in back - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

in back

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"in back" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
in back expr. depoda
in back expr. arka tarafta
in back expr. görünmeyen kısımda
in back expr. stokta

"in back" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 267 sonuç

İngilizce Türkçe
General
stab in the back f. kalleşlik etmek
pay back in one's own coin f. misilleme yapmak
put one's back in it f. canını dişine takmak
stab somebody in the back f. kalleşlik etmek
be in the back of one's mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
be in the back f. arkada kalmak
go back in time f. geçmişe gitmek
go back in time f. zamanda geriye gitmek
stab someone in the back f. kalleşlik yapmak
draw back in horror f. korkuyla geri çekilmek
go in the back room f. arka odaya gitmek
call in for back up f. (polis) destek istemek
get back in line f. tekrar sıraya (kuyruğa) girmek/geçmek
give 5 dollars back in change f. para üstü olarak beş dolar vermek
give 5 dollars back in change f. beş dolar para üstü vermek
be due back in court f. (...'de/da) tekrar mahkemeye çıkmak
get back in time f. zamanında dönmek
in the back zf. arkadan
in back of zf. in arkasında
in back of zf. arkasında
back in the day zf. eskiden
bitd (back in the day) kısalt. eskiden
bitd (back in the day) kısalt. bir zamanlar
Phrasals
sneak someone in through the back door f. birini arka kapından gizlice eve sokmak
stand in back of someone f. (desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak
pour something back (in) f. (bir sıvıyı vb) (bir şeyin içine) tekrar/geri dökmek
back in f. geri geri sokmak
back in f. geri geri girmek
call something (back) in f. bir şeyi geri toplamak
call something (back) in f. bir şeyi piyasadan toplamak
call something (back) in f. bir şeyin iade edilmesini istemek
call something (back) in f. bir şeyi piyasadan çekmek
pour back in f. geri içine dökmek
pour back in f. tekrar içine dökmek
reach back into (some point in time) f. (tarihte bir zamana) dayanmak
reach back into (some point in time) f. (tarihte bir zamandan) gelmek
reach back into (some point in time) f. (tarihte bir zamana) gönderme yapmak
reach back into (some point in time) f. (tarihte bir zamandan) ilham almak
reach back into (some point in time) f. (önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak
reach back to (some point in time) f. (tarihte bir zamana) dayanmak
reach back to (some point in time) f. (tarihte bir zamandan) gelmek
reach back to (some point in time) f. (tarihte bir zamana) gönderme yapmak
reach back to (some point in time) f. (tarihte bir zamandan) ilham almak
reach back to (some point in time) f. (önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/konumlanmak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) arkasında durmak/olmak
stand (in) back of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) destekçisi olmak
Phrases
in back light (in back of the light) zf. arkadan vuran ışıkta
Colloquial
be in the back row f. arka sırada olmak
take someone in the back f. birisini arkaya götürmek
get back in the groove again f. tekrar havaya girmek
get back in the groove again f. yeniden havaya girmek
pop it back in f. (çıkan kol vb) tekrar yerine oturtmak
back in the day expr. bir zamanlar
back in the days expr. bir zamanlar
back in the old days expr. eskiden
back in the old days expr. o günlerde
back in the days expr. zamanında
back in the day expr. vaktinde
back in the day expr. zamanında
back in the days expr. vaktinde
Idioms
a knife in the back i. sırtından bıçaklama
a knife in the back i. hainlik yapma
a knife in the back i. ihanet etme
a knife in the back i. kalleşlik etme
a knife in the back i. arkadan vurma
the boys in the back room i. arka plandaki kişiler
a crick in one's back i. bel tutulması
pat in the back i. övgü
the boys in the back room i. perde arkasındaki kişileri
the boys in the back room i. perde arkasındaki kişiler
the boys in the back room i. perde arkasındaki adamlar
a knife in the back i. ihanet
a knife in the back i. kalleşlik
a stab in the back i. kalleşlik
a stab in the back i. sırtından vurma/bıçaklama
a stab in the back i. arkadan vurma/bıçaklama
a stab in the back i. hainlik
a stab in the back i. ihanet
a stab in the back i. hıyanet
crick in one's back i. bel tutulması
crick in one's back i. sırt tutulması
crick in one's back i. sırtında/belinde tutulma
crick in back i. bel tutulması
crick in back i. sırt tutulması
eyes in the back of (one's) head i. arkasındaki göz
eyes in the back of (one's) head i. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of (one's) head i. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of (one's) head i. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
eyes in the back of your head i. arkandaki göz
