İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | liver i. | karaciğer |
General | ||
Genel | liver i. | ciğer |
Genel | liver i. | karaciğer rengi |
Genel | liver i. | karaciğer hastalığı |
Genel | liver i. | tabiat |
Genel | liver i. | mizaç |
Genel | liver i. | ikamet eden |
Genel | liver i. | oturan |
Genel | liver i. | (bir yerde/bölgede) sakin |
Genel | liver i. | belirli bir biçimde yaşayan kişi |
Genel | liver f. | (boya, yapışkan) jelleşmek |
Genel | liver f. | (boya, yapışkan) kalınlaşıp lastik gibi olmak |
Genel | liver s. | karaciğer |
Genel | liver s. | karaciğer rengi |
Genel | liver s. | koyu kestane rengi |
Technical | ||
Teknik | liver i. | emaye dalgası |
Medical | ||
Medikal | liver i. | karaciğer |
Anatomy | ||
Anatomi | liver i. | karaciğer |