|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
düşüncesi bile kötü olan şey |
the unthinkable i.
|
|
2 |
Genel |
zamanlaması kötü olan vuruş |
misstrike i.
|
|
3 |
Genel |
asıl kötü olan kısım |
dickens i.
|
|
4 |
Genel |
alay edercesine kötü olan taklit |
parody i.
|
|
5 |
Genel |
aynı zamanda iyi ve kötü olan |
dulcamara s.
|
|
6 |
Genel |
kötü etkisi olan |
damaging s.
|
|
7 |
Genel |
tadı kötü olan |
rammish s.
|
|
8 |
Genel |
kötü durumda olan |
untrim s.
|
|
9 |
Genel |
kötü ve sefil bir görünüşü olan |
mangey s.
|
|
10 |
Genel |
sağlığı kötü olan |
middling [dialect] s.
|
|
11 |
Genel |
sağlığı daha da kötü olan |
worse s.
|
|
12 |
Genel |
en kötü ihtimal olan |
worst-case s.
|
|
13 |
Genel |
daha kötü durumda olan |
low s.
|
|
14 |
Genel |
kötü durumda olan (yarış pisti) |
off s.
|
|
15 |
Genel |
konumu kötü olan (köprü) |
offside s.
|
|
16 |
Genel |
tadı kötü olan |
impalatable s.
|
|
17 |
Genel |
kötü durumda olan |
disreputable s.
|
|
18 |
Genel |
kötü durumda olan |
scaly s.
|
|
|
19 |
Genel |
kötü durumda olan |
scaley s.
|
|
20 |
Genel |
kötü bir şey hakkında bilgisiz olan |
blissfully ignorant s.
|
|
21 |
Genel |
sağlığı kötü olan |
sober s.
|
|
22 |
Genel |
sağlık durumu kötü olan |
streaked s.
|
|
23 |
Genel |
kötü olan şey |
naught [obsolete] zm.
|
|
24 |
Genel |
iyi veya kötü olan bir şeyi yaşaması kesin |
in for expr.
|
|
Proverb |
|
25 |
Atasözü |
kötü dost açıkça düşman olan birinden daha kötüdür |
a false friend is worse than an open enemy
|
|
Colloquial |
|
26 |
Konuşma Dili |
kötü durumda olan kimse |
mess i.
|
|
Idioms |
|
27 |
Deyim |
kötü namı olan yer |
a black spot i.
|
|
28 |
Deyim |
kötü olan özelliği örten iyi özellik |
redeeming feature i.
|
|
29 |
Deyim |
kötü olan özelliği örten iyi özellik |
a redeeming feature i.
|
|
30 |
Deyim |
stadyum ya da tiyatroların ucuz ama çok kötü bir görüş açısı olan oturma bölümleri |
the nosebleeds i.
|
|
31 |
Deyim |
başlangıçta kötü sonrasında iyi olan şey |
blessing in disguise i.
|
|
32 |
Deyim |
hep iyi olan, asla kötü olamayan, mükemmel davrandığını sanan kişi |
goody two shoes person i.
|
|
33 |
Deyim |
her an kötü bir şey yapacakmış gibi olan kişi |
fox in the henhouse i.
|
|
34 |
Deyim |
dışarıdan iyi görünüp iç yüzü kötü olan bir şey/biri |
devil in disguise i.
|
|
35 |
Deyim |
her halükarda kötü bitecek olan açmaz |
the lady or the tiger i.
|
|
36 |
Deyim |
genel olarak kötü fakat bazı iyi tarafları da olan durum |
horse and rabbit stew i.
|
|
37 |
Deyim |
hem iyi hem kötü tarafı olan durum |
a double-edged sword i.
|
|
38 |
Deyim |
hem iyi hem kötü tarafı olan durum |
a double-edged weapon i.
|
|
|
39 |
Deyim |
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz sonuçları olan bir durum |
a mixed blessing i.
|
|
40 |
Deyim |
hem iyi hem kötü yanları olan bir resim |
a mixed picture i.