eyes in the back of your head i. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of your head i. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of your head i. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
be back in business f. tekrar işe/çalışmaya/işlemeye başlamak
be back in business f. yeniden sahalara dönmek
be back in business f. tekrar/yine çalışır/işler durumda olmak
keep something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
have something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
put something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesine yazmak
keep something in the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
have something in the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
put something in the back of someone's mind f. aklının köşesine yerleştirmek
have eyes in the back of one's head f. arkada gözü olmak
stab a knife in someone's back f. arkadan vurmak
stab in the back f. arkadan vurmak
have eyes in the back of one's head f. arkasında gözleri olmak
stab someone in the back f. birine ihanet etmek
put something in the back of one's mind f. bir şeyi aklının bir köşesine yazmak
stab someone in the back f. birini sırtından bıçaklamak
throw something back in somebody's face f. elinin tersiyle itmek
back in the game f. görevine dönmek
be back in the saddle f. göreve tekrar başlamak/dönmek
stab in the back f. hainlik etmek
be back in the saddle f. işe yeniden koyulmak
have eyes in the back of one's head f. kafasının arkasında gözleri olmak
stab in the back f. kalleşlik etmek
pay someone back in one’s own coin f. kendi silahıyla vurmak
pat in the back f. övmek
pay back in his own coin f. kendi silahıyla vurmak
pay someone back in one’s own coin f. misilleme yapmak
back in the game f. oyuna dönmek
pay one back in his own coin f. öcünü almak
pat in the back f. sırtını sıvazlamak
stab in the back f. sırtından bıçaklamak
stab in the back f. şaşırtmak
stab in the back f. sırtından vurmak
put the genie back in the bottle f. sorunun üstesinden gelmek
put the spring back in one's step f. toparlanmak
back in the game f. tekrar faaliyete geçmek
stab in the back f. yaralamak
throw something back in somebody's face f. (tavsiyeyi/öneriyi vb) reddetmek
stab in the back f. üzmek
put the spring back in one's step f. yeniden iyi hissetmek
throw something back in somebody's face f. (tavsiyeyi/öneriyi vb) geri çevirmek
back in harness f. (tatilden vs. sonra) işine dönmek
pay (one) back in kind f. yaptığı kötülüğün karşılığını (birine) aynı biçimde ödetmek
pay (one) back in kind f. (biriyle) ödeşmek
pay (one) back in kind f. (birine) misillemede bulunmak
pay (one) back in kind f. (birine) kısasa kısas yapmak
pay (one) back in kind f. kana kan/göze göz/dişe diş istemek
put it in their back yard f. (zehirli maddeleri vs.) kendi bahçelerine koysunlar
put it in their back yard f. (maden ocaklarını vs.) kendi yaşadıkları yere yapsınlar
put it in their back yard f. (o fabrikayı vs.) kendi bahçelerine kursunlar
be back in business f. tekrar çalışmaya hazır olmak
be back in business f. tekrar koşmaya/yüzmeye vb. başlamak
back in circulation f. tekrar sahalarda
back in circulation f. sahalara dönmüş
back in circulation f. sosyal hayata geri dönmüş
back in circulation f. (ilişkiden çıkmış) boşta
back in circulation f. tekrar ilişkiye açık
back in the saddle f. göreve/işe geri dönmüş
back in the saddle f. tekrar işe koyulmuş/başlamış
back in the saddle f. tekrar kaldığı yerden devam eden
back in the saddle f. yeniden başlamış
back in circulation f. tekrar sahalarda
back in circulation f. sahalara dönmüş
back in circulation f. sosyal hayata geri dönmüş
back in circulation f. tekrar sosyalleşmeye başlamış
back in circulation f. (ilişkiden çıkmış) boşta
back in circulation f. tekrar ilişkiye açık
be back in harness [uk] f. işine dönmek
be back in harness [uk] f. tekrar işe başlamak/dönmek
get in through the back door f. yolsuz şekilde yapmak
get in through the back door f. doğru yoldan yapmamak
get in through the back door f. dolaylı yoldan yürütmek
get in through the back door f. el altından yapmak/yürütmek
have eyes in the back of head f. arkada gözü olmak
have eyes in the back of head f. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of head f. kafasının arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head f. arkada gözü olmak
have eyes in the back of your head f. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head f. kafasının arkasında gözleri olmak
jump back in time f. zamanda geriye gitmek/atlamak
jump back in time f. eski bir tarihe dönmek
jump back in time f. geçmişe dönmek
pay someone back in their own coin [old-fashioned] f. birini kendi silahıyla vurmak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] f. birine misilleme yapmak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] f. birinden intikam almak
pay someone back in their own coin [old-fashioned] f. birine aynı şekilde karşılık vermek
