullanım | ||||
| Yaygın Kullanım | hazır bulunma | readiness i. | ||
| Genel | ||||
| Genel | hazır bulunma | availability i. | ||
|
I would like to thank the Minister for his availability but I am going to withdraw my speech, for two reasons. Sayın Bakana hazır bulunduğu için teşekkür etmek istiyorum ancak iki nedenden ötürü konuşmamı geri çekiyorum. More Sentences |
||||
| Genel | hazır bulunma | presence i. | ||
|
Personal presence of the person whose salary certificate is to be attested. Maaş belgesi tasdik edilecek kişinin şahsen hazır bulunması. More Sentences |
||||
| Genel | hazır bulunma | attending i. | ||
| Genel | hazır bulunma | attendance i. | ||
| Genel | hazır bulunma | preparedness i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Genel | ||
| Genel | gerektiğinde savaşa hazır bulunma | preparedness i. |
| Genel | vassalın kral veya lorduna borçlu olduğu (davette, sarayda) hazır bulunma yükümlülüğü | suit i. |
| Hukuk | ||
| Hukuk | mahkemede hazır bulunma kefaleti | safe pledge i. |
| Hukuk | duruşmaya kadar sanığı mahkemede hazır bulunma külfetinden kurtaran mahkeme kararı | binding over i. |
| Hukuk | mahkemede hazır bulunma | appearance before the court i. |
| Hukuk | mahkemede hazır bulunma kefaleti | safe-pledge i. |
| Askeri | ||
| Askeri | gaza karşı hazır bulunma | gas alert i. |
| Askeri | hazır bulunma tarihi | readiness date i. |