|
|
41 |
Deyim |
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz yanları olan bir durumun tanımı |
a mixed picture i.
|
|
42 |
Deyim |
kötü gününde yanında/destek olan kimse |
a pillar of strength i.
|
|
43 |
Deyim |
kötü gününde yanında/destek olan kimse |
a tower of strength i.
|
|
44 |
Deyim |
doğası kötü olan kimse |
a rotten egg i.
|
|
45 |
Deyim |
kötü gününde yanında/destek olan kimse |
a tower of strength i.
|
|
46 |
Deyim |
kötü gününde yanında/destek olan kimse |
a pillar of strength i.
|
|
47 |
Deyim |
hem iyi hem kötü sonuçları olan şey |
mixed bag i.
|
|
48 |
Deyim |
hem iyi hem kötü özellikleri olan şey |
mixed bag i.
|
|
49 |
Deyim |
kötü çağrışımı olan kelime |
four-letter word i.
|
|
50 |
Deyim |
her an kötü bir şey yapacakmış gibi olan kişi |
a fox in the henhouse i.
|
|
51 |
Deyim |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in the wound i.
|
|
52 |
Deyim |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in the wounds i.
|
|
53 |
Deyim |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in one's wound i.
|
|
54 |
Deyim |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in one's wounds i.
|
|
55 |
Deyim |
hem iyi hem kötü yönleri olan şey |
curate's egg i.
|
|
56 |
Deyim |
durumu diğerlerine göre daha kötü olan |
at the bottom of the heap expr.
|
|
57 |
Deyim |
durumu diğerlerine göre daha kötü olan |
at the bottom of the pile expr.
|
|
58 |
Deyim |
hayırlı bir şeye vesile olan kötü şans/şanssızlık |
blessing in disguise expr.
|
|
59 |
Deyim |
hayırlı bir şeye vesile olan kötü şans/şanssızlık |
a blessing in disguise expr.
|
|
60 |
Deyim |
kötü olan her şey |
devil and all expr.
|
|
Speaking |
|
61 |
Konuşma |
(zaten kötü olan bu durum) daha da kötüleşiyor/daha da kötü oldu |
this is going from bad to worse expr.
|
|
Insurance |
|
62 |
Sigortacılık |
ekonomik durumu kötü olan mahallelerde ev kredisi fonu veya sigortayı durdurmak |
redline f.
|
|
Computer |
|
63 |
Bilgisayar |
casus yazılım önlemek için gibi görünüp aslında kötü amaçlı olan aldatıcı yazılım |
rogue i.
|
|
Furniture |
|
64 |
Mobilya |
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev |
weather house i.
|
|
Automotive |
|
65 |
Otomotiv |
dış görünüşü kötü ancak performansı mükemmel olan araç |
sleeper i.
|
|
66 |
Otomotiv |
dış görünüşü kötü ancak performansı mükemmel olan araç |
q-car i.
|
|
Railway |
|
67 |
Demiryolu |
kötü durumda olan hat |
track in bad condition i.
|
|
Medical |
|
68 |
Medikal |
ağız hijyeni kötü olan hastalar |
patients with poor oral hygiene i.
|
|
69 |
Medikal |
nutrisyonel durumu kötü olan çocuklar |
children with poor nutritional status i.
|
|
Biochemistry |
|
70 |
Biyokimya |
çürümekte olan organik maddeden yükselen kötü kokulu buhar |
miasma i.
|
|
Marine Biology |
|
71 |
Deniz Biyolojisi |
yumurtadan yeni çıkmış ve genelde kötü durumda olan somon balığı |
kelt i.
|
|
Zoology |
|
72 |
Zooloji |
güney afrika'ya özgü siyah üzerine beyaz çizgileri olan ve rahatsız edildiğinde kötü bir koku salgılayan iki gelincik türüne verilen ad |
muishond i.
|
|
Botanic |
|
73 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
fanweed (thlaspi arvense) i.
|
|
74 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
field pennycress i.
