kendi için - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kendi için



"kendi için" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kendi için for its own sake zf.
Idioms
kendi için on your own account expr.

"kendi için" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 149 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kendi çıkarı için kullanmak exploit f.
General
kendi çıkarları için kullanma manipulation i.
kendi çıkarları için ustaca manipülasyon yapan kimse gamesman i.
kendi hayatını kurtarmak için kutsal yazıtları veya kiliseye ait malları düşmana teslim eden kimse traditor i.
kişinin kendi çıkarları doğrultusunda bir şeyi elde etmek için gösterdiği sahte sevgi cupboard love i.
budiznm inanışına göre diğerlerine yardım etmek için kendi aydınlanmasını erteleyen kişi bodhisatta i.
budiznm inanışına göre diğerlerine yardım etmek için kendi aydınlanmasını erteleyen kişi bodhisattva i.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu erotic asphyxiation i.
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür hem i.
kendi çıkarları için başkalarını kasıtlı olarak aldatan kimse humbuggery i.
transa geçebilmek için kendi göbek deliğine gözlerini dikme omphalopsychism i.
transa geçebilmek için kendi göbek deliğine bakan kimse omphalopsychite i.
başkası için kendi adına arazi alma dummyism [australia] i.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme outmigration i.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme out-migration i.
kişinin kendi çıkarı için sömürebileceği hassas ve kritik mesele pressure point i.
birşeyi kendi yararı için kullanmak capitalize f.
kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek play both ends against the middle f.
kullanmak (kendi çıkarı için) exploit f.
kendi görüşlerinin doğruluğunu ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak play the devil's advocate f.
kendi çıkarları için kullanmak manipulate f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu breath control play f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu asphyxiophilia f.
kendi için saklamak reserve for oneself f.
birşeyi kendi yararı için kullanmak capitalise f.
kendi veya bir başkası için talepte bulunmak vindicate f.
(bir şeyin) kontrolünü izinsiz ele geçirip kendi amaçları için kullanmak hijack f.
başkası için kendi adına arazi almak dummy [australia] f.
(ev) kendi oturmak için yapmak self-build f.
kendi çıkarları için başkalarını kullanan manipulative s.
kendi çıkarı için kullanılmamış unexploited s.
kendi için çalışan free-lance s.
kendi iyiliğiniz için for your own good zf.
kendi iyiliği için for its own sake zf.
kendi zevki için for one’s own pleasure zf.
kendi zevki için to one's delight zf.
kendi zevki için for his own pleasure zf.
Phrasals
satış fiyatını artırmak için kendi mülküne fazladan fiyat teklifi sunmak bid in f.
(biriyle) kendi çıkarı için yakınlık/arkadaşlık kurmak buddy up to (someone) f.
(kendi/biri) için hak iddia etmek claim (something) for (oneself or something) f.
(birini) kendi çıkarı için kullanmak walk over (someone) f.
Proverb
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder heaven helps those who help themselves i.
kendi işi için gayret edene allah da yardım eder god helps those who help themselves
el için kuyu kazan evvela kendi düşer hate begets hate
el için kuyu kazan evvela kendi düşer hate breeds hate
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder the lord helps those who help themselves
Colloquial
hamileyken hem kendi hem karnındaki bebeği için yemek eat for two i.
kendi çıkarı için siyasi kaynaklı rantlarla ilgilenen kimse politician i.
(biri veya kendi) için kötü olmak do (oneself) no favors f.
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendi) canını çıkarmak kill (oneself) (doing something) f.
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi) canını çıkarmak kill yourself doing something f.
kendi çıkarı için kullanmak work f.
(birinin kendi) iyiliği için for (one's) (own) good expr.
kendi için konuşacak olursa speaking for oneself expr.
Idioms
insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış an ego trip i.
kendi iç ilişkileri bozulduğu için karşıt gruptan daha fazla zarar gören müttefikler circular firing squad i.
istekle/istediği için/kendi isteğiyle yapılan iş a labour of love i.
insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış ego trip i.
(politikacı için) bir meseleyi veya fikri kendi çıkarı için kullanmak play the card f.
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak can't call one's soul one's own f.
(başkaları için) kendi hayatını vermek lay down one's life f.
(başkaları için) kendi hayatını feda etmek lay down one's life f.
(başkaları için) kendi hayatını feda etmek give one's life f.
