kabahat - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kabahat



"kabahat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kabahat blame i.
kabahat fault i.
General
kabahat misdemeanor i.
kabahat fauxpas i.
kabahat misdeed i.
kabahat peccadillo i.
kabahat rap i.
kabahat demerit i.
kabahat guilt i.
kabahat wite i.
kabahat fault i.
kabahat crime i.
kabahat culpability i.
kabahat wrongdoing i.
kabahat misconduct i.
kabahat delinquency i.
kabahat misdemeanour i.
kabahat error i.
kabahat unskill [obsolete] i.
kabahat mistreading [obsolete] i.
kabahat gult i.
kabahat offence i.
kabahat onus i.
kabahat immerit [obsolete] i.
kabahat disorder i.
kabahat plight [dialect] i.
Law
kabahat misdemeanour i.
kabahat misdemeanor i.
kabahat criminalness i.
kabahat blame i.
kabahat criminality i.
kabahat delinquency i.
kabahat criminal misdemeanor i.
kabahat criminalism i.
kabahat guilt i.
Archaic
kabahat miscarriage i.

"kabahat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kabahat yükleme arraignment i.
yeniden (suç, kabahat vb.) işleme recommitment i.
kabahat bulma reflect [obsolete] i.
kabahat işleme disorder i.
kabahat delili goods i.
kabahat delili goods i.
kabahat etmek commit a fault f.
önemsizmiş gibi göstermek (kabahat, hakaret vb'ni) palliate f.
kabahat işlemek do something wrong f.
kabahat bulmak find fault with f.
kabahat yapmak offend f.
kabahat bulmak accuse f.
yeniden (suç, kabahat vb.) işlemek recommit f.
(kabahat) yüklenen imputative s.
Colloquial
(biri) hakkında bir suç, kabahat işlediğine dair kanıt olmak have (something) on (one) f.
(birine/bir şeye) kabahat bulmak find fault (with someone or something) f.
(birine/bir şeye) kabahat bulmak find fault (with somebody/something) f.
durduğun kabahat! don't let the door hit you where the good lord split you! expr.
durduğun kabahat! don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr.
Idioms
kendindekini görmeyip başkasına söylenen kusur/kabahat a beam in your eye i.
birçok kabahat a multitude of sins i.
sürekli kabahat bulmak be on at f.
biri hakkında bir suç/kabahat işlediğine dair kanıt olmak have on one f.
(kabahat sebebiyle) yetkililer önünde on the carpet s.
Law
memurun makamında işlediği kabahat gerekçesiyle verilen ceza amercement royal i.
kabahat yükleme arraignment i.
kabahat işleyen kimse misdemeanant i.
matbaacılık sanatının icrasına ve matbu evrakı neşir ve tevziine ve ilanlar talikine müteallik kabahat misdemeanor regarding the practice of the printing profession and the publication and distribution of printed documents and the posting of public notices i.
resen takibi gerekmeyip cezaya tabi olan kabahat offence i.
kabahat işleyen maleficent s.
kabahat ve suç işlemeye meyilli olan maleficent s.
kabahat veya suçun doğasına sahip maleficent s.
Military
askeri kabahat military misdemeanor i.
Slang
durduğun kabahat! don't let the door hit your ass on the way out expr.