|
|
75 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
french weed i.
|
|
76 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
mithridate mustard i.
|
|
77 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
penny grass i.
|
|
78 |
Botanik |
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu |
stinkweed i.
|
|
|
79 |
Botanik |
gündüzsefasının tacına benzer spatası olan kötü kokulu bir tropikal bitki |
titan arum (amorphophallus titanum) i.
|
|
80 |
Botanik |
gündüzsefasının tacına benzer spatası olan kötü kokulu bir tropikal bitki |
krubi i.
|
|
81 |
Botanik |
kötü kokulu, genellikle mor renkte çiçekleri olan güney avrupa'ya özgü soğanlı bir bitki |
toad lily (fritillaria pyrenaica) i.
|
|
82 |
Botanik |
kötü kokulu yaprakları olan ve zeytinimsi yemişe benzeyen büyük meyvesi olan bir ağaç cinsi |
torreya i.
|
|
83 |
Botanik |
kötü kokulu yaprakları olan ve zeytinimsi yemişe benzeyen büyük meyvesi olan bir ağaç cinsi |
stinking cedar i.
|
|
84 |
Botanik |
kötü kokan çiçekleri olan avustralya akasyası |
gidgee i.
|
|
85 |
Botanik |
kötü kokan çiçekleri olan avustralya akasyası |
acacia cambegei i.
|
|
86 |
Botanik |
ortası sarı beyaz çiçekleri olan kötü kokulu bir ot |
stinking chamomile (anthemis cotula) i.
|
|
87 |
Botanik |
ortası sarı beyaz çiçekleri olan kötü kokulu bir ot |
dog fennel i.
|
|
88 |
Botanik |
ortası sarı beyaz çiçekleri olan kötü kokulu bir ot |
stinking mayweed i.
|
|
89 |
Botanik |
ortası sarı beyaz çiçekleri olan kötü kokulu bir ot |
mayweed i.
|
|
90 |
Botanik |
kötü kokusu ve çiçek tomurcukları olan tropikal bitkileri içeren bir cins |
zygophyllum i.
|
|
91 |
Botanik |
kötü kokusu ve çiçek tomurcukları olan tropikal bitkileri içeren bir cins |
genus zygophyllum i.
|
|
92 |
Botanik |
kötü kokulu pembe-mor renkli çiçekleri olan kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir bitki |
beechdrops (trillium erectum) i.
|
|
93 |
Botanik |
kötü kokulu pembe-mor renkli çiçekleri olan kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir bitki |
squawroot (trillium erectum) i.
|
|
94 |
Botanik |
kötü kokulu pembe-mor renkli çiçekleri olan kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir bitki |
purple trillium (trillium erectum) i.
|
|
95 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
mad apple (datura stramonium) i.
|
|
96 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimsonweed (datura stramonium) i.
|
|
97 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jamestown weed (datura stramonium) i.
|
|
98 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimson (datura stramonium) i.
|
|
99 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimpsonweed (datura stramonium) i.
|
|
100 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimpson (datura stramonium) i.
|
|
101 |
Botanik |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
apple of peru (datura stramonium) i.
|
|
102 |
Botanik |
ortası sarı beyaz çiçekleri olan kötü kokulu bir ot |
mathes i.
|
|
103 |
Botanik |
avrasya'ya özgü, tırmanıcı yeşil kök sapları olan kötü kokulu çok yıllık bir ot |
dead nettle i.
|
|
104 |
Botanik |
avrasya'ya özgü, tırmanıcı yeşil kök sapları olan kötü kokulu çok yıllık bir ot |
hedge nettle i.
|
|
105 |
Botanik |
avrasya'ya özgü, tırmanıcı yeşil kök sapları olan kötü kokulu çok yıllık bir ot |
stachys sylvatica i.
|
|
106 |
Botanik |
eski dünya'ya özgü yapışkan tüylü yaprakları ve sarı-kahverengi çiçekleri olan zehirli ve kötü kokulu bir ot |
black henbane i.