(başkaları için) kendi hayatını vermek give one's life f.
kendi çıkarları için birini satmak sell (one) down the river f.
kendi çıkarı için başkasını ateşe atmak feed (someone) to the wolves f.
kendi çıkarı için başkasını satmak feed (someone) to the wolves f.
kendi çıkarları için birini satmak sell someone down the river f.
(birine/bir şeye) kendi başına hareket etmesi için özgürlük tanımamak have a tight rein on (someone or something) f.
(biriyle kendi çıkarı için) tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned] f.
biriyle kendi çıkarı için tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak scrape up an acquaintance f.
(kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek stoop so low (as to do something) f.
kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek play both sides against the middle f.
kendi çıkarı için iki zıt grubu birbirine düşürmek play both sides against the middle f.
kendi çıkarı için iki tarafı birbirine düşürmek play each end against the other f.
biriyle kendi çıkarı için tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak scrape (up) an acquaintance with somebody f.
kendi görüşlerinin doğruluğunu/gücünü ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak be (the) devil's advocate f.
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak can't call soul own f.
(biri/bir şey için) kendi kendini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] f.
kendi çıkarı için (birini) kurban etmek feed (one) to the lions f.
kendi çıkarı için (birini) yem etmek feed (one) to the lions f.
(biri/bir şey/kendi) için vakit bulmak get time for (someone, something, or oneself) f.
(birini) yaptığı şeyin sonuçlarını düşünmesi için kendi haline bırakmak let (one) stew f.
(birini) yaptığı şeyin sonuçlarını düşünmesi için kendi haline bırakmak let (one) stew in (one's) own juice f.
(birini) yaptığı şeyin sonuçlarını düşünmesi için kendi haline bırakmak let (one) stew in (one's) own juices f.
(biri/bir şey/kendi) için iyi etmemek not do (someone, something, or oneself) any favors f.
(biriyle kendi çıkarı için) tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak scrape acquaintance with (someone) [old-fashioned] f.
(birini/bir şeyi) kendi çıkarı/kazancı için kullanmak take advantage of (someone or something) f.
kendi hatasının cezasını çekmesi için tek başına bırakılmış left to stew in one's own juice s.
Speaking
bu senin kendi iyiliğin için it's for your own good expr.
kendi güvenlikleri için for their own safety expr.
Trade/Economic
bir firmanın kendi bünyesinde free-lance olarak çalıştırdığı çalışanları için ofis bulundurması hoteling i.
işletmenin kendi kullanımı için üretilen ve aktifleştirilen varlıklar work performed by the undertaking for its own purposes and capitalized i.
işletmenin kendi hisse senetleri için ayrılan yedekler reserve for own shares i.
kendi kullanımı için lisansını alma in-licensing i.
kendi için sınıf class for itself i.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması structured finance i.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması asset securitization i.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması securitisation i.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması securitization i.
iş sahibinin kendi özel ihtiyaçları için şirketten çektiği para owner's draw i.
Law
(eski ingiliz hukukunda) tımar sahibinin kendi arazisini gübrelemek için kiracısının koyunlarını kullanma hakkı faldage i.
(eski ingiliz hukukunda) tımardaki bir kiracının koyun sürülerini kendi arazisini gübrelemek için kullanma ayrıcalığı karşılığında ödediği ücret veya kira faldfee [obsolete] [uk] i.
(tahıl öğütmek için) kendi üstüne ait değirmeni kullanmak sue f.
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin miranda s.
Media
kendi yayımı için süreli yayınları inceleyip düzenleyen editör exchange editor i.
(yayıncı kanalın) kendi adını söylemek için verdiği ara id i.
Technical
kaçış için kendi kendine yeterli kapalı devre solunum aparatı self-contained closed-circuit breathing apparatus for escape i.
uçağın kendi konumunu belirlemek için kullandığı, menzili sınırlı küçük verici marker i.
Computer
google sayfa değerinin yükselmesi için bir sitenin kendi sitesinin anasayfasında veya herhangi bir alt sayfasında başka bir siteye banner veya text link vermesi veya barındırması backlink i.
Architecture
genellikle bölmesiz geniş mekanlar için kullanılan ve yalnızca kendi ağırlığını taşıyan betonarme kubbeli veya kemer çatı shell i.
Math
fonksiyonun sonsuz seri oluşturmak için kendi değerlerine uygulanması recursion i.
Chemistry
suyun kendi buharlaşması ile donduğunu göstermek için kullanılan bir alet cryophorus i.
Biology
erkek ve dişi organları farklı zamanlarda olgunlaştığı için kendi kendine döllenememe dichogamy i.
erkek ve dişi organları farklı zamanlarda olgunlaştığı için kendi kendine döllenemeyen dichogamous s.