put the roses back in (one's) cheeks [uk] f. (birinin) yanaklarına renk getirmek
put the roses back in (one's) cheeks [uk] f. (birinin) sağlığını yerine getirmek
put the roses back in (one's) cheeks [uk] f. (birinin) enerjisini yerine getirmek
throw (something) back in (one's) face f. elinin tersiyle itmek
throw (something) back in (one's) face f. (tavsiyeyi/öneriyi) geri çevirmek
throw (something) back in (one's) face f. (tavsiyeyi/öneriyi) reddetmek
back in (one's) box s. köşesine çekilmiş
back in (one's) box s. sinmiş
back in (one's) box s. susmuş
back in (one's) box s. ağzını kapamış
back in (one's) box s. göze batmayan
back in (one's) box s. dikkat çekmeyen
back in your box s. köşesine çekilmiş
back in your box s. sinmiş
back in your box s. susmuş
back in your box s. ağzını kapamış
back in your box s. göze batmayan
back in your box s. dikkat çekmeyen
back in (one's) box s. sesi kesilmiş durumda
back in (one's) box s. sesi soluğu çıkmaz durumda
stabbed in the back s. sırtından vurulmuş
stabbed in the back s. sırtından bıçaklanmış
stabbed in the back s. ihanete uğramış
stabbed in the back s. kalleşlik yapılmış
in the back of your mind expr. aklının bir köşesinde
in the back of your mind expr. aklının bir köşesine
in the back of your mind expr. aklının bir yerinde
in the back of your mind expr. aklının bir yerine
in the back of beyond expr. cehennemin dibinde
in the back of beyond expr. ıssız ve ulaşılması güç bir yerde
in the back of beyond expr. kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde
in the back of beyond expr. ulaşılması güç bir yerde
at/in the back of beyond expr. ücra bir yerde
in the back of beyond expr. ücra bir köşede
(in) back of (something) expr. (bir şeyin) arkasında
(in) back of (something) expr. (bir şeyin) gerisinde
back in the knife drawer, miss sharp expr. lafına dikkat et
back in the knife drawer, miss sharp expr. ağzından çıkanı kulağın duysun
put it in their back yard expr. kendi bahçelerine koysunlar
put it in their back yard! expr. kendi bahçelerine koysunlar!
at/in the back of your mind expr. aklının bir köşesinde
at/in the back of your mind expr. aklının bir kenarında
at/in the back of your mind expr. aklının bir yerinde
not in my back yard expr. benden uzak olsun da
not in my back yard expr. benim arka bahçemde değil
in (one's) (own) back yard expr. (birinin kendi) çevresinde/yakınında
in the back expr. arkada
in the back expr. arkasında
in the back expr. depoda
in the back expr. arka tarafta
in the back expr. görünmeyen kısımda
in the back expr. stokta
in the back of (one's) mind expr. (birinin) aklının bir köşesinde
in the back of mind expr. aklının bir köşesinde
nImby (not in my back yard) expr. benden uzak olsuncu
pitby (put it in their back yard) expr. (zehirli maddeleri) kendi bahçelerine koysunlar
pitby (put it in their back yard) expr. (maden ocaklarını, nükleer santralleri) kendi yaşadıkları yere yapsınlar
Speaking
never look back in regret expr. asla geçmişe pişmanlıkla/pişmanlık içinde bakma
never look back in regret expr. asla yaptıklarından pişmanlık duyma/pişman olma
don’t throw it back in my face later expr. bunu daha sonra yüzüme vurma
you put us in danger back there expr. bizi orada tehlikeye soktun
I'll be back in five or six days expr. beş altı gün içinde döneceğim
let's go back in time expr. hadi geçmişe dönelim
never look back in regret expr. geçmişinden asla pişmanlık duyma
I'll be back in 30 minutes tops expr. en fazla yarım saate dönerim
they are interested in some of the works we were doing back then expr. eskiden yaptığımız bazı işlerle ilgileniyorlar
don't go back in there expr. oraya geri dönme
back in change expr. para üstü (olarak)
I am back in town expr. şehire döndüm
you should have seen me back in the day expr. sen beni eskiden görecektin
he will be back in a week expr. 1 hafta içinde dönecek
he will be back in a week expr. 1 haftaya dönecek
if I could go back in time expr. zamanda geriye gidebilseydim
Chat Usage
bbiab (be back in a bit) expr. birazdan dönerim
bbiab (be back in a bit) expr. az sonra döneceğim
bbiab (be back in a bit) expr. birazdan geri geleceğim
bbiab (be back in a bit) expr. bir dakika
bbiab (be back in a bit) expr. bir saniye
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birazdan dönerim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. az sonra döneceğim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birazdan geri geleceğim
bbiaf (be back in a few minutes) expr. birkaç dakikaya dönerim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birazdan dönerim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. az sonra döneceğim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birazdan geri geleceğim
bbiafm (be back in a few minutes) expr. birkaç dakikaya dönerim
Computer
paste in back expr. arkaya yapıştır
Football
stole in unmarked at the back post f. arka direkte kendisini unutturmak