|
|
107 |
Botanik |
eski dünya'ya özgü yapışkan tüylü yaprakları ve sarı-kahverengi çiçekleri olan zehirli ve kötü kokulu bir ot |
hyoscyamus niger i.
|
|
108 |
Botanik |
eski dünya'ya özgü yapışkan tüylü yaprakları ve sarı-kahverengi çiçekleri olan zehirli ve kötü kokulu bir ot |
stinking nightshade i.
|
|
109 |
Botanik |
kuzey hindistan'a özgü elips şekilli yaprakları, açık lila veya beyaz renkli bir kötü kokulu çiçekleri olan bir çalı |
himalayan lilac (syringa emodi) i.
|
|
110 |
Botanik |
güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen |
roast beef plant i.
|
|
111 |
Botanik |
güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen |
gladdon iris i.
|
|
112 |
Botanik |
güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen |
iris foetidissima i.
|
|
113 |
Botanik |
güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen |
stinking gladwyn i.
|
|
114 |
Botanik |
güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen |
stinking iris i.
|
|
115 |
Botanik |
sibirya ve doğu asya'da yetişen, kötü kokulu yeşil-beyaz çiçekleri olan bir bitki |
fetid bugbane i.
|
|
116 |
Botanik |
sibirya ve doğu asya'da yetişen, kötü kokulu yeşil-beyaz çiçekleri olan bir bitki |
foetid bugbane i.
|
|
117 |
Botanik |
sibirya ve doğu asya'da yetişen, kötü kokulu yeşil-beyaz çiçekleri olan bir bitki |
cimicifuga foetida i.
|
|
118 |
Botanik |
kabuğu zehirli olan kötü kokulu bir ağaç |
cabbage bark i.
|
|
119 |
Botanik |
kötü kokusu ve tahriş edici özelliği olan parmaksı yapraklı bir karacaotu |
helleborus foetidus i.
|
|
120 |
Botanik |
kötü kokusu ve tahriş edici özelliği olan parmaksı yapraklı bir karacaotu |
bear's foot i.
|
|
121 |
Botanik |
kötü kokusu ve tahriş edici özelliği olan parmaksı yapraklı bir karacaotu |
setterwort i.
|
|
122 |
Botanik |
kötü kokusu ve tahriş edici özelliği olan parmaksı yapraklı bir karacaotu |
stinking hellebore i.
|
|
123 |
Botanik |
kötü kokusu ve tahriş edici özelliği olan parmaksı yapraklı bir karacaotu |
bear's-foot i.
|
|
124 |
Botanik |
çan şeklinde çiçekleri olan kötü kokulu bir kaliforniya bitkisi |
fritillaria agrestis i.
|
|
125 |
Botanik |
çan şeklinde çiçekleri olan kötü kokulu bir kaliforniya bitkisi |
stink bell i.
|
|
Breeding |
|
126 |
Hayvancılık |
uyumsuz ebeveynlerden doğması nedeniyle fiziksel özellikleri kötü olan |
ill-bred s.
|
|
Religious |
|
127 |
Dini |
kraliçe anne tarafından anglikan kilisesi'ndeki maddi durumu kötü olan ruhbanlar için oluşturulmuş yardım fonu |
queen anne's bounty i.
|
|
Mythology |
|
128 |
Mitoloji |
ölüm veya felaket habercisi olan kötü ruh |
bodach [irish] i.
|
|
Ornithology |
|
129 |
Kuşbilim |
kötü durumda olan (şahin) |
seamed s.
|
|
Slang |
|
130 |
Argo |
kötü durumda olan araba |
ghetto sled i.
|
|
British Slang |
|
131 |
İngiliz Argosu |
sosyal standartları düşük olan genelde çalışan kesimden olup fazla zeki olmayan ve kötü giyinen kızları nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir söz |
sharon and tracy i.
|
|
Modern Slang |
|
132 |
Modern Argo |
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş |
all-weather friend i.
|
|
133 |
Modern Argo |
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş |
always friend i.
|
|