Botanic
bitkinin kendi kendine tozlaşmasını önlemek için çiçeğindeki erkek organlarını kesmek emasculate f.
Social Sciences
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu bubble i.
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu pod i.
Education
uzun ödevleri tamamlamak için kütüphane gibi kaynakları kullanarak öğrencileri kendi hızında öğrenmeye ve geliştirmeye teşvik etmek üzere tasarlanmış bir sistem dalton plan i.
Literature
kendi terminoloji tercihi olmadığını belirtmek için yazarın tırnak işareti kullanması scare quote i.
History
kendi bakanlarını ve imparatorluk bakanlarını kamu anlaşmalarına sokmaları için alman imparatorluğu eyaletlerine tanınan hak adlegation i.
bir vasalın derebeyine kendi karısı üzerindeki tasarruf hakkından feragat etmesi için yaptığı ödeme maritage i.
bir vasalın derebeyine kendi karısı üzerindeki tasarruf hakkından feragat etmesi için yaptığı ödeme maritagium i.
kiracının kendi evinin ve müştemilatın ısınma ihtiyacını karşılamak için yaşadığı bölgedeki odunlardan makul miktarda toplama hakkı firebote i.
kiracının kendi evini ve müştemilatı ısıtmak için kullandığı odun veya yakıt firebote i.
Religious
bir papazın kendi piskoposluk bölgesinden ayrılması için piskopos izni exeat i.
(budizm'de) diğerlerine yardım etmek için kendi aydınlanmasını erteleyen, genellikle merhamet tanrıçası olarak anılan kadın kuan yin i.
(budizm'de) diğerlerine yardım etmek için kendi aydınlanmasını erteleyen, genellikle merhamet tanrıçası olarak anılan kadın kwan yin i.
(budizm'de) diğerlerine yardım etmek için kendi aydınlanmasını erteleyen, genellikle merhamet tanrıçası olarak anılan kadın kwan-yin i.
Philosophy
karakterini geliştirmek için sezgi ve kendi kendini eğitmeye dayanan bir yaşam şekli biosophy i.
Hunting
namlu içerisine çekirdeği kendi ekseninde döndürerek stabilize etmek için açılan yivler ve bunlar arasında oluşan setler rifling i.
Sport
şehirlerarası spor müsabakalarında kendi ilini temsil için seçilen oyuncu (ragbi, futbol) representative [new zealand] i.
spor kulübü başkanının başarılı oyuncularla sözleşme imzalamak için kendi mal varlığını ortaya koyması financial doping i.
rakibin bıçağını saptırmak için kendi bıçağıyla sertçe vurma beat i.
Basketball
savunmada kendi adamını bırakıp ikili sıkıştırma için arkadaşına yardıma gitme sag i.
Card
herkesin kendi için oynadığı (kart oyunu) cutthroat s.
Art
pelikanın yavrularını kendi kanıyla beslemek için göğsünü gagaladığını gösteren dini temsil pelican in her piety i.
Music
bando takımındaki bir müzisyenin nota kitabını müzik aletine veya kendi koluna tutturmak için kullandığı lir şeklinde yaylı kelepçesi bulunan bir çubuk lyre i.
Printery
güncel olmayan posta pulunun orijinalinden farklı şekilde ve kendi işlevi dışında kullanımı için yeniden basılması reprint i.
Engineering
kendi kendini düzenleyen sistemlerin süreç kontrolü için incelenmesi autonomics i.
(motor veya jeneratör) indüktör sargısı üzerine makinenin kendi kendine çalışması için biri paralel diğeri seri bağlanmış dubleks sargı yerleştirmek compound f.
Slang
kendi menfaati için çevresindekilere duyarsız ve kaba davranan kimse dickish i.
kendi çıkarı için yağcılık yapma kiss-assing i.
kendi çıkarı için pohpohlama kiss-assing i.
başkalarıyla kendi çıkarları için ilişki kurmak/kendini pazarlamak konusunda başarılı kimse schmoozer i.
sadece kendi doyumu için ilişkiye girmek screw the arse off f.
(yatağı) girilemez hale getirmek için çarşafını ayak ucundan kendi üzerine katlamak french f.
Modern Slang
açlığını gidermek için kendi midesini yumruklama a boxers lunch i.
açılmamış olan ve kendi eşcinselliğinden korktuğu için diğer eşcinsellere sert şekilde saldıran eşcinsel kimse a steven crowder i.